Çanakkale Hatırası ..

ay düşüm

Münzevi..
Sp Kullanıcı
31 Ağu 2017
1,430
847


BABAN GELİRSE BENİ HEMEN ÇAĞIR HA..!”


Cevdet dedeBalıkesir’de Ali Sururi İlkokulu karşısındaki boşlukta, eski ayakkabı tamircisi, kır, pala bıyıklı bir ihtiyar olan Cevdet (Alkalp) dede vardı. Bir akşamüstü konu Çanakkale’ye gelince ağlamaya başladı. Ve devam etti…:
“Rahmetli babam, Hafız Ali Çanakkale’de kaldığında, anamın karnında yedi aylıkmışım. Onu hiç tanımadım. Bir fotoğrafı bile yoktu.
O günler çok zor günlerdi. Seferberliğin sıkıntıları, kuvayi milliye zamanı, işgal yılları, kurtuluş, yokluk, sıkıntı… Çocukluğumuz hep ekmek peşinde, sıkıntıyla geçti.
Ama anam, benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta,
her nereye giderse yanıma gelir ve :
* Oğlum ben pazara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha..!
* Ben teyzenlere gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha..!
* Ben komşulara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha..! derdi.
Anam babamı bekledi durdu..
Büyüdüm, dükkân açtım.
Annem yine her bir yere gidişte dükkâna gelir, gideceği yeri söyler ve
“Baban gelirse beni çağır ha..!” diye eklerdi.
Aradan yıllar geçti. Anacığım ihtiyarladı.
Gene hep değneğini kaparak bana gelir ve “Baban gelirse beni çağır ha..!” diye tembihlerdi.
Günü geldi ağırlaştı.
Ölüm döşeğinde bizimle helalleşti.
“Bana iyi baktınız, hakkınızı helal edin” dedi.
Bana döndü yavaşça :
“Baban gelirse ona: ‘Annem hep seni bekledi’ de!” dedi.
Birden irkilerek doğruldu ve kapıya doğru gülümseyerek :
“Hoş geldin bey, Hoş geldin!” diyerek ruhunu teslim etti.”
Alıntı
(Cevdet Alkalp’le Röportaj Yapan Kişi Araştırmacı Yazar ve Bursa Çınar Anadolu Lisesi Coğrafya Öğretmeni Mustafa Doğru)


 

zirve

Sp Kullanıcı
21 Haz 2017
151
19
İstanbul
Vatan aşkı için gideni Allah için sevip bekleyen, ömrünü o yola feda edenler...
Allah'ım hepsinin mekanını cennet bizleri de Şehadete erenlere komşu eylesin.
Allah razı olsun abla
 

ay düşüm

Münzevi..
Sp Kullanıcı
31 Ağu 2017
1,430
847
Seyit Onbaşının anıları

Seyit onbaşı çanakkale savaşında eşi benzeri olmayan bir muciziye imza atan bir askerimiz olup askere 1909 yılında alınmıştır. Eğitimini alarak askerliğinin 6. yılında 1915 yılında Çanakkale Rumeli Mecidiye Bataryasında görevlendirilmiştir. Çanakkale savaşının başında itilaf devletleri Rumeli Mecidiye Bataryasından ittifak devletlerinin donanması olan Queen Elizabeth'e 28'lik bir top fırlatır ve bu top gemiye isabet eder. Bunun üzerine Queen Elizabeth'in bütün namluları bataryamıza yöneltilir ve bataryamız susar.

Bataryamızda Yüzbaşı Hilmi Bey hariç herkes şehit olmuştur. Komutan askerlerini kaybetmenin hüznü içerisindeyken bir ses "beni kurtarın komutanım" der. Komutan hemen sesin geldiği yere gider ve ilk kurtulan er niğdeli Ali olmuştur. Niğdeli ali ve komutan erlerin arasında gezerken toprağın üstünde dikili bir ayak görürler ve kazarak bu kişiyi toprağın altından çıkarırlar. Bu kişi seyit onbaşıdır. Yüzbaşı kurtarma işleminin 2 kişiyle yetersiz olduğunu anlayınca niğdeli Aliye seyit onbaşının yanında durmasını ve kendisinin de yardım istemek için boğaz komutanlığına gideceğini belirtir ve gider.

Seyit onbaşı yavaş yavaş kendine gelmiştir. Niğdeli Aliye sorar: komutan ve askerlerimiz nerede diye. Yattığı yerden doğrulur yavaş yavaş. Bu sırada gözü ayakta kalan tek top mermisine takılmıştır. Etrafında parçalanmış şekilde arkadaşlarını görünce yanardağın lavları gibi püskürmeye başlar ve ayağa kalkarak top mermisine koşmaya başlar. Niğdeli Ali şaşkınlıkla bakarken gerçekleşen bu olayda seyit onbaşı görür ki topu kaldıracak mataforası (Vinci) bozulmuştur.

Vatan millet aşkı ve iman gücüyle 275 kg'lık mermiyi Niğdeli Alinin yardımıyla sırtına alan koca seyit, merdivenlerden çıkararak topu namluya koyar ve infilak ettirir. Niğdeli Ali topun hedefe gitmesi için gözetleme yerine gitmiştir. Görmüştür ki hedef tam isabet vurulmuştur. Bu bütün savaş sahalarında sevinç meydana getirmiştir
 

Son mesajlar