HAZRET-İ MUSA ALEYHİSSELAM
Hz. Musa´nin dogumu
Dogan erkek cocuklar gözler önünde öldürülürken, İsrailogullarin ufuklari iyice kararmis; artik tahamümülleri kalmamisti. Bir seyler olmaliydi. Bu halin devamina, daglar taslar bile tahammül edemezdi. İsrailogullari, Allah´in izniyle kendilerini kurtaracak bir zati beklerken Firavun da onun gelmemesi icin bütün gücünü sarfediyordu. Ama, heyhat! Onun bütün calismalari bosa gidecekti.
Firavunun bu katliami devam ederken, İmran adinda bir zatin, nur topu gibi bir yavrusu dünyaya gelmisti.(Bilmen, a.g.e.)
Allah dogmundan evvel onu annesinin karninda saklamisti. Hamile degil gibiydi annesi. Dünyaya geldigi zaman da yine kimsenin haberi olmadi. Fakat bu dehsetli terör havasi icinde cocugun gizlice yetismesi ve büyümesi büyük bir meseleydi. Vazifeli olarak dogan bu cocugu, Cenab-i Hakkin hifz ve himaye edecegini de bilemiyordi. Onun icin anne ve baba büyük bir endise icindeydiler. Bilhassa annesi iyice heyecanlanmis, heyecanindan ne yapacagini sasirmisti. Cünkü, Firavun her an nur topu gibi yavrusundan haberdar olabilir ve hic acimadan canina kiyabilirdi.
Hz. Musa´yi bekleyen vazifeler
Hz. Musa, Firavunun sarayinda bir prens gibi yasiyordu. Firavunun dirayetli hanimi Asiye, Hz. Musa´yi büyük bir ihtimamla yetistiriyordu. Furavun, Beni İsrail´in cocuklarini öldürmekten vaugecmisse de eski zulüm ve istibdadini hala devam ettiriyordu. Yine halk, Apis öküzüne tapiyor; Firavunu da ilah kabul ediyorlardi.
İsrailogullari Misirlilarla beraber yasadiklari icin onlarin adetlerini farkinda olmadan benimsemislerdi. Fakat gerek onlarin Beni İsrail´i köle muamelesi yapmasi ve gerekse bunlarin Misirlilara besledikleri kin; onlar gibi yasamalarina mani oluyordu. Beni İsrail, Firavunu ilah kabul etmiyor ve öküze de tapmiyorlardi gerci, ama Hz. İbrahim´in Hanif olan dinine lakayd idiler. Gerek Hz. Yusuf´la aralarinda zaman uzamasi ve gerekse bu kahredici esaret, onlarin inanclarini yasamalarina mani olmustu. Yasanmayan bir sey unutulur kaidesince, zamanla bildiklerini de unutmuslardi.
Şimdi ortada üc mesele vardi:
1. Misirlilarin islahi.
2. Beni Israil´in, Misirlilarin esaretinden kurtarilarak arz-i mukaddese götürülmesi.
3. Beni Israil´in islahi
Iste Hz. Musa´yi bibirinden cetin bu üc mesele bekliyordu. Hz. Musa 18-20 yaslarina geldigi sirada, Cenab-i Hak, Hz. Yusuf gibi ona da ilim ve hikmet ihsan etti. (Kasas Suresi, 14; M.Vehbi, X/4075-4076) Sempatik ve sevimli olmasi vasfina, ilim ve hikmet de ilave olunca, seref ve itibari daha da artmis; saray mensublari arasindaki mevkii daha da yükselmisti.
Hz. Musa´nin evlenmesi
Fesaret sahibi olmakla meshur olmus üc kisiden birisi de, Hz. Şuayb´in kizlarindan biri olan Safura´dir. Hz. Musa´yi görür görmez ondaki baskalarindan farkli hali hemen sezmis ve ona ici isinmisti. Babasi ihtiyardi. Öteki kardesleriyle kendisi sürülere bakmakta güclük cekiyorlardi. Hz. Musa ise, güclü, kuvvetli bir civanmertti. Su anda yapacagi belli basli bir is ve gidecegi bir yer de olmadigina göre, onu Medyen´de kendi yanlarinda biraktirabilirdi. Bu fikrini söylemek üzere derhal babasinin yanina kostu:
"Babacigim! Biz ücretli bize hizmet etmesi icin birini aramiyor muyduk? Iste Musa! Bu zat, ücretle tutmak istedigin kimselerin en hayirlisi, en kuvvetlisi ve en emniyetlisidir. Dün aksam bize yardim edip hayvanlarimizi sulayivermisti. Ayrica son derece edep ve haya sahibi. Bizimle konusurken, hic basini kaldirip yüzümüze bakmadi." (Kasas Suresi, 26; M.Vehbi, X/4090)
Hz. Şuayb, kizinin bu teklifini müsbet karsiladi. Derhal Hz. Musa´ya gidip söyle dedi:
"Ya Musa! Sana bir teklifim var. Sekiz sene koyunlarimi güderek bana hizmet etmen mukabilinde, su iki kizimdan birini sana nikahlamak istiyorum. Fakat sen bu sekiz senelik müddeti on seneye tamamlarsan, o senin bilecegin bir istir. Sana fazla mesakkat de vermek istemem. Insallah sen beni salih, hizmetcisine nazik ve mülayim bir sekilde muamele eden ve verdigi sözde duranlardan bulacaksin." (Kasas Suresi, 27)
Hz. Musa zaten basini sokacak bir yuva, siginacak bir yer ariyordu. Hz. Şuayb´in bu teklifini olumlu karsiladi ve söyle dedi:
"Teklifinizi kabul ediyorum. Şartlarini ileri sürdügünüz mukavele de sizinle benim aramda gecerlidir. Sekiz veya on sene olarak teklif ettiginiz bu iki zamandan hangisini tamamlarsam bana kizmak yok. Bu anlasmamiz üzerine, Allah vekil ve sahittir." (Kasas Suresi, 28)
Anlasma geregince Hz. Şuayb, kizi Safura´yi Hz. Musa´ya nikahladi. Hz. Musa da o günden itibaren Hz. Şuayb´a hizmete basladi.
Hz. Musa´nin asasi
Hz. Musa, yapilan anlasma müddetince, Hz. Şuayb´a hizmet etti. ilerde bir cok mucizelere mazhar olacak olan asasini da, bu sirada elde etmisti. Gerek asanin asli ve gerekse Hz. Musa´ya gecisi hakkinda, muhtelif rivayetler varsa da, (M.Vehbi, X/4092) muhakkak olan su ki, Hz. Musa bu asayi Medyen´de iken elde etmis ve koyunlarini da bununla gütmüstür.
Bütün bu hadiseler, ahalinin gözleri önünde cereyan ediyordu. Sihirbazlarin iman etmesiyle, Hz. Musa´nin hakli oldugu ap acik ortaya cikmis; Firavun iyice rezil olmustu. Sihirbazlarin yaptigi bu hareket onu, tamamen cileden cikarmisti.
Firavunun amcazadesi de, onun gittigi yolun, bundan önce helak olan kavimlerin yolunun ayni oldugunu ve dolaysiyla onlarin baslarina gelenlerin aynisinin, kendilerinin de baslarina geleceginden korktugunu söyledi.
Hz. Asiye´nin öldürülmesi
Amcazadesinin imana gelmesinden baska haniminin da tavir ve hareketlerinde degisiklikler hisseden Firavun, onu da sIkistirmaya ve zulmetmeye basladi.
Hz. Asiye, Hz. Musa´da bir cevher sezdigi icin, daha cocuklugunda itibaren ona kendi öz evladi gibi sefkat kanatlarini germisti. Hz. Musa´nin peygamberlini ilan ettigini duyunca hemen iman etti. Zaten ondan böyle bir hareketin zuhurunu bekliyordu.
On Emir
İsrailogullari, nerede ise baslarina düsecek durumda Tur Daginin altinda korkudan nefes alamaz vaziyette iken, Cenab-i Hak, Hz. Musa vasitasiyla onlardan on hususa riayet edeceklerine dair söz aldi. Bunlar söylece siralanabilir:
1.Allah´tan baskasina ibadet etmeyeceklerdi.
2.Anne babaya itaat edecekle ve onlara güzel muamelede bulunacaklardi.
3.Anne baba gibi, sair akrabalara da iyi muamele edeceklerdi.
4.Babalari ölmüs yetim cocuklara iyi davranacaklardi.
5.Gecimlerini temin edemeyen yoksul ve düskünlere de iyilik edeceklerdi.
6.İinsanlara güzel söz söyleyecelerdi.
7.Namaz dos dogru kilacaklardi.
8.Zekat vereceklerdi.
9.Bibirlerinin kanlarini dökmeyeceklerdi.
10.Yekdigerlerini vatanlarindan cikarmayacaklardi.(Bakara Suresi, 83-84.)
Size verdigimiz emirlere kuvvetle sarilin. Ve onlari ciddiyetle yerine getirin. Onlardaki hükümlerimizi belleyip, ince ve derin manalarini iyice düsünün. Umulur ki, bu sayede sakinip korunursunuz da iki cihanda saadete erersiniz.(Bakara Suresi, 63.)
İsrailogullari, bütün bunlara riayet edeceklerine dair hep birden söz vediler. Zaten buna bir nev´i mecburdular. Zira Tur Dagi, neredeyse baslarina düsecek vaziyette, dehset ve heybetle arz-i endam ediyordu. Fakat daha sonra bu tehlikeli an gecince Kulamizla dinledik, kalbimizle isyan ettikdediler.(Bakara Suresi, 93.)(Peygamberler Tarihi, Sf. 246. 250. 264. 288. /Bünyamin Ates)
Hz. Musa´nin dogumu
Dogan erkek cocuklar gözler önünde öldürülürken, İsrailogullarin ufuklari iyice kararmis; artik tahamümülleri kalmamisti. Bir seyler olmaliydi. Bu halin devamina, daglar taslar bile tahammül edemezdi. İsrailogullari, Allah´in izniyle kendilerini kurtaracak bir zati beklerken Firavun da onun gelmemesi icin bütün gücünü sarfediyordu. Ama, heyhat! Onun bütün calismalari bosa gidecekti.
Firavunun bu katliami devam ederken, İmran adinda bir zatin, nur topu gibi bir yavrusu dünyaya gelmisti.(Bilmen, a.g.e.)
Allah dogmundan evvel onu annesinin karninda saklamisti. Hamile degil gibiydi annesi. Dünyaya geldigi zaman da yine kimsenin haberi olmadi. Fakat bu dehsetli terör havasi icinde cocugun gizlice yetismesi ve büyümesi büyük bir meseleydi. Vazifeli olarak dogan bu cocugu, Cenab-i Hakkin hifz ve himaye edecegini de bilemiyordi. Onun icin anne ve baba büyük bir endise icindeydiler. Bilhassa annesi iyice heyecanlanmis, heyecanindan ne yapacagini sasirmisti. Cünkü, Firavun her an nur topu gibi yavrusundan haberdar olabilir ve hic acimadan canina kiyabilirdi.
Hz. Musa´yi bekleyen vazifeler
Hz. Musa, Firavunun sarayinda bir prens gibi yasiyordu. Firavunun dirayetli hanimi Asiye, Hz. Musa´yi büyük bir ihtimamla yetistiriyordu. Furavun, Beni İsrail´in cocuklarini öldürmekten vaugecmisse de eski zulüm ve istibdadini hala devam ettiriyordu. Yine halk, Apis öküzüne tapiyor; Firavunu da ilah kabul ediyorlardi.
İsrailogullari Misirlilarla beraber yasadiklari icin onlarin adetlerini farkinda olmadan benimsemislerdi. Fakat gerek onlarin Beni İsrail´i köle muamelesi yapmasi ve gerekse bunlarin Misirlilara besledikleri kin; onlar gibi yasamalarina mani oluyordu. Beni İsrail, Firavunu ilah kabul etmiyor ve öküze de tapmiyorlardi gerci, ama Hz. İbrahim´in Hanif olan dinine lakayd idiler. Gerek Hz. Yusuf´la aralarinda zaman uzamasi ve gerekse bu kahredici esaret, onlarin inanclarini yasamalarina mani olmustu. Yasanmayan bir sey unutulur kaidesince, zamanla bildiklerini de unutmuslardi.
Şimdi ortada üc mesele vardi:
1. Misirlilarin islahi.
2. Beni Israil´in, Misirlilarin esaretinden kurtarilarak arz-i mukaddese götürülmesi.
3. Beni Israil´in islahi
Iste Hz. Musa´yi bibirinden cetin bu üc mesele bekliyordu. Hz. Musa 18-20 yaslarina geldigi sirada, Cenab-i Hak, Hz. Yusuf gibi ona da ilim ve hikmet ihsan etti. (Kasas Suresi, 14; M.Vehbi, X/4075-4076) Sempatik ve sevimli olmasi vasfina, ilim ve hikmet de ilave olunca, seref ve itibari daha da artmis; saray mensublari arasindaki mevkii daha da yükselmisti.
Hz. Musa´nin evlenmesi
Fesaret sahibi olmakla meshur olmus üc kisiden birisi de, Hz. Şuayb´in kizlarindan biri olan Safura´dir. Hz. Musa´yi görür görmez ondaki baskalarindan farkli hali hemen sezmis ve ona ici isinmisti. Babasi ihtiyardi. Öteki kardesleriyle kendisi sürülere bakmakta güclük cekiyorlardi. Hz. Musa ise, güclü, kuvvetli bir civanmertti. Su anda yapacagi belli basli bir is ve gidecegi bir yer de olmadigina göre, onu Medyen´de kendi yanlarinda biraktirabilirdi. Bu fikrini söylemek üzere derhal babasinin yanina kostu:
"Babacigim! Biz ücretli bize hizmet etmesi icin birini aramiyor muyduk? Iste Musa! Bu zat, ücretle tutmak istedigin kimselerin en hayirlisi, en kuvvetlisi ve en emniyetlisidir. Dün aksam bize yardim edip hayvanlarimizi sulayivermisti. Ayrica son derece edep ve haya sahibi. Bizimle konusurken, hic basini kaldirip yüzümüze bakmadi." (Kasas Suresi, 26; M.Vehbi, X/4090)
Hz. Şuayb, kizinin bu teklifini müsbet karsiladi. Derhal Hz. Musa´ya gidip söyle dedi:
"Ya Musa! Sana bir teklifim var. Sekiz sene koyunlarimi güderek bana hizmet etmen mukabilinde, su iki kizimdan birini sana nikahlamak istiyorum. Fakat sen bu sekiz senelik müddeti on seneye tamamlarsan, o senin bilecegin bir istir. Sana fazla mesakkat de vermek istemem. Insallah sen beni salih, hizmetcisine nazik ve mülayim bir sekilde muamele eden ve verdigi sözde duranlardan bulacaksin." (Kasas Suresi, 27)
Hz. Musa zaten basini sokacak bir yuva, siginacak bir yer ariyordu. Hz. Şuayb´in bu teklifini olumlu karsiladi ve söyle dedi:
"Teklifinizi kabul ediyorum. Şartlarini ileri sürdügünüz mukavele de sizinle benim aramda gecerlidir. Sekiz veya on sene olarak teklif ettiginiz bu iki zamandan hangisini tamamlarsam bana kizmak yok. Bu anlasmamiz üzerine, Allah vekil ve sahittir." (Kasas Suresi, 28)
Anlasma geregince Hz. Şuayb, kizi Safura´yi Hz. Musa´ya nikahladi. Hz. Musa da o günden itibaren Hz. Şuayb´a hizmete basladi.
Hz. Musa´nin asasi
Hz. Musa, yapilan anlasma müddetince, Hz. Şuayb´a hizmet etti. ilerde bir cok mucizelere mazhar olacak olan asasini da, bu sirada elde etmisti. Gerek asanin asli ve gerekse Hz. Musa´ya gecisi hakkinda, muhtelif rivayetler varsa da, (M.Vehbi, X/4092) muhakkak olan su ki, Hz. Musa bu asayi Medyen´de iken elde etmis ve koyunlarini da bununla gütmüstür.
Bütün bu hadiseler, ahalinin gözleri önünde cereyan ediyordu. Sihirbazlarin iman etmesiyle, Hz. Musa´nin hakli oldugu ap acik ortaya cikmis; Firavun iyice rezil olmustu. Sihirbazlarin yaptigi bu hareket onu, tamamen cileden cikarmisti.
Firavunun amcazadesi de, onun gittigi yolun, bundan önce helak olan kavimlerin yolunun ayni oldugunu ve dolaysiyla onlarin baslarina gelenlerin aynisinin, kendilerinin de baslarina geleceginden korktugunu söyledi.
Hz. Asiye´nin öldürülmesi
Amcazadesinin imana gelmesinden baska haniminin da tavir ve hareketlerinde degisiklikler hisseden Firavun, onu da sIkistirmaya ve zulmetmeye basladi.
Hz. Asiye, Hz. Musa´da bir cevher sezdigi icin, daha cocuklugunda itibaren ona kendi öz evladi gibi sefkat kanatlarini germisti. Hz. Musa´nin peygamberlini ilan ettigini duyunca hemen iman etti. Zaten ondan böyle bir hareketin zuhurunu bekliyordu.
On Emir
İsrailogullari, nerede ise baslarina düsecek durumda Tur Daginin altinda korkudan nefes alamaz vaziyette iken, Cenab-i Hak, Hz. Musa vasitasiyla onlardan on hususa riayet edeceklerine dair söz aldi. Bunlar söylece siralanabilir:
1.Allah´tan baskasina ibadet etmeyeceklerdi.
2.Anne babaya itaat edecekle ve onlara güzel muamelede bulunacaklardi.
3.Anne baba gibi, sair akrabalara da iyi muamele edeceklerdi.
4.Babalari ölmüs yetim cocuklara iyi davranacaklardi.
5.Gecimlerini temin edemeyen yoksul ve düskünlere de iyilik edeceklerdi.
6.İinsanlara güzel söz söyleyecelerdi.
7.Namaz dos dogru kilacaklardi.
8.Zekat vereceklerdi.
9.Bibirlerinin kanlarini dökmeyeceklerdi.
10.Yekdigerlerini vatanlarindan cikarmayacaklardi.(Bakara Suresi, 83-84.)
Size verdigimiz emirlere kuvvetle sarilin. Ve onlari ciddiyetle yerine getirin. Onlardaki hükümlerimizi belleyip, ince ve derin manalarini iyice düsünün. Umulur ki, bu sayede sakinip korunursunuz da iki cihanda saadete erersiniz.(Bakara Suresi, 63.)
İsrailogullari, bütün bunlara riayet edeceklerine dair hep birden söz vediler. Zaten buna bir nev´i mecburdular. Zira Tur Dagi, neredeyse baslarina düsecek vaziyette, dehset ve heybetle arz-i endam ediyordu. Fakat daha sonra bu tehlikeli an gecince Kulamizla dinledik, kalbimizle isyan ettikdediler.(Bakara Suresi, 93.)(Peygamberler Tarihi, Sf. 246. 250. 264. 288. /Bünyamin Ates)