Sevin Abla Köşesi
- Konbuyu başlatan sevin
- Başlangıç tarihi
E harika.
Bağımlılıklar, vücudumuzun kimyasal dengesiyle de alakalı olsalar da, psikolojinin çoğu zaman daha ağır bastığına inanıyorum bu konuda. Aslında, psikoloji o kadar güçlü bir etken ki, kendi kimyasallarını yaratıyor... Özellikle sigara konusunda, daha ziyade psikolojik bağımlılık söz konusudur. O zaman hemen beynimizi tanıyalım biraz bu noktada... Beynimiz, bir bilgisayar olduğu ve ana görevi bizi hayatta tutmak olduğu için, buna özel "yazılımlar", yani içgüdüler kullanır ve de geçmişte olup bitenleri bu amaçla kayıt altına alır. Bağımlılıklar da işte bu kayıtlardandır basitçe. Bir bağımlılık, "zevk verici" ya da "sakinleştirici" olarak kaydedilmişse beyne, işte bize düşen de BU KAYDI DEĞİŞTİRMEKTİR. Örneğin, ""zevk verici" yerine, "acı verici" veya "sakinleştirici" yerine "mide bulandırıcı" olarak değiştirebiliriz. O zaman işimiz çok kolaylaşır. Şimdi bunu nasıl yapabileceğimizi anlatacağım, dikkat. Sigarayı alıyoruz ve böyle içimize çeke çeke, midemizi bulandıra bulandıra içiyoruz... Bitince de izmariti çiğniyoruz... Evet.
Yalnız dikkat, YUTMAK YOK. O kadar zehirlenme biraz fazla olur. İşte bu çiğneme işlemi O KADAR MİDE BULANDIRICI OLACAK Kİ, beynimizdeki kayda büyük bir darbe vurulmuş olacak. Bu yöntemi bizzat pek çok kişiye denettim ve sonuçlar çok güzeldi. Uzun yıllar sigara içmiş insanlar bile bırakmayı başarabildi. Kimisi, bir sürenin ardından içmeye yeniden başladı; fakat bunun sebebi bu yeni kaydı çok mide bulandırıcı olduğu için kendilerine unutturmalarıydı. Burada amaç, BU MİDE BULANDIRICI DENEYİMİ HER SİGARA ARZULANDIĞINDA HATIRLAMAK. YOKSA ZATEN AMACINA HİZMET ETMEMİŞ OLUR BU UYGULAMA.Tabii, bu uygulamanın sonrasında İRADE de çok önemli. Örneğin, çok yakın olunan ve sevilen birine, bir daha sigara içilmeyeceği konusunda SÖZ VERMEK de çok yardımcı olur. Ardından da işte hepimizin bildiği; çubuk kraker yemek, sakız çiğnemek, çekirdek vb. kuruyemişler tüketmek gibi yardımcı hareketler geliyor.
Maden suyu içmenin de bu süreçte yardımcı olduğu söyleniyor; fakat ben meyveleri, sebzeleri, meyve ve sebze sularını daha da etkili bulurum. Sabah kalkınca ilk iş olarak bir havuç suyu veya en azından limonlu su, vücudu daha hızlı temizler. UFO konusunda ise yanlış numarayı çevirdiniz, beyefendi. Ben sadece bir Güzin Abla çeşidiyim. Aradığınız kişiye ulaşılamıyor ve lütfen daha sonra tekrar denemeyiniz.
Burası yeri değil. 
Tamamdır Güzin abla Ufoya devam edelim. İnternet düzene binsin.
[MENTION=11]Yaren[/MENTION] bu durumda bana söz veriyorsun ve birdaha sıgaraya yaklaşmak yok. Aklına her geldiğinde beni düşün. Yiyeceğin fırçayı ve birde benim alınganlığımı ve triplerimi düşün.
Sevgi Platformu / Qasem
Sevgili Sevin abla bir konuda daha sana danışmak istiyorum.
Bazen bir olay oluyor,
Ben sanki daha önce o olayı yaşamışım gibi, bir nevi dejavu..
Ama rada şöyle bir fark var. Notmal hafızaya sahip olanlar bunu yanılsıma kabul edenilir ama ben fotografik bir hafıza taşıyorum ve ben o anı yıllar önce orada o an yaşadığımdan çok çok eminim. Her ayrıntıyı her parçayı her tavrı mimiklerine kadar hatırlıyorum...
Bunun sendeki açıklaması ne?
Sevgi Platformu / Qasem
Bazen bir olay oluyor,
Ben sanki daha önce o olayı yaşamışım gibi, bir nevi dejavu..
Ama rada şöyle bir fark var. Notmal hafızaya sahip olanlar bunu yanılsıma kabul edenilir ama ben fotografik bir hafıza taşıyorum ve ben o anı yıllar önce orada o an yaşadığımdan çok çok eminim. Her ayrıntıyı her parçayı her tavrı mimiklerine kadar hatırlıyorum...
Bunun sendeki açıklaması ne?
Sevgi Platformu / Qasem
O kadar somurtmuşsun madem, seni de cevapsız bırakmayalım, değil mi?
Sevgi ayrı bir şey. Herkesi ve her şeyi severim. Aksi takdirde, bana büyük zararlar vermiş insanlara bile zora düştüklerinde yardım edemezdim... Fakat işte, sevgi ayrı bir şey, haz etmek ayrı bir şey. Kadın düşmanı, uzlaşılamaz ve olgunluksuz insanlardan çok haz etmiyorum. İnkara gerek yok; çünkü insanları sözlerinden çok, hareketleri anlatır.
Bilgin olsun ki, Sevin Abla yardım etme ve şefkat konusunda olduğu kadar, kulak çekme konusunda da bayağı iyidir. Ben tatlı, şirin, sevimli olan her şeye bayılırım. Aynı zamanda da hayatım boyunca kendim kadar yaman ve sert bir insan da tanımadım. Genelde hiç bağırıp çağırmadan, önüme cehennem de konsa atlatırım... Ki zaten daha küçücük bir çocukken bunu yapmaya başladım, o minnoş halimle. Uzun lafın kısası, ŞANSINI ZORLAMA, KULAĞIN SAĞLAM KALSIN...
Sana aniden gelmiş olan bu özgüven patlamasının nedenini de hiç sormayacağım; çünkü "Forum sahibi benim emmimin oğlu" gibi bir şey duymak istemiyorum. Beni HİÇ bağlamıyor. Çok büyük ihtimalle, bu forumda en fazla birkaç hafta kalırım zaten. Bu süre boyunca da bir daha böyle şımarıkça konuştuğunu görmeyeceğim benimle. Uzun lafın kısası, ŞANSINI ZORLAMA, KULAĞIN SAĞLAM KALSIN...
Eğer gerçekten ciddi bir sorunun olursa, hiç çekinmeden bana gelebilirsin. Elimden geleni ardıma koymam, sana yardım etmek için. Hatta tüm dünya sırt dönse bile yine yardım ederim. Yok eğer şımaracak olursan, aynen bu şekilde; işte o zaman da arkana bile bakmadan kaç ve gidip iblislere sarıl. Benden daha tatlıdırlar o anlarda; emin olabilirsin.
Bu bir "dert" gibi gelmedi bana ama. Bu başlık altında da tartışılmaz ki bu. Şimdi on saat anlatacağım, başlığa ihanet olacak. Hem yorma beni bu kadar.
Anlatırım bir ara bildiklerimi. Bu bahsettiğinin tek bir açıklaması yok.
Değerli muhterem,
Insanlarla dertlesmekten uzak duran yalnız kaldığında kendi kendine konuşarak rahatlamak neyin göstergesidir ?
Insanlarla dertlesmekten uzak duran yalnız kaldığında kendi kendine konuşarak rahatlamak neyin göstergesidir ?
Ozaman buna farklı başlık açıcamBu bir "dert" gibi gelmedi bana ama. Bu başlık altında da tartışılmaz ki bu. Şimdi on saat anlatacağım, başlığa ihanet olacak. Hem yorma beni bu kadar.
Sevgi Platformu / Qasem
Kendi kendine konuşmakta hiçbir sakınca yoktur. Son derece doğal.
Hatta, ben kendi kendimle sorulu-cevaplı konuşma düzeylerindeyim mesela. Neyse, bu konuya hiç girmeyelim; içinden zor çıkılır şimdi. İlginç biçimde, kendi kendine konuşmayı "delilik" olarak gören pek çok insan vardı vaktiyle ama, son yıllarda yükselen şuurla birlikte bu bakış açısı azaldı... İşin aslı şu ki, robot gibi yaşamamız ASIL DELİLİK oluyor. Nasıl bir örnek versem? Yolda herkes somurtarak birbirlerinin yanından geçerken, gülümseyerek yabancılara "merhaba" demek, ya da son derece şık giyinmişken, durup, kaldırım kenarındaki çiçeğin yanına eğilerek onu okşamak veya yolda ilerlerken, müzik olmadığı halde dans etmek, SIRF çoğumuzun yapmadığı şeyler diye, "delilik" OLMUYOR... Aksine, illa bir "deli" arayacaksak, bunları hiç yapmayan ve robot gibi yaşayan o çoğunluğa bakmamız daha yerinde olur.
Yalnız, dertleşmemek biraz sorun olabilir. Açıkçası, ASLA dertlerimizi yüceltme yanlısı değilim. Bir insanın çözüm odaklı değil de, sorun odaklı olarak dert anlattığını görürsem, dinlemem bile. Bu ne ona, ne dinleyene yararlı değildir çünkü... Fakat, dertleri, sorunları yüceltmeden anlatmak; yani şikayet etmek, sızlanmak için değil de ÇÖZÜM BULMAK için dert anlatmak, kuşkusuz ki insanın sağlığı için faydalı ve hatta pek çok insan için GEREKLİ bir şey... Bu durumda tabii NEDEN böyle bir paylaşımdan uzak durulduğunu sorgulamamız gerekir.
Neden?
Bu arada, hepiniz için belirteyim; kusuruma bakmayın. Biraz uykusuz ve yorgunum; o yüzden biraz karmaşık anlatıyor olabilirim bazı şeyleri.
Bilâkis anlatış tarzınız ziyadesiyle güzel müsterih olunuz
Bir tabuyu daha yıktık sayenizde...
Teşekkür ederim devamı gelecek inş
Bir tabuyu daha yıktık sayenizde...
Teşekkür ederim devamı gelecek inş
