Peygamber Örnekliğinde İslam’da Çocuk Eğitimi

Beste

Sp Kullanıcı
10 Şub 2017
1,574
493
d) Rasulullah, bir hadise göre, koşu yarışı yapan çocukları görünce o da aralarına karışır, onlarla beraber yarışır. Yarışı kazananı ödül olarak devesinin üzerine alır ve Medine sokaklarında gezdirir ve onunla sohbet eder. Bu yaklaşım da mükafat ve eğitimde tek düzeliği aşmak konusunda önemli bir açılımdır.

e) Rafi Bin Amr anlatır: Ben küçükken Ensar'ın hurmalarını taşlıyordum. Beni yakalayıp Rasulullah'a götürdüler. Bana sordu. "Niçin başkasının hurmalarını taşlıyorsun?" "Açlık sebebiyle" dedim. Bunun üzerine "taşlama, kendiliğinden yere düşenleri ye" dedi. Ve sonra "Allah seni doyursun" diye bana dua etti.

f) Bir çocuk müezzinin taklidini yapıyor ve ezanla alay ediyordu. Hz. Peygamber o çocuğu yanına çağırarak sanki ezanla alay ettiğini anlamamış gibi ciddi bir tavırla "Haydi bize de bir ezan oku" dedi. Çocuk utandı ve bunun üzerine güzelce ezan okudu. Rasulullah çocuğun sırtını sıvazladı ve cebine biraz para koyup "Mübarek olsun" dedi. Çocuk şaşırmış ve sonra yıllarca Mekke'de müezzinlik yapmıştı.

kırıcı değil yapıcı olmalıyız Efendimiz s.a.v gibi​

g) Annelerin çok sık yaptığı hatalardan birisine tekabül eden Rasulullah'tan örnek bir uygulamayla ilgili bir rivayeti özetleyelim: Medine'de bir anne sokağa kaçan çocuğunu eve getirebilmek için "Gel bak sana ne vereceğim" der. Olaya şahit olan Rasulullah sorar: "Çocuğa ne vereceksin?" Anne hurma vermek istediğini söyleyince de peygamber uyarır. "Dikkat et sana gelir de bir şey vermezsen doğru yapmamış olursun..."

Çocuklarımızı kandırmayalım inşallah burası çok önemli​

h) Tirmizi'nin aktardığı bir rivayete göre "Çocuklarınızı 7 yaşına geldiği zaman namaza alıştırın. Eğer 10 yaşına geldiğinde kılmazlarsa yaptırım uygulayın." diyen Rasulullah, çocuklar için hem teşvik hem de uygun bir müeyyide yönteminin var olacağını bize hatırlatmaktadır.

(Kütüb-ü Sitte'de geçen bu rivayetleri, Ayraç Yayınları'ndan Said Alpsoy'un "Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed" ve İnsan Vakfı Yayınları'ndan Bekir Demir'in "Hz. Peygamber ve Çocuk Eğitimi" adlı kitaplardaki hadisler arasından seçerek özetledik.)

Devam edeceğim​
 

Beste

Sp Kullanıcı
10 Şub 2017
1,574
493
Bu ve benzer rivayetlerde dikkat çeken vurgulara bir kez daha değinebiliriz:

1. Peygamberimiz çocuklara hoşgörü ile yaklaşmış, ilgi göstermiş, şakalaşmıştır. "Yavrucuğum..." gibi sıcak ifadeler kullanmıştır.

2. Peygamberimiz çocuklara taklit yoluyla eğitim yolunu açmıştır. Buhari ve Tirmizi'nin aktarımlarına göre, Rasulullah İbn Abbas'ın kendisine bakarak abdest alması ve Enes'i ve arkadaşını namaza çağırıp kendisine bakarak namaz kılmalarını sağlamıştır.

Boşuna denmiyor çocuklar kamera gibidir diye : )​

3. Rasulullah'ın çocukların 7 yaşında namaza alıştırılması ve 10 yaşına vardıklarında namaz kılmazlarsa yaptırım uygulamaya daveti, kontrollü bir disiplin gerekliliğine işarettir.

4. Tirmizi'deki hadise göre "Rasulullah, bir çocuğa eve girdiğinde ev halkına selam vermesini tavsiye etmiş ve bu selamla hem kendisinin hem de ailesinin hayır bulacağını eklemiştir." Peygamberimizin çocuklarla ilgili bu tür yaklaşımları, hayatın içindeki uygulamalarla irtibatlı ikna temelli eğitim örnekliğidir.

5. Rasulullah, çocuk eğitiminde mükafatlandırmayı sosyal ilişki ağırlıklı da gerçekleştirmiştir.

6. İbn Mace'nin aktarımına göre Rasulullah, içlerinde çocukların da bulunduğu bir toplulukla bir vadiden veya bir yokuştan geçerken, bu hangi vadi ya da bu hangi yokuş gibi sorularla soru cevap şeklinde grup ve çevre eğitimine örneklik oluşturmuştur.

7. Rasulullah'ın çocuk eğitiminde tedricilik ve sabır faktörüne özen gösterdiğini söyleyebiliriz. Çünkü o hikmetle davranan bir Rasul'dü ve tedricilik de insan fıtratına en uygun eğitim metodudur. Kur'an-ı Kerim 23 senede tamamlanmıştır. Namaz örneği bunun en iyi uygulamasıdır.

Hadis rivayetlerini öncelikle çocuğa yaklaşımla ilgili Kur'an ayetleri ve Kur'an bütünlüğü ışığında değerlendirmeliyiz. Ancak Kur'an bütünlüğünden bakıldığında bize önemli katkılar ve örneklikler sağlayan rivayetler yanında, Kur'an nasslarıyla bağdaşmayan rivayetler de söz konusudur

İbn Hacer'in aktardığı bir rivayete/hadise göre "Tahnik" [çiğneme]ten bahsedilmektedir. Bu rivayete göre Peygamber yeni doğan çocuğa, ağzında bir hurmayı çiğnedikten sonra yedirir. Rasulullah hurmayı güzelliği, yumuşaklığı, tatlılığı itibariyle Müslümana benzetirmiş. Tahnikte bulunan kişi faziletli biriyse o çocuk da faziletli biri olurmuş. Oysa bu rivayet, sanki Hıristiyan kültürünün vaftizini hatırlatmakta ve Rasulullah'ın misyonunu küçük düşürmektedir.

Ben bunu bilmiyordum​

Yine Peygamberin sünneti adı altında fıtri olarak solak olan bir çocuğa zorla sağ eliyle yemek yedirilmesi vb. davranışlarda bulunulması da Peygamberin sünnetinin gereği gibi algılanmamasından kaynaklanmakta, "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın" hükmü unutulmaktadır

Bazı rivayetlerde de çocuklarla oynayan Hz Peygamber, onlara hiç kızmamış, uyarıda bulunmamış ve disiplin uygulamamış gibi gösterilmektedir.

Himm​

Oysa Buhari ve Müslim'in ortak rivayet ettikleri bir hadise göre Rasulullah, torunu Hasan ve Hüseyin yanında oynarken bunlardan birisi, orada zekat ve sadaka olarak toplanmış olan hurmadan yemek için ağzına atar. Bunu gören Rasulullah ona şöyle dikkatlice, uyaran bakışlarla bakınca çocuk hemen hurmayı ağzından çıkarır.

Devam edeceğim :kahve:
 

Qasem

Sp Kullanıcı
18 Şub 2017
3,530
527
d) Rasulullah, bir hadise göre, koşu yarışı yapan çocukları görünce o da aralarına karışır, onlarla beraber yarışır. Yarışı kazananı ödül olarak devesinin üzerine alır ve Medine sokaklarında gezdirir ve onunla sohbet eder. Bu yaklaşım da mükafat ve eğitimde tek düzeliği aşmak konusunda önemli bir açılımdır.

e) Rafi Bin Amr anlatır: Ben küçükken Ensar'ın hurmalarını taşlıyordum. Beni yakalayıp Rasulullah'a götürdüler. Bana sordu. "Niçin başkasının hurmalarını taşlıyorsun?" "Açlık sebebiyle" dedim. Bunun üzerine "taşlama, kendiliğinden yere düşenleri ye" dedi. Ve sonra "Allah seni doyursun" diye bana dua etti.

f) Bir çocuk müezzinin taklidini yapıyor ve ezanla alay ediyordu. Hz. Peygamber o çocuğu yanına çağırarak sanki ezanla alay ettiğini anlamamış gibi ciddi bir tavırla "Haydi bize de bir ezan oku" dedi. Çocuk utandı ve bunun üzerine güzelce ezan okudu. Rasulullah çocuğun sırtını sıvazladı ve cebine biraz para koyup "Mübarek olsun" dedi. Çocuk şaşırmış ve sonra yıllarca Mekke'de müezzinlik yapmıştı.

kırıcı değil yapıcı olmalıyız Efendimiz s.a.v gibi​

g) Annelerin çok sık yaptığı hatalardan birisine tekabül eden Rasulullah'tan örnek bir uygulamayla ilgili bir rivayeti özetleyelim: Medine'de bir anne sokağa kaçan çocuğunu eve getirebilmek için "Gel bak sana ne vereceğim" der. Olaya şahit olan Rasulullah sorar: "Çocuğa ne vereceksin?" Anne hurma vermek istediğini söyleyince de peygamber uyarır. "Dikkat et sana gelir de bir şey vermezsen doğru yapmamış olursun..."

Çocuklarımızı kandırmayalım inşallah burası çok önemli​

h) Tirmizi'nin aktardığı bir rivayete göre "Çocuklarınızı 7 yaşına geldiği zaman namaza alıştırın. Eğer 10 yaşına geldiğinde kılmazlarsa yaptırım uygulayın." diyen Rasulullah, çocuklar için hem teşvik hem de uygun bir müeyyide yönteminin var olacağını bize hatırlatmaktadır.

(Kütüb-ü Sitte'de geçen bu rivayetleri, Ayraç Yayınları'ndan Said Alpsoy'un "Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed" ve İnsan Vakfı Yayınları'ndan Bekir Demir'in "Hz. Peygamber ve Çocuk Eğitimi" adlı kitaplardaki hadisler arasından seçerek özetledik.)

Devam edeceğim​
Muhteşem değiniler Allah razı olsun :)

Sevgi Platformu
 

Qasem

Sp Kullanıcı
18 Şub 2017
3,530
527
Bu ve benzer rivayetlerde dikkat çeken vurgulara bir kez daha değinebiliriz:

1. Peygamberimiz çocuklara hoşgörü ile yaklaşmış, ilgi göstermiş, şakalaşmıştır. "Yavrucuğum..." gibi sıcak ifadeler kullanmıştır.

2. Peygamberimiz çocuklara taklit yoluyla eğitim yolunu açmıştır. Buhari ve Tirmizi'nin aktarımlarına göre, Rasulullah İbn Abbas'ın kendisine bakarak abdest alması ve Enes'i ve arkadaşını namaza çağırıp kendisine bakarak namaz kılmalarını sağlamıştır.

Boşuna denmiyor çocuklar kamera gibidir diye : )​

3. Rasulullah'ın çocukların 7 yaşında namaza alıştırılması ve 10 yaşına vardıklarında namaz kılmazlarsa yaptırım uygulamaya daveti, kontrollü bir disiplin gerekliliğine işarettir.

4. Tirmizi'deki hadise göre "Rasulullah, bir çocuğa eve girdiğinde ev halkına selam vermesini tavsiye etmiş ve bu selamla hem kendisinin hem de ailesinin hayır bulacağını eklemiştir." Peygamberimizin çocuklarla ilgili bu tür yaklaşımları, hayatın içindeki uygulamalarla irtibatlı ikna temelli eğitim örnekliğidir.

5. Rasulullah, çocuk eğitiminde mükafatlandırmayı sosyal ilişki ağırlıklı da gerçekleştirmiştir.

6. İbn Mace'nin aktarımına göre Rasulullah, içlerinde çocukların da bulunduğu bir toplulukla bir vadiden veya bir yokuştan geçerken, bu hangi vadi ya da bu hangi yokuş gibi sorularla soru cevap şeklinde grup ve çevre eğitimine örneklik oluşturmuştur.

7. Rasulullah'ın çocuk eğitiminde tedricilik ve sabır faktörüne özen gösterdiğini söyleyebiliriz. Çünkü o hikmetle davranan bir Rasul'dü ve tedricilik de insan fıtratına en uygun eğitim metodudur. Kur'an-ı Kerim 23 senede tamamlanmıştır. Namaz örneği bunun en iyi uygulamasıdır.

Hadis rivayetlerini öncelikle çocuğa yaklaşımla ilgili Kur'an ayetleri ve Kur'an bütünlüğü ışığında değerlendirmeliyiz. Ancak Kur'an bütünlüğünden bakıldığında bize önemli katkılar ve örneklikler sağlayan rivayetler yanında, Kur'an nasslarıyla bağdaşmayan rivayetler de söz konusudur

İbn Hacer'in aktardığı bir rivayete/hadise göre "Tahnik" [çiğneme]ten bahsedilmektedir. Bu rivayete göre Peygamber yeni doğan çocuğa, ağzında bir hurmayı çiğnedikten sonra yedirir. Rasulullah hurmayı güzelliği, yumuşaklığı, tatlılığı itibariyle Müslümana benzetirmiş. Tahnikte bulunan kişi faziletli biriyse o çocuk da faziletli biri olurmuş. Oysa bu rivayet, sanki Hıristiyan kültürünün vaftizini hatırlatmakta ve Rasulullah'ın misyonunu küçük düşürmektedir.

Ben bunu bilmiyordum​

Yine Peygamberin sünneti adı altında fıtri olarak solak olan bir çocuğa zorla sağ eliyle yemek yedirilmesi vb. davranışlarda bulunulması da Peygamberin sünnetinin gereği gibi algılanmamasından kaynaklanmakta, "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın" hükmü unutulmaktadır

Bazı rivayetlerde de çocuklarla oynayan Hz Peygamber, onlara hiç kızmamış, uyarıda bulunmamış ve disiplin uygulamamış gibi gösterilmektedir.

Himm​

Oysa Buhari ve Müslim'in ortak rivayet ettikleri bir hadise göre Rasulullah, torunu Hasan ve Hüseyin yanında oynarken bunlardan birisi, orada zekat ve sadaka olarak toplanmış olan hurmadan yemek için ağzına atar. Bunu gören Rasulullah ona şöyle dikkatlice, uyaran bakışlarla bakınca çocuk hemen hurmayı ağzından çıkarır.

Devam edeceğim :kahve:
Bu güzel hatırlatmalar için Allah razı olsun :)

Sevgi Platformu
 

Beste

Sp Kullanıcı
10 Şub 2017
1,574
493
Estağfurullah biraz geç oldu bunlari, benim için öğrenmekte hayırlısı.
Ecmaîn Sayın [MENTION=31]Qasem[/MENTION]
 

Beste

Sp Kullanıcı
10 Şub 2017
1,574
493
Perspektifin Uygulanma Sorunu

Çocuklarla ilgili ayetlere yaklaştığımızda iki önemli husus öne çıkmaktadır:

a) Çocuk sevgimizi, imtihan sorumluluğumuz ile dengede tutmalıyız.

b) Hududullahı, ibadi ölçüleri çocuklarımıza öğretmeli ve "hayırlı nesil" olabilmeleri için müminlerin ahlakı ve eğitimiyle ilgili ayetlerden çıkarımlarda bulunmalıyız.

Sahih rivayetlerden yararlanırken, Rasulullah'ın çocuk fıtratına uygun davranışlar içinde olduğunu da gözeterek (yarış, mükafat, affetme, yumuşak uyarı, sohbet, birlikte gezme gibi) günümüz şartlarında (köyde, kasabada, modern sitelerde, büyük şehrin mahallelerinde) zorunlu eğitime tabi olmuş, medya bombardımanına maruz kalmış ve tüketim kültürüne sokakta, okulda hatta evde muhatap olmuş çocuğa/çocuk fıtratına uygun ve yabancılaşmasını engelleyecek nasıl bir yaklaşım içinde olmamız gerektiğini bir "İlmihal" konusu olarak tartışmalı ve istişari planda geliştirmeliyiz.

Çağdaş çocuk ilmihaline olan ihtiyacımız beslenme ve sağlık bilgisinden daha çok eğitim, kültür, oyun, eğlence, spor ekseninde, hem çağın dayatmalarını aşacak hem de çocuk fıtratıyla bağdaşacak şekilde üretilmelidir. Bu üretimimiz Batılı disiplinlerle çocuk eğitimi, sağlığı ve oyunları üzerine yazılan seküler toplumu gözeten akademik çalışmalarla değil, belki onların ulaştığı tıbbi ve teknik verilerden kontrollü bir şekilde yararlanarak; ama daha çok Kur'an'da belirtildiği ve Rasulullah'a atfedilen sahih hadislerde ortaya çıktığı gibi fıtrata uygun olanı vahye ve vahiy kültürüne göre belirleyerek çözüm üretmeye çalışmalıyız

Çağdaş çocuk ilmihali konumuz, laf olsun kitap yazılsın, satış olsun para kazanılsın diye değil, bir ibadet sorumluluğu olarak ele alınmalıdır.

Bunun için de modern eğitim ve hayat koşullarında çocuk fıtratının maruz kaldığı dış ve çevresel, iç ve ailesel yaklaşımların olumlu ve olumsuz yanları doğru tespit edebilmeli; Kur'an'ın fıtratla ve çocuk yapısıyla ilgili bildirimlerinde ve sahih hadislerde gördüğümüz işaret ve örneklikleri metodolojik donanımı ve hayat perspektifi iyi olan dava insanlarımızla değerlendirerek çözümlemelere yönelmeliyiz.


Güzel örneklikleri birbirimizden alıp şekilsel olarak tekrarlamak kadar, bu güzel örneklikleri farklı sorunlar karşısında yeniden üretmek için, dayanılan perspektifleri ve ölçüleri kavramaya önem vermeliyiz.
 

Qasem

Sp Kullanıcı
18 Şub 2017
3,530
527
Perspektifin Uygulanma Sorunu

Çocuklarla ilgili ayetlere yaklaştığımızda iki önemli husus öne çıkmaktadır:

a) Çocuk sevgimizi, imtihan sorumluluğumuz ile dengede tutmalıyız.

b) Hududullahı, ibadi ölçüleri çocuklarımıza öğretmeli ve "hayırlı nesil" olabilmeleri için müminlerin ahlakı ve eğitimiyle ilgili ayetlerden çıkarımlarda bulunmalıyız.

Sahih rivayetlerden yararlanırken, Rasulullah'ın çocuk fıtratına uygun davranışlar içinde olduğunu da gözeterek (yarış, mükafat, affetme, yumuşak uyarı, sohbet, birlikte gezme gibi) günümüz şartlarında (köyde, kasabada, modern sitelerde, büyük şehrin mahallelerinde) zorunlu eğitime tabi olmuş, medya bombardımanına maruz kalmış ve tüketim kültürüne sokakta, okulda hatta evde muhatap olmuş çocuğa/çocuk fıtratına uygun ve yabancılaşmasını engelleyecek nasıl bir yaklaşım içinde olmamız gerektiğini bir "İlmihal" konusu olarak tartışmalı ve istişari planda geliştirmeliyiz.

Çağdaş çocuk ilmihaline olan ihtiyacımız beslenme ve sağlık bilgisinden daha çok eğitim, kültür, oyun, eğlence, spor ekseninde, hem çağın dayatmalarını aşacak hem de çocuk fıtratıyla bağdaşacak şekilde üretilmelidir. Bu üretimimiz Batılı disiplinlerle çocuk eğitimi, sağlığı ve oyunları üzerine yazılan seküler toplumu gözeten akademik çalışmalarla değil, belki onların ulaştığı tıbbi ve teknik verilerden kontrollü bir şekilde yararlanarak; ama daha çok Kur'an'da belirtildiği ve Rasulullah'a atfedilen sahih hadislerde ortaya çıktığı gibi fıtrata uygun olanı vahye ve vahiy kültürüne göre belirleyerek çözüm üretmeye çalışmalıyız

Çağdaş çocuk ilmihali konumuz, laf olsun kitap yazılsın, satış olsun para kazanılsın diye değil, bir ibadet sorumluluğu olarak ele alınmalıdır.

Bunun için de modern eğitim ve hayat koşullarında çocuk fıtratının maruz kaldığı dış ve çevresel, iç ve ailesel yaklaşımların olumlu ve olumsuz yanları doğru tespit edebilmeli; Kur'an'ın fıtratla ve çocuk yapısıyla ilgili bildirimlerinde ve sahih hadislerde gördüğümüz işaret ve örneklikleri metodolojik donanımı ve hayat perspektifi iyi olan dava insanlarımızla değerlendirerek çözümlemelere yönelmeliyiz.


Güzel örneklikleri birbirimizden alıp şekilsel olarak tekrarlamak kadar, bu güzel örneklikleri farklı sorunlar karşısında yeniden üretmek için, dayanılan perspektifleri ve ölçüleri kavramaya önem vermeliyiz.
Galiba en büyük ve temel sorunumuz ;

modern eğitim ve hayat koşullarında çocuk fıtratının maruz kaldığı dış ve çevresel, iç ve ailesel yaklaşımların olumlu ve olumsuz yanları doğru tespit edebilmeli;

Allah razı olsun Sayın Beste

Sevgi Platformu
 

Beste

Sp Kullanıcı
10 Şub 2017
1,574
493
Galiba en büyük ve temel sorunumuz ;

modern eğitim ve hayat koşullarında çocuk fıtratının maruz kaldığı dış ve çevresel, iç ve ailesel yaklaşımların olumlu ve olumsuz yanları doğru tespit edebilmeli;

Allah razı olsun Sayın Beste

Sevgi Platformu
Evt modern isimler modern kıyafetler özümüzü unutduk ve bunları çocuklarımızada yaşatıyoruz.

Cümlemizden inşallah.
 

Beste

Sp Kullanıcı
10 Şub 2017
1,574
493
En başta çocuğumuzun eğitimini, eğlencesini, sağlığını veya oyununu içinde yaşadığımız çocuk ve insan fıtratına düşman vahiy dışı sistemlerin şablonlarıyla değil, kendi özgün değerlerimizle alternatif olarak nasıl karşılayabileceğimize kafa yormalıyız.

Çocuğumuz şehzade veya küçük prenses değil, bizim gibi kimliği ve düşünceleri yasaklanmaya çalışılan, doğuşuyla beraber bir küresel zulüm düzenine adım atmış bir varlıktır. Bu nedenle çocuğumuzu saksıda çiçek yetiştirir gibi hayattan kopuk olarak sadece evde ve korunaklı yerlerde değil, hayatın içinde yetiştirmeliyiz. Bir Hz. Muhammed'in emaneti küçük Hz. Ali'yi düşünelim. Bir 20 yaşında Medine'ye İslam öğretmeni olarak gönderilen Musab Bin Umeyr'in Mekke Dönemi'nde geçen çocukluğunu düşünelim. Bedir, Uhud, Hendek savaşlarındaki yeni doğan veya küçük sahabe çocukları düşünelim.


Bir Mücahid ve Bir Mücahide-ler yetiştirmemiz lazım.​

Bunlar hayatın içinde, ama hayatın kirlerini aşacak tarzda yetiştirilmişlerdi. Ama küresel kapitalizme entegre olan Hürriyet gibi basın yayın organları, Filistin'deki, Irak'taki emperyalist saldırıları çocuklarımızla beraber protesto ettiğimizde, "Çocuklara kin ve nefret aşılıyorlar" gibi manşetler atabilmektedirler

Bu yüzden bizim çocuklarımız da bir avuç ilk Müslüman'ın Kabe'ye yürüdüğü gibi bizimle yürüyebilmelidir, muhasaralar altındayken bunun nedenini bilmelidir, televizyon ekranlarında Filistinli kardeşlerinin niçin İntifada taşlarını attığını öğrenebilmelidir. Çocuklarımız laik eğitime yönelirken niçin "kardelen", yasaklanan Kur'an eğitimi aldığı zaman neden "mürteci" olunduğunu öğrenmelidir. Niçin bayramlarda, devlet büyüklerini karşılamalarda sınıf sınıf ellerine Türk bayrağı verilerek soğuklarda yağmurda çamurda bekletildiğini bilmelidir.

Çocuğumuz yeni öğrenime başladığı yaşlarda "bu ne, bu ne" sorularına sabırla cevap veren anneler-babalar, çocuklarına bahsettiğimiz konuların, soruların ve niçinlerin cevaplarını da sabırla ve gerektiğinde oyunla, sohbetle, gezerek verebilmelidirler.

Dün açlık nedeniyle hurmaları taşlayan çocuğa yol-yöntem gösteren Rasulullah (s), bugün hem fikri hem fiziki açlığa mahkum edilen çocuklarımıza nasıl bir yol gösterirdi? Ergenlik çağına gelmemiş çocukların biatlerini sembolik düzeyde alarak onları hayata hazırlayan bir Rasul, bugün sınıflaşma, sömürü, katliam, sürgün ve cahilleştirme belalarıyla karşı karşıya kalan çocuklarımızı acaba hayata ve Akabeleri aşmaya hazırlamak için ne gibi çözümler gösterirdi? Bu ve buna benzer sorunlarımızı istişari ortamlarda konuşmalı, uygulamalı cevaplar üretmeye çalışmalı ve çağdaş bir çocuk ilmihaline ihtiyacımızın aciliyetini ve bunun Kur'an neslini inşa sorumluluğumuzun bir parçası olduğunu unutmamalıyız.

İnşallah hayatımızda uygularız.

Bitti Sayın Editör [MENTION=31]Qasem[/MENTION]
 

Son mesajlar

Cevaplar
2K
Görüntüleme
59K