
Mümin kadınlar, Allah (cc)'ın Kuran'da bildirdiği tüm sınırlara en güzel şekilde uyarlar. Bu davranışları onlara Allah (cc)tan bir vakar ve saygınlık kazandırır.
Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed (sav)'e vahyedilmeden önce, Arap toplumu büyük bir cehalet içinde yaşıyordu. Bunun en önemli göstergelerinden biri ise, kadının toplum içinde sözde ikinci sınıf bir varlık gibi görülmesiydi. İslam ahlakıyla beraber, kadın da toplum içinde saygın bir yer edindi. Kuran ahlakı, kadınlara saygı, şefkat ve merhametle yaklaşılmasını gerekli kılıyordu. Peygamber Efendimiz (sav)'in birçok uygulaması da, İslam ahlakında kadına verilen değerin ispatı niteliğindeydi.
İslam ahlakının kadınları seçkin, onurlu, saygın ve değerli kılan özelliklerinden biri de mümin kadınlara getirilen tesettür hükmüdür. Allah (cc)'a gönülden itaat eden mümin kadınlar, iffetleri ve asaletleriyle diğer tüm kadınlara örnek olacak bir ahlak gösterirler. Saliha kadınların iffetlerini ve asaletlerini tamamlayan en önemli unsurlardan biri ise tesettürleridir. Tesettür hükmünün bildirildiği Nur Suresi'nin 31. ayetinde mümin kadınlar için, "... ırzlarını korusunlar, süslerini açığa vurmasınlar..." diye buyrulurken, Ahzap Suresi'nin 59. ayetinde ise tesettürün, mümin kadınların "... korunmasına ve iffetli bilinmesine..." vesile olacağı haber verilmiştir. Dolayısıyla mümin kadınların, tesettürlerinin kendilerine sağladığı bu iffetin, asaletin, saygınlığın, özel korumanın ve nimetlerin bilincinde olmaları ve tavırlarını da buna göre belirlemeleri son derece önemlidir.