Bunun bana getirisi ne olacak?

NoktA

Sp Kullanıcı
21 Mar 2017
4,419
513
“Bunun bana getirisi ne olacak?”, “ne kazanacağım?”, “bana bir zararı dokunur mu?”, “artısı ve eksisi nedir?” gibi sorular bir işe atılırken hemen aklımıza geliveren sorulardandır. Akıl sahibi bir insan bir işe teşebbüs etmeden önce o işin kendisi açısından bir yarar sağlayıp sağlamayacağını, kendisine bir zararı olup olmayacağını düşünür, adımını ona göre atar. Bu, son derece doğal bir davranıştır. Hatta hayvanlarda bile bu durum iç güdüsel olarak vardır. Onlar da kendileri için zararlı olduğunu düşündükleri şeyi yapmaz, faydalı olduğunu düşündükleri şeyi yaparlar.

Bunu bir kenara not ettikten sonra şu soruyu soralım: Bir kimse, Allah’ın dinine bağlanırken, emir ve yasakları yerine getirirken kendisini bu düşünceden sıyırması gerekir mi? Yani mesela namaz kılarken, oruç tutarken, içki içmekten uzak dururken aklının bir köşesinde “bunun bana ne yararı olacak?”, “bunu yapmakla hangi zararı def etmiş olacağım?” diye düşünebilir mi? Böyle düşünürse ihlas, samimiyet, teslimiyet zedelenmiş olmaz mı?

Bu soruya şöyle cevap verebiliriz: İhlas, bir şeyin saf, katışıksız, arı-duru olmasıdır. Dinde ihlas bir şeyi sırf Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yapmak veya sırf Allah yasakladı diye terk etmektir. Eğer sizi harekete geçiren sâik “Allah’ın rızasını kazanma isteği” değilse veya bu isteğin yanına başka şeyler de ekleniyorsa o zaman ortada ihlas yok veya zedelenmiş demektir.

Bunu söylediğimizde karşımıza başka bir soru daha çıkmaktadır: Peki niçin gerek Rabbimiz gerekse O’nun elçisi, İslam’ın emir ve yasaklarından bahsederken sürekli olarak bunların insanların dünya ve ahiretteki maslahatlarına en uygun talimatlar olduğundan, bunlara uymama halinde insanların dünyada ve âhirette zarar göreceğinden söz ediyor? Kur’an ve Sünnet’e baktığımızda bize emredilen ya da yasaklanan şeylerin ne gibi maslahat ve mefsedetlere yol açacağını Rabbimiz ve elçisi sürekli niçin zikrediyor? Mesela hepimiz “kısasta sizin için hayat vardır”, “şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza kin ve düşmanlık sokmak, sizi Allah’ı anmak ve namaz kılmaktan uzaklaştırmak ister”, “namaz insanı kötülüklerden uzak tutar”, “oruç tutun ki sıhhat bulasınız” vb. âyetleri ve hadisleri biliriz. Bu âyetlerde ve hadislerde bize Rabbimiz ve O'nun elçisi sürekli İslam’ın emir ve yasaklarındaki maslahatlardan, bunlara uymamanın yol açacağı mefsedetlerden niçin söz ediyor? Rabbimiz niçin Kur’an’dan “rahmet, şifa, hikmet” şeklinde söz ediyor?

Burada şunları söylemek mümkündür: Müslüman, genel anlamda Allah’ın bütün emir ve yasaklarında bir maslahatın bulunduğunu, bunlara uymanın kendisinden dünya ve âhirette her türlü mefsedeti götrüceğini kabul eder, inanır. Bu durum bırakın ihlasa engel olmayı imanın bir gereğidir. Müslüman bilir ki namaz kılarsa kötülüklerden uzak kalacak, oruç tutarsa sıhhat bulacaktır. Ancak buradaki ince nokta şurada kendini belli eder: Müslümanı namaz kılmaya sevk etmesi gereken şey “kötülüklerden uzak kalma isteği” olmadığı gibi oruç tutmaya sevk etmesi gereken şey de “sıhhat bulma isteği” değildir / olmamalıdır. O, yalnızca Rabbinin hoşnutluğunu kazanmak, O’nu memnun etmek için bunları yapar. Müslümanın emir ve yasakların hikmetleri olduğunu bilmesi, onun Rabbimizin “Rahîm ve Hakîm” olduğuna daha cân-u gönülden iman etmesine sebep olur.

Öyleyse artık şu sonuca gelmiş bulunuyoruz: Hakikî mümin iki kanatlı bir kuş gibidir. Bir yandan Allah’ın bütün emir ve yasaklarının nice hikmetleri olduğunu kabul edip inanır. Allah’ın abes iş yapmayacağını, kulları için kötü ve zararlı bir şey emretmeyeceğini, onlara karşı son derece merhametli olduğunu bilir. Diğer yandan da Allah’ın emir ve yasaklarına uyarken “herhangi bir menfaat elde etme” düşüncesinden hareket etmez, sadece rabbini razı etme düşüncesinden hareket eder. Bu iki kanattan birini ihmal etmek Allah’ın rahmet ve hikmetini, diğerini ihmal etmek ise ibadetlerdeki ihlas ve samimiyeti yok eder. Biz hem Rabbimizin rahmet ve hikmetine iman ederiz, hem de Rabbimizden kulluğumuzda ihlas ve samimiyeti dileriz.

Rabbimiz, O’nun rahmet ve hikmetini her daim gören, sonra ihlas ve samimiyetle O’na yönelen kullarından eylesin.

(Soner Duman /28.Safer.1439/Cuma)


https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=400675823684087&id=371313576620312
 

Son mesajlar