Eğer günümüz kadını çılgınca renk değiştiriyor ve kendini Frenklerin oyuncağı haline getiriyorsa bu işin bir tarafında da bizim onunla yaptığımız işbirliği bulunmaktadır. Biz kadını kendimizden uzaklaştırdık. Böylece diğerleri onu kolayca avladılar. Biz onu zayıf, aciz eşinin kölesi ve çocuklarının annesi hatta 'ev' ve 'keçi' olarak isimlendirip onları bu isimlerle andık. Onun yaratılışını insanınkinden farklı saydık. Kadının okuma yazmaya hakkının olup olmadığını tartıştık. Eğer yazı yazmayı öğretirsek bir yabancıya mektup yazabilir diye düşündük. Böylece kendi zayıf güvensiz kişiliğini eşinin ihanetine duyduğu kuşkusuyla karıştıran beyefendinin gönlü sonsuza kadar huzura kavuşmuş olurdu. Kadının takva ve iffetini işte böyle muhafaza ettik. Duvar ve zincirle. Bir insana yaraşır bir biçimde düşünce, şuur ,eğitim ve bilinç ile değil. Onu eğitilemez, ehil olmaz, vahşi bir hayvan olarak gördük. Onu engellemenin tek yolunun onu kafese tıkmak olduğuna inandık. Kafesin kapısı açık kaldığı vakit kaçacak ,elimizden uçup gidecek sandık. Sanki onun namusu, güneş gördüğünde yok olan bir şebnemdi..
Fatıma Fatımadır / Ali Şeriati
ülkem kadınları Bu kitabı okumalı ve fatımayı tanımali bence..
Fatıma Fatımadır / Ali Şeriati
ülkem kadınları Bu kitabı okumalı ve fatımayı tanımali bence..