İbrahim Halilullah, ülül'azm peygamberdir.[FONT="]Ve Keldani kavmine gönderilen Nebidir.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Resulullah'tan sonra, bilcümle peygamberler,[/FONT]
[FONT="]Ve insanlar içinde, odur üstün, muteber.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hak teâlâ, On suhuf gönderdi kendisine.[/FONT]
[FONT="]İmana davet etti, kavmini nice sene.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Allah, ona halilim, yani dostum buyurdu.[/FONT]
[FONT="]Böylece Halilullah ismine mazhar oldu.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sülalesinden, pek çok peygamber geldiğinden,[/FONT]
[FONT="]Peygamberler babası denilir ayriyeten.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Babası, Târuh adlı bir mü'min idi, fakat,[/FONT]
[FONT="]O dünyaya gelmeden, bu kişi etti vefat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Temiz bir mü'mindi hem, validesi Emile.[/FONT]
[FONT="]İbrahim'e, Târuh'tan kalmış idi hamile.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Âzer diye kardeşi vardı ki bu Târuhun, [/FONT]
[FONT="]O ölünce, bununla evlenmişti bu hatun.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yani Âzer, Halil'in, değildi öz babası.[/FONT]
[FONT="]Hem amcası olurdu, hem de üvey babası.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin o, iman ile olamadı müşerref.[/FONT]
[FONT="]Yıldızlara, putlara tapıyordu malesef.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kralları Nemrut da, putlara tapıyordu.[/FONT]
[FONT="]Kavmini de, zor ile puta taptırıyordu.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Daha sonra aldanıp, şeytan vesvesesine,[/FONT]
[FONT="]Kaptırdı kendisini, İlahlık hevesine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kendi heykellerini yaptırarak bu defa,[/FONT]
[FONT="]Sonra da, bu putları gönderdi her tarafa.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Rablerini büsbütün unutan o insanlar,[/FONT]
[FONT="]Yıldızlara, putlara ve Nemrud'a taptılar.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onlar bu azgınlıkta tanımadan had, hudut,[/FONT]
[FONT="]Yaşarlarken, bir gece, bir rüya gördü Nemrut.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Şöyle ki, otururken, tahtında, birden bire,[/FONT]
[FONT="]Biri, onu tahtından kaldırıp vurdu yere.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Korku ile uyanıp, çağırdı kâhinleri.[/FONT]
[FONT="]Ve onlara sordu ki: (Nedir bunun tabiri?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dediler ki: (Ey Nemrut, yakında bir Peygamber,[/FONT]
[FONT="]Çıkar ve insanları hak yola davet eder.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Senin bu mülkünü de, yıkar o, temelinden.[/FONT]
[FONT="]Sen, bunun tedbirini almalısın şimdiden.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin o, kibirlenip, gücüne güvenerek,[/FONT]
[FONT="]Fazla önemsemedi, bu iş kolay diyerek.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve hemen emretti ki: (Bu günden itibaren,[/FONT]
[FONT="]Kimse, çocuk sahibi olmıyacak kat'iyyen.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ayrı, uzak duracak hanımından her erkek.[/FONT]
[FONT="]Doğan erkek çocuklar, derhal öldürülecek.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Memurlar tayin etti, bu işi takib için.[/FONT]
[FONT="]Hatta on aileye, bir memur etti tayin.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve bütün erkekleri, sürdü şehir dışına.[/FONT]
[FONT="]Nöbetçiler diktirdi, sınır kapılarına.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Böylelikle, o şehrin sınırları içinde,[/FONT]
[FONT="]Hiç erkek kalmamıştı, kadınlar haricinde.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Korumak gayesiyle, Nemrut saltanatını,[/FONT]
[FONT="]Yüzbin masum yavrunun, döktürmüştü kanını.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hazret-i İbrahim'in, validesi Emile,[/FONT]
[FONT="]O zaman hamileydi, Allah dostu Halile.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin doğumdan önce, Târuh vefat etmişti.[/FONT]
[FONT="]Emile hatun dahi, Âzerle evlenmişti.[/FONT]
Hazret-i İbrahim'in, validesi Emile,[FONT="]Târuh öldükten sonra, evlendi Âzer ile.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hazret-i İbrahim'e, hamileydi önceden.[/FONT]
[FONT="]Doğan erkek çocuklar, öldürülürdü hemen.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O, iyi bildiğinden Âzer'in şerrini de,[/FONT]
[FONT="]Korkuyordu, çocuğa bir zarar verir diye.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ondan kurtulmak için, bir gün dedi: (Ey Âzer![/FONT]
[FONT="]Bu benim karnımdaki, oğlan doğarsa eğer,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hemen alıp, Nemrud'a teslim et ki anında,[/FONT]
[FONT="]Daha çok itibarın olsun onun yanında.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Böyle deyip, şerrinden halas oldu bir müddet.[/FONT]
[FONT="]Doğumun zamanı da, gelmiş idi nihayet.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Başından savmak için, doğum günü Âzer'i,[/FONT]
[FONT="]Dedi: (Ölüm de olur doğumlarda ekseri.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu yüzden korkuyorum, sen git, puthaneye var.[/FONT]
[FONT="]Benim kurtulmam için, dua eyle ve yalvar.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Peki deyip çıktı o, bunu makul görerek.[/FONT]
[FONT="]Puthaneye kapanıp, çıkmadı akşama dek.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O da çıkıp, gizlice gitti bir mağaraya.[/FONT]
[FONT="]Halilullah, orada teşrif etti dünyaya.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Böylece, Nemrut denen o zalim diktatörün,[/FONT]
[FONT="]Aldığı o tedbirler, tam boşa gitti o gün.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Zira onun mülkünü, temelinden yıkacak,[/FONT]
[FONT="]Resulün doğumundan, habersizdi o alçak.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Annesi, çocuğunu, iyice emzirdi ve,[/FONT]
[FONT="]Mağaranın ağzını kapatıp döndü eve.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Âzeri, birisiyle çağırttı puthaneden.[/FONT]
[FONT="]O gelip, merak ile, doğumu sordu hemen.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi: (Başın sağ olsun, bir oğlan doğdu, fakat,[/FONT]
[FONT="]Çok zayıf olduğundan, az sonra etti vefat.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onun bu sözüne de, kandı Âzer pekâlâ.[/FONT]
[FONT="]Zira hıfz ediyordu, onları Hak teâlâ.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Artık Âzer, her sabah, puthaneye gidince,[/FONT]
[FONT="]O da, o mağaraya gidiyordu gizlice.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Gerçi o, emzirmeye gidiyordu oğlunu.[/FONT]
[FONT="]Lakin parmaklarını emer bulurdu onu.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Allah'ın kudretiyle, onun parmaklarından,[/FONT]
[FONT="]Yağ, bal, hurma şırası, süt gelirdi her zaman.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Oradan, hanesine geldiğinde o tekrar,[/FONT]
[FONT="]Korkunç bir sapıklığın içindeydi insanlar.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Zira halk, yıldızlara, putlara tapıyordu.[/FONT]
[FONT="]Nemrut dahi, İlahlık iddia ediyordu.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İbrahim Halilullah, ermeden büluğuna,[/FONT]
[FONT="]Hak teâlâ, rüşd ile hidayet verdi ona.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Allahü teâlânın verdiği bu rüşd ile,[/FONT]
[FONT="]Başladı insanlara, doğru yolu tebliğe.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hatta üvey babası Âzer de putperestti.[/FONT]
[FONT="]Önce ona söyleyip, imana davet etti.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi: (Ey babacığım, putlar ilah olamaz.[/FONT]
[FONT="]Yalnız Hak teâlâya yapılır dua, niyaz.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kendini korumaktan acizken bunlar hatta,[/FONT]
[FONT="]Aklı olan, bunlara tapınır mı hayatta?[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bana tabi olup da, iman edersen şayet,[/FONT]
[FONT="]Senindir ahirette, sonsuz olan seadet.) [/FONT]
İbrahim Halilullah, Âzer'i, Hakk'a davet, [FONT="]Ettiyse de, o kabul etmeyip, eyledi red.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Ey İbrahim, sen neler söylüyorsun?[/FONT]
[FONT="]Yoksa putlarımızı, inkâr mı ediyorsun?[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve kötülüyor musun, ilahlarımızı sen?[/FONT]
[FONT="]bu davranışlarından, eğer vaz geçmez isen,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sana, çok çirkin şeyler söylerim ben o vakit.[/FONT]
[FONT="]Ve hatta öldürürüm, aramızdan çık da git.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Âzer, putperest olup, put yapardı eliyle.[/FONT]
[FONT="]Sattırırdı onları, kendi oğullarıyle.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Çocuklar, o putları, pazara götürerek,[/FONT]
[FONT="]Satarlardı bir hayli, meth-ü sena ederek.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir gün de, bir put verip, o İbrahim Nebi'ye,[/FONT]
[FONT="]Emretti: (Bunu götür, methederek sat) diye.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O da, bir ip bağlayıp ayağına o putun,[/FONT]
[FONT="]Yerde sürükleyerek, dolaştırdı hep o gün.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Böyle, hakaret ile, vasıl oldu pazara.[/FONT]
[FONT="]Şöyle nida eyledi o gafil insanlara:[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Hem sağır, hem kör olan, bir işe yaramayan,[/FONT]
[FONT="]Bu puta, aranızda var mıdır talip olan?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Civardaki bir evden, çıktı bir kadıncağız.[/FONT]
[FONT="]Dedi: (Âzer nerede, biz ondan alacağız.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu: (Niçin benden almıyorsunuz acep?)[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Sen putlara, hakaret edersin hep.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu: (Ne oldu ki, bir önce ki putunuz,[/FONT]
[FONT="]Şimdi bir yenisini, almak istiyorsunuz?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Evimize, hırsız girmiş bu gece.[/FONT]
[FONT="]Biz uyurken, o putu çalıp gitmiş gizlice.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Kendini, bir hırsıza çaldıran,[/FONT]
[FONT="]İlaha, hiç tapar mı birazcık aklı olan?[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dinle, sana hakiki ilahı bildireyim.[/FONT]
[FONT="]Onun vasıflarını, sana beyan edeyim:[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yaratır, rızık verir, korur her tehlikeden.[/FONT]
[FONT="]Hasta olsan, yine O şifa verir acilen.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Her ne yapsan O görür, dua etsen işitir.[/FONT]
[FONT="]Ondan yardım istesen, zamanında yetişir.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi: (Çok pahalıdır o ilah zannederim.[/FONT]
[FONT="]Onu satın almaya, takatim yetmez benim.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Sadece,La ilahe illallah,[/FONT]
[FONT="]Der isen, senin olur söylediğim bu ilah.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kadın bunu duyunca, bir hayli sevinerek,[/FONT]
[FONT="]İman etti o anda, şehadet söyliyerek.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İbrahim Halilullah, akşam döndü evine.[/FONT]
[FONT="]Gördü ki, put yapmakla uğraşır Âzer yine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Bu yonttuğun taş ile tahtaların,[/FONT]
[FONT="]İlah olacağını, alır mı senin aklın?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Âzer dedi: (Bu putlar, dile gelipde şayet,[/FONT]
[FONT="]Allah'ın birliğine ederlerse şehadet,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ben de iman ederim, Allah'ın birliğine.[/FONT]
[FONT="]O takdirde girerim, ben de senin dinine.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İbrahim Halilullah, dua etti Allah'a.[/FONT]
[FONT="]O Resul'ün duası, bitmeden henüz daha,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]La ilahe illallah diyerek bütün putlar,[/FONT]
[FONT="]Allah'ın birliğini tasdik edip durdular.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve lakin hidayete gelmedi Âzer yine.[/FONT]
[FONT="]Tercih etti dünyayı, ahiret üzerine.[/FONT]
Halilullah, daima kötüleyip putları,[FONT="]İmana çağırırdı, gece gün insanları.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Vahyetti Hak teâlâ, kendisine nihayet:[/FONT]
[FONT="](Halkı, açık olarak dinine eyle davet.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hazret-i İbrahim'in, şöyle geldi kalbine:[/FONT]
[FONT="]Dinimi, toplulukta tebliğ etsem kavmime.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bayramları var idi o kavmin senede bir.[/FONT]
[FONT="]Toplanırdı bir yere, kadın erkek, genç ve pir.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O belli gün gelince, herkes gitti o yere.[/FONT]
[FONT="]Âzer ona dedi ki: (Sen de gel bizim ile.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Biraz gittikten sonra, (Ben hastayım) diyerek,[/FONT]
[FONT="]Geri döndü, gitmedi, şehirde o kaldı tek.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kapı anahtarını, Âzer'den aldı önce.[/FONT]
[FONT="]Doğruca puthaneye gelip girdi hemence.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Gördü ki, büyük küçük, dizilmiş bütün putlar.[/FONT]
[FONT="]Herbirinin önünde, türlü türlü yemek var.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bereketlensin diye, koymuşlardı onları.[/FONT]
[FONT="]Zira putperestlerin, böyleydi inançları.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İbrahim Halilullah, sesini yükselterek,[/FONT]
[FONT="]Bağırdı o putlara, istihza eyliyerek:[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Önünüzde yemek var, niçin yemiyorsunuz?[/FONT]
[FONT="]Sizlere ne oldu ki, hiç konuşmuyorsunuz?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra da balta ile, herbirine vurarak,[/FONT]
[FONT="]Kırdı bütün bunları, biri hariç olarak.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bilerek dokunmadı, en büyük olanına.[/FONT]
[FONT="]Sonra da baltasını, astı onun boynuna.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halilullah, kapıyı kitleyip çıktı hemen.[/FONT]
[FONT="]Akşamleyin kâfirler, döndü bayram yerinden.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Putlarının halini görüp fena oldular.[/FONT]
[FONT="]Dediler: (Yapsa yapsa, İbrahim bunu yapar.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Zira o, devam üzre, kötülerdi putları.[/FONT]
[FONT="]Şehirde tek kalınca, o kırmıştır bunları.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hemen haber verdiler, Nemrud'a bunu ilkin.[/FONT]
[FONT="]O dedi: (Öyle ise, onu bana getirin!)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İbrahim Halilullah, girdi onun yanına.[/FONT]
[FONT="]Lakin secde etmedi, âdetin hilafına.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kızdı o, Niçin bana, secde etmedin? diye.[/FONT]
[FONT="]Buyurdu: (Secde etmem, ben Rabbimden gayriye.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sordu Nemrut bu defa, daha gadaplanarak:[/FONT]
[FONT="](Kim kırdı bu putları, balta ile vurarak?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Kırmıştır, belki en büyükleri.[/FONT]
[FONT="]Sorun küçüklerine, söylesin kendileri.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Nemrut ona dedi ki: (Bilirsin ki bu putlar,[/FONT]
[FONT="]Konuşmaktan acizdir, cansızdır sonra bunlar.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Öyleyse, söze kadir olmayan,[/FONT]
[FONT="]Kendilerine dahi faydası dokunmayan,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu putları, ne için ilah tanıyorsunuz?[/FONT]
[FONT="]Sizden aciz şeylere, niçin tapıyorsunuz?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Müşrikler bu sözlere cevap veremediler.[/FONT]
[FONT="]Utanıp, başlarını aşağı indirdiler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin inatlarından, vazgeçmediler yine.[/FONT]
[FONT="]Nemrut dedi: (Kapatın, onu zindan içine.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra, adamlarıyle istişare ederek,[/FONT]
[FONT="]Sordu ki: (İbrahim'e, nasıl bir ceza versek?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Oturup, uzun boylu müşavere ettiler.[/FONT]
[FONT="]En nihayet Yakalım diye karar verdiler.[/FONT]
Nemrut, Halilullahı, atıp zindan içine,[FONT="]Başladı daha sonra, ateş yakma işine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onun talimatiyle, bağırdı bir münadi:[/FONT]
[FONT="](Herkes odun toplayıp, şu yere yığsın haydi![/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu, Nemrud'un emridir, her kişi taşıyacak.[/FONT]
[FONT="]Muhalefet edenler, ateşe atılacak.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O putperest insanlar, olsa da yaşlı, hasta,[/FONT]
[FONT="]Bunda, birbirleriyle yarıştılar adeta.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve lakin hayvanattan, sadece katır hariç,[/FONT]
[FONT="]Bu iş için, tek odun taşıyan olmadı hiç.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onlar, kırk gün kırk gece, taşıyıp odunları,[/FONT]
[FONT="]Otuz metre boyunda, yığdılar hep onları.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra ateşlediler Nemrud'un emri ile.[/FONT]
[FONT="]Alevler, gökyüzüne yükseldi birden bire.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Toplanmıştı oraya, büyük bir kalabalık.[/FONT]
[FONT="]Zira onu, ateşe atacaklardı artık.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Nemrud'un adamları, toplanmışlar o saat,[/FONT]
[FONT="]Bekliyorlardı ondan, bir emir ve talimat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Haydi, onu getirin!) dedi Nemrut zalimi.[/FONT]
[FONT="]Çıkardılar zindandan, hazret-i İbrahim'i.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ayağında bukağı, ellerinde kelepçe,[/FONT]
[FONT="]Yürüdü o meydanda, arslan gibi, erkekçe.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Zira Hak teâlâya, tevekkül ve yakinin,[/FONT]
[FONT="]En yüksek zirvesinde bulundukları için,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onda, korku yerine, vardı sanki bir sevinç.[/FONT]
[FONT="]Küffarın kısa aklı, ermemişti buna hiç.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir rivayete göre, Halil aleyhisselam,[/FONT]
[FONT="]Bu işler olduğunda, yaşı, onaltıydı tam.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onu, ateş içine atacaklardı, lakin,[/FONT]
[FONT="]Ateşin yakınına varabilmek ne mümkin?[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Müşavere ettiler, bu işi ince ince,[/FONT]
[FONT="]Ki: (Nasıl atacağız, onu ateş içine?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Zira öyle şiddetli ve korkunç yanardı ki,[/FONT]
[FONT="]Havadaki kuşları yakardı harareti.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Oturup düşünürken bu işi kara kara,[/FONT]
[FONT="]Şeytan, fırsat bilerek, yakın geldi onlara.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Nemrut, (Sen kimsin?) diye sorduğunda İblis'e,[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Senelerdir, duacıyım ben size.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Duydum ki, bir sihirbaz kötüler dininizi.[/FONT]
[FONT="]Putları, balta ile kırarak üzmüş sizi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Atmayı istersiniz ateşe şimdi onu.[/FONT]
[FONT="]Ve lakin bilmezsiniz siz bu işin yolunu.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İşte bu maksat ile, geldim hizmetinize.[/FONT]
[FONT="]Bu işin usulünü, öğreteceğim size.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve hemen bir mancınık yaptı kendi eliyle.[/FONT]
[FONT="]Evvela bir taş attı, tecrübe gayesiyle.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Nemrut ve putperestler, bu mancınık fikrini,[/FONT]
[FONT="]Beğenip, hepsi tebrik ettiler kendisini.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra Halilullah'ı, bir kaç kişi aldılar.[/FONT]
[FONT="]Getirip, mancınığa sıkıca bağladılar.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin o, o sırada, başka bir alemdeydi.[/FONT]
[FONT="]Aşk-i ilahi ile kalbi yanar haldeydi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Rabbinin sevgisiyle, geçmişti kendisinden.[/FONT]
[FONT="]Haberi olmamıştı, mancınıktan, ateşten.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ateş, korkunç seslerle, şiddetle yanıyordu.[/FONT]
[FONT="]Alevleri, göklere doğru uzanıyordu.[/FONT]
Halil i, mancınığa götürüp bağladılar.[FONT="]O anda, göklerdeki melekler ağladılar.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dediler: (Ey Rabbimiz, bir dostun var ki senin,[/FONT]
[FONT="]Kalbi, senin sevginle doludur o kimsenin.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ateşe atıyorlar kâfirler o dostunu.[/FONT]
[FONT="]İzin ver, kurtaralım ateşten gidip onu.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra kurtlar ve kuşlar, cümle vahşi hayvanlar,[/FONT]
[FONT="]Onu kurtarmak için, çareler aradılar.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Herbiri, bu maksatla toplandılar o yere.[/FONT]
[FONT="]Ve çırpınıp durdular, ona yardım etmeye.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir yavru bülbül vardı, onların arasında.[/FONT]
[FONT="]Kendisini ateşe atarken tam son anda,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Emretti cenâb-ı Hak, Cibril'e: (Hemen git sor![/FONT]
[FONT="]O kuş, niçin kendini o ateşe atıyor?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kuş dedi ki: (Ey Cibril, Rabbim bilir halimi.[/FONT]
[FONT="]Ateşe atıyorlar, hazret-i İbrahim'i.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Mâdem ki kurtarmaya, çarem yoktur elimde.[/FONT]
[FONT="]Bari yansın onunla, şu benim bedenim de.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra bir bal arısı, su doldurup ağzına,[/FONT]
[FONT="]Söndürmek gayesiyle, geldi ateş yanına.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onun bu niyyetine karşılık Hak teâlâ,[/FONT]
[FONT="]Ağzındaki o Suyu, çevirdi Tatlı bala.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Geldi sonra bir melek, dedi ki: (Ya İbrahim![/FONT]
[FONT="]Ben, rüzgara müvekkel, vazifeli meleğim.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hazırım yardım için, bana ne emredersen.[/FONT]
[FONT="]Ateşi, rüzgar ile söndüreyim istersen.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Başka bir melek gelip, dedi ki: (Ya İbrahim![/FONT]
[FONT="]Ben dahi deryalara, sulara müvekkelim.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dünyada bütün sular, benim emrim altında.[/FONT]
[FONT="]İstersen, bu ateşi söndüreyim anında.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Geldi sonra yanına, bir başka melek yine.[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Ya İbrahim, ben de geldim emrine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ben de Arz ve toprağa müvekkel bir meleğim.[/FONT]
[FONT="]İstersen, bu ateşi toprakla söndüreyim.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dinledi Halilullah, bu gelen üç meleği.[/FONT]
[FONT="]Lakin hiç düşünmedi, bir yardım dilemeği.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]buyurdu: (Ey melekler, Rabbim bana kafidir.[/FONT]
[FONT="]O, çok iyi yardımcı, hem çok iyi vekildir.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Asla yardım istemem, Ondan gayri kimseden.[/FONT]
[FONT="]İki dost arasına, girmeyiniz siz lütfen.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Eğer O kurtarırsa, lütfudur, hamdederim.[/FONT]
[FONT="]Yakmak murad ederse, cezamdır, sabrederim.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Attılar daha sonra, Halili mancınıktan.[/FONT]
[FONT="]Yükselip de ateşe tam düşeceği zaman,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Dileğin var mı?) diye, gelip sordu Cebrail.[/FONT]
[FONT="]O yine buyurdu ki: (Var ama, sana değil.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Böyle dediği için, Cebrail'e son anda,[/FONT]
[FONT="]Sözünün eri diye, methedildi Kur'anda.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hak teâlâ, ateşe buyurdu ki nihayet:[/FONT]
[FONT="](İbrahim üzerine, ol serin ve selamet!)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ateşin sıcaklığı, o anda erdi sona.[/FONT]
[FONT="]Zira cenâb-ı Hakkın, böyleydi emri ona.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Nemrud'un ateşini, bir anda söndürmeye,[/FONT]
[FONT="]Kadirdi Hak teâlâ, hemen imha etmeye.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin öyle yapsaydı, kâfirler derlerdi ki;[/FONT]
[FONT="](O, ateşe düşseydi, yanardı elbette ki.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ateşin ortasında yakmamakla dostunu,[/FONT]
[FONT="]Gösterdi büyük kudret sahibi olduğunu.[/FONT]
İbrahim Halilullah, Nemrud'un ateşine,[FONT="]Atılıp da, havadan tam düşerken içine,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Cibril ile Mikail, gelip onu tuttular.[/FONT]
[FONT="]Yavaşça indirerek, bir yere oturttular.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yanmadı Halilullah, Nemrud'un ateşinde.[/FONT]
[FONT="]İstirahat eyledi, nurdan çadır içinde.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sadece bağlarını yaktı Halilullah'ın.[/FONT]
[FONT="]Zira emri, ateşe, böyle idi Allah'ın.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Fışkırmaya başladı, sonra tatlı bir pınar.[/FONT]
[FONT="]Nağmeye başladılar, bülbül ile kumrular.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Nemrut dahi, bir rüya görerek o gün yine,[/FONT]
[FONT="]Onun yanmadığının, kapılmıştı vehmine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bunu, erkanına da anlatarak o zalim,[/FONT]
[FONT="]Dedi: (Zannederim ki, sağdır şimdi İbrahim.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dediler: (Bu ateşe, dağlar bile dayanmaz.[/FONT]
[FONT="]Böyle ateş içinde, İbrahim nasıl yanmaz?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Nemrut yine dedi ki: (Ne derseniz deyin siz.[/FONT]
[FONT="]Bana öyle gelir ki, mağlub olduk bunda biz.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yüksek bir yere çıkıp, baktı merak içinde.[/FONT]
[FONT="]Nurdan bir çadır gördü, o ateşin içinde.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halilullah, yastığa dayanmış oturuyor.[/FONT]
[FONT="]Ona benzer biri de, ona hizmet ediyor.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hayret içerisinde, seslendi: (Ey İbrahim![/FONT]
[FONT="]Seni, böyle ateşten kurtaran acaba kim?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O dahi seslendi ki, ona ateş içinden;[/FONT]
[FONT="](Beni Rabbim kurtardı senin bu ateşinden.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O dedi: (Ya İbrahim, büyükmüş Rabbin senin.[/FONT]
[FONT="]Çıkıp ateş içinden, yanıma gelir misin?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halilullah çıktı ve geldi onun yanına.[/FONT]
[FONT="]Nemrut onu görünce, kapandı ayağına.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Ya İbrahim, merak ettim bu işi.[/FONT]
[FONT="]Kimdi hem yanındaki, sana benzer o kişi?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Cevaben buyurdu ki: (Melekti o gördüğün.[/FONT]
[FONT="]Arkadaş olsun diye, gönderdi Rabbim bugün.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi: (Senin Rabbini, isterim ki bileyim.[/FONT]
[FONT="]Ve ona, dört bin adet, sığır kurban edeyim.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (İmana gelmez isen sen eğer,[/FONT]
[FONT="]Senin kurbanlarına, Rabbimiz vermez değer.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Terk edemem, mülk ve saltanatımı. [/FONT]
[FONT="]Ve lakin keseceğim Ona kurbanlarımı.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dört bin deve ve sığır, kurban edip peşinden,[/FONT]
[FONT="]Sonra, iman etmeyi tasarladı içinden.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin mani oldular, yanındaki vezirler.[/FONT]
[FONT="](Biraz mühlet iste ve meşveret et) dediler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O da mühlet istedi, hazret-i İbrahim'den.[/FONT]
[FONT="]Haran adlı vezirle, meşveret etti hemen.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O dedi ki: (Ey Nemrut, yerin tanrısıyız biz.[/FONT]
[FONT="]Nasıl gök tanrısına kulluk edebiliriz?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Böyle dediği için, veziri Haran ona,[/FONT]
[FONT="]Yine nasib olmadı, gelemedi imana.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bütün bunlara rağmen, Nemrut ve Keldaniler,[/FONT]
[FONT="]Çok az kimseler hariç, imana gelmediler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hatta Halilullah'a ve iman edenlere,[/FONT]
[FONT="]Başladılar eza ve ağır işkencelere.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dayanılmaz olunca, küffarın eziyyeti,[/FONT]
[FONT="]Hak teâlâ onlara, emreyledi hicreti.[/FONT]
İbrahim Halilullah, Nemrud'un ateşinde,[FONT="]Yanmayınca, kâfirler kaldı hayret içinde.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir kaç kişi, insafa gelip iman ettiler.[/FONT]
[FONT="]Lakin büyük çoğunluk, imana gelmediler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Üstelik, mü'minlere eziyyet ederlerdi.[/FONT]
[FONT="]Onlar tahammül edip, yine sabrederlerdi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İbrahim Halilullah, yaptı son ikazını.[/FONT]
[FONT="]Sonra o kâfirlerden, kesti alakasını.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hak teâlâ, hicreti emreyledi bu sefer.[/FONT]
[FONT="]Onlar dahi Babilden, Şama hicret ettiler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onlar hicret edince, putperest kavme dahi,[/FONT]
[FONT="]Geldi sivrisinekle, bir azab-ı ilahi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Gök yüzünü kaplıyan bir gurup sivrisinek,[/FONT]
[FONT="]Helak etti onları, kanlarını emerek.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir sinek de, Nemrud'a gelip oldu musallat.[/FONT]
[FONT="]Bırakmadı peşini, vermedi asla rahat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ne tarafa kaçsaydı, geliyordu peşinden.[/FONT]
[FONT="]Asla kurtulamadı bu sineğin şerrinden.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Pek çok istediyse de, bu sineği öldürmek,[/FONT]
[FONT="]Muvaffak olamadı, galip geldi o sinek.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İlahlık davasına kalkışan o nasibsiz,[/FONT]
[FONT="]Bir sinek karşısında, tamamen kaldı aciz.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ondan kurtulmak için, çareler arar iken,[/FONT]
[FONT="]Sivrisinek, burnundan içeri girdi birden.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ta ki beynine kadar, ilerleyip giderek,[/FONT]
[FONT="]Rahatsız etti onu, az hareket ederek.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sinek, kurcaladıkça o ahmağın beynini,[/FONT]
[FONT="]Çok büyük acı duyup, kaybederdi kendini.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Başına, tokmak ile vurdurdu en nihayet.[/FONT]
[FONT="]Zira tokmak vurunca, duruyordu bir müddet.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Lakin vurma durunca, yine kımıldıyordu.[/FONT]
[FONT="]O da, hemen başına, tokmak vurduruyordu.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hususi bir tokmakçı tayin etti kendine.[/FONT]
[FONT="]Onun işi, tokmakla vurmak idi beynine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O iyi vuramazsa, hemen değiştirirdi.[/FONT]
[FONT="]Yerine, daha iyi vuranı getirirdi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve artık Nemrut için, en iyi, makbul insan,[/FONT]
[FONT="]Ona tokmak vurandı, bıkmadan, usanmadan.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Çünkü o, beynindeki küçük sivrisineğin,[/FONT]
[FONT="]Cefasından kurtulmak isterdi, bir an için.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu hal, uzun bir süre devam etti ve fakat,[/FONT]
[FONT="]Vuran tokmakçılarda, kalmadı güç ve takat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Artık usanmışlardı, onlar da vura vura.[/FONT]
[FONT="]Çünkü vurmak lazımdı, vermeden asla ara.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Nihayet bir tanesi, bundan çok usanarak,[/FONT]
[FONT="]Parçaladı beynini, çok kuvvetli vurarak.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Böylece sona erdi, dünyadaki hayatı.[/FONT]
[FONT="]Onu, kurtaramadı mülkü ve saltanatı.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İnsanları, kendine taptırıp senelerce,[/FONT]
[FONT="]Cehennem azabına yakalandı böylece.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ne kendi etti rahat, ne alem buldu huzur.[/FONT]
[FONT="]Geçip gitti dünyadan, dayansın ehl-i kubur.[/FONT]
İbrahim Halilullah, Rabbinin emri ile,[FONT="]Yaptı hazırlığını, göç etmek gayesiyle.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Kardeşinin oğlu Lut ve zevcesi Sareyi,[/FONT]
[FONT="]Alıp geldi Harran'a, terk ederek o yeri.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Harran'da biraz kalıp, sırf Sareyi alarak,[/FONT]
[FONT="]Geldi Mısır iline, oradan ayrılarak.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O zamanlar Mısır'da, vardı ki bir hükümdar,[/FONT]
[FONT="]Çok da ahlaksız idi, zalim olduğu kadar.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Var idi sınırlarda, hususi adamları.[/FONT]
[FONT="]Gözetip dururlardı, giren ve çıkanları.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Eğer güzel bir kadın görselerdi faraza,[/FONT]
[FONT="]Götürüp verirlerdi, o alçak ahlaksıza.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hazret-i Sarenin de, çok güzeldi cemali.[/FONT]
[FONT="]Yok idi güzellikte, bir eşi ve emsali.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Adamlar onu görüp, çok hayret eylediler.[/FONT]
[FONT="]Ve hemen tutuklayıp, ona teslim ettiler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sare'nin cemalini görür görmez o azgın,[/FONT]
[FONT="]Sordu Halilullah'a: (Neyin olur bu kadın?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Duymuş idi sultanın ahlaksız olduğunu.[/FONT]
[FONT="]Bu yüzden söylemedi, ona tam doğrusunu.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ve din kardeşliğini, niyet edip, anında,[/FONT]
[FONT="]Kız kardeşimdir diye, söyledi cevabında.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Musallat olmak için, Sare'ye o hayasız,[/FONT]
[FONT="]Hususi odasına çağırdı onu yalnız.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O ise abdest alıp, hemen durdu namaza.[/FONT]
[FONT="]Ve başladı Rabbine, dua ile niyaza:[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Ya Rabbi, ben sana ve Resulüne inandım.[/FONT]
[FONT="]Bu kâfirin şerrinden, sen bana eyle yardım.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Ne zaman ki elini, o uzattı Sare'ye,[/FONT]
[FONT="]Birden eli tutulup, devrildi hemen yere.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi: (Bana dua et, canlansın yine elim.[/FONT]
[FONT="]Bundan sonra sana hiç zarar vermiyeceğim.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sare dua edince, kurtulup buldu sıhhat.[/FONT]
[FONT="]Lakin ikinci sefer, yine oldu musallat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Uzatınca elini, ona ikinci kere,[/FONT]
[FONT="]Eli yine tutulup, yıkıldı tekrar yere.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yine dedi: (Dua et, benim için Allah'a.[/FONT]
[FONT="]El uzatmıyacağım, sana asla bir daha.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sare dua eyledi, kavuştu sıhhatine.[/FONT]
[FONT="]Lakin üçüncü defa, musallat oldu yine.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Tekrar tutuldu eli, yere yuvarlanarak.[/FONT]
[FONT="]Yine dua istedi, Sare'ye yalvararak.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Üçüncü seferde de, o dua etti yine.[/FONT]
[FONT="]O zalimin sıhhati, geldi eski haline.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra serbest bıraktı o, hazret-i Sare'yi.[/FONT]
[FONT="]Hem de hibe eyledi, Hacer nam cariyeyi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sare geldi yanına, hazret-i İbrahim'in.[/FONT]
[FONT="]Halilullah sordu ki: (Nicedir acep halin?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dedi: (Elhamdülillah, halim iyi ve ala.[/FONT]
[FONT="]Beni, onun şerrinden kurtardı Hak teâlâ.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hazret-i Hacer'i de, göstererek dedi: (Bak![/FONT]
[FONT="]Bunu da, ikimize bahşetti cenâb-ı Hak.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Asil bir aileye, mensub idi bu Hacer.[/FONT]
[FONT="]Sonra Zevcelik dahi, oldu ona müyesser.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halilullah, Hacer'le evlenerek sonradan,[/FONT]
[FONT="]Hem hazret-i İsmail dünyaya geldi ondan.[/FONT]
Sare ile Hacer'i, alıp bir gün yanına,[FONT="]Hicret etti Mısır'dan, Filistin diyarına.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sebu denen bir yere yerleşti onlar, fakat,[/FONT]
[FONT="]Kupkuru bir yer olup, yok idi su ve hayat.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halilullah burada, hemen kazdı bir kuyu.[/FONT]
[FONT="]Öyle su fışkırdı ki, tatlı ve hoştu suyu.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir kaç gün olmuştu ki, buralara geleli,[/FONT]
[FONT="]Bitti yanlarındaki yiyecek ekmekleri.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]İbrahim Halilullah, yiyecek bulmak için,[/FONT]
[FONT="]Heybesini alarak, yola düştü ve lakin,[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O bölgeden şehire, yol çok idi varmaya.[/FONT]
[FONT="]Varsa bile, parası yoktu buğday almaya.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Çaresizlik içinde, geriye dönecekti.[/FONT]
[FONT="]Sare ile Hacer'e, lakin ne diyecekti?[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Elindeki heybeye kum-çakıl doldurarak,[/FONT]
[FONT="]Eve gelip uyudu, onu yere koyarak.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hemen hazret-i Sare, söyledi ki Hacer'e:[/FONT]
[FONT="](Heybeye bak bakalım, getirmiş mi zahire?)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O da bakıp dedi ki: (Buğday dolu tamamen.)[/FONT]
[FONT="]Dedi ki: (Öyle ise, ekmek yapalım hemen.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buğdayın bir kısmını, un yapıp oracıkta,[/FONT]
[FONT="]Ve sonra pişirdiler, ekmekleri ocakta.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Sonra Halilullah'ı, gelip davet ettiler.[/FONT]
[FONT="]Dediler ki: (Buyurun, taze pişti ekmekler.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halilullah, sıcacık ekmekleri görünce,[/FONT]
[FONT="](Nereden un buldunuz?) diye sordu hemence.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bu suale, ikisi, çok hayret eylediler.[/FONT]
[FONT="](Sen buğday getirdin ya, ondan yaptık) dediler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Halilullah bildi ki, Rabbinin ihsaniyle,[/FONT]
[FONT="]Kum ve çakıl, buğdaya dönüşmüş tamamiyle.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Bir kısmını ayırıp sonra o zahirenin,[/FONT]
[FONT="]Ziraatte kullanıp, bir hayli oldu zengin.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yarım milyondan fazla, var idi davarları.[/FONT]
[FONT="]Ova ve vadileri doldururdu malları.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Misafiri olmadan, oturmazdı sofraya.[/FONT]
[FONT="]Yok ise, bulmak için çıkar idi sahraya.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Yine bir defasında, vermişti bir ziyafet.[/FONT]
[FONT="]İkiyüz mecusiyi, yemeğe etti davet.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Onlar gelip yiyerek, çok teşekkür ettiler.[/FONT]
[FONT="]Ve ona, bir yardımda bulunmak istediler.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dediler: (Ey İbrahim, çok teşekkür ederiz.[/FONT]
[FONT="]Herhangi emrin varsa, yapalım onu da biz.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Buyurdu ki: (Öyleyse, sizden bir dileğim var.[/FONT]
[FONT="]Rabbime, bir kerecik secde edin, o kadar.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Hiç beklemiyorlardı mecusiler secdeyi.[/FONT]
[FONT="]Oturup, müşavere eylediler bu şeyi.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Zira davet etmişti imana daha önce.[/FONT]
[FONT="]Kabul etmemişlerdi, şaşırdılar böylece.[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Dediler ki: (Yalandan, yapalım isteğini.[/FONT]
[FONT="]Memnun etmiş oluruz, böylece kendisini.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]Secdeye kapandılar o anda hepsi birden.[/FONT]
[FONT="]O ise dua etti, onlar secdede iken:[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="](Ya ilahi, sendendir kullarına hidayet.[/FONT]
[FONT="]Şu ikiyüz kâfire, müslümanlık nasib et.)[/FONT]
[FONT="] [/FONT]
[FONT="]O anda kabul etti duayı cenâb-ı Hak.[/FONT]
[FONT="]Her birisi, secdeden kalktı mü'min olarak.[/FONT]