A-mak-ı Hayal

Turan

Sp Kullanıcı
31 Ocak 2017
2,092
360
''...
O sırada başkan geldi. Meseleyi anladı ve oradakilere:

-Haydi bakalım, şu zavallının sorusunun cevabını verin! dedi.

Oradakilerin bazıları şu şekilde cevap verdiler:

Hz. İbrahim:
-Saadet; çalışıp kazanmak ve kazanılanları başkalarıyla paylaşmaktadır.
Hz. Musa:
-Saadet; nefsi, Firavun'un tutkuları gibi tutkulardan kurtarmaktadır.
Hz. Adem:
-Saadet; şeytana ve Havva'ya uymamaktadır.
Konfüçyüs:
-Bir tencere pirinç pilavına bütün lezzetleri sığdırmaktadır.
Platon:
-Daima yüce şeyleri düşünmektedir.
Aristo:
-Mantık! İşte saadet!
Zerdüşt:
-Saadet, karanlıkta kalmamaktadır.
Brahma:
-Saadet mi? Zannedilen şeyin aksidir.
Hz. İsa:
-Saadet; Maziyi unutmak, içinde bulunulan anı iyi değerlendirmek, geleceği düşünmemekle mümkündür.
Lokman Hekim:
-İnsanlar bu kelimeyi bütün dertlerini bir sözle ifade etmek için icat etmişlerdir.
Hızır Aleyhisselâm:
-Saadet, tutkuların giremediği gönüllerde aniden görülen bir hayalettir.

Bu sözler üzerine Buda öfke ile ayağa kalkıp:

-Ey Beşeriyet! Saadet, yok olmanın güzel isimlerinden biridir. Nirvana! Ey Beşeriyet! Nirvana! dedi.

Sonunda Beşeriyet yorgun bir hâlde yere düşüp:

-Oooff! Hangisi? Hangisi? diye söylendi kendi kendine.

İşte o zaman Başkan ayağa kalktı ve:

-Ey Beşeriyet! Saadet, hayatı olduğu gibi kabul edip, insana yüklediği yüklere razı olup, bunun daha iyi olması için gayret etmektir, dedi.

O sırada Beşeriyet ayağa kalktı ve:

-Ey Fahr-i Alem Efendimiz! Beşeriyet'in dertlerini anlayan ve bunun ilacını bulan yalnızca sensin! dedi...''

A-mâk-ı Hayal
Filibeli Ahmed Hilmi
 

Son mesajlar