Hayat işte! İniş ve çıkışlarla dolu bir yolculuk
Hayat işte! Acı ile mutluluk dolu bir duygu çorbası
Hayat işte! Özlemek ile kavuşmak arasında geçen umut dalgası
Hayat işte! Bazen içinizde bir şeyler yanar.
Adına özlem mi dersiniz hasret mi? Yanar işte
Güvendiğiniz dağlara karlara yağar bazen.
Arkadaş deyip arkanızı yasladıklarınız arkanızdan bıçaklar bazen.
En çok arkanızda durması gerekenler bile anlamaz sizi bazen
Haykırmak isterken susmak zorunda kalırsınız bazen
İyi ki varsın! dedikleriniz bile yok olmaya başlar
İşte böylesi duygu karmaşası yaşadığınız, içinizde özlem hasretinin yandığı günlerde mail kutunuza bir yazı gelir ve sizi acı acı güldürür
Gülerken, acıyla gülmek böyle bir şey galiba
Sana Nasılsın? diye sormayacağım başlıklı yazı da böyle bir günde düştü mail adresime
Sadece mail adresime mi? Yüreğime oturdu cümleler yumruk yumruk
Sesli oku da dinleyelim! deseler kelimeler boğazımda düğümlenir, boğazımdaki düğümler sustururdu ses tellerimi
* * * * * *
Sana Nasılsın? diye sormayacağım
Başkaları sorduğunda onlara ne kadar harika, ne kadar muhteşem, Ne kadar olağanüstü olduğuna dair verecek onlarca cevabın var biliyorum. Bir kez daha aynı sözleri duyacağımı bildiğim için sormayacağım sana o soruyu
Sormayacağım; çünkü hayatında yaşadığın bitmez tükenmez sorunları yüreğinin kanayışını, hayatının eksilişini, içinin daralışını, yaşama sevincinin tükenişini biliyorum
Sormayacağım; çünkü, hayatında yakın geçmişe kadar, tüm çevrendekilerin gıpta ile baktığı bir çok şey başarıp meyvelerini toplamak için çok çalıştığını, ancak bu topraklarda senin gibi insanların önüne ne derece devasa engeller dikildiğini ve senin bu engelleri aşabilme gücünün tükenme aşamasında olduğunu biliyorum
Sormayacağım; çünkü, umduğun, istediğin hayatı bir türlü yakalayamayan ama yine de bulduğunla yetinmen gerektiğini hissettiren insanların alaycı tavırlarının seni nasıl kahrettiğini, nasıl yorduğunu biliyorum
Sormayacağım; çünkü, bu topraklarda yeteneklerine göre değil kimin yanında durduğuna göre değer kazandığını bildiğini ve bunun sana acı verdiğini, dirensen de kendini artık buralara ait hissetmediğini biliyorum
Sormayacağım; çünkü, geleceğe ait bir çok beklentin olduğunu ve bunun için ölesiye çabalamana rağmen, sevdiğin ve en yakınım dediğin insanların hayata bakışını anlamamaktaki ısrarının seni çok üzdüğünü biliyorum
Sormayacağım; çünkü, insanların özgürlüğün ne olduğunu bilmediği, bilenlere ise bir kaç gömlek bol geldiği ve o özgürlüklerin sadece kendine ait bir hak olarak görülmesinin sana acı verdiğini biliyorum
Sormayacağım; çünkü, serde erkeklik var diyemeyip, saklamadan, gizlemeden, utanmadan ağlayabildiğini, ağlamak ne zamandan beri hak oldu, alındı, satıldı, verildi, lütfedildi? diye isyan ettiğini biliyorum
Sormayacağım; çünkü, bazen avazın çıktığı kadar bağırarak, bazense susarak, bazen sayfalar dolusu yazarak, bazen de ağız dolusu konuşarak sevdanı anlatmak istediğini, ama yine de beceremediğini görüp hayata küstüğünü de biliyorum Evet sana nasılsın? diye sormayacağım
Şimdi yıka elini yüzünü, gülümse aynalara, kendine çeki düzen ver ve her zaman senden bekledikleri maskeyi tak yüzüne
Gülümseyerek harikayım, nasıl iyi olmam ki de yine
* * * * * *
Acı acı güldüm ben bu yazıyı okurken. Hem içimi acıttı, hem de ferahlattı yüreğimi
İçinizi acıtmak için değil, yüreğinizi ferahlatmak için paylaştım bu yazıyı
Paylaşırken yüreğim acımış olsa da
Sait ÇAMLICA
Hayat işte! Acı ile mutluluk dolu bir duygu çorbası
Hayat işte! Özlemek ile kavuşmak arasında geçen umut dalgası
Hayat işte! Bazen içinizde bir şeyler yanar.
Adına özlem mi dersiniz hasret mi? Yanar işte
Güvendiğiniz dağlara karlara yağar bazen.
Arkadaş deyip arkanızı yasladıklarınız arkanızdan bıçaklar bazen.
En çok arkanızda durması gerekenler bile anlamaz sizi bazen
Haykırmak isterken susmak zorunda kalırsınız bazen
İyi ki varsın! dedikleriniz bile yok olmaya başlar
İşte böylesi duygu karmaşası yaşadığınız, içinizde özlem hasretinin yandığı günlerde mail kutunuza bir yazı gelir ve sizi acı acı güldürür
Gülerken, acıyla gülmek böyle bir şey galiba
Sana Nasılsın? diye sormayacağım başlıklı yazı da böyle bir günde düştü mail adresime
Sadece mail adresime mi? Yüreğime oturdu cümleler yumruk yumruk
Sesli oku da dinleyelim! deseler kelimeler boğazımda düğümlenir, boğazımdaki düğümler sustururdu ses tellerimi
* * * * * *
Sana Nasılsın? diye sormayacağım
Başkaları sorduğunda onlara ne kadar harika, ne kadar muhteşem, Ne kadar olağanüstü olduğuna dair verecek onlarca cevabın var biliyorum. Bir kez daha aynı sözleri duyacağımı bildiğim için sormayacağım sana o soruyu
Sormayacağım; çünkü hayatında yaşadığın bitmez tükenmez sorunları yüreğinin kanayışını, hayatının eksilişini, içinin daralışını, yaşama sevincinin tükenişini biliyorum
Sormayacağım; çünkü, hayatında yakın geçmişe kadar, tüm çevrendekilerin gıpta ile baktığı bir çok şey başarıp meyvelerini toplamak için çok çalıştığını, ancak bu topraklarda senin gibi insanların önüne ne derece devasa engeller dikildiğini ve senin bu engelleri aşabilme gücünün tükenme aşamasında olduğunu biliyorum
Sormayacağım; çünkü, umduğun, istediğin hayatı bir türlü yakalayamayan ama yine de bulduğunla yetinmen gerektiğini hissettiren insanların alaycı tavırlarının seni nasıl kahrettiğini, nasıl yorduğunu biliyorum
Sormayacağım; çünkü, bu topraklarda yeteneklerine göre değil kimin yanında durduğuna göre değer kazandığını bildiğini ve bunun sana acı verdiğini, dirensen de kendini artık buralara ait hissetmediğini biliyorum
Sormayacağım; çünkü, geleceğe ait bir çok beklentin olduğunu ve bunun için ölesiye çabalamana rağmen, sevdiğin ve en yakınım dediğin insanların hayata bakışını anlamamaktaki ısrarının seni çok üzdüğünü biliyorum
Sormayacağım; çünkü, insanların özgürlüğün ne olduğunu bilmediği, bilenlere ise bir kaç gömlek bol geldiği ve o özgürlüklerin sadece kendine ait bir hak olarak görülmesinin sana acı verdiğini biliyorum
Sormayacağım; çünkü, serde erkeklik var diyemeyip, saklamadan, gizlemeden, utanmadan ağlayabildiğini, ağlamak ne zamandan beri hak oldu, alındı, satıldı, verildi, lütfedildi? diye isyan ettiğini biliyorum
Sormayacağım; çünkü, bazen avazın çıktığı kadar bağırarak, bazense susarak, bazen sayfalar dolusu yazarak, bazen de ağız dolusu konuşarak sevdanı anlatmak istediğini, ama yine de beceremediğini görüp hayata küstüğünü de biliyorum Evet sana nasılsın? diye sormayacağım
Şimdi yıka elini yüzünü, gülümse aynalara, kendine çeki düzen ver ve her zaman senden bekledikleri maskeyi tak yüzüne
Gülümseyerek harikayım, nasıl iyi olmam ki de yine
* * * * * *
Acı acı güldüm ben bu yazıyı okurken. Hem içimi acıttı, hem de ferahlattı yüreğimi
İçinizi acıtmak için değil, yüreğinizi ferahlatmak için paylaştım bu yazıyı
Paylaşırken yüreğim acımış olsa da
Sait ÇAMLICA