İbrahim Halilullah, Nemrud'un ateşinden,[FONT="]Kurtulup, hicret etti onun memleketinden.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Hanımı Sâre ile, bir yere geldiler ki,[/FONT] [FONT="]Ahlaksız ve zalimdi o ülkenin meliki.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Sâreyi görür görmez, oldu ona musallat.[/FONT] [FONT="]Sâre ise, Allaha eyledi münacaat:[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="](Ya Rabbi, bu zalimin şerrinden koru beni!)[/FONT] [FONT="]Der demez, o ahlaksız yerde buldu kendini.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Hatta eli ayağı hiç tutmaz oldu hepten.[/FONT] [FONT="]Yalvardı ki: (Dua et, kurtulayım bu dertten.)[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Sâre dua edince, kalktı ve buldu sıhhat.[/FONT] [FONT="]Ve lakin kurtulunca, oldu yine musallat.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Elini uzatınca tekrardan o edebsiz,[/FONT] [FONT="]Yine yere devrilip, kaldı tam hareketsiz.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Bu hal vaki olunca kendisine üç defa,[/FONT] [FONT="]Korktu ve pis elini uzatmadı bir daha.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Hem de, Hâcer adında, çok asil bir hatunu,[/FONT] [FONT="]Hizmetine vererek, bıraktı artık onu.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Halilullah ve Sâre, oradan ayrılarak,[/FONT] [FONT="]Filistine geldiler Hâcer'i de alarak.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Sâre hatun dedi ki hazret-i İbrahim'e:[/FONT] [FONT="](Ben yaşlandım, Hâcer'i nikâh eyle kendine.)[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Hâcer'le evlenince İbrahim Halilullah,[/FONT] [FONT="]Hazret-i İsmaili bahşetti ona Allah.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Resulullahın nuru, önce bu hanımına,[/FONT] [FONT="]Ondan da geçiverdi İsmail'in alnına.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]İbrahim Halilullah, bu nurun sebebiyle,[/FONT] [FONT="]Fazla ilgi gösterdi Hâcerle İsmaile.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Sâre'nin gayretine dokununca işbu hal,[/FONT] [FONT="]Hazreti İbrahime bir vahiy geldi derhal:[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Hâcer'le İsmail'i, bu vahiy üzerine,[/FONT] [FONT="]Götürdü Beytullahın şu andaki yerine.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Lakin o yer çok ıssız, tenha idi o zaman.[/FONT] [FONT="]İkisini bırakıp, geri döndü oradan.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Halilullah'ın yaşı, ne zaman ki yüz oldu,[/FONT] [FONT="]Sâre'nin yaşı dahi yetmişi geçiyordu.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Bir gün Sâre hatunla, Halil aleyhisselam,[/FONT] [FONT="]Otururken, melekler geldi ve verdi selam.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Halilullah, onları buyur etti içeri.[/FONT] [FONT="]Lakin tanıyamadı bu gelen kişileri.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Çıktı ve et kızarttı onlardan hiç habersiz.[/FONT] [FONT="]Önlerine getirip, dedi: (Yemez misiniz?)[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Onlar, bir bahaneyle o etten yemeyince,[/FONT] [FONT="]Melek olduklarını bilip korktu iyice.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Melekler dediler ki: (Korkma, bizler meleğiz.[/FONT] [FONT="]Seni, İshak adında oğulla müjdeleriz.)[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Sâre bunu işitip, çok taaccüp eyledi.[/FONT] [FONT="](Ben acuze hatunum, bu nasıl olur?) dedi.[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Halilullaha dahi garib geldi bu tebşir.[/FONT] [FONT="]Buyurdu: (Ey melekler, bu ne garip müjdedir?[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Bu ihtiyarlığımda nasıl oluyor da siz,[/FONT] [FONT="]Bana, oğlun olacak diye müjdelersiniz?)[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Dediler ki: (Hak ile müjdeledik biz seni.[/FONT] [FONT="]Allahın rahmetinden hiç kesme ümidini.)[/FONT] [FONT="] [/FONT] [FONT="]Buyurdu ki: (Allahın rahmeti bî-payandır.[/FONT] [FONT="]Ondan ümit kesenler, bundan gafil olandır.)[/FONT]
Ne zaman ki dünyaya geldi İshak Peygamber,[FONT="]Gülüyor manasına, ona İshak dediler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Zira Sâre hatuna bu müjde geldiğinde,[/FONT]
[FONT="]Hayret edip gülmüştü bir taaccüp içinde.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Büyüyünce, anne ve babasıyla beraber,[/FONT]
[FONT="]Mekke ve Beytullahı ziyarete gittiler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Abisi İsmaille görüşüp, tekrar yine,[/FONT]
[FONT="]Onlar ile birlikte döndüler Filistine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Vakta ki vefat etti İbrahim Halilullah,[/FONT]
[FONT="]O zaman bu oğlunu peygamber yaptı Allah.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yüz ve sima olarak İshak aleyhisselam,[/FONT]
[FONT="]Hazreti İbrahimi andırıyor idi tam.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sakalı çıktığında nitekim onun bir gün,[/FONT]
[FONT="]İkisini ayırmak olmuştu gayri mümkün.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra Halilullahın sakalları bir gece,[/FONT]
[FONT="]Ağarınca, ayırmak kabil oldu böylece.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İshak Nebi'nin yaşı, seksene vardığında,[/FONT]
[FONT="]Oldu ikiz evladı İys ve Yakub adında.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yüzyirmi sene kadar dünyada sürdü hayat.[/FONT]
[FONT="]Allahın birliğini tebliğ etti her saat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Peygamber olduğuna, kavmi inanmaz ise,[/FONT]
[FONT="]Onlara, çeşit çeşit gösterirdi mucize.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Mesela kavmi bir gün, ceylan, keçi ve tilki,[/FONT]
[FONT="]Getirip, kendisine şöyle demişlerdi ki:[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Bunlar şahit olursa peygamber olduğuna,[/FONT]
[FONT="]Biz de, ister istemez iman ederiz buna.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O zaman İshak Nebi buyurdu: (Ey hayvanlar![/FONT]
[FONT="]Benim kim olduğumu söyleyiniz aşikâr.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Önce tilki konuşup, şöyle dedi: (Ya İshak![/FONT]
[FONT="]Sen Hakk'ın Resulüsün, inanırız biz elhak.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra, ceylan konuştu fasih bir lisan ile.[/FONT]
[FONT="]Dedi: (Sen peygambersin, şüphe yok zerre bile.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve sen, Halilullahın ve Sâre'nin oğlusun.[/FONT]
[FONT="]Kavmini, batıl yoldan Hakka çağırıyorsun.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Şehadet ederim ki hem de şuna ya İshak![/FONT]
[FONT="]Sadece Allah vardır ibadete müstehak.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O sözünü bitirdi, keçiye geldi nöbet.[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Sen Allahın peygamberisin elbet[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bunda asla şüphe yok, peygambersin sen işte.[/FONT]
[FONT="]Sana iman etmiyen, yanacaktır ateşte.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir gün de İshak Nebi, üzerinde bir dağın,[/FONT]
[FONT="]Yine tebliğ ederken birliğini Allahın,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halk dedi ki: (Şu dağı ettirirsen hareket,[/FONT]
[FONT="]Biz de inanırız ki, hak peygambersin elbet.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O da, Hak teâlâya el açıp etti dua.[/FONT]
[FONT="]O esnada koca dağ, başladı sallanmaya.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu büyük mucizeyi görünce kavmi o gün,[/FONT]
[FONT="]Küfürden, hidayete kavuştular topyekün.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir gün de, birkaç kişi, huzuruna geldiler.[/FONT]
[FONT="](Resulsen, bir mucize göster bize) dediler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Pekâlâ, nasıl olsun mucize?)[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: (Bir sığır derisini, biz size,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Getirelim, sen onu canlandırırsan eğer,[/FONT]
[FONT="]Biliriz ki, hakiki peygambermişsin meğer.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İshak aleyhisselam, kum doldurdu deriye.[/FONT]
[FONT="]Dua etti: (Ya Rabbi, buna hayat ver) diye.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Allahın izni ile dirilip kalktı hayvan.[/FONT]
[FONT="]Onlar bunu görünce, ettiler hemen iman.[/FONT]
Ken'an iline gelen Hakk'ın Peygamberidir.[FONT="]Ve hazreti Yusufun kıymetli pederidir.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Babası İshak Nebi, rüya gördü bir gece.[/FONT]
[FONT="]Bir ağaç yükselmişti belinden pek büyükçe.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hayretle bu ağaca baktığında, bu defa,[/FONT]
[FONT="]Gördü ki, dal ve budak saldı dört bir tarafa.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra bir ses duydu ki: (Gördüğün bu dal budak,[/FONT]
[FONT="]Evladından gelecek Nebilerdir ey İshak!)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Uykudan uyanınca, sevindi, ferahladı.[/FONT]
[FONT="]Ta ki yaşlandığında, oldu ikiz evladı.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İys ve Yakub adını verdiği bu oğullar,[/FONT]
[FONT="]Büyüyüp, kendisine hizmete koyuldular.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ne zaman ki vefatı yaklaşınca nihayet,[/FONT]
[FONT="]Bu iki evladını, yanına etti davet.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yakub aleyhisselam huzuruna girince,[/FONT]
[FONT="]Ellerini açarak dua etti şöylece:[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Neslimden çok Nebiler gelecekti ya Rabbi![/FONT]
[FONT="]İşte bu evladımdan zuhur ettir o va'di.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İys dahi girdiğinde, eyledi şöyle dua:[/FONT]
[FONT="](Soyundan çok melikler göndersin Hak teâlâ.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin İys, Yakub için ettiği temenniyi,[/FONT]
[FONT="]Kendine yapılandan görünce daha iyi,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir kıskançlık duygusu giriverdi içine.[/FONT]
[FONT="]Ve düşmanlık besledi hemen bu kardeşine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İshak Nebi, görüp bu İys'in kıskançlığını,[/FONT]
[FONT="]İki eşit parçaya ayırdı mallarını.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hatta bir karışıklık çıkmaması için de,[/FONT]
[FONT="]Verdi hisselerini her iki kardeşin de.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin İys, buna dahi razı gelmediğinden,[/FONT]
[FONT="]Yakuba düşeni de, zorla aldı elinden.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kalmayınca Yakubun elinde bir nesnesi,[/FONT]
[FONT="]Annelik şefkatiyle üzüldü validesi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Kalk evladım, dayının yanına var.[/FONT]
[FONT="]Ümit ediyorum ki, o sana yardım yapar.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Peki deyip, Harran'a vasıl oldu nihayet.[/FONT]
[FONT="]Bir kuyuya uğrayıp, orada aldı abdest.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra da namaz kılıp, dua etti Rabbine.[/FONT]
[FONT="]Kalktı ve dayısını sual etti birine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Meğerse dayısının kızı imiş o dahi.[/FONT]
[FONT="]Dönünce, babasına söyledi bu haberi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O dedi ki: (Ey kızım, o kimseyi çağır git!)[/FONT]
[FONT="]Kız gidip çağırınca, eve geldi o vakit.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dayısı onu görüp, sual etti ki hemen:[/FONT]
[FONT="](Ey genç, sen kimlerdensin ve teşrifin nereden?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi: (Adım Yakubtur, hem İshakın oğluyum.[/FONT]
[FONT="]Annemin isteğiyle ta Şam'dan geliyorum.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ninem Sâre hatundur, kardeşim var İys diye.[/FONT]
[FONT="]Babam vefat edince, yöneldim bu beldeye.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dayısı, bu habere çok sevindi içinden.[/FONT]
[FONT="]Ve ona, vazifeler verdi kendi işinden.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Büyük kızı Leyayı, eyledi ona teklif.[/FONT]
[FONT="]Lakin onun gözünde, bir kusur vardı hafif.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Küçük kızı Rahile talip oldu o fakat.[/FONT]
[FONT="]Dayısı, küçük deyip, etmedi muvafakat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Önce, büyük kızını verdi bu yeğenine.[/FONT]
[FONT="]Yedi sene sonra da, küçüğü verdi yine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Küçük kızı Rahil'den, gayet güzel ve şerif,[/FONT]
[FONT="]Yusuf aleyhisselam dünyaya etti teşrif.[/FONT]
Yakub aleyhisselam, dayısının evinde,[FONT="]Kalarak, uzun müddet bulundu hizmetinde.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve onun kızı ile evlenerek sonradan,[/FONT]
[FONT="]Yusuf aleyhisselam doğdu bu hanımından.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu oğlunun dünyaya teşrif ettiği sene,[/FONT]
[FONT="]Peygamber gönderildi Ken'an ahalisine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve ona, Hak teâlâ gönderdi ki şu vahyi:[/FONT]
[FONT="](İman ve ibadete davet et ahaliyi!)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yakub aleyhisselam, bu vahyi alır almaz,[/FONT]
[FONT="]Bunu, dayısına da aynı gün eyledi arz.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Teşekkürler ederek iyilikleri için,[/FONT]
[FONT="]Ve Ken'ana gitmeye, istedi ondan izin.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O dedi ki: (Ey Yakub, madem ki böyledir hal,[/FONT]
[FONT="]Ailenle birlikte, revan ol yola derhal.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Seninle uzun müddet yapmıştık arkadaşlık.[/FONT]
[FONT="]Görmedim senden asla bir kötülük, fenalık.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Beşyüz koyun ve sığır, bir o kadar katır, at,[/FONT]
[FONT="]Vererek, uğurladı onları kendi bizzat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Vakta ki yaklaştılar onlar Ken'an iline,[/FONT]
[FONT="]Melekler müjde verdi, bunu birbirlerine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin İys, bilmiyordu iç yüzünü bu işin.[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Ben layıktım peygamber olmak için.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dörtyüz kişi toplayıp, kurdu kötü bir niyet.[/FONT]
[FONT="]Onu öldürmek için, yola çıktı pür hiddet.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yakub Nebi, birini elçi gönderip İys'e,[/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Git ondan, bir haber getir bize.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O gidip gördü İys'in o kötü niyetini.[/FONT]
[FONT="]Ve gelip arz eyledi hiddetle geldiğini.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu sefer de oğlunu çağırıp huzuruna,[/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Şimdi de, sen git İys'in yanına.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ona de ki: Babamın, size selamları var.[/FONT]
[FONT="]Diyor ki, sor bakalım, o niçin böyle yapar?[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Biz, seninle kardeşiz herşeyden daha önce.[/FONT]
[FONT="]Aldın bütün malımı pederimiz ölünce.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sen, benim helakimi istedin haddi aşıp.[/FONT]
[FONT="]Ben, evimi terk ettim yanından uzaklaşıp.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Şimdi ise peygamber eyledi beni Allah.[/FONT]
[FONT="]Bana inanır isen, bulursun ancak felah.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Oğlu peki dedi ve giderek amcasına,[/FONT]
[FONT="]Ne tembih etti ise, söyledi aynen ona.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin İys, bunu dahi kabul eylemeyince,[/FONT]
[FONT="]Yakub aleyhisselam dua etti bir nice.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Ya ilahi, beni ve mü'minleri,[/FONT]
[FONT="]Kardeşimden gelecek zarardan eyle beri.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Peygamberlik şefkat ve merhameti içinde,[/FONT]
[FONT="]İmana gelmesini istiyordu İys'in de.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Az sonra iki taraf, birden karşılaştılar.[/FONT]
[FONT="]İys ile Yakub Nebi az ileri çıktılar.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Teke tek mücadele başladı birden bire.[/FONT]
[FONT="]İys'i, Yakub Peygamber kaldırıp vurdu yere.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Daha sonra göğsünün üstüne oturarak,[/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Gördün mü, ne yaptı cenabı Hak?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İys özür dileyerek, ağladı göz yaşiyle.[/FONT]
[FONT="]Oda kalkıp, hemence sarıldı kardeşiyle.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İys dedi: (Affet beni, bildim ki Hak teâlâ,[/FONT]
[FONT="]Seni Peygamber yapıp, eyledi benden ala.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yakub Peygamber dahi, buyurdu: (Ey kardeşim![/FONT]
[FONT="]Benim de, şimdi ancak huzura erdi içim.)[/FONT]
Yakub aleyhisselam, sesi gür Peygamberdi.[FONT="]İsteseydi, sedası çok uzağa giderdi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kâfirler, savaşlarda sesini işitince,[/FONT]
[FONT="]Korkudan uzaklara kaçarlardı bir nice.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir mucizesi ise, atsaydı bir nesneyi,[/FONT]
[FONT="]Kat'ederdi bir anda, çok uzak mesafeyi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir gün oğullarını, Amalika kavmiyle,[/FONT]
[FONT="]Muharebe etmeye gönderdi ordu ile.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Savaşta, bir oğlunun elindeki bir mızrak,[/FONT]
[FONT="]Kırılıp parçalandı, kâfirlere vurarak.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Çaresizlik içinde bağırdı: (Babacığım![/FONT]
[FONT="]Bana bir silah gönder, parçalandı mızrağım.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yakub aleyhisselam, çok uzak mesafeden,[/FONT]
[FONT="]İşitip, bu oğluna bir mızrak attı hemen.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ayrıca seslendi ki uzaktan bağırarak:[/FONT]
[FONT="](Bak oğlum, atıyorum, al sana yeni mızrak.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Oğlu dahi bu sesi işitip döndü yana.[/FONT]
[FONT="]O mızrağı kaparak, hücum etti düşmana.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir gün de, bir meydana toplamıştı kavmini.[/FONT]
[FONT="]Söylüyordu onlara Allahın birliğini.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dediler ki: (Ey Yakub, Peygamberim diyorsun.[/FONT]
[FONT="]Allahın birliğinden bize bahsediyorsun.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halbuki kayalıktan ibaret her yerimiz.[/FONT]
[FONT="]Ziraate müsait hiç yoktur arazimiz.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Madem ki peygambersin, dua et de Rabbine,[/FONT]
[FONT="]Bu kayalar gitsin de, toprak gelsin yerine.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yakub aleyhisselam, kaldırıp ellerini,[/FONT]
[FONT="]Dedi: (Ya Rab, toprağa tebdil et yerlerini.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onun bu duasıyla, kayalık olan yerler,[/FONT]
[FONT="]Ekilmeye müsait toprak oluverdiler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu büyük Peygamberin, suret, huy ve ahlakta,[/FONT]
[FONT="]En üstün olduğunu bilirdi cümle halk da.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Beyaz, buğday benizli, uzun boylu ve cömert,[/FONT]
[FONT="]Doğru sözlü, sabırlı, kerim bir zattı gayet.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yumuşak tabiatlı, halim, selim ve nazik,[/FONT]
[FONT="]Ve lakin tebliğinde etmedi hiç gevşeklik.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Vefatı yaklaşınca, bilcümle evladını,[/FONT]
[FONT="]Çağırıp, şöyle yaptı en son nasihatını:[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Oğullarım, dünyada gelmeden eceliniz,[/FONT]
[FONT="]Allahü teâlâya ibadet eyleyiniz.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve hiçbir işinizde, terk etmeyin ihlası.[/FONT]
[FONT="]Budur en lüzumlu şey, budur işin esası.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Din ve imanınızdan, kıl kadar ayrılmayın.[/FONT]
[FONT="]Çok pişman olursunuz mahşerde yoksa yarın.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ölüm vakti gelince, hazır oldu melekler.[/FONT]
[FONT="]Ve ona, Cennetteki yerini gösterdiler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yakub Nebi baktı ve gördü çok minberleri.[/FONT]
[FONT="]Ve sordu, üstündeki nur yüzlü kimseleri.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Melekler dediler ki: (Ey Yakub, işte onlar,[/FONT]
[FONT="]Deden Halilullahın torunu oluyorlar.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu: (Ey melekler, isterim ki şu anda,[/FONT]
[FONT="]Ben dahi bulunayım onların arasında.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dediler ki: (Oraya gitmek istersen eğer,[/FONT]
[FONT="]Şu bardaktan, bir yudum içmeniz icab eder.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Peki deyip, o sudan içince Yakub Nebi,[/FONT]
[FONT="]Kabzettiler ruhunu, yağdan kıl çeker gibi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Cenaze hizmetini tamam ifa ettiler.[/FONT]
[FONT="]Götürüp, babasının yanına defnettiler.[/FONT]