Resulullah Efendimiz'in Yüksek Tabiatları..

SiyahSancaktaR

CEDDİ OSMANLI !...
Sp Kullanıcı
17 Eyl 2017
17,184
40,282
İstanbul..
Sevgili Peygamberimiz SallAllahü Aleyhi Ve Sellem Efendimiz'i en iyi tanıyanlardan biri olan Hazret-i Ali Kerramellahü Vecheh, onun güzel ahlak ve mübarek şemailini şöyle vasfediyor:

"Resulullah , son derece nezih ve kibardı. Hiçbir şeye bağırıp çağırmazdı. Çarşı ve pazarda sakindi. Kötülüğe kötülükle karşılık vermezdi. Daima affeder, müsamahakar davranırdı. Hiçbir şeye eliyle vurduğu görülmemiş, sadece cihad esnasında vurmuştur. Hiçbir kadın ve hizmetçiye vurmamış, hiçbir kimseden intikam aldığı görülmemiştir. Ancak Allâh 'ın haram kıldığı şeyler müstesna. Allâh 'ın haram kıldığı şeylerden biri çiğnendimi, ona öfkelenir, adeta aslan kesilirdi.

İki şey arasında muhayyer bırakılırsa, kolay olanı seçerdi. Hane halkı arasında onlardan biri gibi olur, ev işlerine bakar, yardım ederdi. Kendi işini kendi görür, koyun sağar, temizlik yapardı. Dilini gerektiğinde kullanır, boş sözlerle meşgul etmezdi. insanlan birleştirmeye çaıışır, nefret ettirmezdi.

Her kavmin büyüğüne, onun haysiyetine yakışır şekilde itibar gösterirdi. Onlara, mevkilerine uygun tarzda adamlar gönderirdi. Herkese güler yüz gösterir, ashabını gözetir, hal ve hatırlarını sorar, onları arardı. iyiyi sever, çirkini beğenmezdi.

Her işte orta yolu tutar; ihtilatı, aştrılığı sevmezdi. Her şeye layık olduğu değeri verirdi. Hakka riayete
çok dikkat eder, hakkı asla çiğnemezdi. İnsanların hayrını diler, hayatlarını korurdu. Herkese nasihat eder, iyiliğini isterdi. Yardım edenleri, birbirinin hayrına çalışıp birlik olanları severdi.

Bir yere oturup kalkarken daima Allâh 'ı zikrederdi. Bir cemaatin yanına vardığında, nerede yer varsa oraya otururdu. Başkalarma (rahatsızlık verip omuzlarına) basarak dip sedire (baş köşeye) geçmek istemezdi, ümmetine de bunu tavsiye ederdi. Meclisinde eşitliğe çok dikkat eder, birini diğerine üstün tutmazdı. Bir şey sorana rahatlıkla cevap verir, herkesin ihtiyacını görmeye çalışır, koşardı. İnsanların hepsine bir baba gibi davranırdı.

Hak hususunda (hukuk mevzuunda), onun nazarında bütün insanlar eşitti. Onun meclisi ilim, hayır, feyz, haya ve emniyet meclisi idi. Yüksek sesle konuşulmaz, kimsenin ayıbı söylenmez, kusurlar dile dolanmazdı. Herkes müsavi idi, insanların biribirine üstünlüğü ancak takvasıyla olurdu. Meclisinde küçükler sevilir, büyükler sayılır, ihtiyaçlar karşılanır, garipler barınır himaye görürdü.

O, daima güler yüzlü ve neşeli idi. Ahlakı yüceydi. Yumuşak huylu idi, lütuf ve ihsanda bulunmayı severdi. Katı yürekli asla değildi. Bağırıp çağırmaz, gürültü koparmazdı. Ayıplayıcı ve cimri değildi.
Sevmediklerinden yüz çevirir, hoşlanmadığı bir soruya cevap vermez, süküt ile karşılık vermiş olurdu.
Kendisi için dünyada üç şeyi terk etmiştir: Kavga, kibr u gurur ve malayanl(boş,lüzumsuz söz ve fiil)

İnsanlar hakkında da üç şeyi bırakmıştır; dolayısıyla kimseyi zemmetmez, kusurlarını araştırmaz ve ayıplamazdı; ancak sonu hayırlı olacaksa konuşurdu. O söze başlayıca, yanındakiler başlarında kuş varmış da (adeta onu uçurtup kaçırtmamaya çalışır gibi) sakin sakin dinlerlerdi. Ancak o sözünü bitirip susunca konuşurlardı. Onun yanında asla çekinmezlerdi. İçlerinden konuşan olursa sükunetle dinler, sözünü bitirmesini beklerdi.

Ashabı bir şeye gülerse, o da gülerdi; onların hayret ettiği bir şeyi, o da hayretle karşılardı. Bir yabancı gelip bir yanlışlık yaparsa, onun yaptığı kabalığa sabır gösterir, müsamaha ile karşılardı. Bir hacet sahibi bir şey istese, onu vermelerini emrederdi. Kimsenin fazla övmesini istemez, kimsenin sözünü kesmezdi. şayet haddi aşarsa, o zaman keser veya oradan ayrılırdı.

Gayet sakin, yumuşak tabiatlı, cömert, düzgün konuşan, muaşereti (geçimi) gayet tatlı ve en şerefli bir ailedendi. Onu ilk defa gören kimseyi, bir heyecan kaplardı; fakat görüşüp konuşunca (rahatlar) ve onu severdi. Onu vasfedenler şöyle derlerdi: 'Ondan önce de, ondan sonra da onun benzerini görmedim."


(Şemail-i Tirmizi'den hulasa edilmiştir)
 
  • Beğen
Tepkiler: Birindarfatma

Son mesajlar