Okumak, güzel şeyler öğrenmek, hayatın diğer yüzünü görmek gibi, her gün yeni bir dünyayla yüzleşmek gibi, sahili olmayan denizde yol almak gibi, yapbozun parçalarını toplayıp kendi resmini oluşturmak gibi.
Okula başlamadan önce camiler sadece müminlerin toplanma yeri, ibadet ettikleri, bazen istişare ettikleri bir mekandı. Şimdi ise camilerin farklı bir yönünü öğrendim.
Hocamız Mesela Süleymaniye Camisini Mimar Sinan yapmış. Taşları mimari bir sanatla süslemiş üst üste koymuş bir bina inşa etmiş. Caminin içindeki hatları Hattat Ahmet Karahisari yapmış. Camide söylenen musiki eserlerini Itri bestelemiş. Hepsi bir araya gelince kemal olmuş. Yani tam olmuş.
Kültürümüzde bir Cami Musikisi tanımı vardır. Daha önce duymuş muydunuz. Ezan, kamet, mihrabiyeler vardır cami musikisinde. Birde Tekke Musikisi vardır. Muharramiye, miraciye, mevlit, naat, münacaatlar vardır tekke musikisinde.
Bunlar bize miras kalan hazine değil, gelecek nesillerin emanetidir. Dediğinde aslında ne kadar eksik olduğumu farkettim.
Müzik haram mı helal mi sorularından uzak bu müziğe kulak verelim. Ve dini musiki bestekarlarının genelde hafızlar ve imamlar olduğunu hatırlayalım.
NoktA