Dünyanın Başlıca Sorunlarına Kur’an-ı Kerim’den Cevaplar

Mutlu

Sp Kullanıcı
25 May 2018
277
24
[h=1]Dünyanın Başlıca Sorunlarına Kur’an-ı Kerim’den Cevaplar[/h]

[FONT=&quot]Kendimizi sürekli harcadığımız zamana ve enerjiye değmeyecek saçma sorunlardan şikayet ederken buluyoruz. Aşağıdaki maddeler Dünya’nın, kendinizi geçmişle yüzleşirken bulabileceğiniz başlıca sorunlarına Kur’an’dan vermeye çalıştığımız birkaç seçmece açıklama.


[h=4]1. “ İstediğim iPhone 6 tükenmiş! Bu haksızlık!”[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Dünya hayatı ancak oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret yurdu ise; muttakiler için daha hayırlıdır. Hala aklınızı başınıza almayacak mısınız?” (Enam/32)


Materyalizmin telefon, oyun konsolları, dizüstü bilgisayarlar, tablet gibi uğultularının içine öyle dalmışız ki istediğimiz an onları bulamamamız bizi etkilemeye başladı. Bir indirimi kaçırmak çok korkunç görünüyor ama namazın kazaya kalması o kadar kötü hissettirmiyor. Bir telefonu ya da herhangi bir cihazı ön şipariş konusunda bir numarayız. Peki cennette bir koltuk ayırtmaya ne dersiniz? Yukarıdaki ayetin de dediği gibi kendinize her zaman, gelip geçici bu dünyada bir şeyi “kaybetmenin” ahirette çok daha iyibir şeyi kazanmanın anahtarı olabileceğini hatırlatın.






[h=4]2. “Ev alanını genişletmek istiyorum ama sonra arabayı park edecek yerim kalmıyor!”[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Allah; iman edenlere de, Firavun’un karısını örnek verdi. O, Rabbım bana katında, cennette bir ev yap, beni Firavun’dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni zalimler güruhundan kurtar, demişti.” (Tahrim/11)


İnsanlar olarak biz, hiçbir zaman elimizdekiyle yetinmiyoruz. Eğer bir odalı bir dairede yaşıyorsak, iki odalı dairemizin olmamasından şikayet ederiz. Sonra kendi evimizin olmamasından, sonra daha büyük bir evimizin olmamasından, sonra da evimizin daha büyük bir bahçesi olmamasından… Liste sonsuza kadar uzar. Evet, ahiret için de dünya için de her zaman daha iyisinin peşinde olmalıyız ama ruhsal bir kontrolsüzlüğün olmaması açısından kendimizi Allah’ı hatırlamaya sabitlemek, hayati önem taşır. Kur’an bize Rasullullah, sallallahu aleyhi vesselem, tarafından ismi anılan tüm zamanların en büyük dört kadınından biri olan, Firavun’un karısı Asiye’yi örnek veriyor. Asiye’nin sahip olduğu ev kendi zamanının ve bizim zamanımızın en büyük eviydi. Ama o, cennette Rabbi’nin yanında bir ev için sahip olduğu evi vermeye hazırdı.






[h=4]3. “Twitter’da 300 takipçide kaldım!”[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Ey peygamber, Allah sana ve sana tâbi olan müminlere yeter.” (Enfal/64)
Facebook, Twitter, Instagram ve diğer sitelerde neden daha fazla takipçimizin ya da arkadaşımızın olmadığı konusunda çok endişeliyiz. “Sanal arkadaşlık mı, gerçek arkadaşlık mı?” konusu tek başına bir tartışma konusu. Neyse, başkalarına bakıp, keşke daha çok arkadaşım/popüler arkadaşım ya da takipçim olsa, demek doğal görünse bile çok lüzumsuz. Allah peygamberine kendisinin onun için yeterli olduğunu söylüyor. Bu yüzden Allah’ın bizim için daha yararlı olmaktan daha fazlası olduğunu hatırlatmak zorundayız.






[h=4]4. “Annemin bu hafta 3. defa pilav yaptığına inanamıyorum!”[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Rabbin buyurmuştur ki: Kendisinden başkasına ibadet etmeyesiniz, ana ve babaya iyi davranasınız. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanındayken yaşlılığa erecek olurlarsa; onlara karşı, of dahi deme. Onları azarlama. Ve her ikisine de sadece efendice sözler söyle. Merhametten onlara alçak gönüllülük kanatlarını ger. Ve de ki: Rabbım; o ikisi, beni küçükken yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et.” (İsra/23-24)


Anne babaya saygının başlıca bir çok yönü var. Allah Kur’an’daki çeşitli durumlarda ailemize saygı göstermemizi söylemiştir. Rasulullah, aleyhisselam, da bize bunu öğütledi. Biz ailemizin bize karşı yaptıklarını garanti görüyoruz. İşten yeni gelen ya da yorulmadan ailesiyle ilgilenen bir annenin, masaya yemek koyduğu an şikayet bombardımanına tutulduğunu hayal edin. Ayet onları yaylım ateşine tutmak şöyle dursun, of, bile demeyin diyor.






[h=4]5. “Niye benim arabamın ısıtmalı koltukları yok?”[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“O, size istediğiniz şeylerin hepsinden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız; bitiremezsiniz. Doğrusu insan, pek zalim ve nankördür.” (İbrahim/34)
Dünyanın Başlıca Sorunlarına Kur’anca Çözümler’in başlıca teması insan oğlunun sahip olduğundan hoşnut olmaması. Daha öncede söylediğim gibi bir çoğumuz hiçbir zaman elimizdekiyle yetinmeyip, hep daha fazlasını isteyeceğiz. Daha fazla istemek yerine bize lütfedilenleri saysak nasıl olur? Bazı insanların arabası olmadığı için diğer taşıma araçlarına muhtaçken, bizim en azından çalışan bir arabamızın olmasına neden şükretmeyelim ki?


Yukarıdaki ayet Allah’ın bize karşı ne kadar cömert olduğunu çok iyi anlatıyor. Allah’ın bize ihsan ettiği nimetleri saymaya kalkışsak sonsuz ve imkansız olurdu. O lütufları görmediğimiz bile oluyor. –Bazen bir yere gitmek istediğimizde Allah bizi fark etmek istemediğimiz, bu yüzden bir musibetle karşılaşacağımız bir durumdan kurtarır. Üzücü olanı şu ki, şükretmediğimiz halde Allah, subhanehu ve teala, bize yardımını ve lütfunu göndermeye devam ediyor. O, Errahmanu-Rahimin’dir.- Merhametli olana çok merhametlidir. Gerçek anlamda ona çok ihtiyacımızın olduğunu fark ettiğimiz an muhtemelen ona daha güçlü bir bağ ile bağlanacağız.






[h=4]6.“Bu açık büfe neden daha fazla yemek vermiyor?”[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Ey ademoğulları; her mescide güzel elbiselerinizi giyerek gidin; yiyin için ama israf etmeyin. Çünkü O; israf edenleri sevmez.” (Araf/31)


Hepimiz biliyoruz ki bir açık büfe olduğunda aklınız, verdiğiniz her kuruşun hakkını vermenizi söyler. Sınırsız yeme ve içme hissine kapılırsınız. Bu da normalde yemek istemediğiniz bir çok çeşit yemekle tabağınızı haddinden fazla doldurmanızı gerektirir. Büfeden yemekleri doldurma aşamasından sonra tabağınız sanki ekleyecek tek bir parça için daha yer kalmamış gibi görünür. Bir süre sonra jeton düştüğünde, tabağınızı gerçekten bitiremeyeceğinizi anlarsınız. Bu sadece açık büfe olmak zorunda değil. Birinin evine gittiğimizde ya da bir akşam yemeğinde gözlerimiz midemizin üzerinden geçecekmiş gibi tabağımızı haddinden fazla dolduruyoruz.


Bu konu iki bölüme ayrılıyor. Açgözlülük ve müsriflik. Yukarıdaki ayetten anlayabiliriz. Allah, subhanehu ve teala, bizi yiyip içmemizi ama ölçülü olmamızı söylüyor. İsraf edenleri sevmiyor. İlk fırsatta bir sürü yemek yığmak kendinizi israfa programlamayı kaçınılmaz kılıyor. Ayrıca israf içinde ve aşırı yemek yemek aynı zamanda sağlığınız için de kötüdür.






[h=4]7. “Neden hep yağmur yağıyor?!”[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Gökten bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler biçilecek taneler bitirdik.” (Kaf/9)


Yağmur nimettir. Ayette bahsedildiği gibi özellikle geçimini çiftçilikten sağlayanlar için. Bu da yağmuru yaşam için gerekli kılar. Yağmuru iyi görmeyi deneyip Allah’ın bizi lütuflandırdığını düşünmeliyiz. Özellikle İngiltere’de çok yağmur yağdığı için biz daha çok lütuflandırılıyoruz demektir! Yağmur olmasaydı ekosistemimiz çökerdi ve böylece yoğun bir açlık ve kuraklık dönemine girerdik. Özellikle kırsal ve çok sıcak bölgeler için yağmur hayati önem taşır. Bu yüzden dualarımız var. Yani neden yağmuru bir lütuf olarak görmeyelim ki? Dursa daha kötü bir durumda olurduk






[h=4]8. Neden sürekli büyükanne ve büyükbabamızı ziyaret etmek zorundayız? Çok sıkıcı![/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Ey israiloğulları! Ve bir zaman sizden şu konularda kesin söz almıştık: Allah’tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere ve fakirlere iyilik yapacaksınız..” (Bakara/83)


Evet, sıkıcı görülebilir fakat deneyin. Büyüklerinizle konuşabildiğiniz kadar konuşmaya çalışın. Çünkü sizin bilmediğiniz hayat tecrübeleri ve birçok serüvenleri var. Fırsatınızı kaybetmeden önce vaktinizin çoğunu onlarla geçirmeye çalışın ve her dakikanın, her hatıranın kıymetini bilin. Allah Kur’an’da birçok kez akrabalarla olan ilişkinin sürdürülmesinden bahsetmiştir ve bu İslam’da çok önemli bir faktördür. Bu noktada hızlı bir şekilde sıla-i rahim (akrabalık bağlarını sürdürmek) ve kat-i rahimden (akrabalık bağlarını kopartma) bahsetmek istiyorum. Aile üyeleriyle ilişkiyi sürdürmek İslam’da son derece önemliyken ilişkiyi kesmek de büyük günahlardan biridir.






[h=4]9. İnsanlara bir şey yapmasını söylediğimde neden beni dinlemiyorlar ?[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Dinde zorlama yoktur..” (Bakara/256)


Bu sorun farklı birçok ilişkide vuku bulabilir; eşlerde, iş yerinde bir memurda, evde bir çocukta, hatta markette bir kasiyerde bile. Birileri söylediğimizi dinlemiyor veya bizimle aynı fikirde olmuyorsa çileden çıkabiliriz. Kur’an’da şu kesindir ki dinde zorlama yoktur. Bizler Kur’an’ın hükümleriyle yaşamaya talibiz, dolayısıyla Kur’an’ın dine ilişkin sözüne katılıyoruz, fakat ister iş yerinde ister evde olsun diğer kesimden insanların söylediğimizi derhal dinlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Dine karşı sorumluluklarımız ve İslam’ın bizi hiçbir şeyi yapmaya zorlamaması üzerine kafa yorun ve bunu hayatınıza uygulayın.






[h=4]10. Çok fazla giysim var fakat giyecek hiçbir şeyim yok[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Öyleyse gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından korunursa, işte onlar felah (kurtuluş) bulanlardır.” (Teğabün/ 16)


Oldukça zor; özellikle şu satılık bir çift ayakkabıyı veya ihtiyacınız olmadığını bildiğiniz halde bahaneler üretmeye çalıştığınız şu ceketi gördüğünüzde. Bir şeye ihtiyacınız olmadığı halde müsriflik yaparak yeni bir/iki/üç tane aldığımızda işler iyice sarpa sarıyor. Yukarıda bahsedilen ayette kilit nokta nefsin açgözlülüğüdür. Allah açgözlülükten korunduğumuz takdirde kurtuluşa erenlerden olacağımızı söylüyor. Biraz çaba gösterin, mütevazi ve sade olun. Ehli beytin örnekliği açıkça önümüzde duruyor. Allah’a olan kulluklarını sade bir hayat yaşayarak somutlaştırdılar. Savurgan olduğunuzu düşünüyorsanız üzülmeyin, zira Allah savurganlara karşı bile en merhametli olandır.


“De ki “Ey kendi nefislerine karşı (kendileri aleyhine) haddi aşan kullarım. Allah’ın rahmetinden umud kesmeyin. Şüphesiz Allah (bütün) günahları bağışlar. O elbetteki Gafur’dur (çok bağışlayandır), Rahim’dir (rahmetiyle çok esirgeyendir).” ( Zümer/53)


Yolunuzu değiştirin, Allah affetmeye her zaman hazırdır.






[h=4]11. Açım fakat buzdolabım yemek istemediğim şeylerle dolu[/h][h=4][/h][h=4][/h]
“Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olarak yeyin. Eğer O’na kulluk etmekteyseniz, Allah’ın nimetine şükredin.” (Nahl /114)


Şuanda çok arzuladığınız tatlı bir çöreğiniz olmadığı için üzülüyor olabilirisiniz veya o çok sevdiğiniz bisküviler tükenmiş olabilir ve buzdolabı rafınız size hiç çekici gelmiyor olabilir, fakat durun bir saniye. Ne tür yemek isteyip istemedikleriyle ilgili şikayet etmek şöyle dursun yiyecek hiçbir şeyleri olmayan diğer ülkeleri düşünün. Bizler batı dünyasında yaşarken ve her şey bizim için erişilebilir ve kolayken, kayıtsız olmaya başlıyoruz. Gelişmemiş ülkelere gitmiş olanlar bu dünyada temiz su ve düzgün bir yiyecek olmadan ne kadar çok insanın yaşadığını anlatacak ve dehşete düşeceksiniz. Bunu izleyin ve bir dahaki sefere katlanmak zorunda olduğunuz yemeklerle ilgili şikayet ederken bunu hatırlayın.






Sahip olduklarınızla yetinmeli ve sürekli şikayet ederek edindiğimiz olumsuzluğu mümkün mertebede azaltmalıyız.


“Rabbiniz şöyle bildirmişti ki eğer şükrederseniz gerçekten size (nimetimi) arttırırım..” (İbrahim/7)


“Öyleyse Beni zikredin (anıp-hatırlayın), Ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin.” (Bakara/152)


Endişeleri, sıkıntıları ve hastalıkları def etmek için sadaka verin;


“Onlar ki mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık infak ederler. Artık bunların ecirleri-mükafatları Rableri katındadır. Onlar için korku yoktur, (üzülüp) mahzun da olmayacaklardır.” (Bakara/274)


[/FONT]

[FONT=&quot]Kaynak: themuslimvibe.com sitesinden alınarak Suffagâh ekibi tarafından suffagâh.com için Türkçeye çevrilmiştir.


suffagah.com
[/FONT]
 

Yaren

Fesleğen
Sp Kullanıcı
30 Ocak 2017
4,706
7,257
Bu biraz eğitimle ilgili olabilir mi ya;sözkonusu dertlerin hiçbiri bende yok şükür,biraz da şımarıklık belki,bilemedim.
Kuran okuyan,ibadetine dikkat eden kişilerde de olabiliyor bazen.

En iyisi yorumsuz kalmak.
 

Son mesajlar