Özgün Konu Hayyam Ömer.

Eylül Başak

Administrator
Yönetici
Adminiçe
31 Mar 2020
18,192
86,238
Hadi gittiğim yolu yazayım, siz sonucu çıkarın.

Lisanı şer-i de bilerek günah işleyenlere fasık denilir.

İçki içmek, namaz kılmamak fasıklığın ileri hudutları sayılır. Çünkü yedi büyük günahtan sayılmış İçki içmek.
Bunlar şer-i Şerif’in tesbitleri, ben de buna beli dedim.

Şimdi bana bunu izah edermisin !

Üstad Hz leri
Namaz kılmayana ( adamın gözlerinin içine parmağını sokarak ) hain, hainin hükmü merduttur dediği halde,
Aynı Üstad
Başka birisine nasıl olur da kahraman der ?

Yok yaa
En iyisi biz kahve içelim.
☕☕
O zaman size sorularla Risale sitesinin cevabını aynen aktarayım.
Üstad, Adnan Menderes için "İslam kahramanı" diyor, ezanı Arapçaya çevirdiği için. İçki içtiği söylenen biri için bu tabiri kullanmak doğru mudur?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Bazen tek bir amel insanın ebedi hayatını kurtarırken, bazen de insanı helak eder. Bu yüzden yapılan amelin kemiyetinden, yani adet çokluğundan ziyade, keyfiyeti önemlidir. Bazen keyfiyetli bir amel başka kimselerin keyfiyetsiz bin amelinden değerli ve kıymetli olabilir.
Mesela, dindar birisi bir bidata müsaade edip onu yaysa, fasık birisi de bu bidata karşı çıkıp bunu önlese, fasık kimse o dindar kimseden daha kıymetli ve kahramanca bir iş yapmış olur. Ehl-i sünnet alimleri, fasık ama bidata muhalif olan bir kimseyi, dindar ama bidat ehli olan kimselere tercih etmişlerdir.
Çanakkale’de şehit düşen kahramanlardan hayatı farklı çizgilerde gidenler de vardı, ama sonları şehadet ve velayet oldu.
İnsanların akıbetinin nasıl ve ne şekilde sonlanacağını Allah bilir. Adnan Menderes bidati kaldırdı, bunun mukabilinde de asılarak idam edildi. İnşallah günahlarına kefaret olur. Yapmış olduğu kahramanane bir amel, belki onun necatına ve kurtulmasına sebep olacaktır. Hüküm Allah’ındır, biz ise hüsnüzanna memuruz.
 

Muallem.

Sp Kullanıcı
18 Ara 2020
1,416
5,252
Adnan Menderes ve arkadaşları
Ülkeyi saran küfre karşı siper olup, mücadeleleri küfür ile olmuştur.
Üstad Bunlara “ dindar demokratlar “ diyor.

Hayatın menfi olaylarına karşı hayatını kapatan, menfi bir mesele ona söylenmek istendiği zaman onları konuşturmayıp susturan Üstad hazretleri ne Menderes’in ne de başkasının olası günahları ile ilgilenmemiştir.
Onların şeairi İslamiyete yaptıkları hizmetlerini tebrik edip onlara İslam kahramanı gözü ile bakmış ve onları öyle taltif etmiştir.

Şurasını Unutmayın !
Üstad hazretleri
Namaz kılmayan,
Aşikar içki içmekten çekinmeyen,
Derdi davası islam olmayan birisine İSLAM kahramanı demez.

İslam kahramanı dedikleri ;
Samimi müslümanlar olup, derdi ve davası ilam olan , her insanda olduğu gibi hatadan günahtan beri olmayan Dindar Menderes ve arkadaşlarıdır.

Eklediğiniz düşünce
Üstad Hz ve Menderes’i tezyif etmek için istimal edilmek istenen tahripkar dalgalar karşısına konulan bir dalga kırandır.

Saffet ve selamet ve istikamet bu düşüncenin görünmez sayfalarındadır.

Ben kahve içmekte israrlıyım.
☕☕
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,677
Ben söylediğim sözün arkasındayım.@Muallem çok iyi bilir.Bediüzzaman hz.Adnan Menderes'i desteklerdi Adnan Menderes'in dindar kimliği yoktu.Namaz kılmazdı. İçki içerdi.Ama Bediüzzaman hz.Onu İslam kahramanı olarak vasıflandırdı.Ezanı orijinal haline çevirip bir bidati ortadan kaldırdığı için. İyi bir siyasi kimliğe sahip olup ülkeye katkı sağladığı için.Neden desteklediğinin merak edenler devamına bakabilirler.Gelelim asıl meseleye.Ben Ömer Hayyam alimdir demedim.İslam kahramanıdır demedim.Müctehid demedim,müceddid demedim.Hayatını okursanız buluşları,icatları,eserleri yabana atılır şeyler değildir dedim.Bütün bunların yanında onun içki içmesi beni bağlamaz dedim.Halen de diyorum.Felsefik görüşlerinin dine verdiği zarar ise o başlı başına başka bir mevzudur.Hali hazırdaki Müslümanlığın müsebbibini Ömer Hayyam olarak görüyorsanız adamın yaşadığı tarihe bakın ve etkilerine bakın.Bizim sözde Müslümanlığımızın suçlularını başka yerde arayıp vicdan rahatlatma terapisidir bu yaptığımız.
Bu arada sunu diyeyim bazen istemeden de olsa ve konu olarak yazinin hepsini islemeye biliyorum ve ister istemez cok kere kisa kesmis oldugumda olmus ve bizim acimizdan da buda bir mümkündür.

Suan bir konuya deginmissin ve o kisinin bizler durumu halini biliyormuyuz ve biliyorsan onun o hali malum ve bizmiyorsak bizler icinde bir mechul olur simdi bir seye parmak basmissin.

Bu Bediuzzaman degil bir baskasi da olsa onun sözü bize bir ölcü mü ve birde bu taraftan bakmak gerekmiyor mu evet Adanan Menderese dindar biri degil ve olmadigini bizde biliyoruz.

Ona karsi sergilemis oldugunu bu tutumda ve biz konusmak istemesekte ulemadan bunu bilipte sukut etmek isteyen birilerini hakkinda suanda bunu aldim kabul etttim diyeceginide bilmiyorum.

Bizim icin ölcü ne veya ne olacak o iste sizlerde o Ebu Talib denilen kisinin durumunu veya onun hangi konumda oldugunu bilirsiniz ve simdi ona karsida husnu zan mi yapalim ve nasil oldugu ve hangi bir hal üzerinde öldügünü bilmekteyiz.

Simdi böyle bir kimseye Adnan Menderes de olsa kahraman denilmekle oda böyle mi oluyor ve yapmis oldugu bir sey veya sayilacak gibi de olsa farz edilim ki 1 kac tane daha buna benzer seyler de ve bunlarda onun o konumunu veya bulundugu halini degistiriyor mu ve yoksa oldugu gbi oda o hal üzerinde mi kalir.
 
Son düzenleme:

Eylül Başak

Administrator
Yönetici
Adminiçe
31 Mar 2020
18,192
86,238
Hayatın menfi olaylarına karşı hayatını kapatan, menfi bir mesele ona söylenmek istendiği zaman onları konuşturmayıp susturan Üstad hazretleri ne Menderes’in ne de başkasının olası günahları ile ilgilenmemiştir.
İşte bende bunu söylüyorum günlerdir. Başkasının günahından, içki içmesinden bana ne.
Ömer Hayyam'ın içki içmesi beni neden bağlasın.

Semada süzülen bir uçağı göstererek "nevimle iftihar ediyorum" diyen Üstad, o uçağı imal edenlerin imanını mı nazara sundu yoksa maddi terakkinin kimin eliyle olursa olsun gerekliliğini mi?
Avrupa'dan gelen yeni buluşlara bid'at diyen Seyhülislam Ziyaeddin efendinin elektriği dahi bid'at olarak nitelendirmesi üzerine, Bediüzzaman hz. elektrik düğmesini kapatarak cevap vermiştir.
Bediüzzaman hazretleri medeniyetin ancak bilgi ile var olacağını söylüyor ve "benim sözlerimi dahi mihenge vurun" diyor.
Sadece dini ilimler öğrenmenin insanı taassuba, sadece fenni ilimlerin ise insanı dalalet götüreceğini savunan Bediüzzaman hz. hakikatin ikisinin imtizacıyla mümkün olabileceğini söylüyor.

Bunun yanı sıra Aristo, Eflatun, İbn-i Sina, Farabi gibi düşünürlerin açık bir şekilde şirke girdiklerini ifade etmiyor. Tabiat bataklıklarına saplanıp şükrün kapısını bulamadıklarını ifade ediyor. Onları tekfir etmiyor.
Onlara kafir demiyor, adi bir mümin nazarıyla bakıyor.
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,677
Bunun yanı sıra Aristo, Eflatun,İbn-i Sina,Farabi gibi düşünürlerin açık bir şekilde şirke girdiklerini ifade etmiyor.Tabiat bataklıklarına saplanıp şükrün kapısını bulamadıklarını ifade ediyor.Onları tekfir etmiyor.Onlara kafir demiyor, adi bir mümin nazarıyla bakıyor.
Suanda öyle bir sey yazmissin ki ve bunun icin okudugum kitablar tekrar okumam gerekir ve bilsassa Mantik´a dair ve onunla alaki ve de imam Gazali´nin yazmis oldugu ona dair eserlerini.

Ve bu arada acaba bu gibi bir sey Bediuzamandan önce var mi ve olabilirligi acisindan mümkünmüdür diye soruyorum.

Bu isimlerini vermis oldugun kisiler zevat olarak zaten birer filozof da kabul edilir ve kimiside mantikci ve o Mantik denilen seyi ortaya koymus olsa bilene ve bakiyorum ta o ilklerden baslayip gelmissin.
 

Ali

Sp Kullanıcı
15 Eyl 2017
5,923
10,677
Felsefeciler (felâsife): Kendi gayretleriyle araştırdığı felsefede Gazzalî filozofları üç ana grupta toplar:

1- Dehriyyûn (Materyalistler): Allah'ın varlığını ve ruhu inkâr eden; âlemin ezelî ve ebedî (başlangıçsız ve sonsuz) olduğunu ileri sürenlerdir. Bunlar, kâfir ve zındık bir guruptur. 2- Tabîiyyûn (Natüralistler): Gazzâlî'ye göre bunları da inkârcı (zındık) saymak gerekir. Çünkü onlar, âlemi tanıyınca, Allah'ın varlığını kabul ettiler fakat, ruhun ölmezliğini ve ahiret hayatını inkâr ettiler. 3- İlâhiyyun: Gazâlî'ye göre bu gurubun da iman esaslarına uygun bulunan yönlerinin yanında, imanla uyuşmayan tarafları da vardır. Felâsife (felsefeciler) zümresini teşkil eden bunların önde gelenleri, Eflâtun ve Aristoteles'in düşüncelerini İslâm dünyasında devam ettirenlerdir. Gazzâlî'ye göre felsefecilerin en mühim yanlışları, ilâhiyyat konusudur. Aristocu (meşşâî) diye bilinen bu filozoflar, gurubunun Tehâfütü'l-Felâsife (Filozofların tutarsızlığı) adlı ünlü eserinde üç meselede küfre, on yedi meselede de bid'at ve sapıklığa düştüklerini ileri sürer (Gazzâlî, Tehâfütü'l-Felasife (Filozofların tutarsızlığı) çev. H. Bekir Karlığa, İstanbul 1981 s. 14-16). Buna göre felâsife; Kıyamet günü haşrın beden ile olmayacağını yani sadece ruhen vücud bulacağını, Allah'ın âleme ait teferruatı değil de sadece Küllî (genel kanunları bildiği), Üçüncüsü de, âlemin kadîm (ezelî) olduğunu ileri sürdükleri için Gazzâlî'ye göre küfre girmişler yani, İslâm dini açısından inkârcı durumuna düşmüşlerdir.(Samil islam Ansiklopedisi/ Heyet)

Bu konu nerden basliyor ve nerede bitiyor ve bununla alakali olarak yazinin sonunu iyi oku ve üstünde dur.

Ne diyor burda ve aciklamamada gerek yok degil mi felsefecilerin düstükleri o konum ve iki kisinin de ismi geciyor ve Mantik´in kurucusu denilen Aristonun da ismi gecti ve küfre girdiklerinden bahis ediliyor.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: SiyahSancaktaR

Son mesajlar