Tarihte Bugün. Bedir Muharebesi 624

NoktA

Sp Kullanıcı
21 Mar 2017
4,419
513
624 - Bedir Muharebesi gerçekleştirildi.
Bedir Savaşı

Bedir Savaşı sayıca çok küçük iki ordu arasında cereyan etmesine rağmen, sadece İslam tarihi açısından değil tüm dünya tarihindeki en öenmli savaşladan biridir. 305 kişi den oluşan İslam ordusu eğer bu savaşta yenilmiş olsa idi belkide bugün yüz milyonlarca inananı bulunan İslam dini olmayacaktı. Hicri 2. senenin Ramazan ayında, Hz. Peygamber, Ebu Süfyan başkanlığında bir Mekke ticaret kervanının Şam bölgesine geçip, yakında dönmek üzere olduğunu haber alınca yanına 300 kadar askerini alarak Mekke-Şam yoluna doğru hareket etti.

Bedir kasabası Medine'nin 120 km. kadar güneybatısında ve Kızıl Deniz sahiline 20 km. uzaklıktadır. Bedir, Mekke'den gelip Medine'den geçerek Suriye'ye kadar uzanan yol üzerinde olup, Mekke-Medine arasındaki konak yerlerinden biri idi. Bedir halkı kasabalarına uğrayan ticaret kervanlarına verdikleri hizmetler karşılığında elde ettikleri kazançlarla geçinirlerdi. Ayrıca her yıl Zilkade ayında burada kurulan bir panayır kasaba halkına önemli gelir sağlardı. Bedir kasabasının İslam savaş tarihinde önemli bir mevkii vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.) müşriklerle çarpışmak üzere buraya üç defa gelmişti. Birincisine ilk Bedir Gazvesi adı verilir. Savaşa henüz izin verilmediği dönemlerde Mekkeli müşrikler müslümanlara saldırılarına devam ediyorlardı. Fakat hicretin altıncı ayından sonra cihat izni verilince artık müslümanlar kendilerini ve İslam devletini koruma imkanı bulmuşlardı. Bir ara müşrikler o sırada henüz müslüman olmamış olan Kürz b. Cabir'in kumandası altında bir askeri birlik gönderip Medine'nin çevresine saldırtmışlardı. Kürz ve yanındaki müşrikler Medine'nin güneyinde Cemma denilen yere gelip müslümanların sürülerine saldırmış ve yağmalamışlardı. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.) Medine'de Zeyd b. Harise'yi devlet başkanlığına vekil tayin edip bir grup müslümanla Sefevan vadisine kadar ilerledi. Kürz ve adamlarını takip eden Hz. Peygamber, müşriklerin izlerine rastlamayıp Medine'ye geri döndü. Bu gazveye ilk Bedir Gazvesi adı verilir. Peygamber, hicretin ikinci yılında Rabiü'l-evvel (623 Eylül) ay'ı başlarında bu sefere çıkmıştı.

Büyük bir kazançla Mekke’ye dönmekte olan Ebu Süfyan, Hz. Muhammed’in Mekke kervanını vurmak üzere Medine’den çıktığını haber alınca, kervanı kurtarması için, acilen Mekke’den yardım istedi. Bu haber üzerine Mekke hemen harekete geçerek, kervanı kurtarmak üzere 1000 kişilik bir ordu gönderdi. Mekke ordusu, müslümanlarla karşılaşmak için yol aldı. Ebu Süfyan’ın ikinci habercisi gelerek kervanın kurtulduğunu, dolayısıyla savaşa gerek kalmadığını bildirdi. Çünkü, Ebu Süfyan Mekke’den ordu gelmesi için bir taraftan haberci gönderirken, öbür taraftan da, Bedir’de verdiği molayı iptal etmiş ve yolunu değiştirerek kervanıyla beraber kaçmaya başlamış; bunda başarılı da olmuştu. Mekke ordusunun ileri gelenleri olan Utbe ve Ebu Cehil arasında kervanların kurtulduğu ve müslümanlarla savaşıp savaşmama konusunda sert tartışmalar olmuştu; Mekke ordusu, kervanlarının kurtulmasına rağmen savaşmaya karar vermiş ve Mekke-Şam yolu üzerinde Bedir’e kadar gelmişti.

Bu sırada, Mekke ordusuna su götürmekle görevli iki asker, müslümanlar tarafından yakalanmış, Hz. Muhammed’e götürülmüştü. Müslüman askerleri, yakaladıkları bu kişilere kim olduklarını sorduklarında, onlar da Mekke ordusunun sucuları olduklarını söylediler. Ticaret kervanı bekleyen müslümanlar, sucuların yalan söylediklerini sanarak onları dövmeye başladılar. Bunun üzerine Hz. Muhammed: “Adamlar doğru söyleyince onları dövüyor, yalan söyleyince de vazgeçiyorsunuz. Bırakın rahat konuşsunlar!” dedi. Hz. Muhammed onlara kim olduklarını sorunca, aynı cevabı aldı. Mekke askerlerinin sayısını sorunca onlar kesin bir rakam bilmediklerini, ancak sayılarının çok olduğunu söylediler. Daha sonra Hz. Muhammed Mekke ordusunda günde kaç deve kesildiğini sorunca, onlar da bazı günler dokuz, bazı günler de on deve kesildiğini söylediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed, sayılarının 900-1000 arasında olduğuna karar verdi.

Ebu Süfyan’ın kervanı kaçmış, yerine Mekke ordusu gelmişti. Oysa ki Hz. Peygamber bir orduyla savaşmaya değil, bir ticaret kervanı vurmaya hazırlanmıştı. Böyle olduğu için de yanına yaklaşık 300 asker almıştı. Hz. Muhammed iki durumla karşı karşıyaydı; ya Mekkelilerle savaşmamak için askerlerini toplayıp Medine’ye dönecek (bu durumda Mekkeliler Bedir’deki şarap festivaline katılıp Mekke’ye geri dönecekler) ya da Mekkelilerle savaşacaktı. Savaşın olup olmaması Hz. Muhammed’e bağlıydı. Karar verildi ve Bedir Savaşı yapıldı. Müslümanlar büyük bir zafer kazandı.

Sonuç: • Manevi etkisi büyüktür; ilk büyük başarı olan bu zafer Medine’de Hz. Peygamber’in nüfuzunu son derece güçlendirdi. • Putperest kalmış olan Medineliler de İslamiyeti kabul etmeye başladılar. • Hz. Peygamber, Bedir Savaşı sonunda esirler, ele geçirilen ganimetin bölünmesi ve yaralı düşman askerleriyle ilgili kararlar verdi. Onun bu konulardaki kararları İslam savaş hukukunun temelini oluşturdu. • Mekkeliler yönünden ise Bedir yenilgisi ağır bir felaketti ve Arabistan’da Mekke’nin itibarı sarsılmıştı.

Bu savaştan sonra Kureyşliler öç alma yollarını aramaya başladılar. Medine’deki museviler de kendilerine yardım ettiler. Böylece museviler ve müslümanlar arasındaki anlaşma bozulmuş olduğundan yahudi kabilelerinden Beni Kaynuka kuşatıldı ve teslim olan bu kabile doğu Ürdün’e göç etti.



https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=1657239391036841&id=1055714251189361


 

Qasem

Sp Kullanıcı
18 Şub 2017
3,530
527
Abartıdan uzak ve doğal seyri içerisindeki bu bilgşden dolayı Allah razı olsun...

Peygamber ve arkadaşlarının kutlu mücadelesi hakkettiği değeri böyle anmalarla bulur inşallah...

Bedir müslümanlar için var olma mücadelesidir.
Bütün hayatımızı bedir aslanları gibi, var olma mücadelesi, zalime, zulme ve haksızlıklara baş kaldırmak ile geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum...

Bizim bedirlerimizde çok çetin, Kapitalist kuşatma, sekülerizim ve daha bir çok alanda var olma mücadelesi yada tarihin kirli sayfalarına karışma mücadelemiz...

Bugün islam coğrafyası hergün bedirler, uhudlar, cemeller, hendekler yaşıyor...
Bugün Guta, arakan ve yemen hepsini bir arada yaşıyor...

Şibi ebi talib boykotu, bedrin sayı azlığı, uhudun hazin kaybedilişi, hendek kuşatması... Tehcirler cabası...

Göğüs göğüse çarpışmalar değil, kimyasallarla en modern silahlarla barış dağıtıyor gökyüzünden medeniyet sahiplari...

Bedirleri anlamaz isek, aslan olamayız, ancak çakallara yem oluruz...

Selam olsun bedrin aslanlarına...
 

NoktA

Sp Kullanıcı
21 Mar 2017
4,419
513
Allah razı olun üstad. Bedir harbi islamın varlık mücadelesi olarak bilinmediği için günümüzde sadece savaş olarak bakılıyor. Yanlış bilgilendirmeler sonucu savaşları kan akıtma olarak gördüğü için de üzerinde hiç düşünmüyor. Rabbim basiretimizi açsın bizlere doğru anlayışlar versin. Versin ki çakallara yem olmayalım.
 

Qasem

Sp Kullanıcı
18 Şub 2017
3,530
527
[MENTION=60]NoktA[/MENTION] ümmetin sorumsuzluğundan dolayı çakallara yem olsak bile onların hayatını karartacak yemler olmalıyız...
Virüs gibi , kanser hücresi gibi...
Bizi yutanın hücrelerine işleyecek , onu yok edecek bir çalışmanın ürünü olmalıyız...

Bu Örgütlü mücadeleden , kendimizi ve çevremizi , gelecek nesilleri bilinçli inşaa etmekten geçer...

Yoksa daha çok ıraklar , cezayirler , bengladeşler , suriyeler , afganistanlar , yemenler , filistinler göreceğiz...

Dünyaya merhameti gösterdiğimiz gibi , Zalimlerede onları nasıl tarihin sayfalarına gömeceğimizi göstermemiz gerekmektedir...
Zalime gül uzatmak kendini kandırmak , Zalimin zulmüne ortak olmaktan başka bir şey değildir...

Bu yüzden bedir önemlidir.
Müslüman savaş istemez ama kapısana gelen savaşı da görmezlikten gelemez...
 

Son mesajlar