AFŞİN (Haydar bin Kâvus)

SiyahSancaktaR

CEDDİ OSMANLI !...
Sp Kullanıcı
17 Eyl 2017
17,184
40,284
İstanbul..
Türk asıllı Abbasî kumandanı. Asıl adı Haydar olup, babasının adı Kavus idi. Dedesi Orta Asya’da Usrusana bölgesi Türk hânedanından Han Kara’dır. Usrusana’da doğup büyüyen Afşin, çevresi ile anlaşmazlığa düşerek, Bağdad’a geldi. İslamiyet’i kabul ederek Abbasî halîfesinin hizmetine girdi ve Haydar ismini aldı. Ailesi mensuplarına verilen. El-Afşin ve Busr’ül-Afşin ünvanlarıyla meşhûr oldu. Anadolu’ya yapılan akınlara katıldı. İslamiyet’in yayılmasına çok hizmet etti.

Afşin yani Haydar bin Kavus, hükümdar sulalesi olan ailesi ile arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden, 819 (H. 204) yılından sonra tarih sahnesine çıktı. O sıralar ailesi müslüman değildi. Babası hükümdar idi. Afşin, babasının saryında vazifeli yüksek me’mûrlardan birinin kızıyla, kardeşinin evlenmesine karşı çıktı. Bu, ailesi ile arasının daha da açılmasına sebeb oldu. Kardeşinin kyınpederi ile münakaşa etti. Anlaşmazlık artınca, Afşin taraftarları onu öldürdü. Afşin, bu hadiseden sonra, Huttel’e kaçtı. Babasıyla bansmak için elçi gönderdi, fakat teklifi kabul edilmedi.

Afşin, Huttel’de sıkıntılı günler yaşadı. Babasıyla arasının açılmasına çok üzülmüştü. Diğer yandan, yaradılıs itibari ile, ailesinin putperest inanglarını da bir türlü benimseyemiyordu. Nihayet o zaman, Abbasî halîfeliğinin merkezi olan Bağdad’a gitmeye karar verdi ve müslüman oldu. Halîfe Me’mun’dan hüsn-i kabul gördü. Afşin, Halîfe’ye Usrusana’nın İslâmlaşmasına yardım edeceğini söyledi. Bunun Cizerine halîfe Me’mun, Usrusana’nın İslâm diyari haline getirilmesi için cihad ordusu hazırlattı. Me’mun 822-823 (H. 207) senesinde Ahmed bin Ebî Hâlid kumandasındaki halifelik ordusunu, Afşin’in rehberliğinde, Türkistan’da Semerkand ile Fergana arasındaki Türklere meskûn bir bölge olan Usrusana’ya gönderdi. Halîfelik ordusunun Usrusana’ya geldiğini gören halk, endişe içine düştü. Ancak Afşin’in babası ve kardeşi müslüman olunca, halkın çoğu İslâmiyet’i kabul etti. İslâmiyet’in getirdiği yaşayıs şekli halk arasında hızla yayılmaya başladı. Sonra Afşin’in babası ve kardeşi Bağdad’a geldi. Halîfe Me’mun’la görüştüler.

Halîfe Me’mun, Usrusana hükümdar ailesinin İslâm dînini kabullenerek, iman etmeleri üzerine, Afşin (Haydar bin Kavus) ile Fazl ismini alan kardeşini bölgeye vazifeli olarak gönderdi. Babasının vefatından sonra Haydar bin Kavus (Afşin), Usrusana valisi oldu. Bölgede İslâmiyet’in yayılmasına çok hizmet etti. Bu hizmeti Halîfe Me’mun tarafından takdir edilerek, kendisine halîfelik ordusunda vazife verildi.

O sıralarda Türkler, Abbasî ordusunda daha yeni yeni vazife almaya başlamışlardı. Türklerin yaratılıstan askerliğe uygun olması, kısa zamanda kumandanlık mevkline yükselmelerine sebeb oldu. Halife Me’mun, iç karışıklıklarsebebiyle Mısır valisi olan kardeşi Mu’tasım’i, Türk kumandanlarından Afşin’i isyanların bastırılmasına me’mûr etmesini bildirdi. Afşin, 830 (H. 215) senesinde Asaşi Mısır’daki Berka, el-Besarud, el-Biyame ve el-Huf şehirlerindeki isyanları bastırmakla vazifelendirildi. Afşin’in kumandasındaki ekseriyetini Türklerin teşkil ettiği halîfelik ordusu, isyan mahalline giderek, isyancıların elebaşısi Müslim bin Nasr’i yakalatip, şehri asîlerden temizledi. Arkasından Kiptîler’in de katılmasıyla sayıları oldukça artan el-Besarud ve el-Huf’taki asîler üzerine yürüdü. İsyam bastırarak bölgede sukûneti sağladı ve Kahıre’ye döndü. Halîfe Me’mun’un 832 senesinde Mısır’a gelmesiyle, oncu kuvyetleri kumandam olarak vazife yaptı. Mısır’daki isyanların bastmlmasında önemli roller oynadı. Asî ve bagîleri cezalandırarak, Halifelik ordusundaki Türklerin îtibarını arttırdı. Me’mun’dan sonra, Mu’tasım’ın halife olmasım sağladı. Halîfe Mu’tasım, Afşin’i kendisine yardımcı seçti. Halifelik ordusundaki Türklerin sayılarının artması üzerine, 835’de Samerra şehrini kurdu ve Türkler’i buraya yerleştirdi. Onların bütün ihtiyağları karşılandı. Afşin ve maiyetine bir mahalle tahsis edildi.

Afşin, Mu’tasım zamanında da Abbasî halîfeliğine isyan eden siyasî ve dini maksadlı âsî ve bagîleri cezalandırmak üzere vazifelendirildi. İran ve Azerbaycan’daki Hurremîye sapıkları, Babek’in başkanlığında isyan etmişlerdi. 816 senesinden beri isyan halinde olan Babek Hurremî üzerine gönderilen kuvvetleri, arazi şartlarından istifade etmek suretiyle hezîmete uğratarak, isyanını genişletiyor, taraftar topluyordu. Halîfe Mu’tasım, askerî bilgi ve kudretinden emîn olduğu Afşin’i, 835 senesinde el-Cibal, Azerbaycan ve Ermeniye bölgelerine vali tayin etti. Bölgedeki Babek Hurremî isyanını bastırmakla vazifelendirdi. Halîfe’nin niyeti; yirmi seneden beri devam eden isyam bastırarak, devleti tehdid eden sapık inamslara ve onların yapmış olduğu katliamlara son vermekti. Afşin, uç bölge valiliği selâhiyetiyle Berzend’e karargah kurdu. Mücadeleye girişmeden önce, Berzend ile Bağdad arasındak: kalelere askeri kuwetler yerleştirerek, merkez ile irtibatı en iyi şekilde sağladı; erzak ve zahîre yollarını da emniyete aldı. Bölgedeki posta teşkilatını tekrar tanzim ederek, işler hale getirdi. Halîfelik merkeziyle muhaberati dört güne indirerek, haberleşmeyi hızlandırdı. İstihbarat ve casusluk teşkilatını kurarak, Babek hakkında malumat topladı. Halîfe, Babek mes’elesinin halli için, Afşin’e Boğa el-Kebîr idaresinde para ve zahîre gönderip, maneviyâtlarını yükseltti. Afşin, kafilenin tecavuze uğrayabileceği ihtimaliyle tedbir aldı. Babek, kafileye baskın yaptı fakat, Afşin’in yerinde tedbiri sayesinde mağlub oldu ve canını zor kurtardı. Afşin, 835 senesi ilkbaharında harekete geçti. Babek’in bulunduğu el-Bazz’a ilerledi. Boğa el-Kebir’i de Hestadsar üzerine gönderdi. Afşin, el-Bazz’a altı mil uzaklıktaki Dervez’e karargah kurdu. Fakat Boğa, Afşin’den habersiz el-Bazz’a doğru harekete geçerek, şehre yaklaştı. Babek, fırsattan istifade ederek, taarruza geçti. Boğa, Afşin’den yardım isteyince, Afşin, kardeşi Fazl kumandasında takviye kuwetler gönderdi. 836 (H. 222) yazmda Babek’e karşı umumî bir hücûma geçildi. Afşin, kuvvetlerini iki kısma ayırdı. Birisinin başıda kendisi, diğeri Boğa’nın kumandasında iki koldan el-Bazz’a hareket edildi. Çok şiddetli bir çarpışma oldu. Boğa, Afşin’den habersiz karargaha döndü. Afşin, ertesi gün Babek’in karargahına hücûm etti. Külliyetli mikdarda esir ve ganîmet ele geçirdi. Esirler arasında Babek’in haremi de vardı. Boğa, irtibatsız hareket ettiğinden kayba uğramışsa da, Afşin’in emriyle Meraga’ya döndü. Kış mevsimi yaklaştığı için, kıt’alar kışlaklara dağıtıldı. Afşin, kışı Berzend’de geçirdi. Halife, ilkbaharda takviye kuvvetleri, zahire ve para gönderdi. Afşin, takviye kuvvetlerle güçlenip, karargahını el-Bazz’a daha yakın bir yer olan Kelanruz’a kurdu. Babek, sonunun geldiğini hissetmeye başladı. Karşı taarruza geçerek Azin kumandasında kuvvetler gönderdi. Afşin, Azîn’i hezimete uğrattı, fakat Azîn bir kısım kuvvetiyle kaçtı. Afşin, bu isyanları bastırmada kısa mesafeler kat ederek ilerlemeyi esas aldı. Bunun için 837 kışında karargahını el-Bazz önünde kurdu. Ordusunu muhtelif kısımlara ayırarak, her birinin başına itimad ettiği kumandanları getirdi. El-Bazz’i şiddetli muhasara altına aldı. İki ordu arasında bir vadinin bulunması ve etrafın sık ormanlarla kaplı olması Babek’e çok müsait bir müdafaa imkanı verdiğinden, anî hücûma geçmedi. Çünkü Babek’in pusuda bekleyen kuvvetlerinden haberdardı. Babek’in arazi şartlarına hakim olduğunu biliyor, ona göre tedbirli hareket ediyordu. Afşin, umumi büyük taarruz için kumandanlarına şehrin etrafında muhtelif hedefler tayin etti. Beşir el-Türkî emrindeki kuvvetleri de şehrin karşı tarafında mevzi almış olan Azin’in üzerine gönderdi. Beşir, anî bir hücûmla Azîn’i mağlub etti. Şehri sıkıştırmaya başladı. Babek bu durum karşısında, Şartlı barış teklifinde bulundu ve sulhun halîfe tarafından tasdikini istedi. Maksadı zaman kazanmaktı. Afşin, harbin durması için haber gönderirken, Beşir kumandasındaki Ferganalı Türklerden meydana gelen askerlerin şehre girdiğini öğrendi. Halîfelik ordusu umumî hücûma geçerek, el-Bazz’a girdi. Şehirde üç gün süren şiddetli sokak harbleri başladı. Babek’in sapıklık merkezi ve isret sarayı tamamen yakıldı. Bizans tarafına kaçan Babek takib edilerek, Ermeniye’de yakalandı. İslâm alemini kana bulayıp, pek çok kimsenin sapıtmasına sebeb olan Babek, Samerra’ya götürüldü ve Ocak 838 tarihinde îdam edildi. Afşin, başta halîfenin oğlu Vasik olmak üzere, bütün devlet ricali tarafından Samerra’da büyük bir merasimle karşılandı. Babek mes’elesinin halli, İslâm aleminde umumî bir sevinç kaynağı oldu. Devrin meşhûr şairleri Afşin’i medh eden kasideler yazdılar. Halîfe Mu’tasım da, Afşin’i murassa, tac, hil’at ve kulliyatli mikdarda para ile mükafatlandırarak, Sind valiliğine tayin etti. Büyük itibar kazanan Afşin’in halîfelik ordusundaki kumandanlık mevkîi birinci dereceye yükseldi.

Halîfelik ordusunun Babek isyanıyla meşguliyetinden faydalanan Bizanslılar, İslâm alemine karşı taarruza geçmişlerdi. Bizans imparatoru Theophilos’un Malatya ve diğer İslâm şehirlerini yağmalayarak Viranşehir’e kadar gelmesi üzerine, Halîfe Mu’tasım seferberlik ilan etti ve Hıristiyan Psikoposluk merkezi olan bugün Emirdağ yakınlarındaki Amorion üzerine sefere çıktı. Halîfenin emri üzerine, sefere katılmak için hazlığını tamamlayan Afşin’in kumandasında on bin kadar Türk askeri vardı. Suruh’tan hareket eden Afşin, Bizans topraklarına girerek Anadolu içlerinde ilerledi. Halîfenin kuvvetleri ile Ankara’da birleşmeyi düşünüyordu. İslâm ordularını durdurmak için harekete geçen Bizans imparatoru, Kazova’da Afşin’in karşısına çıktı. Afşin, Türk’ün şecaat ve muhariplişini, İslâm’ın gaza ruhuyla birleştirip destanlaşan bir mücadeleye girişti. Bizans ordusu saflarındaki Rum ve Ermeni kuvvetleri hücûma dayanamıyarak geri çekildiler. İslâm askerinin şiddetli taarruzunda; “Allah! Allah!...” sadaları, at kişnemeleri, kılıç sakirtiları ve okların ıslık galarak göklere yükselmesi muharebeye bambaşka bir renk katiyordu. Afşin’in sapık Babek Hurremî ile mücadelesinden istifade ederek, İslâm ülkelerine saldıran Bizans ve diğer hıristiyan milletlerden meydana gelen kuvvetler kuşatıldı. Yağan yağmur ve karanlıktan istifade eden Bizans kayseri Theophilos ve ordusu, savaşı ve ağırlıklarını bırakarak gece karanlığında İstanbul’a kaçtı, Afşin, Halife ile Ankara’da buluştu. Ordu tekrar tanzim edildi. Afşin, sağ kanat kumandanlığına getirildi. 1 Ağustos 838’de Amorion muhasaraya alındı. Halîfe, kumandanları arasında şehrin etrafmi çeviren suru taksim etti. Her birinin hücûm edeceği kısmı gösterdi. Şiddetli taarruzlar yapıldı. Afşin, on iki gün devam eden muhasarada üstün başarılar gösterdi. 12 Ağustos günü şehre girildi. Pek çok ganîmet alındı. Afşin, Anadolu ortalarına kadar geldi. Bölgenin İslâmlaşmasına hizmet etti. Selçuklu sultanlarından, büyük İslâm kahramanı Anadolu fatihi Alb Arslan’ın kumandanlarından adasi Afşin de atasının yolunda olduğunu gösterip, üç aşır sonra 1068 (H. 461) Amuriyye’yi (Amorion) tekrar feth ederek, bölgeyi Türk yurdu yaptı. Selçuklu sultanına kıymetli bilgiler göndererek Anadolu’nun fethine davet etti. Afşin, Amuriyye seferinden sonra Sind valiliğine devam etti. Halîfe Me’mun ve Mu’tasım devirlerrinde askerî muvaffakiyetler kazandı. Başta halife olmak üzere, devlet erkanı, ahali ve askerler arasında itibarı arttı. Bazı şikayetler üzerine 840 (H. 226) senesinde mahkemeye verildi. Mahkemede isnadları zekice cevaplandırdı. Uyun’da bir yıla yakın hapis yattı. Hapis hayatı onu manen ve maddeten yıprattı. 841 (H. 227) senesinin ilkbaharında hapishanede vefat etti.



1) Fütuh-ul-buldan; madde; 1005

2) El-Kamil; cild-6, sh. 315

3) El-İber; cild-3, sh. %68

4) Târih-ul-ümem vel-mülûk; cild-9. sh. 11, 111

5) Ahbar-ut-tival; sh. 401

6) A Short History of the Saracans; sh. 284
 

Son mesajlar

Cevaplar
2K
Görüntüleme
60K