ABDULLATİF UYAN
Kureyş ahdi bozdu
Hudeybiye sulhünün şöyleydi bir maddesi:
O havalide olan her Arap kabilesi,
Ya Muhammedilerin olacaktı yanında,
Ya da olacaklardı Kureyşin saflarında.
İşbu kabilelerden (Huzaa) kabilesi,
Müslümanlardan yana olmuşlardı cümlesi.
Lakin (Beni Bekr) ise, Kureyş müşriklerinin,
Yanında bulunmayı gördüler daha emin.
Zaten bu kabileler, düşmandı birbirine.
Sık sık saldırıyordu birisi diğerine.
Velakin Hudeybiye sulhüne göre bunlar,
İki sene müddetle, harp etmeden durdular.
Fakat Beni Bekirden birisi, en nihayet,
Şiir yazıp, Resule eylemişti hakaret.
Huzaadan bir genç de, dayanamayıp buna,
O kimseye vurarak, boyadı onu kana.
Bekr oğulları ise, bilerek bunu fırsat,
Saldırıya geçtiler Huzaaya o saat.
Kureyş müşrikleri de, hem çok silah vererek,
Hem onlara gizlice, adamlar göndererek,
Bu saldırı işine yardım eylemişlerdi.
Ve yirmiden ziyade mümin öldürmüşlerdi.
Bu gece baskınında, bazısı Huzaadan,
Yardım istemişlerdi, manen Resulullahtan.
O anda Resulullah, hazret-i Meymunenin,
Evindeydi ve o an, kalkmıştı abdest için.
Allahın izni ile o Server-i kainat,
Duydu ki, müslümanlar istiyor ondan imdat.
(Lebbeyk! Lebbeyk!) buyurdu o çağrıya cevaben.
Meymune validemiz işitip sordu hemen.
Dedi: (Ya Resulallah, merak ettim bendeniz.
Yanımızda kimse yok, kime Lebbeyk dediniz?)
Peygamber-i zişan da buyurdu ki cevaben:
(Huzaa müminleri yardım istedi benden.)
Velhasıl Kureyşliler, Hudeybiye sulhünün,
Maddesine aykırı davranmışlardı o gün.
Huzaadan bir heyet, Medineye geldiler.
Peygamber-i zişana, bunu haber verdiler.
Peygamber Efendimiz, üzülüp buna hemen,
Gelen müslümanlara buyurdu ki cevaben:
(Yardımda bulunmazsam Huzaaya, Vallahi,
Hiç yardım olunmasın o zaman bana dahi.)
Daha sonra bir mektup yazdırdı ki Kureyşe:
(Siz neden karıştınız böyle kötü bir işe?
Siz, Bekr oğullarına yardımda bulunarak,
Adam öldürmüşsünüz, gece baskın yaparak.
Onlarla ittifaktan, ya vaz geçeceksiniz,
Yahut ölenler için, diyet vereceksiniz.
Bunlardan birisini eğer ki tam olarak,
Yapmazsanız, sizinle harp ederim muhakkak.)
Lakin Kureyş, reddedip Onun bu teklifini,
Harbe tahrik ettiler, Allahın Habibini.
Kureyş ahdi bozdu
Hudeybiye sulhünün şöyleydi bir maddesi:
O havalide olan her Arap kabilesi,
Ya Muhammedilerin olacaktı yanında,
Ya da olacaklardı Kureyşin saflarında.
İşbu kabilelerden (Huzaa) kabilesi,
Müslümanlardan yana olmuşlardı cümlesi.
Lakin (Beni Bekr) ise, Kureyş müşriklerinin,
Yanında bulunmayı gördüler daha emin.
Zaten bu kabileler, düşmandı birbirine.
Sık sık saldırıyordu birisi diğerine.
Velakin Hudeybiye sulhüne göre bunlar,
İki sene müddetle, harp etmeden durdular.
Fakat Beni Bekirden birisi, en nihayet,
Şiir yazıp, Resule eylemişti hakaret.
Huzaadan bir genç de, dayanamayıp buna,
O kimseye vurarak, boyadı onu kana.
Bekr oğulları ise, bilerek bunu fırsat,
Saldırıya geçtiler Huzaaya o saat.
Kureyş müşrikleri de, hem çok silah vererek,
Hem onlara gizlice, adamlar göndererek,
Bu saldırı işine yardım eylemişlerdi.
Ve yirmiden ziyade mümin öldürmüşlerdi.
Bu gece baskınında, bazısı Huzaadan,
Yardım istemişlerdi, manen Resulullahtan.
O anda Resulullah, hazret-i Meymunenin,
Evindeydi ve o an, kalkmıştı abdest için.
Allahın izni ile o Server-i kainat,
Duydu ki, müslümanlar istiyor ondan imdat.
(Lebbeyk! Lebbeyk!) buyurdu o çağrıya cevaben.
Meymune validemiz işitip sordu hemen.
Dedi: (Ya Resulallah, merak ettim bendeniz.
Yanımızda kimse yok, kime Lebbeyk dediniz?)
Peygamber-i zişan da buyurdu ki cevaben:
(Huzaa müminleri yardım istedi benden.)
Velhasıl Kureyşliler, Hudeybiye sulhünün,
Maddesine aykırı davranmışlardı o gün.
Huzaadan bir heyet, Medineye geldiler.
Peygamber-i zişana, bunu haber verdiler.
Peygamber Efendimiz, üzülüp buna hemen,
Gelen müslümanlara buyurdu ki cevaben:
(Yardımda bulunmazsam Huzaaya, Vallahi,
Hiç yardım olunmasın o zaman bana dahi.)
Daha sonra bir mektup yazdırdı ki Kureyşe:
(Siz neden karıştınız böyle kötü bir işe?
Siz, Bekr oğullarına yardımda bulunarak,
Adam öldürmüşsünüz, gece baskın yaparak.
Onlarla ittifaktan, ya vaz geçeceksiniz,
Yahut ölenler için, diyet vereceksiniz.
Bunlardan birisini eğer ki tam olarak,
Yapmazsanız, sizinle harp ederim muhakkak.)
Lakin Kureyş, reddedip Onun bu teklifini,
Harbe tahrik ettiler, Allahın Habibini.