Taklit, gerçeği gibi olmaz!

SiyahSancaktaR

CEDDİ OSMANLI !...
Sp Kullanıcı
17 Eyl 2017
17,184
40,284
İstanbul..
Osmanlıdan boşalan cağrafyada bugün otuza yakın devlet yaşamaktadır. Bu topraklarda bir çırpıda sayılamayacak kadar, çeşitli dil ve dinde millet yaşıyordu. Bu beraberlik altı asırdan fazla sürmüştü.


Canlılarda olduğu gibi devletlerin de belli bir ömrü vardır. Ömrünü tamamlayan tarih sahnesinden ayrılır. Ayrılanların bazıları hemen unutulur bazıları ise unutulmaz; hatta ona hasret her gün daha da artarak devam eder. İşte Osmanlı Devleti böyleydi. Yıkılışının üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen unutulmadı, gündemden hiç düşmedi...


GAYE İNSANLIĞA HİZMET


İdaresi altında bulunan milletler bugün bile hâlâ Osmanlı’dan sitayişle bahsetmektedirler. Yıllardır araştırmacılar bu işin sırrını çözmek için uğraşmaktadırlar. Bazı devletler de, çeşitli projelerle (Büyük Orta Doğu Projesi gibi) Osmanlı’yı taklit etmeye çalışmaktadırlar. Tabii ki taklit hiçbir zaman gerçeği gibi olmaz. En önemlisi niyet farkı. Taklitçilerin niyetleri malum. Osmanlı’nın ise; idaresi altındaki insanları sömürme, onların tabii gelirlerine el koyma gibi bir gayesi yoktu. Tek gayesi vardı o da; insanlığa hizmet.


İdaresine aldığı milletler de bunu bilirlerdi. Osmanlı’dan kendilerine, inançlarına bir zarar gelmeyeceğinden emin idiler. Osmanlı’da tam bir din ve vicdan hürriyeti vardı. Hiçbir din mensubu zorla Müslüman yapılmazdı. Kendi takdirlerine bırakılırdı.


Osmanlı sadece örnek bir hayat sunardı. Osmanlı, himayesindeki yerli halka, gerek inançları ve töreleri, gerekse daha geniş ifadesi ile kültürleri üzerinde herhangi bir baskı uygulanmamıştı. Aksine tam bir inanç hürriyeti hakimdi. Çünkü, İslamiyetin, “Dine girmede zorlama yoktur” prensibine Osmanlılar sadık kalıyorlardı. Kimse Müslüman olmaya zorlanmıyordu. Yaptıkları tek şey; yerli halk arasına Müslüman Türklerin getirilerek yerleştirilmesi, kendi inançlarının gereğini en arı ve duru haliyle yaşamak suretiyle onlara bir alternatif sunmaları idi.


Bu şekilde, yerli halk, kendi hayat tarzları ile Müslüman Türklerin hayat tarzlarını görüp, mukayese yapabilme fırsatına sahip kılınmış oluyorlardı.

Ömrü Osmanlı tarihini incelemekle geçmiş bir ilim adamı böyle söylerse; tarih kitaplarının dışında tarih bilgisi olmayan zavallıların ileri geri konuşanlarının ne kadar büyük bir hezeyan içinde olduklarını gösterir. Osmanlı İmparatorluğunun bu kadar uzun süre hayatta kalmasını yabancı ilim adamları şuna bağlıyorlar:


“Roma İmparatorluğunun Yükseliş ve Çöküşü” adlı kitabıyla tanınan ünlü tarihçi Gibbons şöyle diyor: “Osmanlıların hoşgörüleri, ister siyâset, ister hâlis insaniyet neticesiyle meydana gelmiş olsun, Osmanlıların, yeni zaman içinde milliyetlerini tesis ederken dînî, hürriyet ilkesini siyâsetinin temel taşı olarak kabul eden ilk millet olduğu îtiraz kabul etmez bir durumdur. Hıristiyan dünyâsındaki, ardı arkası kesilmeyen Yahûdi katliamları ve engizisyona rağmen, Osmanlıların idâresi altındaki Hıristiyanlar ve diğer dinlerdeki milletler korkusuz bir şekilde ahenk ve uyum içerisinde yaşıyorlardı...”


TANITIMDA MODEL ÖNEMLİ!


Osmanlıda devletin hizmetinde örnek aileler vardı. Bunlar, tasavvuf büyüklerinin sohbetlerinde, dergahlarda yetişmiş kimselerdi. Dinimizin güzel ahlâkı ile bezenmişlerdi. Hâl ile, söz ile, yaşayışları ile örnek kimselerdi. İslamiyeti yaymak için kendilerini adamışlardı. Osmanlı yeni bir yer fethettiğinde bunları oraya yerleştirirdi. Bunlar model ailelerdi. Zamanla diğer din mensupları bunların güzel ahlâkına özenir kendiliğinden Müslüman olurlardı. Balkanlar bu şekilde Müslümanlaşmıştı. Bunun içindir ki, “lisân-ı hâl, lisân-ı kalden entaktır” demişlerdir. Yani; hâl ve hareket ile yapılan, söz ile yapılandan üstündür, demektir.


Osmanlı’nın başarısı İslama sımsıkı sarılmalarının neticesidir. Osmanlı’nın başarısını başka yerde arayan yanlış adreste olduğunu bilmelidir!


Mehmet Oruç
 
  • Beğen
Tepkiler: Hayali_delibal
İ

İsrâ

Birde kendimize bakalım aynada..!
En basitinden küçücük bir örnek vereyim.
Dinden çıkarılmak için Tv'de dönmeyen dolap yok.
Osmanlının farklı dinlerden olanlara yakınlaşıp İslamiyeti anlattıkları gibi;
İçimize yerleşmişler
Bize de haram olan şeyleri gayet normalmiş gibi diziler yöntemiyle anlatıyorlar.
Sıradanlara diyecek kelime bile yok zaten
Allah ıslah etsin reyting uğruna bize bu zulmü yapanları.
Birde Sözde Osmanlı dizileri
Hangisi düzgün?
Belki savaş kısmı doğru, belki dürüstlük doğru ya helallik kısmı?
Yazacak çok şey var daha daaa neysee.
 

Son mesajlar