Ba arada bir de icimizdeki istek üzere suna dair bir kelam edelim ve insanlar bu bakimdanda iki ye ayrilir diye denebilir bir insan var az yönlü ve de diger insan var oda cok yönlü kimisi icin de böyle denip degerlendirelebiliyor ve buda o kisinin az veya cok seyle ilgilinenip kendini egitip yetistirdigine dairdir.
Kimi insan bos vermis ve ilgilenmek istememis veya bir seylere dair tembellik yapmis ve iste bir insan olarak cok yönlü olmak icinde ister istemez insanin cok seylerle ilgilenmesi gerekebiliyor ve bu acidanda insanlar güne bir farklilik arz ediyor.
Cok sukur yüce rabbime bu o ulema icinde var ve bir örnek olarak ona dair konusurken isinin ehli oldugu dal da bir sey denilmiyor ve cok seylerde zikir edilebiliyor ona birisinden bahis ederken alim ve mutekellim derken digeri icin ise örnek olarak muhaddis,fakih,mufessir, ve usulcuda denilebiliyor.
Birisi alim olabilir ve alim olmakla veya söyle diyeyim alim olmak demek bunlarin hepsinde derin veya bunlar gibi seylerde sözlerinin anilmasinida ifade etmeyedebiliyor ve iste alim olmak bunlar hakkinda söz sahibi olup sözünün muteber olmasi baska bir sey olur.
Birde sunu diyeyim alim kisi havass ehlinin en alt tabakasi olur ve iste ilk basamak alim kimseden basliyor alim,allame, muctehid gibi buna birer örnek verebiliriz ve birisi muctehid de olsa mutlak muctehid diger muctehidlerden yukaridadir.
Bir örnek güne ne kadar cok alim var onlarda birer fakih diye anilmiyor ve neden acaba fikih konusunda derin diger fakih alimler gibi degilde ondan iste onlar bu konuda direk isin ehli ve ilimler bu sadece alim olan kisilere uranlada fazla olur ve bunu kendileride bilir.
Genel olarak birisi kendini bu ve diger konularda ilerletip derinlestirmemisse ister istemez ve iste her alim gibi öyle olup kaliyor vede buna binaen bazi zevat o ulema sinifindan kendini vermis ve bu dalda uzun bir zahmet cekmis sonra iste yukardaki bahis etmis oldugumuz o ilim dallarindan birinde veya o bir kacinda isin erbabi ve ilimde derin o ulema sinifina dahil olmustur.
Bak iste son devir Osmanli Devletinin ulemasi icinde kimseye direk olarak bir fakih denilmiyor ve deniliyorsa fakihla ilglendigi ve ona dair ilminden dolayi onu seven veya kiymet veren kiside kendisini böyle anmayi gerek duymus olabilir ve diger taraftan ise iste bunu ulema kabul eder ki İbn-i Abidin bir fakihdir.