Alim, adı üzerinde "bilen" manasınadır. Gerek ayetlerde ve gerekse hadis-i şeriflerde alimler övülmüş, bilmediğimiz meseleler olursa onlardan faydalanmamız da emredilmiştir. Hz Adem'den bu yana değişmez bir kuraldır bu ve sadece "dini" alanı da kapsamaz. Hangi ilim olursa olsun ve hangi ilim sahasını ilgilendirirse ilgilendirsin, insanlar bilmediklerini alimlerden öğrenirler.
Tabi bunun yanında hangi ilim dalı olursa olsun, alimler sadece "bildiklerini" muhataplara "yalın" bir şekilde duyurmazlar, onun üzerine refaranslarını "ilimlerinden" alan yorumlarını da, açıklamalarını da o günün şartlarına havi olarak arzederler… Yani sadece nakilci değillerdir alimler... Zaten nakilci de "alim" değildir o da ayrı bir konudur. Adı üzerinde "nakilcidir..." "Falan böyle söylemiş, feşmekan böyle demiş" anlamında ve üzerine nokta kadarcık bir "yorum" koymaz... Bunlar "alim" değildir nakilcidir... Ya da şöyle de denebilir: "Nakil alimleri..." Nasıl bir tanım olduysa artıkın...
Mesela, İmam Azam Ebu Hanife alimdir, müçtehittir... Nice talebeleri de alimdir... Yani hocalarından aldıklarını "tıpatıp" muhataplarına arzetmemişlerdir.. O nakilleri gözden geçirip yorumlamışlar ve çoğu da hocalarıyla birçok konuda "mutabık" olmamışlardır... İşte bunlar alimlerdir, nakilci değillerdir... İmam Malik'in talebeleri ve bir çoğu onlar da öyledir, alimdir... Bu güzelliği İmam Şafi'de de görürsünüz... Ahmed b hanbel'de de görürsünüz...
Fıkıh kitaplarında bazı meseleler: "Müftabih" görüş bu şekildedir" denirken, o görüşlerin çoğu, kendilerinden ilim aldıklarının hocalarının görüşü değildir... Talebelerinin görüşleri o konuda "müftabih" olmuştur...
Yani diyeceğim o ki, alim sadece bilen değildir, yaşadığı dönem içerisinde, ilmin de kanunlarına riayet ederek, o ilmin üzerine yorumunu koyabilendir...
Eğer koymuyorsa... Koyamıyorsa... Bundan çekiniyorsa... Kendisine saygı duyar onu "nakilci" olarak anarız...
Alim olarak anmayız...
NOT:
1- Günümüzde yapılan "nakilcilik"tir… Lakin burada şöyle bir incelik vardır: Kendi düşüncelerine uygun olursa ülemanın içtihadı, yorumunu sonuna kadar kullananlar vardır... --))) Bunlar hem tehlikelidir ve hem de bunlardan hiçbir şey alınmaz... Çünkü bunların yorumlardan "tefrit" de olabildiğince sırıtır, "ifrat" da... Yani, nakilde ifade edilen şey "farklı bir elbiseye" çoktan bürünmüştür... Bunlardan aslandan kaçan gibi kaçın...
2- Günümüzde öyle nakilciler vardır ki... Onlar adildir... Yorum yapmazlar ve ne denilmişse onu ifade ederler... Alim olmasalar da "adil" olduklarından dolayı bunlar dinlenir ve nakilleri de alınır...
3- Günümüzde öyle nakilciler de vardır ki, adildir ve ilmin kanunlarına riayet eder ve hem de ümmetin meselesine çare bulmak için ve sadece Allah rızasını güderek, "yorumunu" da gündeme getirerek açıklamada bulunur... İşte bu durumda olanlar "kendi çapında" alim olan insanlardır...
Selamlarımla...
Tabi bunun yanında hangi ilim dalı olursa olsun, alimler sadece "bildiklerini" muhataplara "yalın" bir şekilde duyurmazlar, onun üzerine refaranslarını "ilimlerinden" alan yorumlarını da, açıklamalarını da o günün şartlarına havi olarak arzederler… Yani sadece nakilci değillerdir alimler... Zaten nakilci de "alim" değildir o da ayrı bir konudur. Adı üzerinde "nakilcidir..." "Falan böyle söylemiş, feşmekan böyle demiş" anlamında ve üzerine nokta kadarcık bir "yorum" koymaz... Bunlar "alim" değildir nakilcidir... Ya da şöyle de denebilir: "Nakil alimleri..." Nasıl bir tanım olduysa artıkın...
Mesela, İmam Azam Ebu Hanife alimdir, müçtehittir... Nice talebeleri de alimdir... Yani hocalarından aldıklarını "tıpatıp" muhataplarına arzetmemişlerdir.. O nakilleri gözden geçirip yorumlamışlar ve çoğu da hocalarıyla birçok konuda "mutabık" olmamışlardır... İşte bunlar alimlerdir, nakilci değillerdir... İmam Malik'in talebeleri ve bir çoğu onlar da öyledir, alimdir... Bu güzelliği İmam Şafi'de de görürsünüz... Ahmed b hanbel'de de görürsünüz...
Fıkıh kitaplarında bazı meseleler: "Müftabih" görüş bu şekildedir" denirken, o görüşlerin çoğu, kendilerinden ilim aldıklarının hocalarının görüşü değildir... Talebelerinin görüşleri o konuda "müftabih" olmuştur...
Yani diyeceğim o ki, alim sadece bilen değildir, yaşadığı dönem içerisinde, ilmin de kanunlarına riayet ederek, o ilmin üzerine yorumunu koyabilendir...
Eğer koymuyorsa... Koyamıyorsa... Bundan çekiniyorsa... Kendisine saygı duyar onu "nakilci" olarak anarız...
Alim olarak anmayız...
NOT:
1- Günümüzde yapılan "nakilcilik"tir… Lakin burada şöyle bir incelik vardır: Kendi düşüncelerine uygun olursa ülemanın içtihadı, yorumunu sonuna kadar kullananlar vardır... --))) Bunlar hem tehlikelidir ve hem de bunlardan hiçbir şey alınmaz... Çünkü bunların yorumlardan "tefrit" de olabildiğince sırıtır, "ifrat" da... Yani, nakilde ifade edilen şey "farklı bir elbiseye" çoktan bürünmüştür... Bunlardan aslandan kaçan gibi kaçın...
2- Günümüzde öyle nakilciler vardır ki... Onlar adildir... Yorum yapmazlar ve ne denilmişse onu ifade ederler... Alim olmasalar da "adil" olduklarından dolayı bunlar dinlenir ve nakilleri de alınır...
3- Günümüzde öyle nakilciler de vardır ki, adildir ve ilmin kanunlarına riayet eder ve hem de ümmetin meselesine çare bulmak için ve sadece Allah rızasını güderek, "yorumunu" da gündeme getirerek açıklamada bulunur... İşte bu durumda olanlar "kendi çapında" alim olan insanlardır...
Selamlarımla...