Şamuel Aleyhisselam

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,677
İsrailogullari Arasinda Fitnelerin Basgöstermesi

İbni Cerir ve baskalari söyle dedi: “Bütün bunlardan sonra İsrailogullarinin isi iyice karisti, fitneler ve fesadlar cogaldi ve Peygamberleri öldürdüler. Allah Celle Celaluh da, Peygamberlerin yerine onlara hem kendi iclerinde zulmeden, kanlarini döken zorba krallar, hem de ayni sekilde daha baska düsmanlari musallat etti. Düsmanlarindan biri ile savastiklarinda daha önce bahsi gecen “Kubbet-uz-Zaman” da ki Tabut-ul Misak´i yanlarinda bulunduruyorlardi. Onun bereketi, Allah Azze ve Cellenin onda kildigi sukunet ve Musa ile Harun aile halkinin terekesinden arta kalanlar ile yardim olunuyor/galib geliyorlardi. Gazze ve Aşkelon ahalisi ile yaptiklari savaslarda yenilmisler, düsmanlari Tabut-ul Misak´i ellerinden almisti.

O zaman İsrailogullarini krali bunu ögrendiginde boynu yana düstü ve üzüntüsünden öldü. Artik İsrailogullari cobansiz sürü gibi ortada kalmisti. Taki , Allah Celle Celaluh, iclerinden Şemvil (Samuel) isimli Peygamberi gönderdi. İsrailogullari, ondan düsmanlari ile savasabilmek icin baslarina kral tayin etmesini istedi. Allah Azze ve Celle, “Kitabi”nda onlar ile ilgili bize anlattiklarini insallah aktaracagiz.

İbni Cerir diyor ki: “Yusa b. Nun ile Allah Azze ve Cellenin Şemuyel (Samuel) b. Bali´yi Peygamber olarak göndermesinin arasinda dört yüz altmis sene vardir”. Daha sonra İbni Cerir, onlarin baslarina gecen krallarin krallik sürelerini tafsilatli olarak zikretmis ve teker teker adlarini söylemistir. Biz, bilerek onlari burada zikretmedik.

ŞAMUEL (ŞEMUYEL) ALEYHİSSELAM´IN KISSASI

Davud aleyhisselam´in ortaya cikisi da onun zamaninda olmustu. O´nun ismi; Şemuyel – Eşmuyel de, denmistir b. Bali b. Alkame b. Yerham b. Yehu b. Tehu b. Savf b. Alkame b. Mahis b. amusa b. Azriya´dir. Mukatil, onun Harun hanedanindan oldugunu söylemistir. Mucahid dem, onun Eşmuyil b. Helfeka oldugunu iddia etmis, nesebinde bundan daha fazlasini zikretmemistir. Dogrusunu en iyi bilen, Allah Azze ve Celledir.

Suddi, Salebi ve baskalari İbni Abbas, İbni Mesud ve diger bazi sahabelerden su olayi hikaye etmektedir: “Gazze ve Aşkelon´da bulunan Amelikalilar, İsrailogullarina galib gelmis. Onlardan bir cogunu öldürmüs ve cocuklarindan cok sayida esir almislardi. Levi hanedanindan nubuvvet kesilmis, iclerinden sadece hamile bir kadin kalmisti. Kadin, Allah Celle Celaluha kendisine bir erkek cocuk nasib etmesi icin dua ediyordu. Allah Azze ve Celle ihsan etti kadin bir erkek cocuk dogurdun ve Samuel diye isimlendirdi. İbranice de manasi İsmail olup, Allah duami kabul etti/isitti demektir.

Genclik cagina geldiginde annesi Samuel´i Beyt-i Makdis´e götürdü, ibadet ve ilim ögrenmesi icin onu salih bir adama teslim etti. Samuel, artik adamin yaninda kaliyordu. Olgunluk caginda iken, bir gece uyku esnasinda mescid tarafindan bir ses duydu. Ürkmüs bir sekilde sese dikat kesildi. Hocasinin kendisini cagirdigini zannedip “Beni mi cagirdiniz?” diye sordu. (Ses sahibi) onu korkutmak istemedigi icin “evet, uyu” dedi. Samuel de, uyudu. Daha sonra ayni sekilde ikinci defa ona seslendi. Sonra ücüncü defa seslendiginde Cebrail aleyhisselam´in kendisini cagirdigini gördü ve Samuel onun yanina geldi. Cebrail aleyhisselam, söyle dedi: “Rabbin, seni kavmine Peygamber olarak gönderdi.(Bu rivayetin Senedini Şeyh Ahmed Şakir, tashih etmistir.)

Artik Samuel´in durumu, Allah Azze ve Cellenin kitabinda anlattigi su sekilde oldu. Allah Celle Celaluh, Kitab-i Azizi´nde söyle buyuruyor:

“Musa´dan sonra, Beni İsrail´den ileri gelen kimseleri görmedin mi? Kendilerine gönderilmis bir Peygambere: “Bize bir hükümdar gönder ki (onun komutasinda) Allah yolunda savasalim” demislerdi. “Ya size savas yazilir da savasmazsaniz?” dedi. “Yurtlarimizdan cikarilmis, cocuklarimizdan uzaklastirilmis oldugumuz halde Allah neden savasmayalim?” dediler. Kendilerine savas yazilinca, iclerinden pek azi haric, geri dönüp kactilar. Allah zalimleri iyi bilir. Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Talut´u size hükümdar olarak gönderdi dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarliga daha layik oldugumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden genis imkanlar verilmemisken o bize nasil hükümdar olur? Dediler. “Allah sizin üzerinize onu secti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü diledigine verir. Allah her seyi ihata eden ve her seyi bilendir”dedi.

Peygamberleri onlara: Onun hükümdarliginin alameti, Tabut´un size gelmesidir. Meleklerin tasidigi o Tabut icinde Rabbinizden size bir ferahlik ve sukunet, Musa ve Harun hanedanlarinin biraktiklarindan bir kalinti vardir. Eger inanmis kimseler iseniz sizin icin bunda süphesiz bir alamet vardir, dedi. Talut askerlerle beraber (cihad icin) ayrilinca: Biliniz ki Allah sizi bir irmakla imtihan edecek. Kim ondan icerse benden degildir. Eliyle bir avuc icen müstesna kim ondan icmezse bendendir, dedi. İclerinden pek azi müstesna pek azi müstesna hepsi irmaktan ictiler. Talut ve iman edenler beraberce irmagi gecince: Bugün bizim Calut´a ve askerlerine karsi koyacak hic gücümüz yoktur, dediler. Allah´in huzuruna varacaklarina inananlar: Nice az sayida bir birlik Allah´in izniyle cok sayidaki birligi yenmistir.
Allah sabredenlerle beraberdir, dediler. Calut ve askerleriyle savasa tutustuklarinda.

Ey Rabbimiz! Üzerimize sabir yagdir. Bize cesaret ver ki tutunalim. Kafir kavme karsi bize yardim et, dediler. Sonunda Allah´in izniyle onlari yendiler. Davud da Calut´u öldürdü. Allah ona (Davud´a) hükümdarlik ve hikmet verdi, diledigi ilimlerden ona ögretti. Eger Allah´in insanlardan bir kisminin kötülügünü digerleriyle savmasi olmasaydi elbette yeryüzü altüst olurdu. Lakin Allah bütün insanliga karsi lütuf ve kerem sahibidir.”(Bakara suresi. 246-251)

Mufessirlerin cogu, bu kissada zikredilen kavmin Peygamberinin Samuel oldugunu söylemistir. Şemu´n da, denilmistir. Yine ikisinin ayni kisi oldugu da söylenmistir. Bu kavmin Peygamberinin Yusa aleyhisselam oldugu da iddia edilmistir. Ancak bu uzak bir görüstür. Daha önceden de acikladigimiz gibi İmam Ebu Cafer İbni Cerir “Tarihi”nde Yusa aleyhisselam´in ölümü ile Samuel aleyhisselam´in Peygamberligi arasinda dört yüz altmis sene oldugunu söylemektedir. Allahu alem.


 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,677
Hulasa; İsrailogullarini harbler zayiflatip düsmanlari onlari mahvedince, o zamanda bulunan Allah´in Peygamberinden kendileri icin bir kral tayin etmesini istediler. Her yerde ve her aninda itaati altinda beraber savasacaklari bir kral istediler. Peygamberleri onlara söyle dedi: “Ya savas size farz kilininca savasmazsaniz?” Onlar da; “Nicin Allah yolunda savasmayalim ki?” Yani, “hangi sey, bizi savasmaktan alikoyabilir. Halbuki biz, memleketimizde ve cocuklarimizdan uzaklastirildik”. İsrailogullari söyle diyordu: “Biz, kendilerine savas acilmis gergin kimseleriz. Kacirilmis, zayif birakilmis ve düsman elinde esir kalmis cocuklarimiz icin bize elbette savasmak yarasir”. Allah Azze ve Celle, söyle buyuruyor: “SavaŞ onlara farz kilininca pek azi müstesna, savastan yüz cevirdiler. Allah, zalimleri cok iyi bilir.” Nitekim kissanin sonunda da kral ile beraber cok az kisinin nehri gectigi anlatilmistir. Cogu ise savastan kacip geri dönmüstür.

Peygamberleri onlara söyle dedi: “Allah size hükümdar olarak Talut´u gönderdi.” Salebi dedi ki:” Talut´un nesebi söyledir; Talut b. Kays b. Efyel b. Saru b. Nehurat b. Efyan b. Enis b. Bunyamin b. Yakub b. İshak b. İbrahim El-Halil´dir.”İkrime ve Suddi; Talut´un su tasiyan biri oldugunu, Vehb b. Munebbih ise; deri tabaklama isi yapan biri oldugunu söylemistir. (İbni Cerir, 2/603, İbni Ebi Hatim, 2461, senedin de “Seyyi-ul Hifz”(Hafizasi pek kuvvetli olmayan)biri vardir.)

Bunlardan baska seylerde söylenmistir. Allah en dogrusunu bilendir. Bundan dolayi, İsrailogullari; “Nasil olur da Talut´da bize hükümdar olur? Halbuki biz, hükümdarliga O´ndan daha layigiz, O´na cok malda verilmemistir.”dediler.” Anlatildigina göre İsrailogullarinda, Peygamberlik “Levi Hanedanina” krallik ise “Yahuda Hanedanina” verilmisti. Talut´da, “Bunyamin Hanedanina” mensub oldugu icin onu begenmediler ve baslarina emir tayin edilmesini tenkid ettiler. “Biz hükümdarliga O´ndan daha layigiz”dediler. Talut´un fazla mali olmayan fakir biri oldugunu, gerekce gösterip “böyle biri nasil hükümdar olabilir?”dediler.

Peygamberleri onlara söyle dedi: “Allah Azze ve Celle O´nu sizin icin hükümdar secti. İlim ve vucut bakimindan genis genis imkan vererek gücünü artirdi.” Anlatildigina göre Allah Azze ve Celle, Samuel aleyhisselam´a söyle vahiyetmistir:

“İsrailogullarindan, her kimin boyu su asanin boyu kadar olur ve yanina geldiginde, icinde Kudus yagi bulunan su borazan kaynamaya baslarsa onlarin hükümdari o´dur.”İsrailogullari teker teker Peygamberin yanina girip, kendi boylarini asayla karsilastiriyorlardi. Talut´dan baska hic kimsenin boyu asanin boyu kadar degildi. Talut, Samuel aleyhisselam´in yanina geldiginde, borazandaki yag kaynamaya basladi. Samuel aleyhisselam, yagdan Talut´a sürdü ve O´nu İsrailogullarina hükümdar tayin etti. Ve onlara söyle dedi: “Allah O´nu sizin icin hükümdar secti. İlim bakimindan genis imkan vererek gücünü arttirdi.” Buradaki ilimden maksadin; savas sanati oldugu söylenmistir. Yine mutlak bütün ilimleri kapsadigi da söylenmistir. Vucud bakimindan genis imkan vererek gücünü arttirdi. Bundan maksadin da; yüz güzelligi oldugu söylenmistir.

Kissanin siyakindan da anlasildigina göre Talut; Peygamberlerinden sonra kavminin en bilgilisi ve en yakisiklisi idi. “Allah Azze ve Celle mülkünü diledigine verir. Hüküm verme, yaratma ve emretme Allah´a aittir. Allah Celle Celaluh, lütfu bol olandir. Her seyi cok iyi bilendir. Peygamberleri onlara dedi ki: “O´nun hükümdarliginin delili, “Tabut”denilen sandigin size gelmesidir. Onun icinde size Rabbinizden bir huzur, Musa ve Harun aleyhisselam´in ailesinin biraktiklarindan arta kalan vardir. Onu melekler tasiyacaklar. Eger iman ediyorsunuz bunda sizin icin bir ibret vardir.”

Yine bu salih adamin, onlarin hükümdari olmasinin bereketidir ki, Allah Azze ve Celle, düsmanlari tarafindan onlardan zorla alinmis “Tabut”u geri gtirdi. Onlar, bu tabut sayesinde düsmanlarina karsi zafer kazaniyorlardi. “Onun icinde Rabbinizden, size bir huzur vardir.” Tabut´un icinde, Peygamberlerin kalplerinin kendisinde yikandigi altin bir tas oldugu söylenmistir.

Ayetteki “sekine(huzur)” kelimesinin, sert rüzgar oldugu iddia edilmistir. Yine, kedi süretinde bir sey oldugu, harb esnasinda bagirdiginda İsrailogullarinin zafere yakinen inandigi da söylenmistir. “Musa ve Harun aleyhisselam´in ailesinin biraktiklarindan arta kalan vardir.”

Tabut´un icinde, Tevrat levhalarinin kalintilari ve Tih cölünde kendilerine indirilen kudret helvasindan az bir sey oldugu da söylenmistir. “Onu melekler tasiyacaktir.” Yani, Tabut´u size melekler tasiyarak getirecekler, siz de bunu acik bir sekilde göreceksiniz. Ta ki, size söyledigimin dogru olduguna ve bu salih hükümdarin yöneticiliginin gercek olduguna dair acik bir delil ve Allah´in bir ayeti olsun. Bundan dolayi Peygamberleri daha sonra söyle demistir: “Eger iman ediyorsaniz bunda sizin icin bir ibret vardir.”

Şöyle bir olay anlatilmaktadir:
Amalikalilar, icinde sekinet/huzur ve mubarek kalintilarin bulundugu -ayni zamanda Tevrat´in bulundugu da söylenmistir. Tabut´u gasb edip ele gecirdiklerinde onu memleketlerinde bulunan bir putun altina koydular. Sabah oldugunda Tabut´u, putun basinin üstünde buldular ve tekrar Tabut´u putun altina koydular. İkinci gün oldugunda Tabut, tekrar putun üstündeydi. Bu durum birkac defa tekrar edince bunu Allah Azze ve Celle yaptigi bir is oldugunu anladilar ve Tabut´u kendi beldelerinden cikarip civar kasabalarinda birine biraktilar. Bundan sonra da, boyunlarinda bir hastalik bas gösterdi.

Bu durum da uzun bir süre devam edince Tabut´u bir öküz arabasina koydular, iki tanede öküz baglayip bu sekilde (yurtlarindan) gönderdiler. Deniliyor ki; Melekler, o iki öküzü sürerek İsrailogullarinin dolu oldugu/bulundugu bir yere getirdiler. İsrailogullari da bu olaya taniklik ediyordu. Aynen Peygamberlerinin kendilerine önceden haber verdigi gibi. Melekler hangi sekilde Tabut´u getirdigini, Allahu Teala daha iyi bilir. Ayetten de anlasilacagi üzere asikar olan, Tabut´u bizzat meleklerin tasidigidir. Allahu alem. Her ne kadar mufessirlerin ekseriyeti birinci görüsü söylesede bu durum böyledir.

“Talut askerle beraber (cihad icin) ayrilinca: Biliniz ki Allah sizi bir irmakla imtihan edecek. Kim ondan icerse benden degildir. Eliyle bir avuc icen müstesna kim ondan icmezse bendendir, dedi.” İbni Abbas ve mufessirlerin cogu söyle demistir: “Ayette bahsedilen bu nehir, Ürdün nehridir. Şeria nehri diye de isimlendirilmistir”.(İbni Cerir, 2/618. İbni Ebi Hatim, 2501)Yani, Talut dedi ki; Kim bu nehirden icerse benimle bu savasa katilmasin. Eli ile bir avuc icen müstesna, ondan kana kana icen bana katilmasin. “İclerinden pek azi disinda ondan ictiler.” Suddi dedi ki: “Talut´un ordusu seksen bin kisi idi. Yetmis alti bini sudan icti, geriye Talut ile beraber sadece dört bin kisi kaldi.

 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,677
İmam Buhari, “Sahih”´inde Bera b. Azib radiyallahu anhu´dan söyle rivayet etmektedir. Bera dedi ki; “Biz, Muhammed aleyhisselam´in sahabeleri, Bedir ashabinin sayisinin, Talut ile beraber nehri gecen Talut ordusunun sayisi kadar oldugunu söylüyorduk. Talut ile beraber sadece üc yüz on küsur mümin o nehri gecmisti”.

İmam Suddi´nin “ordunun sayisi seksen bin kisi idi” sözü dogru degildir. Cünkü Beyt-i Makdis topraklarinin, sayilari seksen bine ulasan savasci bir orduyu üzerinde bir arada bulundurmasinin ihtimali yoktur. “Talut ve iman edenler beraberce irmagi gecince: Bugün bizim Calut´a ve askerlerine karsi koyacak hic bir gücümüz yoktur, dediler.” Yani, kendilerini azimsadilar, kendi sayilarinin azligi ve düsmanlarinin sayisinin coklugundan dolayi onlara mukavemet edemeyecek kadar kendilerini zayif gördüler. “Allah´in huzuruna varacaklarina inananlar: Nice az sayida bir birlik Allah´in izniyle cok sayidaki birligi yenmistir. Allah sabredenlerle beraberdir, dediler.” Yani, iclerinden sabir, yakin ve iman ehli olan süvari ve cengaverler kendilerini bu mücadele, kavga ve savasta kararli olmaya tesvik ediyordu. “Calut ve askerleriyle savasa tutustuklarinda:

Ey Rabbimiz! Üzerimize sabir yagdir. Bize cesaret ver ki tutunalim. Kafir kavme karsi bize yardim et, dediler.” Allah Azze ve Celleden, üzerlerine sabir indirmesini istediler. Yani, kalblerinin sükünete erip tedirgin olmamasi icin kendilerini sabra bogmasini; harb meydaninda, kahramanlarin vurusma alaninda, savasin cetin oldugu yerde ve mübarezeye cagirma aninda ayaklarina sebat vermesini Allah Azze ve Celleden dilediler. Zahiri ve batini sebati beraber istediler. Hem kendi düsmanlarina, hem de ayetlerini ve nimetlerini inkar eden kafir, Allah düsmanlarina karsi kendilerine zafer verilmesini istediler. Azim olan, kudreti sonsuz, her seyi hakkiyla isiten ve gören, her isinde hikmet sahibi ve her seyden haberdar olan Allah Celle Celaluh, onlarin istediklerine icabet etti. İstemis olduklari seyi kendilerine sagladi/ihsan etti.

Bundan dolayi da söyle buyuruyor Allah Azze ve Celle: “Sonunda Allah´in izniyle onlari yendiler.” Yani, kendi gücleri ile degil Allah Celle Celaluh´un gücüyle, yine kendi kuvvet ve sayilari ile degil Allah Celle Celaluh´un kuvveti ve yardimiyla onlara galib geldiler. Halbuki düsmanlari, sayica daha fazla ve kendilerinden daha cok idi. Nitekim yüce Allah söyle buyuruyor:

“Andolsun ki siz zayifken Allah size Bedir´de yardim etmisti. O halde Allah´dan sakinin ki sükretmis olasiniz.”
“Davud da Calut´u öldürdü. Allah ona (Davud´a) hükümdarlik ve hikmet verdi, diledigi ilimlerden ona ögretti.”
Bu ayeti kerime´de, Davud aleyhisselam´in cesaretine delil vardir. Cünkü Calut´u öldürdügünde öyle bir öldürmüstü ki, askerleri zelil olmus ve ordusunun gücü kirilmisti. Bir hükümdarin, düsmanini öldürdügü gazveden daha büyük bir gazve yoktur. Bunun sayesinde bol ganimet elde etmis, kahramanlari ve cengaverleri esir almis, iman kelimesi putlara üstün gelmisti. Yine bunun sayesinde düsmanlarina karsi, zaferin Allah´in dostlarina nasib olacagi ve hak dinin batila ve batil ehline üstün gelecegi belli olmustur.

Suddi söyle bir rivayet aktarmaktadir:
“Davud aleyhisselam, babasinin en kücük oglu idi. Onlar, on üc erkek kardes idiler. Davud aleyhisselam, İsrailogullarinin hükümdari Talut´un İsrailogullarini Calut´a ve ordusuna karsi (savasa) tesvik ettigini duydu. Talut söyle diyordu: “Kim Calut´u öldürürse kizimi onun ile evlendirecegim ve hükümdarligimda onu ortak yapacagim”.

Davud aleyhisselam´da sapan (Filistin sapani) ile güzel atis yapiyordu. Davud aleyhisselam İsrailogullari ile beraber giderken bir tas “beni yanina al, Calut´u benimle öldüreceksin”dedi. Davud aleyhisselam, o tasi aldi. Daha sonra baska bir tas, pesinden ayri bir tas ayni seyleri söyledi. Davud aleyhisselam, ücüncü de alip torbasina koydu. İki taraf birbiri ile karsilastiginda Calut, mübareze istedi ve karsisina cikacak birini cagirdi. Davud aleyhisselam karsisina cikinca “geri dön, ben seni öldürmek istemem”dedi. Davud aleyhisselam´da “fakat ben seni öldürmek istiyorum”diye karsilik verdi. Torbasindaki üc tasi aldi, sapana koydu ve döndürmeye basladi. Üc tas, bir olmustu. Daha sonra onu Calut´a firlatti ve basini kopardi. Calut´un ordusu hezimete ugramis bir sekilde kacti. Talut da, Davud aleyhisselam´a olan sözünü tuttu. Kizini onunla evlendirdi ve hükümdarliginda onun hükmünü de gecerli kildi. Davud aleyhisselam, İsrailogullarinin yaninda saygi gördü, onu sevdiler ve Talut´tan cok ona ilgi göstermeye basladilar”.(Kasasul Enbiya,İbni Kesir, Sf. 619-624/Heyet)
 

Son mesajlar