Sultan Selahaddin Eyyubi Hakkında Kısa Bilgi
Hayatını, Hıristiyan Haçlı Orduları ile mücadele içinde geçiren Sultan Selâhaddin-i Eyyûbî, 1137de doğmuş ve 4 Mart 1193 de Şamda vefât etmiştir. Haçlılara karşı yaptığı bütün muharebelerde galip gelmiş, tarihe parlak zaferler hediye etmiştir. Sultan Kılıçaslan zamanında Haçlıların eline geçen Kudüsü, 1187de tekrar geri almıştır. Bu fetih üzerine bütün Avrupa ayağa kalkmış, fakat Selâhaddin-i Eyyûbî, mücadelesinden bir an gerilememiştir. Selâhaddin-i Eyyûbî, dini ve vatanı için cepheden cepheye koşmuş müstesnâ bir şahsiyettir.
Düşmana karşı da, İslâmın adalet ve ihsan kâidelerinden hiçbir zaman ayrılmazdı. Haçlılar esir Müslümanları kılıçtan geçirdiği zaman, elindeki Hıristiyan esirlere, İslâmiyetin emrettiği şekilde güzel muamelede bulundu. Birçok menkıbeleri dilden dile dolaşmaktadır.
Selâhaddin-i Eyyûbî son hastalığında kapının önündeki devlet bayrağını kaldırtıp, onun yerine aynı direğe kefenini astırmış ve bu işe memur ettiği bayraktara emir verip durmadan şöyle bağırmasını emretmiştir: Sultan Selâhaddinin dünyadaki fetihlerinden ahirete götürebileceği şey, işte bu kefenden ibarettir.
Hayatını, Hıristiyan Haçlı Orduları ile mücadele içinde geçiren Sultan Selâhaddin-i Eyyûbî, 1137de doğmuş ve 4 Mart 1193 de Şamda vefât etmiştir. Haçlılara karşı yaptığı bütün muharebelerde galip gelmiş, tarihe parlak zaferler hediye etmiştir. Sultan Kılıçaslan zamanında Haçlıların eline geçen Kudüsü, 1187de tekrar geri almıştır. Bu fetih üzerine bütün Avrupa ayağa kalkmış, fakat Selâhaddin-i Eyyûbî, mücadelesinden bir an gerilememiştir. Selâhaddin-i Eyyûbî, dini ve vatanı için cepheden cepheye koşmuş müstesnâ bir şahsiyettir.
Düşmana karşı da, İslâmın adalet ve ihsan kâidelerinden hiçbir zaman ayrılmazdı. Haçlılar esir Müslümanları kılıçtan geçirdiği zaman, elindeki Hıristiyan esirlere, İslâmiyetin emrettiği şekilde güzel muamelede bulundu. Birçok menkıbeleri dilden dile dolaşmaktadır.
Selâhaddin-i Eyyûbî son hastalığında kapının önündeki devlet bayrağını kaldırtıp, onun yerine aynı direğe kefenini astırmış ve bu işe memur ettiği bayraktara emir verip durmadan şöyle bağırmasını emretmiştir: Sultan Selâhaddinin dünyadaki fetihlerinden ahirete götürebileceği şey, işte bu kefenden ibarettir.