Öncelikle geleneği tanımlamamız gerekiyor ; sosyolojide birkaç asırdır süregelen davranış, düşünceler gelenek olarak adlandırılır. Bı bağlamda aynı kavramın örf-adet, süregelen yaşam tarzı, geçmişin tekrar edilmesi gibi farklı şekillerde tanımlandığını yine hem günlük hayatımızda hemde yukardaki yorumlarınızdan anlaşılıyor.
Şu halde geleneğin karşıt kavramınada göz atmamız gerekmektedir. Gelenek kavramı olumlanırken onun karşıt kavramı olan modernizmin salt bir şekilde kötülenmesinin, şeytanlaştırılmasının yanlıştır. Bir kavramın, düşüncenin tek taraflı olarak rle alınamaz. Bu bağlanda islam düşüncesi öncesi gelenek de içerisinde şirk unsurları barındırıyordu. Bugün ki bir çok geleneğimizinde bu bağlamda şirk unsuru ve yanlışlar barındırdığını inkar edemeyiz.
Önemli olan bu kavrama hangi açıdan ve nasıl yaklaştığımızdır.
Ben şahsen gelenekte olsa modrrnitede olsa iki kavramın içine örf ve adeti de alarak ıslahından, ıslah çabalarının süzgecinden geçirilerek yeniden düşünme yeniden bir davranış biçimi ile ortaya konması gerrktiğini düşünüyorum...
Bu bağlamda neden ıslah?
Neden değişim, dönüşüm?
Neden reddiye?
Gibi sorular gelirse üzerine konuşabiliriz...
Sevgi Platformu / Qasem