ABDULLATİF UYAN
Harbi nerede yapalım?
Nadiroğullarını, Allahın Sevgilisi,
Medine'den kovunca, çekilip gitti hepsi.
Fitne fesat kaynağı olan bu yahudiler,
Kimi Şama, kimi de Haybere yerleştiler.
Lakin o hainlerin, Resulullaha olan,
Kin ve düşmanlıkları çoğalırdı durmadan.
Başları olan Huyey, on-onbeş kimse ile,
Mekkeye gitti hemen intikam gayesiyle.
Gidip, Ebu Süfyanla konuştular bu işi.
Resulü kastederek, dediler ki: (Bu kişi,
Hem sizin, hem de bizim düşmanımızdır şu an.
Öyleyse vücudunu kaldıralım ortadan.
Bizler, sonuna kadar sizin yanınızdayız.
Ve asla yanınızdan bir adım ayrılmayız.)
Ebu Süfyan dedi ki: (Hemfikiriz ve lakin,
Biz nasıl güveniriz sizlere bu iş için?
Bizim putlarımıza taparsanız eğer ki,
Doğru dediğinizi anlarız biz de belki.)
O böyle söyleyince, yahudiler bu kere,
Putlara secde edip, kapandılar yerlere.
Kitaplı kâfir iken onların herbirisi,
Dinlerini terk edip, (kitapsız) oldu hepsi.
Mekkeli müşriklerle, o hain yahudiler,
İslamı yıkmak için o gün yemin ettiler.
Ve harp hazırlığına başladılar hemence.
Komşu kabilelere adamlar gitti önce.
Onlara, çok para ve dünyalık vadederek,
Harbe teşvik ettiler, nutuklar söyleyerek.
Ve Mekke civarında, hem de dörtbin kişilik,
Bir kuvvet çıkıverdi ortaya hemencecik.
Orduda, üçyüz atlı, binbeşyüz deve vardı.
Çoğu da zıhlı olup, hepsi silahlılardı.
İltihak da olunca bir çok kabilelerden,
Müşriklerin sayısı, onbine çıktı hemen.
Bu rakam, o devirde büyük idi begayet.
Ve Medine üstüne eylediler hareket.
Müslüman kabileler, bu hali, bir an önce,
Allahın Resulüne ilettiler hemence.
Resulullah, toplayıp Sahabe-i güzini,
Haber verdi küffarın savaşa geldiğini.
Ve onlara sorarak, buyurdu: (Ey Eshabım!
Ne dersiniz, bu harbi biz nerede yapalım?)
Eshabın ekserisi, dediler ki cevaben:
(Burada cenk edelim, çıkmayalım bu yerden.)
Selman-ı Farisi de söz alarak o anda,
Dedi: (Ya Resulallah, bizim Acemistanda,
Bir baskın ihtimali olunca düşmanların,
Büyük hendek kazarlar etrafında oranın.)
Resulullah ve Eshap, bu fikri beğendiler.
Bu tarzda çarpışmaya, derhal karar verdiler.
Resulün emri ile, Sahabenin herbiri,
Kazmaya başladılar, acilen hendekleri.
Ve hatta bu iş için civar kabilelerden,
Kazma kürek ve külünk aldılar gidip hemen.
Harbi nerede yapalım?
Nadiroğullarını, Allahın Sevgilisi,
Medine'den kovunca, çekilip gitti hepsi.
Fitne fesat kaynağı olan bu yahudiler,
Kimi Şama, kimi de Haybere yerleştiler.
Lakin o hainlerin, Resulullaha olan,
Kin ve düşmanlıkları çoğalırdı durmadan.
Başları olan Huyey, on-onbeş kimse ile,
Mekkeye gitti hemen intikam gayesiyle.
Gidip, Ebu Süfyanla konuştular bu işi.
Resulü kastederek, dediler ki: (Bu kişi,
Hem sizin, hem de bizim düşmanımızdır şu an.
Öyleyse vücudunu kaldıralım ortadan.
Bizler, sonuna kadar sizin yanınızdayız.
Ve asla yanınızdan bir adım ayrılmayız.)
Ebu Süfyan dedi ki: (Hemfikiriz ve lakin,
Biz nasıl güveniriz sizlere bu iş için?
Bizim putlarımıza taparsanız eğer ki,
Doğru dediğinizi anlarız biz de belki.)
O böyle söyleyince, yahudiler bu kere,
Putlara secde edip, kapandılar yerlere.
Kitaplı kâfir iken onların herbirisi,
Dinlerini terk edip, (kitapsız) oldu hepsi.
Mekkeli müşriklerle, o hain yahudiler,
İslamı yıkmak için o gün yemin ettiler.
Ve harp hazırlığına başladılar hemence.
Komşu kabilelere adamlar gitti önce.
Onlara, çok para ve dünyalık vadederek,
Harbe teşvik ettiler, nutuklar söyleyerek.
Ve Mekke civarında, hem de dörtbin kişilik,
Bir kuvvet çıkıverdi ortaya hemencecik.
Orduda, üçyüz atlı, binbeşyüz deve vardı.
Çoğu da zıhlı olup, hepsi silahlılardı.
İltihak da olunca bir çok kabilelerden,
Müşriklerin sayısı, onbine çıktı hemen.
Bu rakam, o devirde büyük idi begayet.
Ve Medine üstüne eylediler hareket.
Müslüman kabileler, bu hali, bir an önce,
Allahın Resulüne ilettiler hemence.
Resulullah, toplayıp Sahabe-i güzini,
Haber verdi küffarın savaşa geldiğini.
Ve onlara sorarak, buyurdu: (Ey Eshabım!
Ne dersiniz, bu harbi biz nerede yapalım?)
Eshabın ekserisi, dediler ki cevaben:
(Burada cenk edelim, çıkmayalım bu yerden.)
Selman-ı Farisi de söz alarak o anda,
Dedi: (Ya Resulallah, bizim Acemistanda,
Bir baskın ihtimali olunca düşmanların,
Büyük hendek kazarlar etrafında oranın.)
Resulullah ve Eshap, bu fikri beğendiler.
Bu tarzda çarpışmaya, derhal karar verdiler.
Resulün emri ile, Sahabenin herbiri,
Kazmaya başladılar, acilen hendekleri.
Ve hatta bu iş için civar kabilelerden,
Kazma kürek ve külünk aldılar gidip hemen.