Hayat sıkıcı mı?

SiyahSancaktaR

CEDDİ OSMANLI !...
Sp Kullanıcı
17 Eyl 2017
17,184
40,282
İstanbul..
“Hayat çok sıkıcı” tabiri günden güne yaygınlaşan bir cümle halini almış duruma geldi. Hayat mı bizi sıkıyor? Biz mi hayatı sıkıyoruz?


Birisi bize her gün yirmi dört altın vermiş ve günün sonunda kayıplarımız yenileniyor. Eksiklerimiz yeni bir günle tamamlanıp yine yirmi dört altın oluyor. Bir anda harcayamıyorsun, o kadar ince bir çizgidesin ki tıpkı bir cambaz gibisin.


İnce bir ipin üzerinde düşmemeye gayret ediyorsun. Geçebilirsen karşında seni bekleyen nuranî zatlar var ve başarılı olacaksın, ama geçemeyip aşağıya düşersen eğlenceli gördüğün, ama çirkin yüzüyle karşında olan bir hayat seni bekliyor…


Yirmi dört altın ise çocukken oynadığımız oyunlar gibi yukarımızda asılı duruyor. Biz onları almaya kalkarken yeni canlara, kötü yaratıklara, bizi kurtaracak ellere rastlıyoruz. Hayatımız da ince bir ipe bağlı; olduğun yerden kımıldamaya korkarsan ağırlık baskın gelir ve o ipin kopar. Madem hayat bir oyun, bir sınav o zaman her zaman kazanmaya çalışıyorsak sıkıcılık bizde olmamalıdır…


Hayatı sıkıcı yapan sensin, çünkü nefsini dinlemeye başladığın, geçici heveslere kapıldığın zaman, yaşadığın zamana durup geri baktığında bomboş ve çorak bir arazi ile karşılaşıyorsan; bunun sorumlusu yine sensin…


“Ene”; bu duyguya bir kere kapılırsan, biz olamazsın. Kendini ne kadar dinlersen o kadar sağır olursun, ne kadar kendine bakarsan o kadar kör olursun. Kendinle ne kadar ilgilenirsen, o kadar vurdumduymaz olursun…


Oysa ki biz olarak bakarsan; kendini bu âlemin bir parçası ve görevlerini yerine getirirsen, bütün güzelliklere gözlerin açılır, bütün ‘dünya’yı duyabilirsin. Bir satır okursun herkesle ilgilenirsin.


O kadar çok meşgalen vardır ki aslında yapacağın, bir an düşündüğünde aslında her geçen salisenin bile çok kıymetli olduğunu ve bir saniyeyi oluşturan o anki salisenin bir daha geri dönmeyeceğini anlarsın…


Hayatın sıkıcı olduğunu düşünenler, kendilerini yalnız hissedenler, boşluğun kara deliğine sürüklenenler; her an onları gözetleyen bir kameranın her hareketlerini çekip, gün geldiğinde bunu kendisine seyrettirileceğini düşünmediklerinden, o ince ipin üzerinden geçerken altınlarını toplamazlar ve her eksik altın kasalarında yeni bir eksiklik açar…


Bu hayatta en küçük yaratılan yaratık bile görevini yapmaya çalışırken, uzun bir gün yerinden kımıldamayan, gününü televizyon ve internetin karşısında boş işlerle geçiren kişiler iyice bir düşünseler; “hayatın çok zevkli ve zor bir sınav yeri” olduğunu anlayacaklardır…



Yaşamak çok güzeldir ve her geçen dakika her gelecek dakika güzelliklerle karşımızda durur. Önemli olan bunların farkında olma ve kendi görevlerimizin bilinci ile dolu bir şekilde o anı tamamlamaktır…


Bütün kâinatın tesbihlerine katılalım ve hayatı her zaman en güzel şekilde görelim İnşAllah…


Merve İriyarı
 

Son mesajlar