Müslümanın Seyahat Etmesi İçin 11 Neden

Mutlu

Sp Kullanıcı
25 May 2018
277
24
[h=1]Müslümanın Seyahat Etmesi İçin 11 Neden[/h]

İster ailemle, arkadaşlarımla ya da yalnız olsun; keşfetmek, fotoğraf çekmek, egzotik yerlerdeki ilginç şeyleri kayıt altına almak ve yol boyunca çektiğim garip selfilerle meraklıları kıskandırmak gibi önüme çıkan her türlü fırsata atlıyorum (Aslında egzotik yerlere çok nadiren giderim ve hala telefonumun selfi özelliğini kullanma konusunda sıkıntılar yaşıyorum; gerçi karım ve kızım ihtiyaç olduğunda hali hazırda bekliyorlar!). Fakat zor zamanlarda yaşayan bir Müslüman seyahat yazarı olarak, ben seyahat etmeyi bir eğitim ve manevi hayatı değiştiren bir tecrübe olarak tamamen farklı bir boyutta görmeye başladım. Ve şuan ayrıca neden İslam tarafından seyahat etmenin bu kadar desteklediğinin farkına varıyorum. Başka neden ibadetlerimizi daraltabilelim? Fakat benim anlamadığım şey neden seyahat etmeye gönüllü Müslüman sayısı bu kadar az. Ve beni mesajlarınızla ve selfilerinizle Dubai’ den ve Şam’dan bombardıman etmeden önce, şunu açıklığa kavuşturalım: Bütün beklentilerinizin ve rahatınızın sağlandığı turistik bir yere olan bir tatil paketi seyahat değil tatildir. Ben inanıyorum ki bütün Müslümanlar gerçekten usulüne uygun ve bağımsız bir şekilde seyahat etmeli ve işte neden seyahat etmemiz gerektiğine dair 11 neden (İbadetlerimizi daraltabilmenin dışında, yani aslında teknik olarak 12!):

[h=4]1. Hac (Umre)[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Seyahat İslam’ın pek çok manevi yönünün tamamlayıcısıdır. En bariz olanı ise İslam’ın beş şartından biri olan hacca gitmek. Bir de tavsiye edilen bir başka dini yolculuk olan, Hacca gitmek kadar manevi hayatı değiştiren bir tecrübe olarak kabul edilen, Müslüman seyyah Ibn Battuta ve hatta Victoria dönemi seyyahı Richard Burton’ un biyografilerinde yazdıkları Umre var ki bu dini yolculukların her ikisi de Müslümanların Mekke’ye seyahatini gerektiriyor. Hac ve Umre ayrıca Kabe’yi tavaf etme, Safa ve Merve arasında yürüme, Mina, Arafat Dağı ve Müzdelife’ ye yolculuk (Sadece Hac’ da) gibi pek çok dini gelenekleri de içerisinde barındırmaktadır. Bu emirlerin her birinde, seyyah hareket halinde iken düşünür ve tevekkül eder.


[h=4]2. Peygamber[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Seyahat onu pek çok şeyin yanı sıra bilgiyi aramanın temel yolu olarak gören Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından açıkça desteklenmiştir. “Çin’de bile olsa bilgiyi arayınız.” gibi hep alıntılanan kalıplaşmış sözler bunu desteklemektedir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendisi de ayrıca içinde Yedi Cennet’e doğru yükseldiği, kendisinden önceki peygamberlerle tanıştığı ve günlük ibadetlerimizle ilgili Allah’tan talimat aldığı Miraç ya da gizemli ‘gece yolculuğu’ olarak bildiğimiz manevi değeri oldukça yüksek olan bir yolculuğu tecrübe etmişlerdir. Pek çok alimin onun Medine’ye göçünden önce olduğuna inandığı bu yolculuk, onun kararlılığını güçlendirmeyi ve kendi peygamberliğine olan inancını artırmayı amaçlamıştır. Son olarak, Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) gelişim zamanlarının çoğu bütün Orta Doğu’yu aile kafilesi ile seyahat etmesiyle geçmiştir. Bu seyahatlerin pek çoğu daha sonra onun farklılıklara olan saygısı ve diğer kültürlere olan empatisi üzerinde çok büyük bir rol oynamıştır.


[h=4]3. Seyahat etme geleneği[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Müslümanlar tecrübeleri ile değiştirilemez bir şekilde dönüşüme uğramış uzun bir ünlü seyyahlar hattından gelmektedir. Bu hat, Morocco Tangier’de doğmuş ve 1325 yılında sadece 21 yaşındayken (bazıları eğitimine bir sene ara verdiğini söylüyor) hac için yola çıktıktan sonra 30 yıl boyunca seyahat etmiş dünyanın en çok seyahat etmiş insanı olan Ibn Battuta’yı da kapsamaktadır. Müslüman bilim adamları seyahat etmenin ve Sunni Muhaddith ile Muhammed al Bukhari gibi bilgi edinmek için uzun yollar kat etmenin önemli olduğuna inanıyorlar. Son olarak, karakterlerini değiştiren ve kararlılıklarını güçlendiren manevi yolculuklara girişimde bulunmuş birçok peygamber vardır. Bunlardan en çok bilineni Hz Musa’ nın Hızır (a.s) ile yaptığı yolculuktur.


[h=4]4. Seyahatin Maneviyatı[/h][h=4][/h][h=4][/h]


‘’ Dünyada sanki bir garîb (gurbette olan yabancı), hattâ yoldan geçen bir yolcu imişsin gibi ol’’, bu ünlü hadis fani dünyaya bağlılık hakkındadır ve bu yüzden de islamdaki (ve diğer inançlardaki) her manevi gelenek, ‘gezinmeyi ve ‘seyahat etmeyi’ ruhu eğitmenin bir parçası olarak bünyesinde barındırmaktadır. Bunun asıl amacı ise dünya hayatına olan bağlılığı azaltmaktır, mesela; ruha bunu değişik göster ve dolayısıyla daha büyük bir ahiret anlayışına sahip ol. Onun ruhsal badirelerini takip ederek, genelde ‘İslamın kanıtı’ olarak adlandırılan ortaçağın büyük ilahiyatçısı Gazzali böyle bir yolculuğa girişmiştir.


[h=4]5. Allah Sevgisi[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Seyahat yoluyla Allah’ı daha iyi tanırız, bu kadar basit. Ben en manevi anlarımı sıradağlara, bir çöle, göle ya da günlük koşuşturmaca içindeki insanlığa bakarken edindim. Seyahat bildiğimizi sandığımız şeyleri bilinmez hale getirir ve böylelikle Allah’ın yarattıklarının kadrini daha iyi anlamamızı sağlar. Kur’an boyunca, ayetler insanoğluna Cennette ve Dünya’da nelerin yaratıldığını düşünmesini emreder. Bunu seyahatten daha iyi sağlayabilecek ne var elimizde?


[h=4]6. Cehaletin Ölümü ve Tevazunun Doğuşu[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Cehaleti şu hayatta hiçbir şey gerçek hayat deneyimleri gibi ortadan kaldıramaz. Medya ile yoğurulmuş gittikçe küreselleşen dünyada, Dünya’nın bir ucunda oturup, diğer ucundaki insanları yargılamak bize hep daha kolay gelmiştir. Videoları, haber parçalarını ve resimleri kullanarak bir insanı ya da bir yeri sadece medyanın bize sunduğu haliyle bildiğimize mağrurca inanmak kolaydır. Fakat, medyanın kendisi zaten gerçekliğin ortasındadır ve bu gerçekliğin sadece bir temsilidir, gerçeğin kendisi değildir. Daha önce yargıladığımız ve bildiğimizi sandığımız yerlere seyahat etmek bunun fark etmenin en iyi yoludur çünkü bu seyahat bize aslında ne kadar yanılabildiğimizi gösterir ve cehaletimizi gün yüzüne çıkarır. Seyahat bize aslında ne kadar az bildiğimizi gösterir.


[h=4]7. Kendinizi Tanıyın[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Seyahat etmiş herhangi biri ile konuş, özellikle de tek başına seyahat edenlerle, kendilerine olan güvenleri, açık fikirlilikleri ve kendilerini son derece biliyor gibi görünmeleri aklını başından alacak. Seyahat daha iyi bir sen ortaya çıkarır çünkü seni rahatlık alanının dışına çıkarır ve seni kim olduğun, neden sen olduğun ve ne olduğun hakkında sorular sormaya iter. Müslümanlar olarak, biz inanıyoruz ki bir gün yaratıcımızın karşısında tek başımıza kalacağız ve sorguya çekileceğiz. Seyahat sizin kendinizi toplumun, kültürün, dinin ve ailenin beklentileri olmadan sorgulamanızı mümkün kılar. Daha önce bunu yapmış olanlar sadece kendi beklentilerinize sahip olmaktan daha özgürce bir şey olmadığını söyleyeceklerdir. Fakat şunu unutmayın ki aslında çokta kendinize ait beklentinizin olmadığını anladığınız ilk an çok korkutucu olabilir.


[h=4]8. 'Yeni' Bir Şeyler Keşfedin[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Dünya keşfedilmeyi bekleyen şaşırtıcı deneyimlerle dolu şaşırtıcı bir yer. Hazır buradayken bunların bir kısmının tadını çıkarmamak tam bir kayıp. Seyahat etmenin giderek ucuzlaştığı ve seyahate gereken parayı bulma yollarının bu kadar kolaylaştığı bir çağda Dünya’yı bir kerecik de olsa görmemek için çokta bir bahane kalmıyor. Yapmayacak olanlar ise ne Machu Picchu gibi insan yapımı bir antik şaheser üzerinde güneşin doğuşunu görebilecekler, Sahra Çölü gibi bir doğa harikasının sessizliğini asla dinleyebilecekler ne de Bangladeşli köy çocukları tarafından tazece dallarından sallanmış yıldız meyvesinin tatlılığını tadabilecekler.


[h=4]9. Sahip Olduklarına Şükret[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Biz her zaman ebeveynlerimizi, kardeşlerimizi ve evimizi bize zaten verilmesi gereken bir hakmış gibi görürüz. Fakat yolda geçirilen bir kaç ayın ardından annenizin ev yemeğinin ya da babanızın sıkıcı hikayelerinin tadının bir başka geldiğini fark edeceksiniz. Bir aylık trenle Avrupa seyahatinden sonra geri döndüğünde fark edeceksin ki kız kardeşin aslında sandığın kadar sinir bozucu değil ya da büyük abin göründüğü kadar baskıcı değilmiş. ‘Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur’ derler, fakat siz sonunda anlarsınız ki bunun asıl anlamı Allah’ın size bahşettikleridir.


[h=4]10. İnsanlığa olan inancınızı geri kazanma[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Bir gün, güvenilmesi zor gibi görünen bir Dünya’da doğanlar için seyahatlerimdeki yabancıların nezaketini anlattığım bir kitap yazacağım. Benim insanlığa olan inancımı yeniden kazanmamı sağlayan şey seyahattir.

Ailemi ve beni, Umman’a götürecek olan son otobüse yetiştirmek için bir dağın tepesine kadar arabasıyla bırakan Toskana tepelerindeki romanlardan tutun, bizi anında Türkiye’nin kırsal kesimlerine doğru bir yolculuğa çıkaran ve hemencecik sevdiğimiz Türk’e kadar. Bütün dünya çapında pek çok yabancıyla güzel anlar yaşadım ve farkına vardım ki insanlar aslında muhteşemler. 1980***8242; lerde Londra’nın yoksul kesiminde büyümek; hayali bile zordur. Fakat şuan biliyorum ki Dünya’daki insanların çok büyük bir çoğunluğu şefkatli, muhteşem ve saygılı insanlar; ki bunlar ‘insan olmak’ dediğimiz şeyin ta kendisi.


[h=4]11. İslami Tarihi[/h][h=4][/h][h=4][/h]


Seyahatle gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen o kadar çok İslami tarih var ki! Pek çoğunuz biliyorsunuz ki ben seyahatlerimi sadece bunun için yapıyorum ve daha önceden Avrupa’nın unutulmuş Müslüman mirası hakkında Müslüman Drakula’nın keşfi ve ana dilin Arapça olduğu Latin adası ya da Osmanlı İmparatorluğu’nu yönetmek için büyüyen Hristiyan çocuğun hikayesi (ve bunlar benim eleyerek önünüze sunduğum büyük bir buzdağının sadece küçük bir kısmı) gibi duyulmamış rivayetleri bildirmiştim. İslam tarihinde önem atfeden yerlere seyahat ederek, bu ister Medine olsun ister İspanya’daki Kordoba olsun, kökenlerimize, geçmişimize ve mirasımıza daha da yaklaşıyoruz. Sadece nerden geldiğimizi bilerek gerçek manada nereye gideceğimizi bilebiliriz.


Suffagah.com


 

Son mesajlar