[h=1]HZ. ABBAS (R.A.) KİMDİR?[/h]
Ey Medineliler! Bu kardeşimin oğludur. İnsanlar içinde en çok sevdiğim O dur. Eğer onu tasdik edip Allahtan getirdiklerine inanıyor ve beraberinizde alıp götürmek istiyorsanız, beni tatmin edecek sağlam bir söz vermeniz lazım. Bildiğiniz gibi biz onu müşriklere karşı koruduk. O bizim aramızda izzet ve şerefiyle yaşadı. Buna rağmen o sizi tercih etti. Eğer siz onu düşmanlarından koruyabilecekseniz ne ala? Yok onu yalnız bırakacaksanız şimdiden bu işten vazgeçin.. dedi.
AKABE BİATINDA VERİLEN SÖZ
Bu bir amcalık duygusuydu. Onun güvenliği için Medinelilerden emin olmak istiyordu. Bunun üzerine Medineli Müslümanlar: Biz Resûlullahı malımız, canımız pahasına koruyacağız. Biz bu sözümüzde sâdıkız. diyerek söz verdiler ve öylece biat ettiler.
Bedir Savaşında müşriklerin safında yer almak zorunda kalan Abbas bu savaşta esir düştü. Amcasının esirler arasında geceyi geçirmesi sevgili Peygamberimize ağır geldi. O gece uyuyamadı. Niçin uyuyamadığı sorulduğunda: İplerle bağlı Abbasın iniltisini duydum buyurdu. Bu sözü duyan sahabiden biri koştu Abbasın ipini çözdü. Henüz esirler hakkında bir hüküm inmemişti. Ashabıyla istişareden sonra fidye karşılığı esirlerin salıverilmesine karar verildi. Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimiz amcası Abbasa: Kendin için, kardeşinin oğlu Ukayl ve Nevfel için fidye ödeyiniz. buyurdu. O da: Ganimet olarak aldığınız dirhemden başka servetim yok. dedi. Resûlullah (s.a.): Ya o altınlar! Mekkeden çıkacağın gün hanımına verdiğin altınlar!.. Şayet dönemezsem şu kadarı senin, şu Fadlın, Abdullah, Ubeydullah ve Kusemin diye ayırdığın altınlar!.. buyurdu. Abbas hayretler içerisinde: Yemin ederim ki, bu altınları verirken yanımda kimse yoktu. Nereden biliyorsun? dedi. Rasûlullah (s.a.) da: Allah Teâla haber verdi. buyurunca iman nuru gönlünü kapladı ve İslâmla şereflenerek Mekkeye döndü.
EN SON HİCRET EDEN SAHABİ
Sevgili Peygamberimiz onu Mekkede vazifelendirdi. Oradan haberler ulaştıracak ve oradaki Müslümanlara yardımcı olacaktı. O, Kureyşin ileri gelenlerindendi. Nüfuzunu, hatırını kullanacaktı. Bir müddet sonra Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimize bir mektup yazdı. Yanına gelmek istediğini bildirdi. Efendimiz de: Senin, bulunduğun yerdeki cihadın daha güzel ve faydalıdır. diye cevap verdi. Mekke fethinden önce Medineye hicret etti. Fetihten sonra hicret yoktur. hadisine göre en son hicret eden sahabi oldu. Mekke fethi günü Resûlullah (s.a.)in yanında bulundu. Mekkenin kan dökülmeden fethedilmesi için çok çalıştı. Fetih öncesi ve fetih sonrası üstün gayretleriyle buna muvaffak oldu.
Abbas (r.a.) iri cüsseli, gür sesli idi. Huneyn gazasında bozguna uğrayan ashabı o gür sesiyle toparladı. Sevgili Peygamberimizin ona: Ey Abbas! Sen onlara: Ey Ensar topluluğu, ey biat edenler!..diyerek seslen buyurdu. O da gür sesiyle dağılan insanlara seslendi. Kısa zamanda ashap yeniden toparlandı ve şiddetli çarpışmalar oldu. Düşman askerlerinin çoğu öldürüldü. Bir kısmı da esir alındı.
Abbas (r.a.) herkes tarafından sevilir, sayılır ve hürmet edilirdi. Hz. Ömer, Osman (r.a.) hepsi o gelince ayağa kalkarlardı. Hz. Ömer (r.a.) Mescid-i Nebevîyi genişletmek istedi. Abbas (r.a.)a evini satın almak istediğini söyledi. Abbas (r.a.) da evini bağışladı. Çok cömertti. Köle azâd ederdi. Yakın akrabalarının ihtiyaçlarını giderirdi. Bizansa karşı yapılacak seferlerde İslâm ordusunun techizi için çok yardım etti. Ashap onunla teberrük ederdi.
HZ. ÖMERİN YAĞMUR DUASI
Hz. Ömer (r.a.) devrinde kuraklık olmuştu. Yağmur duasına çıkıldı. Hz. Ömer Abbasın sağ elini tutup şöyle yalvardı: Allahım! Peygamberin aramızdayken onu vesile kılıyorduk Allahım! Bugün Peygamberinin amcasını vesile kılıyoruz. Yağmur istiyoruz. Bize rahmetini esirgeme
Bu yakarış daha henüz bitmişti. Bardaktan boşanırcasına onlara rahmet gelmişti. Ashab-ı kiram, Abbas (r.a.)ı kucaklayıp Tebrikler ey Harameynin Sâkisi diyerek sevgi gösterisinde bulundu.
Hz. Osman (r.a.) zamanında Medine-i Münevverede vefat eden Abbas (r.a.) 88 yaşlarında idi, Cenazesini Hz. Osman (r.a.) kıldırdı. Bakî kabristanına defnedildi. Cenab-ı Haktan şefaatlerini niyaz ederiz.
Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, 1994 Aralık, Sayı: 106, Sayfa: 026
HZ. ABBAS (R.A.) KİMDİR? | İslam ve İhsan
Resûlü-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz amcası Abbası çok severdi. Aralarında üç yaş fark vardı. Çocuklukları beraber geçti. Mekkede onunla birlikte büyüdü. Aynı yaştan iki çocuk ve aynı soydan iki genç olarak yetiştiler. Bu yüzden Sevgili Peygamberimiz, Abbasa karşı İnsanın amcası babası gibidir. buyurarak ona hürmet eder saygı gösterirdi.
Abbas (r.a.) gençlik yıllarından itibaren ticaretle uğraştı ve çok zengin oldu. Kabenin tamiratı, hacılara su dağıtma (sikâye) ve ziyafet verme (rifâde) vazifelerini yerine getirdi. Fahr-i Kainat (s.a.) Efendimizi müşriklere karşı himaye etti. Henüz Müslüman olmamıştı. Fakat Resûlullah (s.a.)in İslâmı anlatmasına yardımcı oldu. Daima ona arka çıktı. Akabe biatında bulundu. Medinelilere şöyle seslendi:
Ey Medineliler! Bu kardeşimin oğludur. İnsanlar içinde en çok sevdiğim O dur. Eğer onu tasdik edip Allahtan getirdiklerine inanıyor ve beraberinizde alıp götürmek istiyorsanız, beni tatmin edecek sağlam bir söz vermeniz lazım. Bildiğiniz gibi biz onu müşriklere karşı koruduk. O bizim aramızda izzet ve şerefiyle yaşadı. Buna rağmen o sizi tercih etti. Eğer siz onu düşmanlarından koruyabilecekseniz ne ala? Yok onu yalnız bırakacaksanız şimdiden bu işten vazgeçin.. dedi.
AKABE BİATINDA VERİLEN SÖZ
Bu bir amcalık duygusuydu. Onun güvenliği için Medinelilerden emin olmak istiyordu. Bunun üzerine Medineli Müslümanlar: Biz Resûlullahı malımız, canımız pahasına koruyacağız. Biz bu sözümüzde sâdıkız. diyerek söz verdiler ve öylece biat ettiler.
Bedir Savaşında müşriklerin safında yer almak zorunda kalan Abbas bu savaşta esir düştü. Amcasının esirler arasında geceyi geçirmesi sevgili Peygamberimize ağır geldi. O gece uyuyamadı. Niçin uyuyamadığı sorulduğunda: İplerle bağlı Abbasın iniltisini duydum buyurdu. Bu sözü duyan sahabiden biri koştu Abbasın ipini çözdü. Henüz esirler hakkında bir hüküm inmemişti. Ashabıyla istişareden sonra fidye karşılığı esirlerin salıverilmesine karar verildi. Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimiz amcası Abbasa: Kendin için, kardeşinin oğlu Ukayl ve Nevfel için fidye ödeyiniz. buyurdu. O da: Ganimet olarak aldığınız dirhemden başka servetim yok. dedi. Resûlullah (s.a.): Ya o altınlar! Mekkeden çıkacağın gün hanımına verdiğin altınlar!.. Şayet dönemezsem şu kadarı senin, şu Fadlın, Abdullah, Ubeydullah ve Kusemin diye ayırdığın altınlar!.. buyurdu. Abbas hayretler içerisinde: Yemin ederim ki, bu altınları verirken yanımda kimse yoktu. Nereden biliyorsun? dedi. Rasûlullah (s.a.) da: Allah Teâla haber verdi. buyurunca iman nuru gönlünü kapladı ve İslâmla şereflenerek Mekkeye döndü.
EN SON HİCRET EDEN SAHABİ
Sevgili Peygamberimiz onu Mekkede vazifelendirdi. Oradan haberler ulaştıracak ve oradaki Müslümanlara yardımcı olacaktı. O, Kureyşin ileri gelenlerindendi. Nüfuzunu, hatırını kullanacaktı. Bir müddet sonra Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimize bir mektup yazdı. Yanına gelmek istediğini bildirdi. Efendimiz de: Senin, bulunduğun yerdeki cihadın daha güzel ve faydalıdır. diye cevap verdi. Mekke fethinden önce Medineye hicret etti. Fetihten sonra hicret yoktur. hadisine göre en son hicret eden sahabi oldu. Mekke fethi günü Resûlullah (s.a.)in yanında bulundu. Mekkenin kan dökülmeden fethedilmesi için çok çalıştı. Fetih öncesi ve fetih sonrası üstün gayretleriyle buna muvaffak oldu.
Abbas (r.a.) iri cüsseli, gür sesli idi. Huneyn gazasında bozguna uğrayan ashabı o gür sesiyle toparladı. Sevgili Peygamberimizin ona: Ey Abbas! Sen onlara: Ey Ensar topluluğu, ey biat edenler!..diyerek seslen buyurdu. O da gür sesiyle dağılan insanlara seslendi. Kısa zamanda ashap yeniden toparlandı ve şiddetli çarpışmalar oldu. Düşman askerlerinin çoğu öldürüldü. Bir kısmı da esir alındı.
Abbas (r.a.) herkes tarafından sevilir, sayılır ve hürmet edilirdi. Hz. Ömer, Osman (r.a.) hepsi o gelince ayağa kalkarlardı. Hz. Ömer (r.a.) Mescid-i Nebevîyi genişletmek istedi. Abbas (r.a.)a evini satın almak istediğini söyledi. Abbas (r.a.) da evini bağışladı. Çok cömertti. Köle azâd ederdi. Yakın akrabalarının ihtiyaçlarını giderirdi. Bizansa karşı yapılacak seferlerde İslâm ordusunun techizi için çok yardım etti. Ashap onunla teberrük ederdi.
HZ. ÖMERİN YAĞMUR DUASI
Hz. Ömer (r.a.) devrinde kuraklık olmuştu. Yağmur duasına çıkıldı. Hz. Ömer Abbasın sağ elini tutup şöyle yalvardı: Allahım! Peygamberin aramızdayken onu vesile kılıyorduk Allahım! Bugün Peygamberinin amcasını vesile kılıyoruz. Yağmur istiyoruz. Bize rahmetini esirgeme
Bu yakarış daha henüz bitmişti. Bardaktan boşanırcasına onlara rahmet gelmişti. Ashab-ı kiram, Abbas (r.a.)ı kucaklayıp Tebrikler ey Harameynin Sâkisi diyerek sevgi gösterisinde bulundu.
Hz. Osman (r.a.) zamanında Medine-i Münevverede vefat eden Abbas (r.a.) 88 yaşlarında idi, Cenazesini Hz. Osman (r.a.) kıldırdı. Bakî kabristanına defnedildi. Cenab-ı Haktan şefaatlerini niyaz ederiz.
Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, 1994 Aralık, Sayı: 106, Sayfa: 026
HZ. ABBAS (R.A.) KİMDİR? | İslam ve İhsan