İdeal Âile Reisi (Peygamberlerin Şahsinda)

NoktA

Sp Kullanıcı
21 Mar 2017
4,419
513
İDEAL ÂİLE REİSİ (PEYGAMBERLERİN ŞAHSINDA)

Kur’an’da kıssaları anlatılan peygamberler sadece Allah’ın elçisi olma vasıflarıyla değil başka güzel vasıflarıyla da dikkat çeker. Bu yönlerden birisi onların iyi bir aile reisi ve zevc / koca olmalarıdır.

1. İnsanlığın ana-babası ve ilk âilesinden başlayalım, Hz. Âdem ve Hz. Havvâ’dan…

Cennette yasak ağacın meyvesini birlikte yediler. Birlikte üzerlerine cennet yaprağı örttüler. Her ikisi de dünyaya gönderilince yaptıklarına pişman oldular, her ikisi de tövbe etti ve Allah Teâlâ yeryüzünde onları tekrar buluşturdu, tövbelerini kabul etti.

Hz. Âdem ve Hz. Havva, günahı birlikte işledikleri gibi tövbeyi de birlikte yaptılar ve Allah onların tövbelerini kabul etti. Böylece onlar, kıyamete kadar gelecek tüm nesillere günah işleyen kimselerin ne yapması gerektiğini gösterdiler.

2. Gelelim peygamberlerin babası Hz. İbrahim ve eşi Hz. Sâre’ye…

Hz. İbrahim, ihtiyarlık yaşına erinceye dek çocuk sahibi olamadı. Eşi Hz. Sâre kısırdı ama bu durum onun elinde değildi. Bu sebeple o, eşine olan sevgisini asla yitirmedi, onu bırakmadı, terk etmedi. İhtiyarlık çağına eriştiklerinde Rabbi her ikisine bir erkek çocuk müjdelediğinde çok şaşırmışlardı. Rabbimiz bunu şöyle haber veriyor:

“Onlara İbrahim'in misafirlerinden (meleklerden) de haber ver. Onun yanına girdikleri zaman, "selam" dediler. (İbrahim:) Biz sizden çekiniyoruz, dedi. Dediler ki: Korkma; biz sana ilim sahibi bir oğul müjdeliyoruz. (İbrahim:) Bana ihtiyarlık çökmesine rağmen beni müjdeliyor musunuz? Beni ne ile müjdeliyorsunuz? dedi. Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler. (İbrahim:) dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?” (Hicr, 51-56)

Aynı müjdeye Hz. Sâre’nin tepkisi de şöyle olmuştu:

“Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi. (Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur.” (Hûd, 72-73)

Böylece Yüce Mevlâ, yaşlılık çağına ermiş bu çifti sabır ve tevekkül göstermeleri sebebiyle ödüllendirdi. İşte vefâ duygusu...

Günümüzde bir çocuk doğurmadığı veya istediği cinsiyette bir çocuk doğurmadığı için karısından ayrılan, ona kızan ne kadar da çok kişi var! Sanki bir çocuk doğurmak ve cinsiyetini belirlemek insanların elindeymiş gibi!

Peki ya Hz. İbrahim? Karısından ayrılmamış, ona kızmamış, aşağılamamış. Allah da âhir ömründe onun yüzünü güldürmüş. Olur mu? Elbette olur! Allah’ın “ol!” dediğine kim ne diyebilir ki?

3. Hz. Zekeriya ve karısı…

Tıpkı Hz. İbrahim gibi. O da yaşlılık zamanına kadar bir çocuğu olmasını istemişti ama eşi kısır olduğundan bir çocuğu olmamıştı. Hz. Zekeriya Rabbine dua ederek kendisinden sonra davaya sahip çıkacak hayırlı fertlerin kalmadığından korktuğunu belirterek davaya mirasçı olacak bir kimse için Rabbine dua etmişti. Nihâyet Rabbi ona yaşlılık çağında bir çocuğu olacağını müjdeledi. Hem de kısır olan karısından! Bakın Rabbimiz ne buyuruyor?

“Kâf. Hâ. Yâ. Ayn. Sâd. (Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır. Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti: Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım. Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver. Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl! (Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık. Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir? Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.” (Meryem, 1-9)

Her iki peygamberde de aynı şeyin olması açık bir mesaj değil mi? Her iki peygamberin de çocuk sahibi olamadıkları eşlerine sahip çıkmaları, onlardan ayrılmamaları eşlerine ne kadar sadık olduklarını göstermiyor mu?

4. Hz. Musa ve âilesi…

Kış vakti Medyen’den yola düşmüşlerdi. Derken yollarını kaybettiler. Hava soğuk, yol uzun, rota belirsizdi. Hz. Musa Tur dağında yanan bir ateş görünce şöyle dedi:

“Hani Musa, ailesine şöyle demişti: Gerçekten ben bir ateş gördüm. (Gidip) size oradan bir haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız!” (Neml, 7)

Bu kısacık temasta ne büyük hikmetler var… Âilenin reisi âilesinin maddi ihtiyaçlarını temin için bütün gayretini gösterir. Onları tehlikelere karşı korur. Eğer biri tehlikeye atılacaksa bu o olur. Bu bazen bir ateş koru getirme, bazen rızık getirme, bazen âile için gerekli diğer ihtiyaçları getirme şeklinde olur. İşte fedâkârlık duygusu...

5. Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem ve eşleri

Kur’an, özellikle Nûr, Ahzâb ve Tahrim sûrelerinde Allah resulünün eşlerine karşı takındığı ve takınması gereken tavrı ele alır.

Nûr sûresinde Hz. Âişe’ye atılan iftira vesilesiyle onun masum olduğu ortaya konulduktan sonra Hz. Peygamber gibi üstün bir şahsiyetin eşinin kötü bir kadın olamayacağı şu şekilde vurgulanır:

“Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır. Bu sonuncular, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktırlar. Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır.” (Nur, 26)

Hz. Peygamber, eşlerinin ve kızlarının örtünmesini sağlama konusunda özel olarak uyarılır:

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzab, 59)

Demek ki âilenin reisi sıfatıyla koca, âilesinin mahremiyetine son derece dikkat etmeli. Kendisi gözünü harama kapadığı, ırz ve iffetini koruduğu gibi âilesini de kem gözlere karşı kapamalı, onları kem sözlerden muhafaza etmeli.

Allah Resûlü’nün, eşleri ile nasıl geçindiğine ilişkin sünnette yüzlerce rivayet bulunmaktadır. Biz Kur’an özelinde konuyu ele aldığımız için bu bahsi burada noktalayalım.

Rabbimiz evli erkeklere peygamberler gibi âile reisliği yapmayı nasip eylesin, onların eşlerini de peygamberlerin mümin olan mübârek eşlerini örnek alan şahıslar eylesin.

(Soner Duman/11.Zilkade.1439/24.Temmuz.2018/Salı)
 

Son mesajlar