Isa Aleyhisselam

SiyahSancaktaR

CEDDİ OSMANLI !...
Sp Kullanıcı
17 Eyl 2017
17,184
40,284
İstanbul..
Sâm bin Nuh’un dirilmesi
Bir gün İsa Nebi'ye gelerek havariler,
Dediler: (Ey Ruhullah, gönlümüz şunu diler.

Nuh'un gemisindeki insanlardan bir kimse,
Dirilip, o gemiden malumat verse bize.)

İsa aleyhisselam biraz ileri vardı.
Bir duvarın dibinden, bir avuç toprak aldı.

Buyurdu ki: (Bu toprak, Nuh'un evladı olan,
Sâm'ın toprağıdır ki, dinleyin bunu ondan.)

Dua edip, o yere vurarak asasıyle,
Buyurdu ki: (Diril kalk, Hakk'ın müsadesiyle.)

Birden bire orası, yarılıp açılarak,
Çıktı o, saçlarından toprakları saçarak.

Lakin çok ihtiyar ve çökmüş görünüyordu.
Saçı başı ağarmış ve bitkin duruyordu.

İsa Nebi sordu ki: (Vefat eylediğinde,
Yine bu halde miydin kabire girdiğinde?)

Dedi: (Hayır, genç idim, şimdi ihtiyarladım.
Zira senin sesinle, kıyamet koptu sandım.

Kıyametin şiddet ve dehşeti, beni öyle,
Korkuttu ki, bir anda kocadım işte böyle.)

Buyurdu ki: (Geminin halinden söyle biraz.)
Dedi ki: (Ey Ruhullah, pekala, edeyim arz.

Onun boyu altıyüz, eni üçyüz metreydi.
Birbirinden müstakil ve üç kat üzereydi.

Birisinde hayvanlar, birinde vardı kuşlar.
Üçüncü katta ise, vardı yalnız insanlar.)

Buyurdu ki: (Dön şimdi yine eski haline.)
O, tekrar vefat edip giriverdi kabrine.

Bir gün de İsa Nebi bir yere gidiyordu.
Gördüğü insanlara nasihat ediyordu.

Yemenli insanlara rastladı en nihayet.
Konuşup, onları da dinine etti davet.

Onlar, İsa Nebi'den mucize istediler.
(Bir ölüyü diriltip, bize göster) dediler.

(Âd oğlu Şeddad diye bir hükümdarın kabri,
Şu tepe üstündedir, diriltsen onu bari.)

İsa aleyhisselam dua etti ve hemen,
Dirilip kalktı Şeddad, o karşıki tepeden.

Seslendi: (Ey insanlar, ben bir hükümdar idim.
Bin sene ömür sürüp, bin kız ile evlendim.

Vardı emrim altında, bin kumandan, bin vali.
Bin ayrı kasabanın malikiydim hem dahi.

Bir ordum var idi ki, yoktu öyle savaşan.
Onunla, çok düşmanı etmişimdir perişan.

Bu mülk ve saltanatım öyle idi ki hatta,
Pek az hükümdarlara nasib olur hayatta.

Lakin şimdi anladım, hepsi (Hiç)miş bunların.
Sakın siz, benim gibi dünyaya aldanmayın.

Bu kadar dünyalığım, servetim varken, yine,
Sonunda ben de ölüp, girdim kabir içine.

Bari siz, başınıza alın da aklınızı,
Boş yere harcamayın ömr-ü hayatınızı.

Bu ölüm, var muhakkak ve gelecek herkese.
Dünyada ebediyen kalmayacak hiç kimse.

Allah’a ibadete sarılın ki şimdi siz,
Yoksa, siz de ölünce pişmanlık çekersiniz.)

İnsanlar onu görüp, duymuşlardı bu sesi.
Hiç itiraz etmeden, imana geldi hepsi.
 

SiyahSancaktaR

CEDDİ OSMANLI !...
Sp Kullanıcı
17 Eyl 2017
17,184
40,284
İstanbul..
Ben de sizin gibi İnsanım
Petrus, İsa Nebi'ye, (Sen Allah’ın oğlusun.)
Deyince, gadaplandı bu sözüne Petrus'un.

Onu azarlayarak buyurdu: (Git yanımdan.
Çünkü senin bu sözün hem iftira, hem yalan.

Sen benden uzak dur ki, çirkin düşünüyorsun.
Ve bana bir fenalık yapmayı istiyorsun.)

Sonra da buyurdu ki dönüp havarilere:
(Çok çok yazıklar olsun böyle söyleyenlere.

Bu kişiler hakkında, Rabbimiz bana zira,
Şöyle emir verdi ki, Lanet eyle onlara!

Ey insanlar, ben dahi halk olundum toprak’tan.
Ben dahi her kul gibi, uzağım yaratmaktan.

Ayrıca eğer bir kul, işlerse hata, günah,
Onu ben affedemem, affeder ancak Allah.

Şeytan, benim hakkımda, (O Allah)tır diyecek.
Bu çirkin yalanıyla sizi ifsat edecek.

Siz sakın aldanmayın onun bu hiylesine.
Yoksa çarpılırsınız Allah’ın lanetine.)

Ve yine buyurdu ki: (O gelecek Resul'ün,
Yolunu hazırlamak üzere geldim bu gün.

O Resul, benden sonra dünyaya gelecektir.
Onun doğduğu gece, putlar devrilecektir.

O gün benim İncil’im, tahrif olmuş olacak.
Ve gerçek inananlar yirmi kişi kalacak.)

Bir gün de buyurdu ki: (Dünyanın beklediği,
Ve İbrahim Nebi’nin onu müjdelediği,

O Mesih, ben değilim, o, sonra gelecektir.
O gelince, insanlar huzura erecektir.

Lakin dikkat ediniz, o gelinceye kadar,
Çıkabilir yalandan bu davada olanlar.)

Havariler dedi ki: (O gelecek Mesih'in,
Hakkında, bize biraz malumat verir misin?)

Buyurdu: (Ondan önce, insanlar bozulur hep.
Bu dünya, küfür ile dolu olur lebalep.

O zaman Hak teâlâ acıyıp insanlara,
Bu hakiki Mesih’i gönderecek dünyaya.

Onun başı üstünde, daim bulut bulunur.
Sayesinde insanlar, bulur rahat ve huzur.

Bana, (Allah) veyahut (Allah’ın oğlu) diyen,
Kimselerden, intikam alır mütemadiyen.

O, güneyden gelir ve kavuşur çok nimete.
Halkı putperestlikten çağırır hidayete.)

Dediler: (Söyleyiniz bize Onun ismini.
Ve biz nasıl biliriz teşrif eylediğini?)

Buyurdu: (Onun ismi Ahmed’dir kardeşlerim.
Onun geleceğini şimdiden müjdelerim.

Yarattığı vakitte Allah Onun nurunu,
Ona bu ismi verip, çok sena etti Onu.

Buyurdu: (Ey Resulüm, ne varsa yer ve gökte,
Hepsini, senin için halk eyledim elbette.

Seni yaratmasaydım, yaratmazdım bir şeyi.
Senin için halk ettim yeri, Arş'ı, Kürsi'yi.)

Ondan önce, insanlar taparken hep putlara,
Hak teâlâ Ahmed’i irsal eder onlara.

Dünya zulmette iken, teşrif eder o Ahmed.
Saçılır insanlara ilahi nur ve rahmet.)

Bunu duyan insanlar, başladı bağırmaya:
(Ey Ahmed, acele gel dünyayı kurtarmaya!)
 

SiyahSancaktaR

CEDDİ OSMANLI !...
Sp Kullanıcı
17 Eyl 2017
17,184
40,284
İstanbul..
Yeryüzüne İnmesi
İsa aleyhisselam, yaklaşınca kıyamet,
Semadan yer yüzüne inecek bir gün elbet.

Bu babta buyurdu ki ol Hüda’nın Habibi:
Kıyamet yaklaşınca inecek İsa Nebi.

Halen Şam'da bulunan Mescid-i Emevi’ye,
İner iki melekle, hem de Ak minare’ye.

Hazret-i Mehdi iken mescidde o gün imam,
Teşrif eder içeri İsa aleyhisselam.

(Ey Ruhullah geç öne, sen imam ol) der, fakat,
Buyurur ki: (Sen kıldır, ben olayım cemaat.)

Ve hazret-i Mehdi'ye uyup kılar namazı.
Sonra, müslümanlarla çıkar o gün dışarı.

Deccali arayarak, bulur Lud kapısında.
Arkasından yetişir ve öldürür anında.

Orta boylu idi ki o İsa ibni Meryem,
Teni, kırmızı ile karışık beyazdır hem.

Hem saçları düz olup, hiç kıvırcık değildir.
Yaş olmadığı halde, saçı Islak gibidir.

Başını eğdiğinde, sular damlar ve düşer.
Kaldırsa, inci gibi yuvarlanır gümüşler.

İki asası vardır, kırar haç'ı, salib’i.
Domuzu öldürür ve batıl kılar cizyeyi.

Zamanında, müslüman olmayan varsa millet,
Onun daveti ile, olur ehl-i hidayet.

Ondan evvel, zulümle dolmuş iken bu dünya,
O gelince, adalet yayılır dört bir yana.

Develerle inekler, aslan ve kaplan ile,
Gezer de, hiçbir zarar görmezler zerre bile.

Kurtlar ile birlikte otlar hem de kuzular.
Çocuklar, yılanlarla oynar da gelmez zarar.

Son bulur zamanında, kin, haset ve düşmanlık.
Hiç kimse, diğerine kötülük yapmaz artık.

Onun nefes kokusu bir yere gelse eğer,
Oldukları yerlerde, ölür cümle kâfirler.

Hatta onun nefesi, süratlidir ki öyle,
Vasıl olur güzünün görebildiği yere.

Sonra (Ye'cüc) ve (Me'cüc) yayılır her taraftan.
Ve bir vahiy gelir ki Allahü teâlâ’dan:

(Kimsenin eli varmaz öldürmeye onları.
Tur'a götür ve koru halis müslümanları.)

Bu kavim, yassı yüzlü, büyük kulaklıdırlar.
Gözleri küçük olup ve kısa boyludurlar.

Bin’er çocuğu olur her birinin onların.
Ve şimdi arkasında dururlar bir duvarın.

Set ardından çıkınca, etrafa saldırırlar.
İnsanlar, şerlerinden hep kaçıp saklanırlar.

Hayvanları yiyerek, bitirirler onları.
Ve içip kuruturlar nehir, göl ve suları.

İsa Nebi el açıp, Rabbine eder dua.
Bir anda hepsi ölüp, leş ile dolar dünya.

Gönderir Hak teâlâ dünyaya bazı kuşlar.
Onların leşlerini başka yere taşırlar.

Müminler, Tur dağından inerler yer yüzüne.
Bir bereket ve bolluk saçılır üstlerine.

Zira öyle bir yağmur yağar ki hep o günü,
Toprak, bir’e yediyüz çıkartır mahsulünü.

İsa aleyhisselam vefat eder sonunda.
Hücre-i saadete defni olur onun da.
 

Son mesajlar