Önyargıları yıkmak mümkün

SiyahSancaktaR

CEDDİ OSMANLI !...
Sp Kullanıcı
17 Eyl 2017
17,184
40,284
İstanbul..
Yetim çocuklarla ilgili sorunların ele alındığı bir toplantıya katılmıştım. Toplantıya katılan kadınlar, hemen karşılarında oturan hanımla ilgili düşüncelerini paylaşıyorlar. Aralarından biri, "kadın çok kibirli, insanları beğenmeyen bir havası var, gören de, reisi cumhur sanacak, altı üstü pahalı giysiler giymiş, ne olmuş yani... Diğeri arkadaşını destekler mahiyette atılıyor" bu gibilere yüz vermeyeceksin, önümden geçti yüzüne bile bakmadım, ben burnu büyük insanları zaten hiç sevmem... Diğeri araya giriyor, boş verin zaten çok yalnız kalıyor... Konuşma devam ediyor ve kadınlar hiç tanımadıkları bir kişiyi suçluyorlar ve istedikleri gibi yargılamaya çalışıyorlar.


Az sonra toplantı başlıyor, program, projeyi yürüten başkan öncülüğünde masaya yatırılıyor ve buradaki insanlar yetimlerle ilgili neler yapabileceklerini ifade ediyorlar. Herkes konuyla ilgili düşüncelerini dile getiriyor.


Toplantının ortalarına doğru, az önce kadınların yerden yere vurduğu hanımefendi ayağa kalkıyor ve o güne kadar bu çalışma kapsamında neler yaptığını ve neler yapılabileceğini açıklıyor:


"Ben kendim de yetim büyüdüğüm için vaktimi anne babadan mahrum kalan çocuklara adadım. Kendim bir şirketin sahibiyim, riyakarlık olmasın ama kazandığım parayı üçe bölüyorum, bir kısmını kendi geçimliğim için ayırıyorum, bir kısmını şu an üniversitede okuyan iki kızıma ayırıyorum, kalan kısmını da yetimlerin ihtiyaçları için harcıyorum. Çalışan herkes bu uygulamayı yaparsa, yetimlerimiz muhtaç duruma düşmezler. Bir de onlara sevgiyle yaklaşmamız gerekiyor.


Bunun için akşamları onları ziyaret ediyorum, başlarını okşuyorum, çok mutlu oluyorlar... Yardımlarımıza bunu da katmayı ihmal etmeyelim..." Kadın konuştukça az önce asılsız önyargılarla onu itham eden hanımlar şaşkınlıkla birbirlerini yüzüne bakıyorlar. Sonra aralarından biri " kimseyi tanımadan, bilmeden asıp kesmemek gerekiyor. Bak kadın görüntüsünün aksine, insan tarafını geliştirmiş biri çıktı." dedi. Diğerleri de ona katılır mahiyette başlarını salladılar.


İnsanları tanımadan, görüntüleriyle yargılayıp, kulaktan duyma söylemlerle karaladığınızda, hem bu insanları tanıma şansınız olmaz hem de onlar hakkında sui zan yapmış olursunuz...


Önyargılar, çarpıtılmış düşüncelerden beslenir ve insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmamızı engeller. Fakat nedense önyargı deyince hemen olumsuz yakıştırmalar aklımıza gelir. Oysa önyargılar olumlu da olabilir olumsuz da... Ama bizler daha ziyade olumsuzluğa odaklanırız. Çünkü toplum olarak negatif gözlem yapmaya eğilimliyizdir.


Yani karşımızdaki kişinin doksan dokuz tane olumlu yanı bir tane de olumsuz yanı vardır, biz mutlaka olumsuz tarafına odaklanırız. Bütün bunlar geçmiş yaşantılarımızın ve paradigmalarımızın sonucu ortaya çıkıyor. Yani önyargılarımız genellikle hatalı düşünce kalıplarımız ve bakış açımızla birlikte ortaya çıkıyor ve nesilden nesile aktarılıyor.


Mesela yüzü asık birini gördüğümüzde hiç tanımadığımız halde yargılar ve "sinirli biri" deriz. Ya da "filan memleketin insanları cimridir" der ve bu yöreye mensup bütün insanları aynı katagoride değerlendirir etiketleriz. "Şu köyün insanları temizlikten anlamaz, şu meslek grubunda şöyle sorunlar vardır "gibi temel yargılarla hareket eder ve hiç tanımadığımız insanlarla aramıza mesafe koyarız. Oysa bu insanlarla hiç konuşmamış, birbirimizi tanıyacak kadar bir arada dahi bulunmamışızdır.


Şunu baştan kabul edelim, eğer söylediğimiz doğru ise bu dedikodu olur, doğru değilse iftira olur... Her iki durumda da, ahlaki yapımızla örtüşmeyen bir durum sözkonusudur.


Ne yazık ki, geçmişte, inancına bağlı insanlarla ilgili önyargıların oluşmasında, küresel hesaplaşmaların maşası olarak kullanılan medyanın büyük etkisi olmuştur. Kurgulanan seneryolarla, ahlaki zaafları olan bir imam ya da başörtülü bir bayanı ekrana çıkarıp, Müslümanlarla ilgili karanlık propagandalar ve önyargılar oluşturulmuştur.


Amerikarda yaşayan bir arkadaşım, on iki eylül saldırısından sonra oradaki, Müslümanlara karşı sorgusuz sualsiz bir önyargının oluştuğunu ve bunun insan ilişkilerini etkilediğini ifade etmişti. Yani önyargılar sadece aynı coğrafyada yaşayan insanları birbirinden uzaklaştırmıyor aynı zamanda uluslararası alanda da husumete neden oluyor. Ayrıca ırk taassubunda, mezhep çatışmalarında kan davalarında, aşiretler arasında çıkan sorunlarda da bu gerçeğin yattığını görüyoruz.


En masum şekliyle, bazı anne babalar "senin kafan basmaz, zaten sen hep böyle yaparsın" gibi yargılarla çocukların cesaretini kırarlar. Bu da çocuğun güven duygusunu kökten zedeler. Zararı nereye ya da kime dokunursa dokunsun, önyargılar düşünme, aklımızı kullanma ve doğruyu yanlıştan ayrıma gücümüzün önüne set çekiyor. Bu bir gerçek!


Fatma Tuncer
 
  • Beğen
Tepkiler: Hayali_delibal

Son mesajlar