Kayıp olup da hayatta olup olmadığı bilinmeyen bir kişinin eşi başkasıyla evlenebilir mi?
Kaybolup da kendisinden haber alınamayan, yeri ve hayatta olup olmadığı bilinmeyen kişiye mefkûd denilir.
Fakihler, mefkûdün eşinin boşanma hakkı konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Hanefîler hükmen ölüm kararı için, akranlarının vefatına veya ortalama olarak yaşayabileceği azami süre için farklı görüşlere göre 62 ilâ 120 yıl kadar beklemek gerekeceği görüşünü benimsemişler; ayrıca bu durumu, eşinin müracaatı üzerine mahkeme tarafından evlilik bağına son verilebilmesine imkân sağlayan bir gerekçe saymamışlardır (Serahsî, el-Mebsût, XI, 35-36).
Hanbelî mezhebinde, mefkûd/kayıp kişinin ortalama olarak yaşayabileceği süre dolunca (Haraşî, Şerhu Muhtasar, IV, 149-151); Şâfıî mezhebindeki yaygın görüşe göre de daha fazla yaşamayacağına kanaat getirildiğinde ölü sayılmasına karar verilebilecektir (Şâfıî, el-Ümm, VI, 608-609; Şirbîni, Müğnil-Muhtâc, III, 520-521).
Mâlikilere göre ise eşinin müracaatı üzerine hâkim gerekli araştırmayı yapar. Bilgi edinilmesinden ümit kesilmesi halinde dört yıl beklenir; bu süre bitince hâkim ayırma kararı verir ve kadın vefat iddetini bekledikten sonra başkasıyla evlenebilir (Sahnûn, el-Müdevvene, III, 742-743; Zühaylî, el-Fıkhul-İslamî, V, 784-785). 1917 tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesinde de konu bu görüşe göre düzenlenmiştir. Bu içtihat maslahata daha uygundur. Buna göre kocasından dört yıl veya daha fazla haber alamayan kadın, bu son görüşe göre boşanmak üzere mahkemeye başvurabilir. Mahkemenin boşaması halinde vefat iddeti bekledikten sonra başka biriyle evlenebilir (HAK, md. 126, 127).
https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-...en-bir-kisinin-esi-baskasiyla-evlenebilir-mi-
Kaybolup da kendisinden haber alınamayan, yeri ve hayatta olup olmadığı bilinmeyen kişiye mefkûd denilir.
Fakihler, mefkûdün eşinin boşanma hakkı konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Hanefîler hükmen ölüm kararı için, akranlarının vefatına veya ortalama olarak yaşayabileceği azami süre için farklı görüşlere göre 62 ilâ 120 yıl kadar beklemek gerekeceği görüşünü benimsemişler; ayrıca bu durumu, eşinin müracaatı üzerine mahkeme tarafından evlilik bağına son verilebilmesine imkân sağlayan bir gerekçe saymamışlardır (Serahsî, el-Mebsût, XI, 35-36).
Hanbelî mezhebinde, mefkûd/kayıp kişinin ortalama olarak yaşayabileceği süre dolunca (Haraşî, Şerhu Muhtasar, IV, 149-151); Şâfıî mezhebindeki yaygın görüşe göre de daha fazla yaşamayacağına kanaat getirildiğinde ölü sayılmasına karar verilebilecektir (Şâfıî, el-Ümm, VI, 608-609; Şirbîni, Müğnil-Muhtâc, III, 520-521).
Mâlikilere göre ise eşinin müracaatı üzerine hâkim gerekli araştırmayı yapar. Bilgi edinilmesinden ümit kesilmesi halinde dört yıl beklenir; bu süre bitince hâkim ayırma kararı verir ve kadın vefat iddetini bekledikten sonra başkasıyla evlenebilir (Sahnûn, el-Müdevvene, III, 742-743; Zühaylî, el-Fıkhul-İslamî, V, 784-785). 1917 tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesinde de konu bu görüşe göre düzenlenmiştir. Bu içtihat maslahata daha uygundur. Buna göre kocasından dört yıl veya daha fazla haber alamayan kadın, bu son görüşe göre boşanmak üzere mahkemeye başvurabilir. Mahkemenin boşaması halinde vefat iddeti bekledikten sonra başka biriyle evlenebilir (HAK, md. 126, 127).
https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-...en-bir-kisinin-esi-baskasiyla-evlenebilir-mi-