Devrim

Leyla

Sp Kullanıcı
25 Ocak 2024
74
370
IMG_20240224_213308.jpg

Devrimler esasında bir önceki fikrin gömülmesi anlamına gelir. Yani bir konuda devrim yapıyorsanız geçmiş fikir, ideoloji, sistem herneyse onun gömülmesi ile yenisi yerine gelebilir. Ancak doğru şekilde gömmez iseniz, o şeyler dirilir, köklerinden yeniden doğar.

Peki devrim sonrası fikrin yeniden hortlamaması için nasıl gömmek gerek ?
“Burası mayınlı arazi. Kelimelerimi bu yüzden dikkatle seçeceğim. Çünkü mezarından, güya gömdükleri yerden ölmediğinin delili olarak çıkmaya çalışan fikirlerin başında bir müstebit, bir zorba olarak adeta eli silahlı duran mezarcılar var. Bugün bu coğrafyada ölü değil dip diri olan fikirlerin kesildiği yerden, gömüldüğü topraktan diri olduğu için, hayatta olduğu için çıkmaya çalışması ve diri değil ölü iddialarıyla zorla o mezarda bırakılmaya çalışılması ile karşı karşıyayız. Çünkü vaktizamanında yapılan devrimler bir önceki fikri doğru defnedemedi.” Neyse, sorunun cevabına gelelim.

Eğer ki bir fikri, insanların kalbine ruhuna aklına dokunarak kabul ettirirseniz o fikir ebediyen var olacaktır. Ancak zorla, cidal ile cebir ile kanun ile idam ile kabul ettirmeye çalışırsanız o fikir ölmez, kestiğin yerden filizlenir.

O yüzden insan kendi içinde bir devrim yapıyorsa, devirdiği şeyi doğru defnetmeli. Bunun temelinde yeni getirdiği fikrin aklına, kalbine, ruhuna uygun bir biçimde izah edilmesi ve akabinde kabulü yatar. Ancak sen kendine zulmeder, kendi iç muhasebeni yapmadan, sormadan, delillendirmeden o alışkanlık veya fikri tepeden inme kendinde yürürlüğe koyarsan elbette içinde ayaklanma başlar. Ve buna engel olamazsın.

Çünkü biz insanız ve bizi insan yapan olgular tatmin olmayı ister. Düşünceler tatmin etmeli, aklımı, ruhumu, kalbimi. İkna ise delil ve ispat iledir. Skolastik düşüncenin adamları ve hocaları düşünmeyi bir kenara bırakarak, dar bir zihniyetle adam devşirmeye çalıştıkları için insan kazanamıyorlar.

Elhasıl yeni bir alışkanlık , faaliyet, öğrenim veya fikir bizim şehrimizde yürürlüğe konulacaksa yani hayatımızda yer vereceksek mutlaka ikna edilmeli. Kendini ikna edemeyen zaten başkasını ikna edemez. İkna olmayan kendi şehrinde yeni düşünce ve alışkanlıkları yürürlüğe koyamaz.

Halid Emre Aslan
 

Son mesajlar