Prof.Dr. Kemal SAYAR
Öz-şefkat, kendini şımartmak değildir: Bakın, nasıl deneyeceksiniz.
01.04.2021
Christina Chwyl
Philadelphia'daki Drexel Üniversitesi'nde klinik psikoloji doktora öğrencisi ve sanatçıdır.
Lise sınıf arkadaşlarımdan birinin, banyo aynasının önünde kendine tekrar tekrar “aptal” deyişini duyduğum zamanı asla unutmayacağım. Sesi duyduğumda, omurgamdan aşağı bir titreme hissetmiştim. Onun, her zaman, okuldaki en nazik insanlardan biri olduğunu düşünmüşümdür. Yalnız olduğunu düşündüğü bir anda, kendine karşı bu kadar acımasız davranmasından şok olmuştum.
Küçük yaşlardan itibaren, başka insanlar için nasıl iyi bir arkadaş olunacağını öğreniriz. Anaokulunda ya da yuvalarda bize paylaşmak, işbirliği yapmak ve birlikte oynamak öğretiliyor. Diğer çocuklara aptal, zavallı ya da 'osuruk suratlı' diyen çocuklar hemen uyarılır ya da bir süre ortak ortamdan uzaklaştırılırlar. Sonuç olarak, altın kurala uymayı öğrenerek büyürüz: "Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, başkalarına da öyle davranın."
Buna karşılık, çoğumuz, kendimizle nasıl arkadaş olacağımız konusunda hiçbir rehberlik almıyoruz. Aslında, kendimize nezaketle davranmanın ne anlama geldiğine dair aksi izlenim yaratan mesajlar almış bile olabiliriz. Muhtemelen, kendimize karşı nazik olmanın, kendine düşkünlük, tembellik veya zayıflık olduğuna inanmaya başlamışızdır.
Eğitimini sürdüren bir klinik psikolog olarak, böyle bir kendini-azarlama davranışının yaygın olduğunu keşfettim. Örneğin, insanlar genellikle kendi bedenlerini, iş performanslarını veya ebeveynlik yeteneklerini, başkalarına asla uygulamadıkları standartlara göre yargılarlar. Pek çok insan, kendilerine, normalde arkadaşlarına veya aile üyelerine ve hatta hoşlanmadıkları kişilere dahi asla söylemeye cesaret edemeyecekleri isimler yakıştırırlar.
Psikolojik "öz-şefkat" kavramının tartışmalı bir hal alması biraz şaşırtıcıdır. Öz şefkat, temelinde, kendinize de, sevdiklerinize davrandığınız aynı nezaket ve anlayışla davranmayı içerir. Merhametin bir başkasının acısını fark etmekle başladığı gibi, öz-şefkat de kendi çektiğiniz acıyı fark etmenizle başlar. Texas Üniversitesi'nde önde gelen araştırmacılardan Kirstin Neff'e göre, öz-şefkat içeren bir yanıt, üç kritik bileşene sahiptir
01.04.2021
Christina Chwyl
Philadelphia'daki Drexel Üniversitesi'nde klinik psikoloji doktora öğrencisi ve sanatçıdır.
Lise sınıf arkadaşlarımdan birinin, banyo aynasının önünde kendine tekrar tekrar “aptal” deyişini duyduğum zamanı asla unutmayacağım. Sesi duyduğumda, omurgamdan aşağı bir titreme hissetmiştim. Onun, her zaman, okuldaki en nazik insanlardan biri olduğunu düşünmüşümdür. Yalnız olduğunu düşündüğü bir anda, kendine karşı bu kadar acımasız davranmasından şok olmuştum.
Küçük yaşlardan itibaren, başka insanlar için nasıl iyi bir arkadaş olunacağını öğreniriz. Anaokulunda ya da yuvalarda bize paylaşmak, işbirliği yapmak ve birlikte oynamak öğretiliyor. Diğer çocuklara aptal, zavallı ya da 'osuruk suratlı' diyen çocuklar hemen uyarılır ya da bir süre ortak ortamdan uzaklaştırılırlar. Sonuç olarak, altın kurala uymayı öğrenerek büyürüz: "Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, başkalarına da öyle davranın."
Buna karşılık, çoğumuz, kendimizle nasıl arkadaş olacağımız konusunda hiçbir rehberlik almıyoruz. Aslında, kendimize nezaketle davranmanın ne anlama geldiğine dair aksi izlenim yaratan mesajlar almış bile olabiliriz. Muhtemelen, kendimize karşı nazik olmanın, kendine düşkünlük, tembellik veya zayıflık olduğuna inanmaya başlamışızdır.
Eğitimini sürdüren bir klinik psikolog olarak, böyle bir kendini-azarlama davranışının yaygın olduğunu keşfettim. Örneğin, insanlar genellikle kendi bedenlerini, iş performanslarını veya ebeveynlik yeteneklerini, başkalarına asla uygulamadıkları standartlara göre yargılarlar. Pek çok insan, kendilerine, normalde arkadaşlarına veya aile üyelerine ve hatta hoşlanmadıkları kişilere dahi asla söylemeye cesaret edemeyecekleri isimler yakıştırırlar.
Psikolojik "öz-şefkat" kavramının tartışmalı bir hal alması biraz şaşırtıcıdır. Öz şefkat, temelinde, kendinize de, sevdiklerinize davrandığınız aynı nezaket ve anlayışla davranmayı içerir. Merhametin bir başkasının acısını fark etmekle başladığı gibi, öz-şefkat de kendi çektiğiniz acıyı fark etmenizle başlar. Texas Üniversitesi'nde önde gelen araştırmacılardan Kirstin Neff'e göre, öz-şefkat içeren bir yanıt, üç kritik bileşene sahiptir