Kötü zanna düşme - düşürme !

NoktA

Sp Kullanıcı
21 Mar 2017
4,419
513
KÖTÜ ZANNA DÜŞME - DÜŞÜRME !

Çocukken okuduğum hikâyeler arasında Ömer Seyfettin'in "Kaşağı" adlı hikâyesinin hafızamda, gönül dünyamda ayrı bir yeri vardır. Eminim bu hikâyeyi okuyan başkaları için de durum bundan farklı değildir. Şimdi siz, "sakın başkasına iftira atma!" diye yüz defa tenbihte bulunsanız bunun göstereceği etki, Kaşağı adlı hikâyedeki etki kadar olmaz. Demek ki soyut olarak verilen öğütler, nasihatlar uçar gider. Ancak insanların gözlerinin önündeki yaşanmışlıklar hiç unutulmaz.

İşte tam da bu sebepledir ki Kur'an bizlere ezelî ve ebedî gerçekleri somut olarak yaşanmış kıssalar üzerinden anlatarak bu gerçeklerin zihinlere kazınmasını sağlamıştır. Mesela Rabbimiz dileseydi bizlere sesi yükseltmenin, yeryüzünde böbürlenerek, çalım satarak dolaşmanın kötülüğünü soyut bir yasak ile bildirebilirdi. Ama bunu böyle yapmayıp Hz. Lokman'ın oğluna öğüt verirken söylediği sözler arasında aktarması olayı zihnimizde daha kalıcı kılıyor.

İşte tam da bu sebeple, İslam'ı insanlara öğretirken bir ilmihal kitabında olduğu gibi soyut kurallar üzerinden değil de Allah Resûlü'nün ve ashab-ı kiramın hayatlarındaki somut yaşanmışlıklar üzerinden aktarmanın çok daha kalıcı etkiye sahip olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden olsa gerek lise yıllarında okuduğum Hayatü's-sahabe adlı kitabın tadını hâlâ hissederim.

Şimdi bu söylediğimi Allah Resûlü'nün (s.a.v.) hayatından bir örnekle somutlaştırayım:

Müminlerin annesi Hz. Safiyye (r.anha) anlatıyor:

Hz. Peygamber (s.a.v.) itikâftaydı. Ben bir gece vakti mescitte kendisini ziyaret ettim, bir süre onunla konuştum. Eve dönmek üzere kalktım, o da beni uğurlamak üzere benimle birlikte mescidin dışına doğru çıktı. Derken ensardan iki kişi o sırada yanımıza yaklaştılar. Hz Peygamber'in benimle konuştuğunu görünce birden hızlanıp geçtiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) onlara hitaben "[hızlı yürümenize gerek yok] yavaş yürüyün, bu yanımdaki Huyey'in kızı Safiyye'dir [benim eşimdir]" dedi.

Hz. Peygamber'in bu açıklaması o iki kişinin zoruna gitti. Onlar "Sübhânallah! Ey Allah'ın Resûlü! [Bize niçin açıklama yapma gereği duyuyorsunuz, biz hiç sizin hakkınızda kötü bir şey düşünür müyüz?]" dediler.

Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Şeytan insanın vücudunda kanının dolaştığı yerde [damarında] dolaşır. Sizin kalbinize de ["acaba peygamber bir kadınla özel olarak ne görüşüyor? şeklinde] bir vesvese vererek] kötü bir düşünce bırakmasından endişe ettim."

(Buharî, İtikâf, 8; Müslim, Selam, 24)

***

Evet, olay böyle...

Şimdi bu olaydan ne dersler çıkarmak gerekir? Hadis âlimlerimiz öyle dersler çıkarmışlar ki... Biz fıkhî hükümlerle ilgili olanlarını bir kenara bırakarak hayata bakış açısı kazandıran ilkelerden birkaç tanesine işaret edelim:

1. Başkalarının sû-i zannına sebep olacak şeylerden kaçınmak gerekir. Başkalarının yanlış anlayabileceği durumlarda açıklama yapmak fitneyi önlemek adına en uygun davranıştır.

2. İşin aslını bilmeksizin sû-i zanda bulunmak doğru değildir.

3. Şeytan, insanın ayağını kaydırmak için her şeyi bir fırsat gibi görür, değerlendirmek ister. Kan, insanın damarında nasıl hızlı bir şeklide dolaşıyor ve bütün vücuduna uğruyor ise şeytan da insanın gözüne, kulağına, eline, ayağına her noktasına nüfuz etmeye çalışır. Bunun için uyanık ve tedbirli olmak gerekir.

4. Allah Resûlü (s.a.v.) insanların iyiliğini ister, onların dinî veya dünyevî konularda sıkıntıya düşmelerini istemez. Bunun için her türlü tedbire başvurur.

5. Özellikle topluma yön verme konumunda bulunan âlim vb. şahısların şâibeli şeylerden uzak durmaları, yaptıkları işlerin hesabını verebilmeleri gerekir.

Şimdi bu maddeleri doğrudan soyut olarak zikretseydik uçup giderlerdi. Ama eminim yukarıdaki olay zihinlerimizde var olduğu sürece o olayın çağrıştırdığı bu ilkeler de hep var olmaya devam edecek.

Rabbimiz bizleri şeytana uydurmasın, Allah Resûlü'nün yolundan ayırmasın.

(Soner Duman/19.Cemaziyelevvel.1439/5.Şubat.2018/Pazartesi)

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10215615250673229&id=1199869809
 

Son mesajlar