Rızık Endişesinin Kulluktaki Rolü..
Değerli kardeşlerim ! bilindiği gibi bir çok şeyin korkusu, endişesi ve kaygısı var ki bunlar, kulun Allaha karşı sorumlu olduğu ibadetlerini yerine getirip getirmeme de büyük bir rol oynamaktadır.
Bunlar ; canımdan olurum korkusu ve endişesi .. malımdan olurum korkusu ve endişesi . Tenkit edilirim korkusu ve endişesi kınanırım korkusu ve endişesi veya alay edilirim korku ve endişesidir.
İşte bunlardan bir tanesi de, bu gün üzerinde durmaya çalışacağımız ve gücümüz nisbetinde izahını yapmaya çalışacağımız rızık korkusu ve endişesidir.
Bir çok kimsenin cahillikleri, bilgisizlikleri ve mala mülke karşı olan hırsları sebebiyle Allahtan ve onun dininden yüz çevirdiklerine şahit olursunuz
Bu tip zavallılarla nerede Allaha kulluk ile alakalı bir sohbet, bir nasihat ortamı oluşturmaya çalışsanız, bunlardan sudur eden tek kaygı, tek endişe, Rızık konusundaki kaygı ve endişedir .
Yani kendilerine ne zaman ; Allaha kulluk edin onun dinini yaşamaya gayret edin . çünkü siz bunun için yaratıldınız . diye nasihatte bulun-sanız bir çoğunun cevabı ; efendim biz sizin dediğiniz gibi sürekli Allaha kulluk edecek olsak, evde çoluk çocuk aç kalır . biz aç kalırız her zaman namaz kılacak olsak sizler gibi bu şekilde sakal bırakacak olsak bizi işten atarlar, bize kim ekmek verir hemi çalışmakta bir ibadettir, bizde böyle ibadet ediyoruz şeklindedir.
Halbuki bilmezler ki Allahu azze ve celle daha bu kimseleri dünyaya getirmeden önce, onların rızıklarını ana rahmindeyken takdir etmiştir.
Bilindiği gibi Allah resulu s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyur-maktadır : Sizin her biriniz ana baba maddeleri kırk gün ana rahminde toplanır. Sonra o maddeler yine o kadar zaman içinde katı bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine o kadar zaman içinde bir çiğnem ete tahavvul eder.Sonra bir melek gönderilir de ona ruh üfürür. Sonra melek şu dört şeyi yazmakla emrolunur : Rızkının ne kadar olacağı, ömrünün ne kadar olacağı, erkek mi dişi mi olacağı ve şaki mi said mi olacağı.
Müslim : 8.c.2643 - 44
Görüldüğü gibi daha insan bu aleme gelmezden önce onun rızkı kendisine tayin ve takdir olunmuştur. Ve bu rızkı da mutlaka kendisi arayıp bulacaktır.
Allah resulu s.a.v yine bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır : Kulun rızkı, kendisini ecelinin aradığından daha fazla arar.
Diğer bir rivayette ise : Birinin rızkından kaçsa bile ecelin onu yakaladığı gibi rızık da onu yakalar,bulur.
M.Sağir : 2.C.429.N - C.Sağir : 3.C.3259.N
Hal böyle iken, cehaletleri başlarına bela olan birçok zavallı, hala rızık endişesinden dolayı Rabblerinin dininden uzak durup, Ona isyan içerisinde bir hayat sürerler . Hatta Onun dinini yaşamaya çalışanların içesinde bile, rızık endişesinden dolayı isyanlar söz konusudur.
Halbuki her neşekilde olursa olsun rızık endişesi ve kaygısı insanı Allaha kulluktan alıkoymaması gerekir ..
Onu yaratan, onu şekillendiren ve ona yeme ve içme hasleti veren nasıl ki Rabbi olan Allah ise, onu rızıklandıracak olanda yine Rabbisi olan Allahdır .
Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :
Ben cinleri ve insanları, sadece ve sadece bana ibadet etmeleri için yarattım. Ben onlardan bir rızık istemiyorum. Şüphesizki asıl rızık veren, çetin kuvvet sahibi olan Allahtır.
Zariyat : 56-57- 58
Değerli Kardeşlerim ! eğer zikri geçen bu Ayeti Celilelere dikkat ettiyseniz, Allahu Teala bu Ayetlerde ; kendisine kulluk edilmesini, çünkü insanlığın yaradılış gayesinin sadece ve sadece bu olduğunu zikrettikten sonra, hemen rızık konusundan bahsederek onu gündeme getirmiştir.
Ve hiç şüphesizdir ki Rabbimiz birbiri ile alakası olmayan cümleleri yan yana getirmez . Dolayısıyla, eğer rabbimiz insanlığın yaradılış gayesini anlattıktan sonra hemen rızık konusundan bahsetmiş ise, bu demektir ki Allaha kulluk açısından rızık konusunun yakın bir alakası vardır.
Ve araştırdığınızda da göreceksinizdir ki hemen hemen insanlığın kısmı azamı, rızık endişesinden dolayı Allaha kulluklarını ihmal etmektedirler.
İşte bundan dolayı Allahu Teala bu Ayeti celileleriyle rızık konusunda kaygısı ve korkusu olanlara buyuruyor ki : Ben sizi sadece ve sadece bana kulluk edesiniz diye yarattım. Dolayısıyla rızkınız da bana aittir. Öyleyse bu hususta sakın rızık korkusu ve endişesi sizi bana isyan ettirmesin . Çünkü :
Nice canlılar vardır ki, rızıklarını kendileri temin edemezler de, Allah onları da sizi de rızıklandırır. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Ankebut : 60
Yeryüzünde yürüyen hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allaha ait olma-sın
Hud : 6
Öyleyse Allaha hakkıyla iman eden bir müslümanın, rabbisinin bu husustaki teminatından sonra hala böyle bir korku ve endişe içerisinde olması asla düşünülemez.
Onu yoktan vareden rabbisi, nasılki ona yeme ve içme hasleti verdiyse, onun rızkını da takdir ve tayin etmiştir. Ki, bunu zaten biraz önceki zik-redilen hadisi şerifte görmüştük.
RIZKIN ELDE EDİLMESİNDE MUTEDİL YOL
Öyleyse geriye kalan ; kulun kendisine taktir ve tayin edilen bu rızkını helal yollardan elde etmeye çalışmasıdır.
Unutmayalım ki Allaha kullukta rızık endişesi ve korkusu ne kadar etkili bir imtihan vesilesi ise, aynen de o rızkı elde etmede başvurulacak işler ve uğraşlar da o denli etkileyici imtihan vesileleridir . Bu konuda da çevrenize göz attığınızda şunu göreceksinizdir ki ; . Birçok insan, hatta inanan, rızık kaygısı ve endişesinden dolayı gayri İslami işler ve uğraşlar peşinde koşmaktadırlar.
Bu gün bir çok inananın sakallarını kesmeleri, bu kaygının eseri değil mi ? .. Bir çok inandığını söyleyen hanımefendilerin başlarını açmaları, bu korkunun eseri değil mi ? . El cevap : elbetteki bu gayri İslami tavırlar, rızık endişesinin zehirli meyveleridir.
İşte bundan dolayıdır ki örnek ve önderimiz Muhammed Mustafa s.a.v ümmetini bu konuda uyararak şöyle buyurur :
Ey insanlar ! Allahtan korkunuz ve rızık talebinde mutedil olunuz. Çünkü rızkı geçikse bile tamamını elde etmedikçe hiçbir nefis ölmeyecektir. O halde rızık talebinde Allahtan korkun ve istemekte mutedil olun. Helal olanı alınız, haram olanı bırakınız.
İbni Mace : 6.C.2144.N Beyhaki : 10404
Cibrili emin bana, rızkını tamamlamadan hiçbir nefis ölmeye-cektir diye haber verdi. O halde Allahtan korkun ve rızık konusunda mutedil olun. Sakın rızık endişesi sizi Allahu tealaya isyan etmeye sevketmesin. Çünkü Allah katındaki hayırlara, ancak Allaha itaatle ulaşılır.
Heysemi M.Zevaid : 4 / 72 6293.n Taberani Kebir : 7694.N İbni Hibban
İbni Amr r.a dan. Resulullah s.a.v buyurdular ki : Dünya tatlıdır, caziptir. Kim onu helal yoldan alırsa, Allah onu kendisine mubarek kılar. helal yolu tercih etmeyipte Nefsinin arzuları içinde yüzen nice kimseler vardır ki, ateşten başka nasipleri yoktur.
Taberani Kebir Camius Sağir : 2 / 2196.n
Yine bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur Allah rasulü s.a.v : Sizden biriniz hakkı gördüğü ve şahit olduğu zaman ; insanların korkusu onun hakkı söylemesine asla engel olmasın. Çünkü onun hakkı söylemesi veya hatırlatması ne ecelini yaklaştırır ve ne de rızkını uzaklaştırır.
Ahmed : 3 / 19 Terhib ve Terğib : 4 / 516.s
Hulasa, bu ve benzeri hadisler gösteriyorki ; kulların kendilerine takdir ve tayin edilen rızıkları, her ne şekilde olursa olsun kendilerini arayıp bulacaktır .. Dolayısıyla, insanların özellikle inananların rızıklarını elde etmeleri konusunda mutedil davranmaları gerekir .. Yani, ifrat ve tefrite sapmadan orta yolu takip etmeleri gerekir.
Öyle ya ; mademki her nefis kendisine tayin edilen rızkın tamamını elde etmeden ölmeyecektir, öyleyse onun gecikmesi veya kaygısı sahibini doğru yoldan saptırmaması gerekir . Daha açık bir ifadeyle ;
Bu meseleye hakkıyla iman eden bir müslümanın, rızkını elde etme hususunda vesilelere çok dikkat etmesi gerekir Yani ; meşru vesilelere sarılmalı ve kendisini Allaha isyan ettirecek gayri meşru vesilelerden de uzak tutmalıdır.
Zamanımızdaki bir çok cahil insanın zannettiği ve dediği gibi ; dürüst olduğun zaman kazanamıyorsun ki . Yalan söylemeden satılmıyor ki ...
Malın ayıbını söylersen almıyorlar ki mantığı, asla bir müslümanın düşüneceği ve yapacağı bir şey olmamalıdır Diğer bir ifadeyle ; bir insanın dürüstlüğü ve doğru sözlülüğü asla rızkınıza mani olan bir davranış değil, bilakis onun helal yoldan gelmesine ve bereketlenmesine vesiledir.
Bakınız Rabbimiz kerim kitabında bu konuda ne buyuruyor :
Ey inananlar ! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzene soksun ve günahlarınızı bağışlasın
Ahzab : 70 71
. Kim Allahtan sakınırsa, Allah o kimseye bir çıkış yolu ihsan eder ve onu, hiç hesabedemediği bir yerden rızıklandırır. Kim Allaha tevekkül ederse. O, ona yeter.
Talak : 2 3
İşte bu ve emsali deliller açıkça gösteriyor ki ; Allahın emir ve nehiylerine riayet eden ve O,ndan sakınan bir kimseye Allah her hususta yardım eder Ona, karmaşık işlerinde bir çıkış yolu ihsan eder . Onun işlerini düzene sokar ve o kimseyi, aklının ucundan bile geçirmediği bir yerden rızıklandırır.
TAKDİR, SEBEBLERE ENGEL DEĞİLDİR
Öyleyse ey Allaha teslim olduğunu söyleyenler ! .. ey kadere iman ettiğini söyleyenler ! . Ve eyy taaa ana rahminde iken rızkının takdir ve tayin edildiğine inananlar ! bu yolda takip edeceğiniz en güzel düstur ;
Allahtan hakkıyla korkmanız . Ona tevekkül etmeniz ve rızkınızı elde etmek için başvuracağınız vesileler konusunda da meşru olanları seçmeniz gerekir .. Unutmayınız ki takdir, sebeblere engel değildir.
Bu konuda bir çok cahil insanın dediği ve zannettiği gibi İslam, insanın ağzını açıpta oturmasını istemediği gibi, sadece sebeblere de bel bağla-masını sevmez.
Dolayısıyla İslam, insanlara takdir ve tayin edilen rızkı, sebeblere sarıl-makla elde etmelerini emretmiş ve bunun takdire engel olmadığını anlatmıştır.
Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır : İlaç kullanmakta kaderdendir ve Allah izin verirse şifa verir.
Camius Sağir : 2 / 4-2203 Sahihul Cami : 9043.n
Yani ; tedavi olmayı emretmiş, kadere bel bağlayarak onu terk etmeyi de reddetmiştir . Dolayısıyla rızık konusunda da İslam, sebeblere sarılmayı emretmiş ve kadere bel bağlayarak el ense yapmayı da reddet-miştir .. İşte rızık konusunda mutedil davranmanın anlamı budur.
Değerli kardeşlerim ! unutulmamalıdır ki rızkı elde etme vesileleri maddi ve manevi olmak üzere iki çeşittir.
Ziraat, ticaret vesaire gibi şeyler rızkın elde edilmesinde maddi vesileler olduğu gibi, Dua etmek, tevekkül etmek ve Allah yolunda harca-mak ta, rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesi için manevi vesilelerdir.
RIZKIN ELDE EDİLMESİ VE BEREKETLENMESİ İÇİN VESİLELER
Maddi vesileler :
Değerli kardeşlerim ! maddi vesileler hususunda her şeyden önce bilinmesi gereken en önemli kural şudur ; Allahu Teala bir şeyi haram kıldı mı, onun ücretini de haram kılar.
Abdurrahman b. Vale ki bu Mısır ehlinden bir kimsedir - İbni Abbasa üzümden sıkılan içkinin hükmünü sordu. İbni Abbas : Bir adam Rasulullah s.a.ve içi şarap dolu bir kırba hediye etti. Rasulullah s.a.v ona : Allahın onu kesin haram kıldığını bilmedin mi ? buyurdu. Adam : Hayır dedi ve bir insana gizlice bir şeyler söyledi. Rasulullah s.a.v ona : Adamla gizlice ne konuştun? buyurdu. Adam : Şarabı satmasını söyledim dedi. Rasulullah s.a.v : Allah içilmesini haram kıldığı bir şeyin satmasını da haram etti buyurdu. Bunun üzerine şarap dolu kırbanın ağzını açtı ve nihayet o kırbada bulunan şarabın hepsi döküldü.
Müslim : 5.c.1579.n - Malik : 2/846) Nesei : 4678.4942-4944 - Ebu Yağla : 2590 - Beyhaki : 6/11-12 - Beğavi : 2040 - Ahmed : 1/244-323
{ İbni Abbas r.a dan.Resulullah s.a.v şöyle dedi : Şüphesiz ki Allahu Azze ve Celle bir şeyi haram kılınca,onun ücretini de haram kılar. }
Dare Kutni : 2.c.2778.n
Abdurrahman b. Vale den .. Rasulullah s.a.v : Allah içilme-sini haram kıldığı bir şeyin satmasını da haram etti buyurdu .
Müslim : 5.c.1579.n - Malik : 2/846 - Nesei : 4678.4942-4944 - Ahmed : 1/244-323
El-Mikd r.a şöyle dedi : Rasulullah s.a.v : Hiç kimse elinin çalış-masını yemekten daha hayırlı bir yemek yememiştir. Allahın Nebisi Davud a.s elinin çalışmasından yerdi, buyurdu.
Buhari : 2072-Ter :1917 - Beyhaki : 11691 - Beğavi : 2026 - Ahmed : 17181
Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : Nebi s.a.v : Şüphesiz insanlar üzerine bir zaman gelecek ki, o zamanda kişi malı helalden mi haramdan mı elde ettiğine dikkat etmeyecek, önemsemeyecektir buyurdu.
Buhari : 2083-Ter :1926 - Nesei : 4466-4467 - Darimi : 2/246/2539 - Ahmed : 9626-9845-10568 - Albani : 5344-S. Cami
Bu ve emsali deliller gösteriyor ki, bir müslüman rızkını elde etmek için el emeği ile kendisine sarıldığı bakkalı, manavı, ziraatı vesaire gibi işleri meşru olan şeylerdir Diğer bir ifadeyle ; hakkında haramlılığına dair bir delil bulunmadığı sürece, bir müslümanın yapacağı her iş meşru vesilelerdendir.
Dolayısıyle basiretli bir Müslümana, Allahın haram kıldığı bir işle veya bir uğraşla rızkını elde etmeye çalışması haramdır Diğer bir ifadeyle ; bu şekildeki uğraşlar, kulun helal olarak kendisine tayin edilen rızkını haramlaştırmasıdır.
Manevi vesileler :
ALLAHA İMAN EDİP ONDAN SAKINMAK
Unutmayalımki rızkı elde etmede en önemli ve en güzel manevi vesi-lelerin başında Allaha iman etmek ve Ondan sakınmak gelir Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurur :
Eğer o ülke halkı Allaha iman edip ve Odan sakınsalardı, onlara gökten ve yerden bereket kapıları açardık
Araf : 96
{ Ey iman edenler ! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzene koysun ve günahlarınızı bağışlasın.Kim Allaha ve Resulüne itaat ederse,büyük bir başarı elde etmiş olur. }
AHZAB : 70.71.AY
{ Kim Allahtan korkarsa, Allahta ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve onu,hiç hesap edemediği bir yerden rızıklandırır .. }
TALAK : 2.3.AY.
Demekki kul Allaha iman eder ve Ondan hakkıyla korkarak ticaret ortamlarında yalandan, hilekarlıktan ve her türlü aldatıcı tavırlardan uzak durursa, Allah o insanın rızkını bereketlendirir, işlerini düzene sokar, sıkıntılı hallerinde ona bir çıkış yolu ihsan eder ve günahlarını da bağışlar.
ALLAHA TEVEKKÜL ETMEK
Rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesinde en önemli ve en güzel manevi vesilelerden birisi de, Allaha tevekkül etmektir . Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurur :
{ Kim Allahtan korkarsa, Allahta ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve onu, hiç hesap edemediği bir yerden rızıklandırır. Kim Allaha tevekkül ederse, O ona yeter .. }
TALAK : 2.3.AY.
Ömer r.a dan : Rasulullah s.a.v şöyle buyurur : Şayet sizler Allaha hakkıyla tevekkül etseniz, kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırır. Gördüğünüz gibi onlar,aç karınla giderler ve tok karınla dönerler.
İbni Mace : 10.c.4164.n Tirmizi : 4.c.2447.n Ahmed :
DÜRÜST OLMAK, YALAN SÖYLEMEMEK
Rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesinde en güzel vesilelerden birisi de, dürüst olmak ve yalan söylememektir . Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurur :
{ Ey iman edenler ! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzene koysun ve günahlarınızı bağışlasın .. }
AHZAB : 70.71.AY
Bir hadisi şeriflerinde Allah rasulü s.a.v şöyle buyurur : Sizden biriniz hakkı gördüğü ve şahit olduğu zaman ; insanların korkusu onun hakkı söylemesine asla engel olmasın. Çünkü onun hakkı söylemesi veya hatırlatması ne ecelini yaklaştırır ve ne de rızkını uzaklaştırır.
Ahmed : 3 / 19 Terhib ve Terğib : 4 / 516.s
Yani ; yalanı dolanı vesile edinerek bir şeyler kazanmak için uğraş-mayın .. Dürüst olun, doğru sözlü olun çünkü kim böyle davranırsa rızkını helal yoldan kazanmış ve onu bereketlendirmiş olur.
ALLAHTAN BAĞIŞLANMA DİLEMEK
Rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesinde en güzel vesilelerden birisi de, Allahtan bol bol bağışlanma dilemektir . Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurur :
Rabbiniz'den bol bol bağışlanma dileyesiniz ve O'na tevbe edesiniz. - Eğer bunu yaparsanız - sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır ve her lütuf sahibine lütfunu da verir ..
HUD : 3.AY.
Unutmayınki Allahtan bol bol bağışlanma dilemenin karşılığı ; gökyü-zünden inen bereketler ve yeryüzünden çıkan bereketlerdir. Mallarda bolluk, üretimde ve nesilde bereket, bedenlerde afiyet ve afetlerden korunmadır. Allahu Teala şöyle buyurur :
" Ey kavmim ! Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize göğü - yağmuru ile - bol bol göndersin ve kuvve-tinize kuvvet katsın. Günahkarlar olarak yüz çevirmeyin."
HUD : 52.AY.
İBNİ KESİR R.H Bu Ayetin tefsirinde şunları söyler : . Eğer Allaha tevbe ve istiğfar eder, Ondan bol bol bağışlanma diler ve Onun emirlerini yerine getirirseniz ; rızkınız çoğalır. Göklerin bereketinden size sular indirir, yerlerin bereketinden bitkiler bitirir, ekinler yetiştirir, hayvanlarınızın memelerinden sütler akıtır. Ve sizi mal ve çocuklarla destekler .
İBNİ KESİR : 14.C.8116.S
{ İbni Abbas r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Kim Allahtan bol bol bağışlanma dilerse ; Allah onun her sorununa bir çözüm, her sıkıntısına bir çıkış yolu ihsan eder ve onu ummadığı bir yerden rızıklandırır. }
AHMED : EBU DAVUD :
SILAYI RAHİM YAPMAK
Rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesinde en güzel vesilelerden birisi de, sılayı rahim yapmaktır . Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur :
Her kim rızkının bollanmasını ve ömrünün uzamasını istiyor ise, sılaı rahim yapsın. - yani, akrabalarını ziyaret edip onlara iyilik ve ihsanda bulunsun -
BUHARİ : 13.C.5986.S - MÜSLİM : 8.C.2557.N
Demek ki, insanın hısım ve akrabalarını ziyaret etmesi, onları koruyup kollaması,maddi ve manevi olarak onlara destek olması,insanın ömrünün uzamasına ve rızkının çoğalmasına sebeptir
Öyleyse, samimi bir Müslüman bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Henüz hayat sermayesi elinde iken, hısım ve akrabalarının haklarını gözeterek bu imtihan yurdunda hem kazancının artmasına ve bereketlenmesine, hem de ahiretteki kazancının artmasına çalışması gerekir.
Değerli kardeşlerim ! buraya kadar zikredilen delillerden de anlaşıla-cağı gibi ; bir insanın - özellikle de iman ettiğini söyleyen bir kimsenin - Allaha kulluk için yaratıldığını asla unutmaması gerekir .. Dolayısıyla, Allaha kulluk etmek için yaratılan insanın bu yoldaki rızık endişesi, Para pul kazanma hırsı . Kasayı keseyi doldurma hevesini, kendisini Allaha isyan ettirmemesi gerekir.
Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :
Onlar o kimseler ki, ne bir ticaret ve ne de bir alış veriş onları Allah'ı zikretmekten, namazı kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoy-maz ; onlar, kalplerin ve gözlerin korkudan ters döneceği günden korkarlar.
NUR : 37
Ey iman edenler ! ne mallarınız ve ne de çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın; kim böyle yaparsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
MUNAFİKUN : 9
.. Ey Muhammed ! Onlara deki : Allahın katında olan şey, eğlen-ceden de, ticaretten de daha hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.
CUMA : 11
De ki : Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabalarınız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaretiniz ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli geliyor ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.
TEVBE : 24
AŞIRI HIRS VE İSTİDRAC
Değerli kardeşlerim ! konuyla ilgili önemli bir noktaya deyinmek zan-nedersem faideli olacaktır O da ; aşırı hırs ve istidrac konusu.
Unutmayalımki aşırı hırs, mahrumiyete sebeb olduğu gibi, istidracada sebebtir.
Allah resulü s.a.v şöyle buyurdular : Her kimin kaygısı ahiret olursa Allah onun zenginliğini kalbinde kılar, işlerini dağınık olmaktan kurtarır ve dünya da ona boyun eğerek gelir. Her kimin kaygısı da dünya olursa, Allah onun fakirliğini iki gözü arasında kılar, kendisini derbeder eder ve dünyadan da kendisine ancak mukadder olan gelir.
TİRMİZİ : 4.C.2583.N
İşte bu ve emsali delillerden anlaşılacağı üzere aşırı hırs, mahrumiyete sebebtir Ama bunun yanında bir de isditrac denilen bir olay var ki, bunu da rabbimiz kerim kitabında şöyle anlatır :
Kim dünya hayatını ve onun ziynetini arzu ederse, onların bu amellerinin karşılığını tastamam öderiz. - yani bu istek ve arzularını yerine getiririz - Onlar bu hususta bir eksikliğe de uğratılmazlar. Ama bunlar öyle kimselerdir ki, ahirette kendilerine ateşten başka bir şey yoktur. Dünya da yaptıkları işler de boşa gitmiş ve amelleri batıl olmuştur.
HUD : 15.16.AY.
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin ; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azablandırmak ve onlar inkâr içindeyken can-larının zorluk içinde çıkmasını istiyor.
TEVBE : 85
Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz mal ve çocuklarla biz onların hayrına koşuyoruz - veya onlara yardım ediyoruz ? - Hayır, onlar bunu neden böyle yaptığımızı anlamıyorlar.
MUMİNUN : 54-55-56
Artık bu sözü yalanlayanları sen bana bırak. Biz onları, - inkar ve isyanlarına karşılık - hiç bilmeyecekleri bir yönden azaba yaklaş-tıracağız.
KALEM : 44
İşte bu Ayeti Celilelerde de anlatıldığı gibi ; dünyaya rağbet edip onu elde etmek için aşırı hırs göstermek te istidraca sebebtir.
Değerli kardeşlerim ! burada istidrac olayının daha güzel anlaşılması açısından Allah resulü s.a.vin şu hadisi şeriflerini zikretmekte fayda vardır.
Allah resulü s.a.v buyuruyorlar ki : Bir kul Allaha isyan etmeye devam ettiği halde, Allah hala ona sevdiği dünyalık şeyleri veriyor ise, bu ancak Allah tarafından o kul için bir istidractır.
Ahmed : 4 / 145 Camius Sağir : 1.c.359.n
Değerli kardeşlerim ! bilindiği gibi nimetlere mazhar olmakla veya onlardan mahrum bırakılmakla insan imtihan olur . Kul eğer şükrederse Allah nimetini bollaştırır ve bereketli kılar . Kul günah ve isyana daldığında ise, Allah nimetlerini kısar ve ona açlık, kıtlık veya yokluk gibi çeşit çeşit musibet ve belalar verir . Bu, bilinen genel bir kaidedir.
Ama bir de kul, isyan ve günahlara gömüldüğü halde Allahu Teala hala nimetlerini ve o kulunun sevdiği şeyleri kendisine veriyor ise işte bu da, biraz önceki hadisi şerifte bahsedilen istidraçtır .. Yani bu bir nimet değil, o kul için bir musibettir Diğer bir ifadeyle ; o kulun azabının artması için bir vesiledir . ( istidrac )
Öyleyse refah ve sefahat içerisinde olupta günah ve isyanlara dalan kimselerin mal ve mülklerinin çok oluşu zengin olmaları . Müslü-manları aldatmamalıdır .. bizleri onlara imrendirmemelidir. Çünkü her şeyde netice önemlidir değerli kardeşlerim eğer bir nimet, insanı dünya ve ahiret saadetine götürüyor ise, işte o nimettir.
Eğer elde edilen mal mülk, para pul, Allaha isyana dolayısıyla cehen-neme götürüyor ise, o da azabtır, nimet değildir.
Ben konuyu daha fazla uzatmak istemiyor ve siz değerli kardeşlerime Allah resulü s.a.vin şu hadisi şeriflerini hatırlatarak istiyorum.
( Abdullah İbni Amr r.a dan.Resulullah s.a.v buyurdular ki : Allahın emrine boyun eğen, yaşayacak kadar rızkı bulunan ve Allah tarafından kanaat sahibi kılınan kimse kurtuluşa ermiştir. )
TİRMİZİ : 4.C.2452.N
( Ebu Hureyre r.a dan. Resulullah s.a.v buyurdular ki : Zenginlik, malın mülkün çokluğu değildir ; asıl zenginlik gönül zenginliğidir.)
TİRMİZİ : 4.C.2479.N
( . Fedale b.Ubeyd r.a dan.Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : Ne mutlu İslama hidayet edilipte rızkı geçimine yetecek kadar olan ve kanaat eden kimseye. )
TİRMİZİ : 4.C.2453.N
Allahu Azze ve Celle bizlere, rızık olarak takdir ettiği şeyleri hayırlı vesilelerle elde etmemizi nasip eylesin .. Bununla beraber yine bizlere, asıl zenginlik olan kalp zenginliğini, kanaat etmeyi ve başkalarının elinde olana imrenmemeyi nasip eylesin .
Amin]
Değerli kardeşlerim ! bilindiği gibi bir çok şeyin korkusu, endişesi ve kaygısı var ki bunlar, kulun Allaha karşı sorumlu olduğu ibadetlerini yerine getirip getirmeme de büyük bir rol oynamaktadır.
Bunlar ; canımdan olurum korkusu ve endişesi .. malımdan olurum korkusu ve endişesi . Tenkit edilirim korkusu ve endişesi kınanırım korkusu ve endişesi veya alay edilirim korku ve endişesidir.
İşte bunlardan bir tanesi de, bu gün üzerinde durmaya çalışacağımız ve gücümüz nisbetinde izahını yapmaya çalışacağımız rızık korkusu ve endişesidir.
Bir çok kimsenin cahillikleri, bilgisizlikleri ve mala mülke karşı olan hırsları sebebiyle Allahtan ve onun dininden yüz çevirdiklerine şahit olursunuz
Bu tip zavallılarla nerede Allaha kulluk ile alakalı bir sohbet, bir nasihat ortamı oluşturmaya çalışsanız, bunlardan sudur eden tek kaygı, tek endişe, Rızık konusundaki kaygı ve endişedir .
Yani kendilerine ne zaman ; Allaha kulluk edin onun dinini yaşamaya gayret edin . çünkü siz bunun için yaratıldınız . diye nasihatte bulun-sanız bir çoğunun cevabı ; efendim biz sizin dediğiniz gibi sürekli Allaha kulluk edecek olsak, evde çoluk çocuk aç kalır . biz aç kalırız her zaman namaz kılacak olsak sizler gibi bu şekilde sakal bırakacak olsak bizi işten atarlar, bize kim ekmek verir hemi çalışmakta bir ibadettir, bizde böyle ibadet ediyoruz şeklindedir.
Halbuki bilmezler ki Allahu azze ve celle daha bu kimseleri dünyaya getirmeden önce, onların rızıklarını ana rahmindeyken takdir etmiştir.
Bilindiği gibi Allah resulu s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyur-maktadır : Sizin her biriniz ana baba maddeleri kırk gün ana rahminde toplanır. Sonra o maddeler yine o kadar zaman içinde katı bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine o kadar zaman içinde bir çiğnem ete tahavvul eder.Sonra bir melek gönderilir de ona ruh üfürür. Sonra melek şu dört şeyi yazmakla emrolunur : Rızkının ne kadar olacağı, ömrünün ne kadar olacağı, erkek mi dişi mi olacağı ve şaki mi said mi olacağı.
Müslim : 8.c.2643 - 44
Görüldüğü gibi daha insan bu aleme gelmezden önce onun rızkı kendisine tayin ve takdir olunmuştur. Ve bu rızkı da mutlaka kendisi arayıp bulacaktır.
Allah resulu s.a.v yine bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır : Kulun rızkı, kendisini ecelinin aradığından daha fazla arar.
Diğer bir rivayette ise : Birinin rızkından kaçsa bile ecelin onu yakaladığı gibi rızık da onu yakalar,bulur.
M.Sağir : 2.C.429.N - C.Sağir : 3.C.3259.N
Hal böyle iken, cehaletleri başlarına bela olan birçok zavallı, hala rızık endişesinden dolayı Rabblerinin dininden uzak durup, Ona isyan içerisinde bir hayat sürerler . Hatta Onun dinini yaşamaya çalışanların içesinde bile, rızık endişesinden dolayı isyanlar söz konusudur.
Halbuki her neşekilde olursa olsun rızık endişesi ve kaygısı insanı Allaha kulluktan alıkoymaması gerekir ..
Onu yaratan, onu şekillendiren ve ona yeme ve içme hasleti veren nasıl ki Rabbi olan Allah ise, onu rızıklandıracak olanda yine Rabbisi olan Allahdır .
Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :
Ben cinleri ve insanları, sadece ve sadece bana ibadet etmeleri için yarattım. Ben onlardan bir rızık istemiyorum. Şüphesizki asıl rızık veren, çetin kuvvet sahibi olan Allahtır.
Zariyat : 56-57- 58
Değerli Kardeşlerim ! eğer zikri geçen bu Ayeti Celilelere dikkat ettiyseniz, Allahu Teala bu Ayetlerde ; kendisine kulluk edilmesini, çünkü insanlığın yaradılış gayesinin sadece ve sadece bu olduğunu zikrettikten sonra, hemen rızık konusundan bahsederek onu gündeme getirmiştir.
Ve hiç şüphesizdir ki Rabbimiz birbiri ile alakası olmayan cümleleri yan yana getirmez . Dolayısıyla, eğer rabbimiz insanlığın yaradılış gayesini anlattıktan sonra hemen rızık konusundan bahsetmiş ise, bu demektir ki Allaha kulluk açısından rızık konusunun yakın bir alakası vardır.
Ve araştırdığınızda da göreceksinizdir ki hemen hemen insanlığın kısmı azamı, rızık endişesinden dolayı Allaha kulluklarını ihmal etmektedirler.
İşte bundan dolayı Allahu Teala bu Ayeti celileleriyle rızık konusunda kaygısı ve korkusu olanlara buyuruyor ki : Ben sizi sadece ve sadece bana kulluk edesiniz diye yarattım. Dolayısıyla rızkınız da bana aittir. Öyleyse bu hususta sakın rızık korkusu ve endişesi sizi bana isyan ettirmesin . Çünkü :
Nice canlılar vardır ki, rızıklarını kendileri temin edemezler de, Allah onları da sizi de rızıklandırır. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Ankebut : 60
Yeryüzünde yürüyen hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allaha ait olma-sın
Hud : 6
Öyleyse Allaha hakkıyla iman eden bir müslümanın, rabbisinin bu husustaki teminatından sonra hala böyle bir korku ve endişe içerisinde olması asla düşünülemez.
Onu yoktan vareden rabbisi, nasılki ona yeme ve içme hasleti verdiyse, onun rızkını da takdir ve tayin etmiştir. Ki, bunu zaten biraz önceki zik-redilen hadisi şerifte görmüştük.
RIZKIN ELDE EDİLMESİNDE MUTEDİL YOL
Öyleyse geriye kalan ; kulun kendisine taktir ve tayin edilen bu rızkını helal yollardan elde etmeye çalışmasıdır.
Unutmayalım ki Allaha kullukta rızık endişesi ve korkusu ne kadar etkili bir imtihan vesilesi ise, aynen de o rızkı elde etmede başvurulacak işler ve uğraşlar da o denli etkileyici imtihan vesileleridir . Bu konuda da çevrenize göz attığınızda şunu göreceksinizdir ki ; . Birçok insan, hatta inanan, rızık kaygısı ve endişesinden dolayı gayri İslami işler ve uğraşlar peşinde koşmaktadırlar.
Bu gün bir çok inananın sakallarını kesmeleri, bu kaygının eseri değil mi ? .. Bir çok inandığını söyleyen hanımefendilerin başlarını açmaları, bu korkunun eseri değil mi ? . El cevap : elbetteki bu gayri İslami tavırlar, rızık endişesinin zehirli meyveleridir.
İşte bundan dolayıdır ki örnek ve önderimiz Muhammed Mustafa s.a.v ümmetini bu konuda uyararak şöyle buyurur :
Ey insanlar ! Allahtan korkunuz ve rızık talebinde mutedil olunuz. Çünkü rızkı geçikse bile tamamını elde etmedikçe hiçbir nefis ölmeyecektir. O halde rızık talebinde Allahtan korkun ve istemekte mutedil olun. Helal olanı alınız, haram olanı bırakınız.
İbni Mace : 6.C.2144.N Beyhaki : 10404
Cibrili emin bana, rızkını tamamlamadan hiçbir nefis ölmeye-cektir diye haber verdi. O halde Allahtan korkun ve rızık konusunda mutedil olun. Sakın rızık endişesi sizi Allahu tealaya isyan etmeye sevketmesin. Çünkü Allah katındaki hayırlara, ancak Allaha itaatle ulaşılır.
Heysemi M.Zevaid : 4 / 72 6293.n Taberani Kebir : 7694.N İbni Hibban
İbni Amr r.a dan. Resulullah s.a.v buyurdular ki : Dünya tatlıdır, caziptir. Kim onu helal yoldan alırsa, Allah onu kendisine mubarek kılar. helal yolu tercih etmeyipte Nefsinin arzuları içinde yüzen nice kimseler vardır ki, ateşten başka nasipleri yoktur.
Taberani Kebir Camius Sağir : 2 / 2196.n
Yine bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur Allah rasulü s.a.v : Sizden biriniz hakkı gördüğü ve şahit olduğu zaman ; insanların korkusu onun hakkı söylemesine asla engel olmasın. Çünkü onun hakkı söylemesi veya hatırlatması ne ecelini yaklaştırır ve ne de rızkını uzaklaştırır.
Ahmed : 3 / 19 Terhib ve Terğib : 4 / 516.s
Hulasa, bu ve benzeri hadisler gösteriyorki ; kulların kendilerine takdir ve tayin edilen rızıkları, her ne şekilde olursa olsun kendilerini arayıp bulacaktır .. Dolayısıyla, insanların özellikle inananların rızıklarını elde etmeleri konusunda mutedil davranmaları gerekir .. Yani, ifrat ve tefrite sapmadan orta yolu takip etmeleri gerekir.
Öyle ya ; mademki her nefis kendisine tayin edilen rızkın tamamını elde etmeden ölmeyecektir, öyleyse onun gecikmesi veya kaygısı sahibini doğru yoldan saptırmaması gerekir . Daha açık bir ifadeyle ;
Bu meseleye hakkıyla iman eden bir müslümanın, rızkını elde etme hususunda vesilelere çok dikkat etmesi gerekir Yani ; meşru vesilelere sarılmalı ve kendisini Allaha isyan ettirecek gayri meşru vesilelerden de uzak tutmalıdır.
Zamanımızdaki bir çok cahil insanın zannettiği ve dediği gibi ; dürüst olduğun zaman kazanamıyorsun ki . Yalan söylemeden satılmıyor ki ...
Malın ayıbını söylersen almıyorlar ki mantığı, asla bir müslümanın düşüneceği ve yapacağı bir şey olmamalıdır Diğer bir ifadeyle ; bir insanın dürüstlüğü ve doğru sözlülüğü asla rızkınıza mani olan bir davranış değil, bilakis onun helal yoldan gelmesine ve bereketlenmesine vesiledir.
Bakınız Rabbimiz kerim kitabında bu konuda ne buyuruyor :
Ey inananlar ! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzene soksun ve günahlarınızı bağışlasın
Ahzab : 70 71
. Kim Allahtan sakınırsa, Allah o kimseye bir çıkış yolu ihsan eder ve onu, hiç hesabedemediği bir yerden rızıklandırır. Kim Allaha tevekkül ederse. O, ona yeter.
Talak : 2 3
İşte bu ve emsali deliller açıkça gösteriyor ki ; Allahın emir ve nehiylerine riayet eden ve O,ndan sakınan bir kimseye Allah her hususta yardım eder Ona, karmaşık işlerinde bir çıkış yolu ihsan eder . Onun işlerini düzene sokar ve o kimseyi, aklının ucundan bile geçirmediği bir yerden rızıklandırır.
TAKDİR, SEBEBLERE ENGEL DEĞİLDİR
Öyleyse ey Allaha teslim olduğunu söyleyenler ! .. ey kadere iman ettiğini söyleyenler ! . Ve eyy taaa ana rahminde iken rızkının takdir ve tayin edildiğine inananlar ! bu yolda takip edeceğiniz en güzel düstur ;
Allahtan hakkıyla korkmanız . Ona tevekkül etmeniz ve rızkınızı elde etmek için başvuracağınız vesileler konusunda da meşru olanları seçmeniz gerekir .. Unutmayınız ki takdir, sebeblere engel değildir.
Bu konuda bir çok cahil insanın dediği ve zannettiği gibi İslam, insanın ağzını açıpta oturmasını istemediği gibi, sadece sebeblere de bel bağla-masını sevmez.
Dolayısıyla İslam, insanlara takdir ve tayin edilen rızkı, sebeblere sarıl-makla elde etmelerini emretmiş ve bunun takdire engel olmadığını anlatmıştır.
Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır : İlaç kullanmakta kaderdendir ve Allah izin verirse şifa verir.
Camius Sağir : 2 / 4-2203 Sahihul Cami : 9043.n
Yani ; tedavi olmayı emretmiş, kadere bel bağlayarak onu terk etmeyi de reddetmiştir . Dolayısıyla rızık konusunda da İslam, sebeblere sarılmayı emretmiş ve kadere bel bağlayarak el ense yapmayı da reddet-miştir .. İşte rızık konusunda mutedil davranmanın anlamı budur.
Değerli kardeşlerim ! unutulmamalıdır ki rızkı elde etme vesileleri maddi ve manevi olmak üzere iki çeşittir.
Ziraat, ticaret vesaire gibi şeyler rızkın elde edilmesinde maddi vesileler olduğu gibi, Dua etmek, tevekkül etmek ve Allah yolunda harca-mak ta, rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesi için manevi vesilelerdir.
RIZKIN ELDE EDİLMESİ VE BEREKETLENMESİ İÇİN VESİLELER
Maddi vesileler :
Değerli kardeşlerim ! maddi vesileler hususunda her şeyden önce bilinmesi gereken en önemli kural şudur ; Allahu Teala bir şeyi haram kıldı mı, onun ücretini de haram kılar.
Abdurrahman b. Vale ki bu Mısır ehlinden bir kimsedir - İbni Abbasa üzümden sıkılan içkinin hükmünü sordu. İbni Abbas : Bir adam Rasulullah s.a.ve içi şarap dolu bir kırba hediye etti. Rasulullah s.a.v ona : Allahın onu kesin haram kıldığını bilmedin mi ? buyurdu. Adam : Hayır dedi ve bir insana gizlice bir şeyler söyledi. Rasulullah s.a.v ona : Adamla gizlice ne konuştun? buyurdu. Adam : Şarabı satmasını söyledim dedi. Rasulullah s.a.v : Allah içilmesini haram kıldığı bir şeyin satmasını da haram etti buyurdu. Bunun üzerine şarap dolu kırbanın ağzını açtı ve nihayet o kırbada bulunan şarabın hepsi döküldü.
Müslim : 5.c.1579.n - Malik : 2/846) Nesei : 4678.4942-4944 - Ebu Yağla : 2590 - Beyhaki : 6/11-12 - Beğavi : 2040 - Ahmed : 1/244-323
{ İbni Abbas r.a dan.Resulullah s.a.v şöyle dedi : Şüphesiz ki Allahu Azze ve Celle bir şeyi haram kılınca,onun ücretini de haram kılar. }
Dare Kutni : 2.c.2778.n
Abdurrahman b. Vale den .. Rasulullah s.a.v : Allah içilme-sini haram kıldığı bir şeyin satmasını da haram etti buyurdu .
Müslim : 5.c.1579.n - Malik : 2/846 - Nesei : 4678.4942-4944 - Ahmed : 1/244-323
El-Mikd r.a şöyle dedi : Rasulullah s.a.v : Hiç kimse elinin çalış-masını yemekten daha hayırlı bir yemek yememiştir. Allahın Nebisi Davud a.s elinin çalışmasından yerdi, buyurdu.
Buhari : 2072-Ter :1917 - Beyhaki : 11691 - Beğavi : 2026 - Ahmed : 17181
Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : Nebi s.a.v : Şüphesiz insanlar üzerine bir zaman gelecek ki, o zamanda kişi malı helalden mi haramdan mı elde ettiğine dikkat etmeyecek, önemsemeyecektir buyurdu.
Buhari : 2083-Ter :1926 - Nesei : 4466-4467 - Darimi : 2/246/2539 - Ahmed : 9626-9845-10568 - Albani : 5344-S. Cami
Bu ve emsali deliller gösteriyor ki, bir müslüman rızkını elde etmek için el emeği ile kendisine sarıldığı bakkalı, manavı, ziraatı vesaire gibi işleri meşru olan şeylerdir Diğer bir ifadeyle ; hakkında haramlılığına dair bir delil bulunmadığı sürece, bir müslümanın yapacağı her iş meşru vesilelerdendir.
Dolayısıyle basiretli bir Müslümana, Allahın haram kıldığı bir işle veya bir uğraşla rızkını elde etmeye çalışması haramdır Diğer bir ifadeyle ; bu şekildeki uğraşlar, kulun helal olarak kendisine tayin edilen rızkını haramlaştırmasıdır.
Manevi vesileler :
ALLAHA İMAN EDİP ONDAN SAKINMAK
Unutmayalımki rızkı elde etmede en önemli ve en güzel manevi vesi-lelerin başında Allaha iman etmek ve Ondan sakınmak gelir Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurur :
Eğer o ülke halkı Allaha iman edip ve Odan sakınsalardı, onlara gökten ve yerden bereket kapıları açardık
Araf : 96
{ Ey iman edenler ! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzene koysun ve günahlarınızı bağışlasın.Kim Allaha ve Resulüne itaat ederse,büyük bir başarı elde etmiş olur. }
AHZAB : 70.71.AY
{ Kim Allahtan korkarsa, Allahta ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve onu,hiç hesap edemediği bir yerden rızıklandırır .. }
TALAK : 2.3.AY.
Demekki kul Allaha iman eder ve Ondan hakkıyla korkarak ticaret ortamlarında yalandan, hilekarlıktan ve her türlü aldatıcı tavırlardan uzak durursa, Allah o insanın rızkını bereketlendirir, işlerini düzene sokar, sıkıntılı hallerinde ona bir çıkış yolu ihsan eder ve günahlarını da bağışlar.
ALLAHA TEVEKKÜL ETMEK
Rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesinde en önemli ve en güzel manevi vesilelerden birisi de, Allaha tevekkül etmektir . Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurur :
{ Kim Allahtan korkarsa, Allahta ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve onu, hiç hesap edemediği bir yerden rızıklandırır. Kim Allaha tevekkül ederse, O ona yeter .. }
TALAK : 2.3.AY.
Ömer r.a dan : Rasulullah s.a.v şöyle buyurur : Şayet sizler Allaha hakkıyla tevekkül etseniz, kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırır. Gördüğünüz gibi onlar,aç karınla giderler ve tok karınla dönerler.
İbni Mace : 10.c.4164.n Tirmizi : 4.c.2447.n Ahmed :
DÜRÜST OLMAK, YALAN SÖYLEMEMEK
Rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesinde en güzel vesilelerden birisi de, dürüst olmak ve yalan söylememektir . Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurur :
{ Ey iman edenler ! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzene koysun ve günahlarınızı bağışlasın .. }
AHZAB : 70.71.AY
Bir hadisi şeriflerinde Allah rasulü s.a.v şöyle buyurur : Sizden biriniz hakkı gördüğü ve şahit olduğu zaman ; insanların korkusu onun hakkı söylemesine asla engel olmasın. Çünkü onun hakkı söylemesi veya hatırlatması ne ecelini yaklaştırır ve ne de rızkını uzaklaştırır.
Ahmed : 3 / 19 Terhib ve Terğib : 4 / 516.s
Yani ; yalanı dolanı vesile edinerek bir şeyler kazanmak için uğraş-mayın .. Dürüst olun, doğru sözlü olun çünkü kim böyle davranırsa rızkını helal yoldan kazanmış ve onu bereketlendirmiş olur.
ALLAHTAN BAĞIŞLANMA DİLEMEK
Rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesinde en güzel vesilelerden birisi de, Allahtan bol bol bağışlanma dilemektir . Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurur :
Rabbiniz'den bol bol bağışlanma dileyesiniz ve O'na tevbe edesiniz. - Eğer bunu yaparsanız - sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır ve her lütuf sahibine lütfunu da verir ..
HUD : 3.AY.
Unutmayınki Allahtan bol bol bağışlanma dilemenin karşılığı ; gökyü-zünden inen bereketler ve yeryüzünden çıkan bereketlerdir. Mallarda bolluk, üretimde ve nesilde bereket, bedenlerde afiyet ve afetlerden korunmadır. Allahu Teala şöyle buyurur :
" Ey kavmim ! Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize göğü - yağmuru ile - bol bol göndersin ve kuvve-tinize kuvvet katsın. Günahkarlar olarak yüz çevirmeyin."
HUD : 52.AY.
İBNİ KESİR R.H Bu Ayetin tefsirinde şunları söyler : . Eğer Allaha tevbe ve istiğfar eder, Ondan bol bol bağışlanma diler ve Onun emirlerini yerine getirirseniz ; rızkınız çoğalır. Göklerin bereketinden size sular indirir, yerlerin bereketinden bitkiler bitirir, ekinler yetiştirir, hayvanlarınızın memelerinden sütler akıtır. Ve sizi mal ve çocuklarla destekler .
İBNİ KESİR : 14.C.8116.S
{ İbni Abbas r.a dan. Rasulullah s.a.v şöyle buyurdu : Kim Allahtan bol bol bağışlanma dilerse ; Allah onun her sorununa bir çözüm, her sıkıntısına bir çıkış yolu ihsan eder ve onu ummadığı bir yerden rızıklandırır. }
AHMED : EBU DAVUD :
SILAYI RAHİM YAPMAK
Rızkın elde edilmesi ve bereketlenmesinde en güzel vesilelerden birisi de, sılayı rahim yapmaktır . Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur :
Her kim rızkının bollanmasını ve ömrünün uzamasını istiyor ise, sılaı rahim yapsın. - yani, akrabalarını ziyaret edip onlara iyilik ve ihsanda bulunsun -
BUHARİ : 13.C.5986.S - MÜSLİM : 8.C.2557.N
Demek ki, insanın hısım ve akrabalarını ziyaret etmesi, onları koruyup kollaması,maddi ve manevi olarak onlara destek olması,insanın ömrünün uzamasına ve rızkının çoğalmasına sebeptir
Öyleyse, samimi bir Müslüman bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Henüz hayat sermayesi elinde iken, hısım ve akrabalarının haklarını gözeterek bu imtihan yurdunda hem kazancının artmasına ve bereketlenmesine, hem de ahiretteki kazancının artmasına çalışması gerekir.
Değerli kardeşlerim ! buraya kadar zikredilen delillerden de anlaşıla-cağı gibi ; bir insanın - özellikle de iman ettiğini söyleyen bir kimsenin - Allaha kulluk için yaratıldığını asla unutmaması gerekir .. Dolayısıyla, Allaha kulluk etmek için yaratılan insanın bu yoldaki rızık endişesi, Para pul kazanma hırsı . Kasayı keseyi doldurma hevesini, kendisini Allaha isyan ettirmemesi gerekir.
Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :
Onlar o kimseler ki, ne bir ticaret ve ne de bir alış veriş onları Allah'ı zikretmekten, namazı kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoy-maz ; onlar, kalplerin ve gözlerin korkudan ters döneceği günden korkarlar.
NUR : 37
Ey iman edenler ! ne mallarınız ve ne de çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın; kim böyle yaparsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
MUNAFİKUN : 9
.. Ey Muhammed ! Onlara deki : Allahın katında olan şey, eğlen-ceden de, ticaretten de daha hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.
CUMA : 11
De ki : Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabalarınız, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaretiniz ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli geliyor ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.
TEVBE : 24
AŞIRI HIRS VE İSTİDRAC
Değerli kardeşlerim ! konuyla ilgili önemli bir noktaya deyinmek zan-nedersem faideli olacaktır O da ; aşırı hırs ve istidrac konusu.
Unutmayalımki aşırı hırs, mahrumiyete sebeb olduğu gibi, istidracada sebebtir.
Allah resulü s.a.v şöyle buyurdular : Her kimin kaygısı ahiret olursa Allah onun zenginliğini kalbinde kılar, işlerini dağınık olmaktan kurtarır ve dünya da ona boyun eğerek gelir. Her kimin kaygısı da dünya olursa, Allah onun fakirliğini iki gözü arasında kılar, kendisini derbeder eder ve dünyadan da kendisine ancak mukadder olan gelir.
TİRMİZİ : 4.C.2583.N
İşte bu ve emsali delillerden anlaşılacağı üzere aşırı hırs, mahrumiyete sebebtir Ama bunun yanında bir de isditrac denilen bir olay var ki, bunu da rabbimiz kerim kitabında şöyle anlatır :
Kim dünya hayatını ve onun ziynetini arzu ederse, onların bu amellerinin karşılığını tastamam öderiz. - yani bu istek ve arzularını yerine getiririz - Onlar bu hususta bir eksikliğe de uğratılmazlar. Ama bunlar öyle kimselerdir ki, ahirette kendilerine ateşten başka bir şey yoktur. Dünya da yaptıkları işler de boşa gitmiş ve amelleri batıl olmuştur.
HUD : 15.16.AY.
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin ; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azablandırmak ve onlar inkâr içindeyken can-larının zorluk içinde çıkmasını istiyor.
TEVBE : 85
Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz mal ve çocuklarla biz onların hayrına koşuyoruz - veya onlara yardım ediyoruz ? - Hayır, onlar bunu neden böyle yaptığımızı anlamıyorlar.
MUMİNUN : 54-55-56
Artık bu sözü yalanlayanları sen bana bırak. Biz onları, - inkar ve isyanlarına karşılık - hiç bilmeyecekleri bir yönden azaba yaklaş-tıracağız.
KALEM : 44
İşte bu Ayeti Celilelerde de anlatıldığı gibi ; dünyaya rağbet edip onu elde etmek için aşırı hırs göstermek te istidraca sebebtir.
Değerli kardeşlerim ! burada istidrac olayının daha güzel anlaşılması açısından Allah resulü s.a.vin şu hadisi şeriflerini zikretmekte fayda vardır.
Allah resulü s.a.v buyuruyorlar ki : Bir kul Allaha isyan etmeye devam ettiği halde, Allah hala ona sevdiği dünyalık şeyleri veriyor ise, bu ancak Allah tarafından o kul için bir istidractır.
Ahmed : 4 / 145 Camius Sağir : 1.c.359.n
Değerli kardeşlerim ! bilindiği gibi nimetlere mazhar olmakla veya onlardan mahrum bırakılmakla insan imtihan olur . Kul eğer şükrederse Allah nimetini bollaştırır ve bereketli kılar . Kul günah ve isyana daldığında ise, Allah nimetlerini kısar ve ona açlık, kıtlık veya yokluk gibi çeşit çeşit musibet ve belalar verir . Bu, bilinen genel bir kaidedir.
Ama bir de kul, isyan ve günahlara gömüldüğü halde Allahu Teala hala nimetlerini ve o kulunun sevdiği şeyleri kendisine veriyor ise işte bu da, biraz önceki hadisi şerifte bahsedilen istidraçtır .. Yani bu bir nimet değil, o kul için bir musibettir Diğer bir ifadeyle ; o kulun azabının artması için bir vesiledir . ( istidrac )
Öyleyse refah ve sefahat içerisinde olupta günah ve isyanlara dalan kimselerin mal ve mülklerinin çok oluşu zengin olmaları . Müslü-manları aldatmamalıdır .. bizleri onlara imrendirmemelidir. Çünkü her şeyde netice önemlidir değerli kardeşlerim eğer bir nimet, insanı dünya ve ahiret saadetine götürüyor ise, işte o nimettir.
Eğer elde edilen mal mülk, para pul, Allaha isyana dolayısıyla cehen-neme götürüyor ise, o da azabtır, nimet değildir.
Ben konuyu daha fazla uzatmak istemiyor ve siz değerli kardeşlerime Allah resulü s.a.vin şu hadisi şeriflerini hatırlatarak istiyorum.
( Abdullah İbni Amr r.a dan.Resulullah s.a.v buyurdular ki : Allahın emrine boyun eğen, yaşayacak kadar rızkı bulunan ve Allah tarafından kanaat sahibi kılınan kimse kurtuluşa ermiştir. )
TİRMİZİ : 4.C.2452.N
( Ebu Hureyre r.a dan. Resulullah s.a.v buyurdular ki : Zenginlik, malın mülkün çokluğu değildir ; asıl zenginlik gönül zenginliğidir.)
TİRMİZİ : 4.C.2479.N
( . Fedale b.Ubeyd r.a dan.Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : Ne mutlu İslama hidayet edilipte rızkı geçimine yetecek kadar olan ve kanaat eden kimseye. )
TİRMİZİ : 4.C.2453.N
Allahu Azze ve Celle bizlere, rızık olarak takdir ettiği şeyleri hayırlı vesilelerle elde etmemizi nasip eylesin .. Bununla beraber yine bizlere, asıl zenginlik olan kalp zenginliğini, kanaat etmeyi ve başkalarının elinde olana imrenmemeyi nasip eylesin .
Amin]