Türk asıllı Abbasî kumandanı. Asıl adı Haydar olup, babasının adı Kavus idi. Dedesi Orta Asyada Usrusana bölgesi Türk hânedanından Han Karadır. Usrusanada doğup büyüyen Afşin, çevresi ile anlaşmazlığa düşerek, Bağdada geldi. İslamiyeti kabul ederek Abbasî halîfesinin hizmetine girdi ve Haydar ismini aldı. Ailesi mensuplarına verilen. El-Afşin ve Busrül-Afşin ünvanlarıyla meşhûr oldu. Anadoluya yapılan akınlara katıldı. İslamiyetin yayılmasına çok hizmet etti.
Afşin yani Haydar bin Kavus, hükümdar sulalesi olan ailesi ile arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden, 819 (H. 204) yılından sonra tarih sahnesine çıktı. O sıralar ailesi müslüman değildi. Babası hükümdar idi. Afşin, babasının saryında vazifeli yüksek memûrlardan birinin kızıyla, kardeşinin evlenmesine karşı çıktı. Bu, ailesi ile arasının daha da açılmasına sebeb oldu. Kardeşinin kyınpederi ile münakaşa etti. Anlaşmazlık artınca, Afşin taraftarları onu öldürdü. Afşin, bu hadiseden sonra, Huttele kaçtı. Babasıyla bansmak için elçi gönderdi, fakat teklifi kabul edilmedi.
Afşin, Huttelde sıkıntılı günler yaşadı. Babasıyla arasının açılmasına çok üzülmüştü. Diğer yandan, yaradılıs itibari ile, ailesinin putperest inanglarını da bir türlü benimseyemiyordu. Nihayet o zaman, Abbasî halîfeliğinin merkezi olan Bağdada gitmeye karar verdi ve müslüman oldu. Halîfe Memundan hüsn-i kabul gördü. Afşin, Halîfeye Usrusananın İslâmlaşmasına yardım edeceğini söyledi. Bunun Cizerine halîfe Memun, Usrusananın İslâm diyari haline getirilmesi için cihad ordusu hazırlattı. Memun 822-823 (H. 207) senesinde Ahmed bin Ebî Hâlid kumandasındaki halifelik ordusunu, Afşinin rehberliğinde, Türkistanda Semerkand ile Fergana arasındaki Türklere meskûn bir bölge olan Usrusanaya gönderdi. Halîfelik ordusunun Usrusanaya geldiğini gören halk, endişe içine düştü. Ancak Afşinin babası ve kardeşi müslüman olunca, halkın çoğu İslâmiyeti kabul etti. İslâmiyetin getirdiği yaşayıs şekli halk arasında hızla yayılmaya başladı. Sonra Afşinin babası ve kardeşi Bağdada geldi. Halîfe Memunla görüştüler.
Halîfe Memun, Usrusana hükümdar ailesinin İslâm dînini kabullenerek, iman etmeleri üzerine, Afşin (Haydar bin Kavus) ile Fazl ismini alan kardeşini bölgeye vazifeli olarak gönderdi. Babasının vefatından sonra Haydar bin Kavus (Afşin), Usrusana valisi oldu. Bölgede İslâmiyetin yayılmasına çok hizmet etti. Bu hizmeti Halîfe Memun tarafından takdir edilerek, kendisine halîfelik ordusunda vazife verildi.
O sıralarda Türkler, Abbasî ordusunda daha yeni yeni vazife almaya başlamışlardı. Türklerin yaratılıstan askerliğe uygun olması, kısa zamanda kumandanlık mevkline yükselmelerine sebeb oldu. Halife Memun, iç karışıklıklarsebebiyle Mısır valisi olan kardeşi Mutasımi, Türk kumandanlarından Afşini isyanların bastırılmasına memûr etmesini bildirdi. Afşin, 830 (H. 215) senesinde Asaşi Mısırdaki Berka, el-Besarud, el-Biyame ve el-Huf şehirlerindeki isyanları bastırmakla vazifelendirildi. Afşinin kumandasındaki ekseriyetini Türklerin teşkil ettiği halîfelik ordusu, isyan mahalline giderek, isyancıların elebaşısi Müslim bin Nasri yakalatip, şehri asîlerden temizledi. Arkasından Kiptîlerin de katılmasıyla sayıları oldukça artan el-Besarud ve el-Huftaki asîler üzerine yürüdü. İsyam bastırarak bölgede sukûneti sağladı ve Kahıreye döndü. Halîfe Memunun 832 senesinde Mısıra gelmesiyle, oncu kuvyetleri kumandam olarak vazife yaptı. Mısırdaki isyanların bastmlmasında önemli roller oynadı. Asî ve bagîleri cezalandırarak, Halifelik ordusundaki Türklerin îtibarını arttırdı. Memundan sonra, Mutasımın halife olmasım sağladı. Halîfe Mutasım, Afşini kendisine yardımcı seçti. Halifelik ordusundaki Türklerin sayılarının artması üzerine, 835de Samerra şehrini kurdu ve Türkleri buraya yerleştirdi. Onların bütün ihtiyağları karşılandı. Afşin ve maiyetine bir mahalle tahsis edildi.
Afşin, Mutasım zamanında da Abbasî halîfeliğine isyan eden siyasî ve dini maksadlı âsî ve bagîleri cezalandırmak üzere vazifelendirildi. İran ve Azerbaycandaki Hurremîye sapıkları, Babekin başkanlığında isyan etmişlerdi. 816 senesinden beri isyan halinde olan Babek Hurremî üzerine gönderilen kuvvetleri, arazi şartlarından istifade etmek suretiyle hezîmete uğratarak, isyanını genişletiyor, taraftar topluyordu. Halîfe Mutasım, askerî bilgi ve kudretinden emîn olduğu Afşini, 835 senesinde el-Cibal, Azerbaycan ve Ermeniye bölgelerine vali tayin etti. Bölgedeki Babek Hurremî isyanını bastırmakla vazifelendirdi. Halîfenin niyeti; yirmi seneden beri devam eden isyam bastırarak, devleti tehdid eden sapık inamslara ve onların yapmış olduğu katliamlara son vermekti. Afşin, uç bölge valiliği selâhiyetiyle Berzende karargah kurdu. Mücadeleye girişmeden önce, Berzend ile Bağdad arasındak: kalelere askeri kuwetler yerleştirerek, merkez ile irtibatı en iyi şekilde sağladı; erzak ve zahîre yollarını da emniyete aldı. Bölgedeki posta teşkilatını tekrar tanzim ederek, işler hale getirdi. Halîfelik merkeziyle muhaberati dört güne indirerek, haberleşmeyi hızlandırdı. İstihbarat ve casusluk teşkilatını kurarak, Babek hakkında malumat topladı. Halîfe, Babek meselesinin halli için, Afşine Boğa el-Kebîr idaresinde para ve zahîre gönderip, maneviyâtlarını yükseltti. Afşin, kafilenin tecavuze uğrayabileceği ihtimaliyle tedbir aldı. Babek, kafileye baskın yaptı fakat, Afşinin yerinde tedbiri sayesinde mağlub oldu ve canını zor kurtardı. Afşin, 835 senesi ilkbaharında harekete geçti. Babekin bulunduğu el-Bazza ilerledi. Boğa el-Kebiri de Hestadsar üzerine gönderdi. Afşin, el-Bazza altı mil uzaklıktaki Derveze karargah kurdu. Fakat Boğa, Afşinden habersiz el-Bazza doğru harekete geçerek, şehre yaklaştı. Babek, fırsattan istifade ederek, taarruza geçti. Boğa, Afşinden yardım isteyince, Afşin, kardeşi Fazl kumandasında takviye kuwetler gönderdi. 836 (H. 222) yazmda Babeke karşı umumî bir hücûma geçildi. Afşin, kuvvetlerini iki kısma ayırdı. Birisinin başıda kendisi, diğeri Boğanın kumandasında iki koldan el-Bazza hareket edildi. Çok şiddetli bir çarpışma oldu. Boğa, Afşinden habersiz karargaha döndü. Afşin, ertesi gün Babekin karargahına hücûm etti. Külliyetli mikdarda esir ve ganîmet ele geçirdi. Esirler arasında Babekin haremi de vardı. Boğa, irtibatsız hareket ettiğinden kayba uğramışsa da, Afşinin emriyle Meragaya döndü. Kış mevsimi yaklaştığı için, kıtalar kışlaklara dağıtıldı. Afşin, kışı Berzendde geçirdi. Halife, ilkbaharda takviye kuvvetleri, zahire ve para gönderdi. Afşin, takviye kuvvetlerle güçlenip, karargahını el-Bazza daha yakın bir yer olan Kelanruza kurdu. Babek, sonunun geldiğini hissetmeye başladı. Karşı taarruza geçerek Azin kumandasında kuvvetler gönderdi. Afşin, Azîni hezimete uğrattı, fakat Azîn bir kısım kuvvetiyle kaçtı. Afşin, bu isyanları bastırmada kısa mesafeler kat ederek ilerlemeyi esas aldı. Bunun için 837 kışında karargahını el-Bazz önünde kurdu. Ordusunu muhtelif kısımlara ayırarak, her birinin başına itimad ettiği kumandanları getirdi. El-Bazzi şiddetli muhasara altına aldı. İki ordu arasında bir vadinin bulunması ve etrafın sık ormanlarla kaplı olması Babeke çok müsait bir müdafaa imkanı verdiğinden, anî hücûma geçmedi. Çünkü Babekin pusuda bekleyen kuvvetlerinden haberdardı. Babekin arazi şartlarına hakim olduğunu biliyor, ona göre tedbirli hareket ediyordu. Afşin, umumi büyük taarruz için kumandanlarına şehrin etrafında muhtelif hedefler tayin etti. Beşir el-Türkî emrindeki kuvvetleri de şehrin karşı tarafında mevzi almış olan Azinin üzerine gönderdi. Beşir, anî bir hücûmla Azîni mağlub etti. Şehri sıkıştırmaya başladı. Babek bu durum karşısında, Şartlı barış teklifinde bulundu ve sulhun halîfe tarafından tasdikini istedi. Maksadı zaman kazanmaktı. Afşin, harbin durması için haber gönderirken, Beşir kumandasındaki Ferganalı Türklerden meydana gelen askerlerin şehre girdiğini öğrendi. Halîfelik ordusu umumî hücûma geçerek, el-Bazza girdi. Şehirde üç gün süren şiddetli sokak harbleri başladı. Babekin sapıklık merkezi ve isret sarayı tamamen yakıldı. Bizans tarafına kaçan Babek takib edilerek, Ermeniyede yakalandı. İslâm alemini kana bulayıp, pek çok kimsenin sapıtmasına sebeb olan Babek, Samerraya götürüldü ve Ocak 838 tarihinde îdam edildi. Afşin, başta halîfenin oğlu Vasik olmak üzere, bütün devlet ricali tarafından Samerrada büyük bir merasimle karşılandı. Babek meselesinin halli, İslâm aleminde umumî bir sevinç kaynağı oldu. Devrin meşhûr şairleri Afşini medh eden kasideler yazdılar. Halîfe Mutasım da, Afşini murassa, tac, hilat ve kulliyatli mikdarda para ile mükafatlandırarak, Sind valiliğine tayin etti. Büyük itibar kazanan Afşinin halîfelik ordusundaki kumandanlık mevkîi birinci dereceye yükseldi.
Halîfelik ordusunun Babek isyanıyla meşguliyetinden faydalanan Bizanslılar, İslâm alemine karşı taarruza geçmişlerdi. Bizans imparatoru Theophilosun Malatya ve diğer İslâm şehirlerini yağmalayarak Viranşehire kadar gelmesi üzerine, Halîfe Mutasım seferberlik ilan etti ve Hıristiyan Psikoposluk merkezi olan bugün Emirdağ yakınlarındaki Amorion üzerine sefere çıktı. Halîfenin emri üzerine, sefere katılmak için hazlığını tamamlayan Afşinin kumandasında on bin kadar Türk askeri vardı. Suruhtan hareket eden Afşin, Bizans topraklarına girerek Anadolu içlerinde ilerledi. Halîfenin kuvvetleri ile Ankarada birleşmeyi düşünüyordu. İslâm ordularını durdurmak için harekete geçen Bizans imparatoru, Kazovada Afşinin karşısına çıktı. Afşin, Türkün şecaat ve muhariplişini, İslâmın gaza ruhuyla birleştirip destanlaşan bir mücadeleye girişti. Bizans ordusu saflarındaki Rum ve Ermeni kuvvetleri hücûma dayanamıyarak geri çekildiler. İslâm askerinin şiddetli taarruzunda; Allah! Allah!... sadaları, at kişnemeleri, kılıç sakirtiları ve okların ıslık galarak göklere yükselmesi muharebeye bambaşka bir renk katiyordu. Afşinin sapık Babek Hurremî ile mücadelesinden istifade ederek, İslâm ülkelerine saldıran Bizans ve diğer hıristiyan milletlerden meydana gelen kuvvetler kuşatıldı. Yağan yağmur ve karanlıktan istifade eden Bizans kayseri Theophilos ve ordusu, savaşı ve ağırlıklarını bırakarak gece karanlığında İstanbula kaçtı, Afşin, Halife ile Ankarada buluştu. Ordu tekrar tanzim edildi. Afşin, sağ kanat kumandanlığına getirildi. 1 Ağustos 838de Amorion muhasaraya alındı. Halîfe, kumandanları arasında şehrin etrafmi çeviren suru taksim etti. Her birinin hücûm edeceği kısmı gösterdi. Şiddetli taarruzlar yapıldı. Afşin, on iki gün devam eden muhasarada üstün başarılar gösterdi. 12 Ağustos günü şehre girildi. Pek çok ganîmet alındı. Afşin, Anadolu ortalarına kadar geldi. Bölgenin İslâmlaşmasına hizmet etti. Selçuklu sultanlarından, büyük İslâm kahramanı Anadolu fatihi Alb Arslanın kumandanlarından adasi Afşin de atasının yolunda olduğunu gösterip, üç aşır sonra 1068 (H. 461) Amuriyyeyi (Amorion) tekrar feth ederek, bölgeyi Türk yurdu yaptı. Selçuklu sultanına kıymetli bilgiler göndererek Anadolunun fethine davet etti. Afşin, Amuriyye seferinden sonra Sind valiliğine devam etti. Halîfe Memun ve Mutasım devirlerrinde askerî muvaffakiyetler kazandı. Başta halife olmak üzere, devlet erkanı, ahali ve askerler arasında itibarı arttı. Bazı şikayetler üzerine 840 (H. 226) senesinde mahkemeye verildi. Mahkemede isnadları zekice cevaplandırdı. Uyunda bir yıla yakın hapis yattı. Hapis hayatı onu manen ve maddeten yıprattı. 841 (H. 227) senesinin ilkbaharında hapishanede vefat etti.
1) Fütuh-ul-buldan; madde; 1005
2) El-Kamil; cild-6, sh. 315
3) El-İber; cild-3, sh. %68
4) Târih-ul-ümem vel-mülûk; cild-9. sh. 11, 111
5) Ahbar-ut-tival; sh. 401
6) A Short History of the Saracans; sh. 284
Afşin yani Haydar bin Kavus, hükümdar sulalesi olan ailesi ile arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden, 819 (H. 204) yılından sonra tarih sahnesine çıktı. O sıralar ailesi müslüman değildi. Babası hükümdar idi. Afşin, babasının saryında vazifeli yüksek memûrlardan birinin kızıyla, kardeşinin evlenmesine karşı çıktı. Bu, ailesi ile arasının daha da açılmasına sebeb oldu. Kardeşinin kyınpederi ile münakaşa etti. Anlaşmazlık artınca, Afşin taraftarları onu öldürdü. Afşin, bu hadiseden sonra, Huttele kaçtı. Babasıyla bansmak için elçi gönderdi, fakat teklifi kabul edilmedi.
Afşin, Huttelde sıkıntılı günler yaşadı. Babasıyla arasının açılmasına çok üzülmüştü. Diğer yandan, yaradılıs itibari ile, ailesinin putperest inanglarını da bir türlü benimseyemiyordu. Nihayet o zaman, Abbasî halîfeliğinin merkezi olan Bağdada gitmeye karar verdi ve müslüman oldu. Halîfe Memundan hüsn-i kabul gördü. Afşin, Halîfeye Usrusananın İslâmlaşmasına yardım edeceğini söyledi. Bunun Cizerine halîfe Memun, Usrusananın İslâm diyari haline getirilmesi için cihad ordusu hazırlattı. Memun 822-823 (H. 207) senesinde Ahmed bin Ebî Hâlid kumandasındaki halifelik ordusunu, Afşinin rehberliğinde, Türkistanda Semerkand ile Fergana arasındaki Türklere meskûn bir bölge olan Usrusanaya gönderdi. Halîfelik ordusunun Usrusanaya geldiğini gören halk, endişe içine düştü. Ancak Afşinin babası ve kardeşi müslüman olunca, halkın çoğu İslâmiyeti kabul etti. İslâmiyetin getirdiği yaşayıs şekli halk arasında hızla yayılmaya başladı. Sonra Afşinin babası ve kardeşi Bağdada geldi. Halîfe Memunla görüştüler.
Halîfe Memun, Usrusana hükümdar ailesinin İslâm dînini kabullenerek, iman etmeleri üzerine, Afşin (Haydar bin Kavus) ile Fazl ismini alan kardeşini bölgeye vazifeli olarak gönderdi. Babasının vefatından sonra Haydar bin Kavus (Afşin), Usrusana valisi oldu. Bölgede İslâmiyetin yayılmasına çok hizmet etti. Bu hizmeti Halîfe Memun tarafından takdir edilerek, kendisine halîfelik ordusunda vazife verildi.
O sıralarda Türkler, Abbasî ordusunda daha yeni yeni vazife almaya başlamışlardı. Türklerin yaratılıstan askerliğe uygun olması, kısa zamanda kumandanlık mevkline yükselmelerine sebeb oldu. Halife Memun, iç karışıklıklarsebebiyle Mısır valisi olan kardeşi Mutasımi, Türk kumandanlarından Afşini isyanların bastırılmasına memûr etmesini bildirdi. Afşin, 830 (H. 215) senesinde Asaşi Mısırdaki Berka, el-Besarud, el-Biyame ve el-Huf şehirlerindeki isyanları bastırmakla vazifelendirildi. Afşinin kumandasındaki ekseriyetini Türklerin teşkil ettiği halîfelik ordusu, isyan mahalline giderek, isyancıların elebaşısi Müslim bin Nasri yakalatip, şehri asîlerden temizledi. Arkasından Kiptîlerin de katılmasıyla sayıları oldukça artan el-Besarud ve el-Huftaki asîler üzerine yürüdü. İsyam bastırarak bölgede sukûneti sağladı ve Kahıreye döndü. Halîfe Memunun 832 senesinde Mısıra gelmesiyle, oncu kuvyetleri kumandam olarak vazife yaptı. Mısırdaki isyanların bastmlmasında önemli roller oynadı. Asî ve bagîleri cezalandırarak, Halifelik ordusundaki Türklerin îtibarını arttırdı. Memundan sonra, Mutasımın halife olmasım sağladı. Halîfe Mutasım, Afşini kendisine yardımcı seçti. Halifelik ordusundaki Türklerin sayılarının artması üzerine, 835de Samerra şehrini kurdu ve Türkleri buraya yerleştirdi. Onların bütün ihtiyağları karşılandı. Afşin ve maiyetine bir mahalle tahsis edildi.
Afşin, Mutasım zamanında da Abbasî halîfeliğine isyan eden siyasî ve dini maksadlı âsî ve bagîleri cezalandırmak üzere vazifelendirildi. İran ve Azerbaycandaki Hurremîye sapıkları, Babekin başkanlığında isyan etmişlerdi. 816 senesinden beri isyan halinde olan Babek Hurremî üzerine gönderilen kuvvetleri, arazi şartlarından istifade etmek suretiyle hezîmete uğratarak, isyanını genişletiyor, taraftar topluyordu. Halîfe Mutasım, askerî bilgi ve kudretinden emîn olduğu Afşini, 835 senesinde el-Cibal, Azerbaycan ve Ermeniye bölgelerine vali tayin etti. Bölgedeki Babek Hurremî isyanını bastırmakla vazifelendirdi. Halîfenin niyeti; yirmi seneden beri devam eden isyam bastırarak, devleti tehdid eden sapık inamslara ve onların yapmış olduğu katliamlara son vermekti. Afşin, uç bölge valiliği selâhiyetiyle Berzende karargah kurdu. Mücadeleye girişmeden önce, Berzend ile Bağdad arasındak: kalelere askeri kuwetler yerleştirerek, merkez ile irtibatı en iyi şekilde sağladı; erzak ve zahîre yollarını da emniyete aldı. Bölgedeki posta teşkilatını tekrar tanzim ederek, işler hale getirdi. Halîfelik merkeziyle muhaberati dört güne indirerek, haberleşmeyi hızlandırdı. İstihbarat ve casusluk teşkilatını kurarak, Babek hakkında malumat topladı. Halîfe, Babek meselesinin halli için, Afşine Boğa el-Kebîr idaresinde para ve zahîre gönderip, maneviyâtlarını yükseltti. Afşin, kafilenin tecavuze uğrayabileceği ihtimaliyle tedbir aldı. Babek, kafileye baskın yaptı fakat, Afşinin yerinde tedbiri sayesinde mağlub oldu ve canını zor kurtardı. Afşin, 835 senesi ilkbaharında harekete geçti. Babekin bulunduğu el-Bazza ilerledi. Boğa el-Kebiri de Hestadsar üzerine gönderdi. Afşin, el-Bazza altı mil uzaklıktaki Derveze karargah kurdu. Fakat Boğa, Afşinden habersiz el-Bazza doğru harekete geçerek, şehre yaklaştı. Babek, fırsattan istifade ederek, taarruza geçti. Boğa, Afşinden yardım isteyince, Afşin, kardeşi Fazl kumandasında takviye kuwetler gönderdi. 836 (H. 222) yazmda Babeke karşı umumî bir hücûma geçildi. Afşin, kuvvetlerini iki kısma ayırdı. Birisinin başıda kendisi, diğeri Boğanın kumandasında iki koldan el-Bazza hareket edildi. Çok şiddetli bir çarpışma oldu. Boğa, Afşinden habersiz karargaha döndü. Afşin, ertesi gün Babekin karargahına hücûm etti. Külliyetli mikdarda esir ve ganîmet ele geçirdi. Esirler arasında Babekin haremi de vardı. Boğa, irtibatsız hareket ettiğinden kayba uğramışsa da, Afşinin emriyle Meragaya döndü. Kış mevsimi yaklaştığı için, kıtalar kışlaklara dağıtıldı. Afşin, kışı Berzendde geçirdi. Halife, ilkbaharda takviye kuvvetleri, zahire ve para gönderdi. Afşin, takviye kuvvetlerle güçlenip, karargahını el-Bazza daha yakın bir yer olan Kelanruza kurdu. Babek, sonunun geldiğini hissetmeye başladı. Karşı taarruza geçerek Azin kumandasında kuvvetler gönderdi. Afşin, Azîni hezimete uğrattı, fakat Azîn bir kısım kuvvetiyle kaçtı. Afşin, bu isyanları bastırmada kısa mesafeler kat ederek ilerlemeyi esas aldı. Bunun için 837 kışında karargahını el-Bazz önünde kurdu. Ordusunu muhtelif kısımlara ayırarak, her birinin başına itimad ettiği kumandanları getirdi. El-Bazzi şiddetli muhasara altına aldı. İki ordu arasında bir vadinin bulunması ve etrafın sık ormanlarla kaplı olması Babeke çok müsait bir müdafaa imkanı verdiğinden, anî hücûma geçmedi. Çünkü Babekin pusuda bekleyen kuvvetlerinden haberdardı. Babekin arazi şartlarına hakim olduğunu biliyor, ona göre tedbirli hareket ediyordu. Afşin, umumi büyük taarruz için kumandanlarına şehrin etrafında muhtelif hedefler tayin etti. Beşir el-Türkî emrindeki kuvvetleri de şehrin karşı tarafında mevzi almış olan Azinin üzerine gönderdi. Beşir, anî bir hücûmla Azîni mağlub etti. Şehri sıkıştırmaya başladı. Babek bu durum karşısında, Şartlı barış teklifinde bulundu ve sulhun halîfe tarafından tasdikini istedi. Maksadı zaman kazanmaktı. Afşin, harbin durması için haber gönderirken, Beşir kumandasındaki Ferganalı Türklerden meydana gelen askerlerin şehre girdiğini öğrendi. Halîfelik ordusu umumî hücûma geçerek, el-Bazza girdi. Şehirde üç gün süren şiddetli sokak harbleri başladı. Babekin sapıklık merkezi ve isret sarayı tamamen yakıldı. Bizans tarafına kaçan Babek takib edilerek, Ermeniyede yakalandı. İslâm alemini kana bulayıp, pek çok kimsenin sapıtmasına sebeb olan Babek, Samerraya götürüldü ve Ocak 838 tarihinde îdam edildi. Afşin, başta halîfenin oğlu Vasik olmak üzere, bütün devlet ricali tarafından Samerrada büyük bir merasimle karşılandı. Babek meselesinin halli, İslâm aleminde umumî bir sevinç kaynağı oldu. Devrin meşhûr şairleri Afşini medh eden kasideler yazdılar. Halîfe Mutasım da, Afşini murassa, tac, hilat ve kulliyatli mikdarda para ile mükafatlandırarak, Sind valiliğine tayin etti. Büyük itibar kazanan Afşinin halîfelik ordusundaki kumandanlık mevkîi birinci dereceye yükseldi.
Halîfelik ordusunun Babek isyanıyla meşguliyetinden faydalanan Bizanslılar, İslâm alemine karşı taarruza geçmişlerdi. Bizans imparatoru Theophilosun Malatya ve diğer İslâm şehirlerini yağmalayarak Viranşehire kadar gelmesi üzerine, Halîfe Mutasım seferberlik ilan etti ve Hıristiyan Psikoposluk merkezi olan bugün Emirdağ yakınlarındaki Amorion üzerine sefere çıktı. Halîfenin emri üzerine, sefere katılmak için hazlığını tamamlayan Afşinin kumandasında on bin kadar Türk askeri vardı. Suruhtan hareket eden Afşin, Bizans topraklarına girerek Anadolu içlerinde ilerledi. Halîfenin kuvvetleri ile Ankarada birleşmeyi düşünüyordu. İslâm ordularını durdurmak için harekete geçen Bizans imparatoru, Kazovada Afşinin karşısına çıktı. Afşin, Türkün şecaat ve muhariplişini, İslâmın gaza ruhuyla birleştirip destanlaşan bir mücadeleye girişti. Bizans ordusu saflarındaki Rum ve Ermeni kuvvetleri hücûma dayanamıyarak geri çekildiler. İslâm askerinin şiddetli taarruzunda; Allah! Allah!... sadaları, at kişnemeleri, kılıç sakirtiları ve okların ıslık galarak göklere yükselmesi muharebeye bambaşka bir renk katiyordu. Afşinin sapık Babek Hurremî ile mücadelesinden istifade ederek, İslâm ülkelerine saldıran Bizans ve diğer hıristiyan milletlerden meydana gelen kuvvetler kuşatıldı. Yağan yağmur ve karanlıktan istifade eden Bizans kayseri Theophilos ve ordusu, savaşı ve ağırlıklarını bırakarak gece karanlığında İstanbula kaçtı, Afşin, Halife ile Ankarada buluştu. Ordu tekrar tanzim edildi. Afşin, sağ kanat kumandanlığına getirildi. 1 Ağustos 838de Amorion muhasaraya alındı. Halîfe, kumandanları arasında şehrin etrafmi çeviren suru taksim etti. Her birinin hücûm edeceği kısmı gösterdi. Şiddetli taarruzlar yapıldı. Afşin, on iki gün devam eden muhasarada üstün başarılar gösterdi. 12 Ağustos günü şehre girildi. Pek çok ganîmet alındı. Afşin, Anadolu ortalarına kadar geldi. Bölgenin İslâmlaşmasına hizmet etti. Selçuklu sultanlarından, büyük İslâm kahramanı Anadolu fatihi Alb Arslanın kumandanlarından adasi Afşin de atasının yolunda olduğunu gösterip, üç aşır sonra 1068 (H. 461) Amuriyyeyi (Amorion) tekrar feth ederek, bölgeyi Türk yurdu yaptı. Selçuklu sultanına kıymetli bilgiler göndererek Anadolunun fethine davet etti. Afşin, Amuriyye seferinden sonra Sind valiliğine devam etti. Halîfe Memun ve Mutasım devirlerrinde askerî muvaffakiyetler kazandı. Başta halife olmak üzere, devlet erkanı, ahali ve askerler arasında itibarı arttı. Bazı şikayetler üzerine 840 (H. 226) senesinde mahkemeye verildi. Mahkemede isnadları zekice cevaplandırdı. Uyunda bir yıla yakın hapis yattı. Hapis hayatı onu manen ve maddeten yıprattı. 841 (H. 227) senesinin ilkbaharında hapishanede vefat etti.
1) Fütuh-ul-buldan; madde; 1005
2) El-Kamil; cild-6, sh. 315
3) El-İber; cild-3, sh. %68
4) Târih-ul-ümem vel-mülûk; cild-9. sh. 11, 111
5) Ahbar-ut-tival; sh. 401
6) A Short History of the Saracans; sh. 284