HZ. İBRAHİM KISSASI
[FONT="]Hz. İbrahim´in Ahlakı, Allah Katındaki Seçkinliği
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Onlara İbrahim´in haberini de aktar-oku: (Şuara Suresi, 69)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]İbrahim, ne yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi. (Al-i İmran Suresi, 67)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah´a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi. O´nun nimetlerine şükrediciydi. (Allah) onu seçti ve doğru yola iletti. (Nahl Suresi, 120-121)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Doğrusu İbrahim de onun (soyunun) bir kolundandır. Hani o, Rabbine arınmış (selim) bir kalp ile gelmişti. (Saffat Suresi, 83-84)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kitap´ta İbrahim´i de zikret. Gerçekten o, doğruyu-söyleyen bir Peygamberdi. (Meryem Suresi, 41)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]İbrahim´in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi. Kendisine, onun gerçekten Allah´a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu. (Tevbe Suresi, 114)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Doğrusu İbrahim, yumuşak huylu, duygulu ve gönülden (Allah´a) yönelen biriydi. (Hud Suresi, 75)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim´e selam olsun. Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mümin olan kullarımızdandır. (Saffat Suresi, 108-111)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]İyilik yaparak kendini Allah´a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim´in dinine uyandan daha güzel din´li kimdir? Allah, İbrahim´i dost edinmiştir. (Nisa Suresi, 125)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim´in dininden kim yüz çevirir? Andolsun, Biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de o salihlerdendir. (Bakara Suresi, 130)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Andolsun, bundan önce İbrahim´e rüşdünü vermiştik ve Biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. (Enbiya Suresi, 51)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in Allah´a Kesin Bilgi İle İman Etmesi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylece İbrahim´e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk. Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti. Ardından Ay´ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: "Bu benim rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum." Sonra Güneş´i (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "İşte bu benim rabbim, bu en büyük" demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım." (Enam Suresi, 75-78)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Bakara Suresi, 260)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in, Babasını ve Kavmini Tevhide Davet Etmesi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani İbrahim, babası Azer´e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum." (Enam Suresi, 74)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi birşeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun? Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım. Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır. Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun." (Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git." (İbrahim "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi. "Sizden ve Allah´tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım." (Meryem Suresi, 42-48)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavmini Uyarıp Korkutması
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani, babasına ve kavmine: "Siz neye kulluk ediyorsunuz?" demişti. Demişlerdi ki: "Putlara tapıyoruz, bunun için sürekli onların önünde bel büküp eğiliyoruz." Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı? "Ya da size bir yararları veya zararları dokunuyor mu? "Hayır" dediler. "Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk. (İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü? Hem siz, hem de eski atalarınız? İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç ki beni yaratan ve bana hidayet veren O´dur; Bana yediren ve içiren O´dur; Hastalandığım zaman bana şifa veren O´dur; Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O´dur, Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O´dur;" (Şuara Suresi, 70-82)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizler neye tapıyorsunuz? Birtakım uydurma yalanlar için mi Allah´tan başka ilahlar istiyorsunuz? Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?" (Saffat Suresi, 85-87)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Siz yalnızca Allah´tan başka birtakım putlara tapıyor ve birtakım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah´tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah´ın katında arayın, O´na kulluk edin ve O´na şükredin. Siz O´na döndürüleceksiniz." (Ankebut Suresi, 17)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir? "Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk" dediler. Dedi ki: "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." ´Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa (bizimle) oyun oynayanlardan mısın?" "Hayır" dedi. "Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları kendisi yaratmıştır ve ben de buna şehadet edenlerdenim. Andolsun Allah´a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım." (Enbiya Suresi, 52-57)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in Duası
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat; sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver. Beni nimetlerle-donatılmış cennetin mirasçılarından kıl, babamı da bağışla, çünkü o şaşırıp sapanlardandır. Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme, Malın da, çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde." (Şuara Suresi, 83-88)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri Peygambere ve iman edenlere yaraşmaz. İbrahim´in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi. Kendisine, onun gerçekten Allah´a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu. (Tevbe Suresi, 113-114)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in Putları Kırması
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Sonra yıldızlara bir göz attı. "Ben, doğrusu hastayım" dedi. Böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar. Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: "Yemek yemiyor musunuz?" dedi. "Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?" Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi. (Saffat Suresi, 88-93)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye. "Bizim ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir" dediler. "Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik" dediler. Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar." Dediler ki: "Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?" "Hayır" dedi. "Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin. Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler. Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler: "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin." Dedi ki: "O halde, Allah´ı bırakıp da sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz? Yuh size ve Allah´tan başka taptıklarınıza. Siz yine de akıllanmayacak mısınız?" (Enbiya Suresi, 58-67)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Yontmakta olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır." (Saffat Suresi, 95-96)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim ve Nemrut
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Allah, kendisine mülk verdi diye Rabbi konusunda İbrahim´le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabbim diriltir ve öldürür" demişti; o da: "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. (O zaman) İbrahim: "Şüphe yok, Allah güneşi doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir" deyince, o inkârcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (Bakara Suresi, 258)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz.İbrahim´in Yakılmak İstenmesi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Eğer (birşey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun." (Enbiya Suresi, 68)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın." (Saffat Suresi, 97)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Biz de dedik ki: "Ey ateş, İbrahim´e karşı soğuk ve esenlik ol." Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık. (Enbiya Suresi, 69-70)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz, onları alçaltılmışlar kıldık. (Saffat Suresi, 98)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim ve Hz. İsmail
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Onu ve Lut´u kurtarıp içinde, alemler (insanlık) için bereketler kıldığımız yere (ülkeye) çıkardık. (Enbiya Suresi, 71)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylelikle, onlardan ve Allah´tan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshak´ı ve (oğlu) Yakup´u armağan ettik ve her birini Peygamber kıldık. (Meryem Suresi, 49)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="](İbrahim) Dedi ki: "Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; O, beni hidayete erdirecektir." "Rabbim, bana salihlerden (olan bir çocuk) armağan et." Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik. Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın." Sonunda ikisi de (Allah´ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail´i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik. "Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz." Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı. Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik. Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim´e selam olsun. Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mümin olan kullarımızdandır. (Saffat Suresi, 99-111)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. (Bakara Suresi, 131)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim ve İsmail´in Mekke´ye Gelişi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani İbrahim: "Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah´a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Allah: "Sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o" demişti. (Bakara Suresi, 126)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani İbrahim şöyle demişti: "Bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara kulluk etmekten uzak tut. Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp-saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin. Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler. Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah´a gizli kalmaz. Hamd, Allah´a aittir ki, O, bana ihtiyarlığa rağmen İsmail´i ve İshak´ı armağan etti. Şüphesiz Rabbim, gerçekten duayı işitendir. Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur. Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve müminleri bağışla" (İbrahim Suresi, 35-41)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]HZ. LUT KISSASI
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. Lut´un, Kavmine Gönderilişi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Bunun üzerine Lut ona iman etti ve dedi ki: "Gerçekten ben, Rabbime hicret edeceğim. Çünkü şüphesiz O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Ankebut Suresi, 26)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut´a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi. Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi. (Enbiya Suresi, 74-75)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]İsmail´i, Elyasa´yı, Yunus´u ve Lut´u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık. (Enam Suresi, 86)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. Lut´un, Kavmini Tevhide Çağırması
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani onlara kardeşleri Lut: "Sakınmaz mısınız?" demişti. Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah´tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir." (Şuara Suresi, 161-164)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut Kavminin Sapkınlıkları
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz? "Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz." (Araf Suresi, 80-81)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Siz insanlardan (cinsel arzuyla) erkeklere mi gidiyorsunuz? "Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz." (Şuara Suresi, 165-166)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut da; hani kavmine demişti: "Siz gerçekten, sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı ´çirkin bir utanmazlığı´ yapıyorsunuz. Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah´ın azabını getir" demek oldu. (Ankebut Suresi, 28-29)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut da; hani kavmine demişti ki: "Siz, açıkça gördüğünüz halde, yine de o çirkin utanmazlığı yapacak mısınız? Siz gerçekten, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Hayır, siz (yaptığı şeyi) bilmeyen bir kavimsiniz." (Neml Suresi, 54-55)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavminin Hz. Lut´a Cevabı
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Ey Lut, eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten (buradan) sürülüp çıkarılanlardan olacaksın." (Şuara Suresi, 167)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavminin cevabı: "Lut ailesini şehrinizden sürüp çıkarın. Temiz kalmak isteyen insanlarmış" demekten başka olmadı. (Neml Suresi, 56)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı. (Araf Suresi, 82)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut (kavmi) de, gönderilen (elçi)leri yalanladı. (Şuara Suresi, 160)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah´ın azabını getir" demek oldu. (Ankebut Suresi, 29)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut kavmi de uyarıları yalanladı. (Kamer Suresi, 33)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler. (Kamer Suresi, 36)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et." (Ankebut Suresi, 30)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Meleklerin Önce Hz. İbrahim´i Ziyareti ve Hz. İshak´ı Müjdelemeleri
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Andolsun, elçilerimiz İbrahim´e müjde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi. Ellerinin ona uzanmadığını görünce (İbrahim durumdan) hoşlanmadı ve içine bir tür korku düştü. Dediler ki: "Korkma. biz Lut kavmine gönderildik." (Hud Suresi, 69-70)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Onlara İbrahim´in konuklarından haber ver. Yanına girdiklerinde "Selam" demişlerdi. O da: "Biz sizden korkmaktayız" demişti. Dediler ki: "Korkma biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz." (Hicr Suresi, 51-53)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Sana İbrahim´in ağırlanan konuklarının haberi geldi mi? Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk." Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi. Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi. (Zariyat Suresi, 24-27)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="](Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler. Böylece karısı çığlıklar kopararak geldi ve yüzüne vurarak: "Kısır, yaşlı bir kadın (mı doğum yapacakmış)? dedi. (Zariyat Suresi, 28-29)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Karısı ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz ona İshak´ı, İshak´ın arkasından da Yakub´u müjdeledik. "Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.." (Hud Suresi, 71-72)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Allah´ın emrine mi şaşıyorsun? Allah´ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid´tir." (Hud Suresi, 73)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Bana ihtiyarlık gelip-çökmüşken mi müjdeliyorsunuz? Beni ne ile müjdelemektesiniz?" Dediler ki: "Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma." Dedi ki: "Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?" (Hicr Suresi, 54-56)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Biz ona, salihlerden bir Peygamber olarak İshak´ı da müjdeledik. Ona ve İshak´a bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de. (Saffat Suresi, 112-113)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut Kavminin Helak Haberi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?" Dediler ki: "Gerçekte biz, suçlu-günahkar olan bir topluluğa gönderildik." (Hicr Suresi, 57-58)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Onun içinde Lut da vardır." Dediler ki: "Onun içinde kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır." (Ankebut Suresi, 32)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Ancak Lut ailesi hariçtir; biz onların tümünü muhakkak kurtaracağız. Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır." (Hicr Suresi, 59-60)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Öyle. (Bunu) Senin Rabbin buyurdu. Çünkü O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir. Doğrusu biz, suçlu-günahkar bir kavme gönderildik" dediler. "Üzerlerine çamurdan (iyice sertleşip kaskatı kesilmiş) taşlar yağdırmak için. (Ki bu taşların her biri,) Rabbinin katında ölçüyü taşıranlar için (herkese ayrı ayrı) işaretlenmiştir." (Zariyat Suresi, 30-34)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Elçilerin Hz. Lut´u Ziyaret Etmesi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Elçilerimiz Lut´a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve: "Bu, zorlu bir gün" dedi. (Hud Suresi, 77)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylelikle elçiler Lut ailesine geldiklerinde, (Lut) Dedi ki: "Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz." "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik. Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz. Hemen aileni gecenin bir bölümünde yola çıkar, sen de onların ardından git ve sizden hiç kimse arkasına bakmasın; emrolunduğunuz yere gidin." Ve onlara şu emri verdik: "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir." (Hicr Suresi, 61-66)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut Halkının Azgınlığı
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi. (Hicr Suresi, 67)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavmi ona doğru koşarak geldi; onlar daha önceden kötülükler işlemekteydiler. "Ey kavmim" dedi. "İşte benim kızlarım, bunlar sizler için daha temizdir. Artık Allah´tan korkun ve beni misafirim önünde küçük düşürmeyin. İçinizde hiç aklı başında olan (reşid) bir adam yok mu?" (Hud Suresi, 78)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="](Lut onlara) "Bunlar benim konuğumdur, beni utandırıp-dillere düşürmeyin" dedi. "Allah´tan korkup-sakının ve beni küçük düşürmeyin." Dediler ki: "Biz seni ´herkes(in işin)e karışmaktan´ alıkoymamış mıydık? "Dedi ki: "Eğer yapmak-istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım." (Hicr Suresi, 68-71)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun." (Hud Suresi, 79)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. Lut´un Kavminden Ayrılması
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Size yetecek gücüm olsaydı veya sağlam bir yere sığınabilseydim." (Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va´dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?" (Hud Suresi 80,81)
[/FONT]
[FONT="][/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in Ahlakı, Allah Katındaki Seçkinliği
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Onlara İbrahim´in haberini de aktar-oku: (Şuara Suresi, 69)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]İbrahim, ne yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi. (Al-i İmran Suresi, 67)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah´a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi. O´nun nimetlerine şükrediciydi. (Allah) onu seçti ve doğru yola iletti. (Nahl Suresi, 120-121)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Doğrusu İbrahim de onun (soyunun) bir kolundandır. Hani o, Rabbine arınmış (selim) bir kalp ile gelmişti. (Saffat Suresi, 83-84)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kitap´ta İbrahim´i de zikret. Gerçekten o, doğruyu-söyleyen bir Peygamberdi. (Meryem Suresi, 41)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]İbrahim´in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi. Kendisine, onun gerçekten Allah´a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu. (Tevbe Suresi, 114)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Doğrusu İbrahim, yumuşak huylu, duygulu ve gönülden (Allah´a) yönelen biriydi. (Hud Suresi, 75)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim´e selam olsun. Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mümin olan kullarımızdandır. (Saffat Suresi, 108-111)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]İyilik yaparak kendini Allah´a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim´in dinine uyandan daha güzel din´li kimdir? Allah, İbrahim´i dost edinmiştir. (Nisa Suresi, 125)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim´in dininden kim yüz çevirir? Andolsun, Biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de o salihlerdendir. (Bakara Suresi, 130)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Andolsun, bundan önce İbrahim´e rüşdünü vermiştik ve Biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. (Enbiya Suresi, 51)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in Allah´a Kesin Bilgi İle İman Etmesi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylece İbrahim´e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk. Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti. Ardından Ay´ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: "Bu benim rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum." Sonra Güneş´i (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "İşte bu benim rabbim, bu en büyük" demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım." (Enam Suresi, 75-78)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Bakara Suresi, 260)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in, Babasını ve Kavmini Tevhide Davet Etmesi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani İbrahim, babası Azer´e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum." (Enam Suresi, 74)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi birşeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun? Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım. Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır. Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun." (Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git." (İbrahim "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi. "Sizden ve Allah´tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım." (Meryem Suresi, 42-48)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavmini Uyarıp Korkutması
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani, babasına ve kavmine: "Siz neye kulluk ediyorsunuz?" demişti. Demişlerdi ki: "Putlara tapıyoruz, bunun için sürekli onların önünde bel büküp eğiliyoruz." Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı? "Ya da size bir yararları veya zararları dokunuyor mu? "Hayır" dediler. "Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk. (İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü? Hem siz, hem de eski atalarınız? İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç ki beni yaratan ve bana hidayet veren O´dur; Bana yediren ve içiren O´dur; Hastalandığım zaman bana şifa veren O´dur; Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O´dur, Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O´dur;" (Şuara Suresi, 70-82)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizler neye tapıyorsunuz? Birtakım uydurma yalanlar için mi Allah´tan başka ilahlar istiyorsunuz? Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?" (Saffat Suresi, 85-87)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Siz yalnızca Allah´tan başka birtakım putlara tapıyor ve birtakım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah´tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah´ın katında arayın, O´na kulluk edin ve O´na şükredin. Siz O´na döndürüleceksiniz." (Ankebut Suresi, 17)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir? "Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk" dediler. Dedi ki: "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." ´Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa (bizimle) oyun oynayanlardan mısın?" "Hayır" dedi. "Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları kendisi yaratmıştır ve ben de buna şehadet edenlerdenim. Andolsun Allah´a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım." (Enbiya Suresi, 52-57)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in Duası
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat; sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver. Beni nimetlerle-donatılmış cennetin mirasçılarından kıl, babamı da bağışla, çünkü o şaşırıp sapanlardandır. Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme, Malın da, çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde." (Şuara Suresi, 83-88)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri Peygambere ve iman edenlere yaraşmaz. İbrahim´in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi. Kendisine, onun gerçekten Allah´a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu. (Tevbe Suresi, 113-114)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim´in Putları Kırması
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Sonra yıldızlara bir göz attı. "Ben, doğrusu hastayım" dedi. Böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar. Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: "Yemek yemiyor musunuz?" dedi. "Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?" Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi. (Saffat Suresi, 88-93)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye. "Bizim ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir" dediler. "Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik" dediler. Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar." Dediler ki: "Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?" "Hayır" dedi. "Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin. Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler. Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler: "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin." Dedi ki: "O halde, Allah´ı bırakıp da sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz? Yuh size ve Allah´tan başka taptıklarınıza. Siz yine de akıllanmayacak mısınız?" (Enbiya Suresi, 58-67)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Yontmakta olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır." (Saffat Suresi, 95-96)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim ve Nemrut
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Allah, kendisine mülk verdi diye Rabbi konusunda İbrahim´le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabbim diriltir ve öldürür" demişti; o da: "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. (O zaman) İbrahim: "Şüphe yok, Allah güneşi doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir" deyince, o inkârcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (Bakara Suresi, 258)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz.İbrahim´in Yakılmak İstenmesi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Eğer (birşey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun." (Enbiya Suresi, 68)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın." (Saffat Suresi, 97)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Biz de dedik ki: "Ey ateş, İbrahim´e karşı soğuk ve esenlik ol." Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık. (Enbiya Suresi, 69-70)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz, onları alçaltılmışlar kıldık. (Saffat Suresi, 98)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim ve Hz. İsmail
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Onu ve Lut´u kurtarıp içinde, alemler (insanlık) için bereketler kıldığımız yere (ülkeye) çıkardık. (Enbiya Suresi, 71)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylelikle, onlardan ve Allah´tan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshak´ı ve (oğlu) Yakup´u armağan ettik ve her birini Peygamber kıldık. (Meryem Suresi, 49)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="](İbrahim) Dedi ki: "Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; O, beni hidayete erdirecektir." "Rabbim, bana salihlerden (olan bir çocuk) armağan et." Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik. Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın." Sonunda ikisi de (Allah´ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail´i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik. "Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz." Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı. Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik. Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim´e selam olsun. Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mümin olan kullarımızdandır. (Saffat Suresi, 99-111)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. (Bakara Suresi, 131)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. İbrahim ve İsmail´in Mekke´ye Gelişi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani İbrahim: "Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah´a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Allah: "Sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o" demişti. (Bakara Suresi, 126)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani İbrahim şöyle demişti: "Bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara kulluk etmekten uzak tut. Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp-saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin. Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler. Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah´a gizli kalmaz. Hamd, Allah´a aittir ki, O, bana ihtiyarlığa rağmen İsmail´i ve İshak´ı armağan etti. Şüphesiz Rabbim, gerçekten duayı işitendir. Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur. Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve müminleri bağışla" (İbrahim Suresi, 35-41)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]HZ. LUT KISSASI
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. Lut´un, Kavmine Gönderilişi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Bunun üzerine Lut ona iman etti ve dedi ki: "Gerçekten ben, Rabbime hicret edeceğim. Çünkü şüphesiz O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (Ankebut Suresi, 26)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut´a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi. Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi. (Enbiya Suresi, 74-75)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]İsmail´i, Elyasa´yı, Yunus´u ve Lut´u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık. (Enam Suresi, 86)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. Lut´un, Kavmini Tevhide Çağırması
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani onlara kardeşleri Lut: "Sakınmaz mısınız?" demişti. Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah´tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir." (Şuara Suresi, 161-164)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut Kavminin Sapkınlıkları
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz? "Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz." (Araf Suresi, 80-81)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Siz insanlardan (cinsel arzuyla) erkeklere mi gidiyorsunuz? "Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz." (Şuara Suresi, 165-166)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut da; hani kavmine demişti: "Siz gerçekten, sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı ´çirkin bir utanmazlığı´ yapıyorsunuz. Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah´ın azabını getir" demek oldu. (Ankebut Suresi, 28-29)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut da; hani kavmine demişti ki: "Siz, açıkça gördüğünüz halde, yine de o çirkin utanmazlığı yapacak mısınız? Siz gerçekten, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Hayır, siz (yaptığı şeyi) bilmeyen bir kavimsiniz." (Neml Suresi, 54-55)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavminin Hz. Lut´a Cevabı
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Ey Lut, eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten (buradan) sürülüp çıkarılanlardan olacaksın." (Şuara Suresi, 167)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavminin cevabı: "Lut ailesini şehrinizden sürüp çıkarın. Temiz kalmak isteyen insanlarmış" demekten başka olmadı. (Neml Suresi, 56)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı. (Araf Suresi, 82)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut (kavmi) de, gönderilen (elçi)leri yalanladı. (Şuara Suresi, 160)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah´ın azabını getir" demek oldu. (Ankebut Suresi, 29)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut kavmi de uyarıları yalanladı. (Kamer Suresi, 33)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler. (Kamer Suresi, 36)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et." (Ankebut Suresi, 30)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Meleklerin Önce Hz. İbrahim´i Ziyareti ve Hz. İshak´ı Müjdelemeleri
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Andolsun, elçilerimiz İbrahim´e müjde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da: "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi. Ellerinin ona uzanmadığını görünce (İbrahim durumdan) hoşlanmadı ve içine bir tür korku düştü. Dediler ki: "Korkma. biz Lut kavmine gönderildik." (Hud Suresi, 69-70)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Onlara İbrahim´in konuklarından haber ver. Yanına girdiklerinde "Selam" demişlerdi. O da: "Biz sizden korkmaktayız" demişti. Dediler ki: "Korkma biz sana bilgin bir çocuk müjdelemekteyiz." (Hicr Suresi, 51-53)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Sana İbrahim´in ağırlanan konuklarının haberi geldi mi? Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk." Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi. Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi. (Zariyat Suresi, 24-27)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="](Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler. Böylece karısı çığlıklar kopararak geldi ve yüzüne vurarak: "Kısır, yaşlı bir kadın (mı doğum yapacakmış)? dedi. (Zariyat Suresi, 28-29)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Karısı ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz ona İshak´ı, İshak´ın arkasından da Yakub´u müjdeledik. "Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.." (Hud Suresi, 71-72)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Allah´ın emrine mi şaşıyorsun? Allah´ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid´tir." (Hud Suresi, 73)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Bana ihtiyarlık gelip-çökmüşken mi müjdeliyorsunuz? Beni ne ile müjdelemektesiniz?" Dediler ki: "Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma." Dedi ki: "Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?" (Hicr Suresi, 54-56)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Biz ona, salihlerden bir Peygamber olarak İshak´ı da müjdeledik. Ona ve İshak´a bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de. (Saffat Suresi, 112-113)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut Kavminin Helak Haberi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?" Dediler ki: "Gerçekte biz, suçlu-günahkar olan bir topluluğa gönderildik." (Hicr Suresi, 57-58)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Onun içinde Lut da vardır." Dediler ki: "Onun içinde kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır." (Ankebut Suresi, 32)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]"Ancak Lut ailesi hariçtir; biz onların tümünü muhakkak kurtaracağız. Ama karısını (kurtaracaklarımız) dışında tuttuk, o, geride kalanlardandır." (Hicr Suresi, 59-60)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Öyle. (Bunu) Senin Rabbin buyurdu. Çünkü O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir. Doğrusu biz, suçlu-günahkar bir kavme gönderildik" dediler. "Üzerlerine çamurdan (iyice sertleşip kaskatı kesilmiş) taşlar yağdırmak için. (Ki bu taşların her biri,) Rabbinin katında ölçüyü taşıranlar için (herkese ayrı ayrı) işaretlenmiştir." (Zariyat Suresi, 30-34)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Elçilerin Hz. Lut´u Ziyaret Etmesi
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Elçilerimiz Lut´a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve: "Bu, zorlu bir gün" dedi. (Hud Suresi, 77)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Böylelikle elçiler Lut ailesine geldiklerinde, (Lut) Dedi ki: "Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz." "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik. Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz. Hemen aileni gecenin bir bölümünde yola çıkar, sen de onların ardından git ve sizden hiç kimse arkasına bakmasın; emrolunduğunuz yere gidin." Ve onlara şu emri verdik: "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir." (Hicr Suresi, 61-66)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Lut Halkının Azgınlığı
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi. (Hicr Suresi, 67)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Kavmi ona doğru koşarak geldi; onlar daha önceden kötülükler işlemekteydiler. "Ey kavmim" dedi. "İşte benim kızlarım, bunlar sizler için daha temizdir. Artık Allah´tan korkun ve beni misafirim önünde küçük düşürmeyin. İçinizde hiç aklı başında olan (reşid) bir adam yok mu?" (Hud Suresi, 78)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="](Lut onlara) "Bunlar benim konuğumdur, beni utandırıp-dillere düşürmeyin" dedi. "Allah´tan korkup-sakının ve beni küçük düşürmeyin." Dediler ki: "Biz seni ´herkes(in işin)e karışmaktan´ alıkoymamış mıydık? "Dedi ki: "Eğer yapmak-istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım." (Hicr Suresi, 68-71)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun." (Hud Suresi, 79)
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Hz. Lut´un Kavminden Ayrılması
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: "Size yetecek gücüm olsaydı veya sağlam bir yere sığınabilseydim." (Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va´dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?" (Hud Suresi 80,81)
[/FONT]
[FONT="][/FONT]