Zübeyde
Sp Kullanıcı
- Katılım
- 29 Ocak 2017
- Mesajlar
- 793
- Tepkime puanı
- 239
- Puanları
- 0
Gözüne ve diline fazlasıyla güvenen insanların istila ettiği bir dünyada olduğunuzun farkında mısınız? Tamam, fazla bayat oldu; tehlikenin farkında mısınız bik bik bik.
Mesele şu; duyularımızı öldürüyoruz. Koklama, işitme, hissetme, kalp ile sezmek pek başvurmadığımız alanlar. Dilim vardır söylerim; hem de başkalarının bin kez geviş getirip söylediklerini orjinalmiş gibi söylerim, gözüm var, görürüm, gördüğüne inanırım, kibir ve küçüklüğü. Evet, insanın kendini küçültmesi ve daraltmasıdır bu. Bu yüzden hikayesini kaybeden insanız. İzleyen ve sürekli konuşan.
Kokular Hacı Annenin kokusu, bebeğin kokusu, çayirlarin kokusu, toprağın ve insanın kokusunu kaybettik.
Duymak İyinin, güzelin, berrak olanın, tavsiyenin ve nasihatin ve içli bir türkünün sesini duymuyoruz. Aç açıkta bir insanın sesine inanmıyor kulağınız. Çünkü duymayı unuttuk.
Hissetmek Temas etmeyi, dokunmayı, teselli eden omza pat pat vurmayı, kucaklaşmayi, musafaha yapmayı, korkudan titreyen bir insana, bir hayvana dokunmaktan korkan insanlar olduk.
Kalbin sezgisi Sahi, bir kalbiniz vardı, onu unutmayınız, demişlerdi. Ki kalbin bir hafızası olduğundan bahsederler. Bizler anonim hayatların, kitlesel, toptan hikayelerin ceset taşıyıcılarıyız. Kendi ölümümüzü düşünmediğimiz gibi kendi yaşamımızı da hissetmeyiz. Dev organizmanın bir parçasıyız sadece. İzler ve konuşuruz.Misk kokuları, merhametin ve sevginin dokunuşlari, berrak ve diri olan sesler, kalbi titreten ne varsa vız gelir tırıs gider. Haydi görümceler, piste! Göze ve dile kesmiş bir dünyada, insanın dili evidir sözünü kim söylerse söylesin aptallaşmayı aydınlanma zannedeceğiz.Ki zanla amel olunmaz.
Amellerimiz ne de güzel kusurlu.
Zeki Bulduk
Mesele şu; duyularımızı öldürüyoruz. Koklama, işitme, hissetme, kalp ile sezmek pek başvurmadığımız alanlar. Dilim vardır söylerim; hem de başkalarının bin kez geviş getirip söylediklerini orjinalmiş gibi söylerim, gözüm var, görürüm, gördüğüne inanırım, kibir ve küçüklüğü. Evet, insanın kendini küçültmesi ve daraltmasıdır bu. Bu yüzden hikayesini kaybeden insanız. İzleyen ve sürekli konuşan.
Kokular Hacı Annenin kokusu, bebeğin kokusu, çayirlarin kokusu, toprağın ve insanın kokusunu kaybettik.
Duymak İyinin, güzelin, berrak olanın, tavsiyenin ve nasihatin ve içli bir türkünün sesini duymuyoruz. Aç açıkta bir insanın sesine inanmıyor kulağınız. Çünkü duymayı unuttuk.
Hissetmek Temas etmeyi, dokunmayı, teselli eden omza pat pat vurmayı, kucaklaşmayi, musafaha yapmayı, korkudan titreyen bir insana, bir hayvana dokunmaktan korkan insanlar olduk.
Kalbin sezgisi Sahi, bir kalbiniz vardı, onu unutmayınız, demişlerdi. Ki kalbin bir hafızası olduğundan bahsederler. Bizler anonim hayatların, kitlesel, toptan hikayelerin ceset taşıyıcılarıyız. Kendi ölümümüzü düşünmediğimiz gibi kendi yaşamımızı da hissetmeyiz. Dev organizmanın bir parçasıyız sadece. İzler ve konuşuruz.Misk kokuları, merhametin ve sevginin dokunuşlari, berrak ve diri olan sesler, kalbi titreten ne varsa vız gelir tırıs gider. Haydi görümceler, piste! Göze ve dile kesmiş bir dünyada, insanın dili evidir sözünü kim söylerse söylesin aptallaşmayı aydınlanma zannedeceğiz.Ki zanla amel olunmaz.
Amellerimiz ne de güzel kusurlu.
Zeki Bulduk