İmanin Tarif ve Muhtevasi

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,677
İMANIN TARİF ve MUHTEVASI

İMANIN TARİFİ ve MUHTEVASINA DAİR GÖRÜŞLER

(e-m-n) kökünden if´al ölcüsünde bir mastar olan iman sözlükte, bir kişiyi söyledigi sözde tasdik etmek, dogrulamak, söyledigini kabullenmek, gönül huzuru ile benimsemek, karşisindakine güven vermek, şüpheye yer vermeyecek şekilde kesin olarak, icten ve yürekten inanmak anlamina gelir.(1)İman eden kişiye mu´min, iman edilen şeylere de mu´menun bih denir.

Terim olarak ise, Allah Teala´dan getirdigi kesin olarak bilinen hükümler (zaruret-i diniyye) hususunda Hz. Peygamber´i (s.a.v.) tasdik etmek,O´nun haber verdigi şeyleri tereddütsüz kabul edip, bunlarin gercek ve dogru olduguna gönülden inanmak demektir.

Bizim bu tarifimiz Ehl-i Sunnet kelamcilarinin tarifidir. Bu konuda diger itikadi mezhebler farkli kanaatlere sahip olmuşlardir. İmanin muhtevasi ve kapsami konusunda ortaya cikan görüşler şu şekilde siralanabilir:

İMAN KALBİNTASDİKİDİR

Eş´ari Maturidi kelamcilarina göre iman, inanilmasi gereken hususlari kalbin tasdik etmesidir. İmam Maturidi (v. 333/944), Eş´ari (v. 324/936), Bakillani (v. 403/1013), Cuveyni (v. 478/1085), Gazali (v. 505/1111), Ebu´l-Mu´in en-Nesefi (v. 508/1115), Şehristani (v. 548/1153), Amidi (v. 631/1233) gibi Sunni kelamcilarin kanaati budur.(2)İmanin, kalbin tasdikinden ibaret oldugunu gösteren ayet ve hadisler vardir.

a.Ayetler

1.Yusuf Suresi´nde yer alan ve Hz. Yusuf´un kardeşleri tarafindan Hz.Yakub´a hitaben söylenen “Ey babamiz! Dediler, biz yarişmak üzere uzaklaştik; Yusuf´u eşyamizin yaninda birakmiştik. (Ne yazik ki) O´nu kurt yemiş! Fakat biz dogru söyleyenler olsak da sen bize inanici degilsin” (Yusuf 12/17) mealindeki ayet, “seni bizi tasdik edici degilsin” manasindadir. Ehl-i Sunnet kelamcilar ise mantik bir yaklaşimla dil felsefesi yaparak anilan ayette gecen “bi mu´minin lena” ifadesinin “bi musaddikin lena” anlamina dolayisiyla da imanin tasdik anlamina geldigini söylemişlerdir. Onlara göre Kur´an-i Kerim´de gecen bir kelimeye, din koyucu AllahTeala ve dinin tebligcisi Hz. Peygamber tarafindan dini (şer´i) bir anlam ve icerik kazandirilmamiş ki ne Kur´an´da ne de hadislerde iman fiilinin neden ibaret oldugunu ortaya koyan bir tanim vardir- ve bu sebeple de o kelime dini bir terim (istilah) olarak kabul edilmiyorsa yapilacak iş, Kur´an´in indigi dönemde, indigi dil olan Arabca´da Arab toplumu ve dilcileri arasinda iman kelimesinin hangi anlama geldigini tespit etmekten ibarettir. Arab dilcileri ise, imanin tasdik (dogrulamak) anlamina geldiginde, sözlük ve zahiri anlami olan tasdik dişinda bir manasinin bulunmadiginda ittifak etmişlerdir. Görüldügü gibi Sunni kelam bilginleri ayeti anlamlandirirken, “lisanin kelimelere verdigi belli manalarla istidlal” diye ifade edebilecegimiz bir akil yürütme ve yaklaşim sergilemektedirler.

2.AllahTeala munafiklar hakkinda “Ey peygamber, kalpleri iman etmedigi halde, agizlariyla ´inandik´diyen kimselerden ve Yahudiler´den kufur icinde koşuşanlar (in hali) seni üzmesin” (Maide 5/41) buyurmuş, imani kalbin tasdikinden ibaret saymiştir.

3.”Allah kimi dogru yola iletmek isterse, onun kalbini İslam´a acar; kimi de sapitmak isterse göge cikiyormuş gibi kalbini iyice daraltir. Allah inanmayanlarin üstüne işte böyle murdarlik verir.”(En´am6/125).

4.Bir ayette, kufre zorlanan kimsenin, kufur sözünü söylemesinin kalpteki imanina zarar vermeyecegi ifade edilmiştir:

“Kalbi iman ile dolu iken, (inkara) zorlanan müstesna, kim iman ettikten sonra Allah´i inkar ederse ve kalbini kafirlige acarsa, işte Allah´in gazabi bunlaradir. Onlar icin büyük bir azab vardir.”(Nahl 16/106).

5.Kalben inanmayip, dil ile inandiklarini söyleyen munafiklar icin de“(Bedevi) Arablar, ´iman ettik´ dediler. De ki: ´siz iman etmediniz´, ama ´boyun egdik´ deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi”(Hucurat 49/14) buyurulmuştur.

6.Ebedi olarak cennete girecek ve Allah´in kendilerinden, kendilerinin de Allah´tan hoşnut olacagi kimselerden, “Allah´a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babalari, ogullari, kardeşleri yahut akrabalarida olsa- Allah´a ve Resulu´ne düşman olanlarla dostluk ettigini göremezsin. İşte onlarin kalbine Allah, imani yazmiş ve katindan bir ruh ile onlari desteklemiştir.”(Mucedele 58/22) diye bahsedilmiştir.

b.Hadisler

1.Bir hadiste nakledildigine göre ashabdan Usame b. Zeyd (v. 54/674),düzenlenen bir baskin sirasinda, yakaladigi adam “La ilahe illallah” dedigi halde, onu öldürmüş, olayi baskin dönüşü Peygamberimiz´e anlattigi zaman, Peygamberimiz “öldürdügün adam dogru mu söylüyor, yoksa yalan mi söylüyor, kalbini yarip baktin mi?”(3) diye kendisini azarlamiştir. Hz. Peygamber´in “kalbini yarip baktin mi?” sözü imanin kalbin tasdiki oldugunu göstermektedir.

2.Ebu Hureyre´nin (v. 59/679) anlattigina göre, sahabilerden bir grup Resulullah´a gelerek şöyle demiştir:

İcimizde öyle şöyler hissediyoruz ki, herhangi birimiz bunu söylemeyi bile büyük günah sayar.

Resulullah:

“Gercekten öyle bir şey hissettiniz mi?

-Evet. Bunun üzerine Peygamberimiz:

“Bu imanin ta kendisidir(4)demiş, imanin kalbe ait bir fiil olduguna işaret etmiştir.


3.Resul-i Ekrem pek cok hadislerinde, kalbinde hardal, bugday ve zerre ölcüsü iman bulunan kimsenin, sonunda cennete girecegini belirtmiş(5), bunlardan birinde, “Allah cennetlikleri cennete, cehennemlikleri cehenneme koyacak, sonra da ´bakin, kalbin hardal tanesi kadar imani olan birini bulursaniz onu cehennemden cikarin´diyecektir.”(6) buyurmuştur.

Zikirettigimiz ayet ve hadislerin işigi altinda, imani kalbin tasdiki olarak tarifeden Ehl-i Sunnet kelamcilarina göre, bir kişi imanini dili ile ikrar etmese dahi Allah katinda gercek bir mu´mindir. Ancak dünya hükümlerinin uygulanmasi icin kalpteki imanin dil ile aciklanmasida şarttir. (Anahatlariyla İslam Akaidi ve Kelam´a Giriş, Sf. 35-39/Prof. Dr. A. Saim Kilavuz)

(1)İbn Manzur, Ebu´l-Fazl Muhammed b. Mukerrem b. Ali el-Ensari, Lisanu´l-Arab, XIII, 21, Daru Sadir, Beyrut, ts.
(2)Bu görüşlerin kaynaklari icin bk. A. Saim Kilavuz, İman-Kufur Siniri, 20-21, Marifet Yay., İstanbul 1982)
(3)Muslim,“İman”, 41; Ebu Davud, “Cihad”, 95; İbn Mace, “Fiten”,1; Ahmed b. Hanbel, IV, 439.)
(4)Muslim,“İman”, 60; Ahmed b. Hanbel, II, 358, 397, 441.
(5)Buhari,“Tevhid”, 19; Muslim, “İman”, 84; Tirmizi, “Birr”, 61;Nesai, “İman”, 18.
(6)Buhari,“İman”, 15; Muslim, “İman”, 82.




 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,677
Terim olarak ise,Allah Teala´dan getirdigi kesin olarak bilinen hükümler (zaruret-i diniyye) hususunda Hz. Peygamber´i (s.a.v.) tasdik etmek,O´nun haber verdigi şeyleri tereddütsüz kabul edip,bunlarin gercek ve dogru olduguna gönülden inanmak demektir.
Bu konuda bir de suda denilir Hz. Muhammed (s.a.v.)Allahu tealadan kendine ne vahyi olundu ise bir baska ifade ile Allahu tealadan ne alip bildirdi ise bunlarin hepsine inanmak gerekir ve iste kisaca iman bu olur.
 

Son mesajlar