Beslenme Sağlığımız İçin Seçerek Yemeliyiz.

Eylül Başak

Administrator
Yönetici
Adminiçe
31 Mar 2020
18,192
86,237
SAĞLIĞIMIZ İÇİN SEÇEREK YEMELİYİZ.

ABD'de 2019'da yapılan bir araştırmada, ülkede yaşayanların yüzde 48,9'unun 10 yıl içinde obezite tehlikesi ile karşı karşıya bulunacağı ortaya çıktı.

ABD'de New England Tıp Dergisi tarafından yapılan bir araştırmada, 10 yıl içinde ABD'lilerin yüzde 48,9'unun obez kategorisinde değerlendirileceği öne sürüldü.

Önlem alınmazsa 327 milyon nüfusa sahip ABD'de 160 milyon insan, obez kategorisine girecek.

Çoğu güney ve orta kesimler olmak üzere, Amerika'daki 50 eyaletten 29'unda obez nüfusunun baskın olacağı kaydedilen araştırmada, her eyalette ise obez nüfusun en az yüzde 35 olacağı öngörüsünde bulunuldu.

Obeziteyle depresyon arasında yeni bir bağlantı keşfedildi: Besin yağları.

Çalışmada, şekerli gıdalar ile ucuz sağlıksız yiyeceklerin obezitede en büyük faktör olduğu vurgulanırken, özellikle kadınlar, siyahiler ve düşük gelirlilerin daha fazla risk altında olduğu görüldü.

Araştırmayı hazırlayan Harvard Chan Okulu Sağlık Bilimleri Merkezi analisti Zachary Ward, obezitenin tedavisinin zor olduğunu belirterek, "Gerçekten kilo vermek çok zor. Bu yüzden, bu büyüyen salgına karşı önlemler mücadelede en ön saflarda olmalı." dedi.

Amerikalıların yüzde 18'inin hâlihazırda obez kategorisinde olduğu belirtilen araştırmada varılan sonuçların, 6 milyon ABD'li yetişkinden elde edilen vücut kitle indeksi (BMI) verileri üzerinde yapılan analizlerden elde edildiği kaydedildi.

***

Günümüzde hareketsiz yaşantımız var ve yediklerimizi yakamıyoruz. Yaş ilerledikçe de kilo almamamız için yediğimiz gıdalara daha bir dikkat etmemiz gerekiyor. Yani aşırı ve sağlıksız beslenmekten kaçınmalı, dengeli ve sağlıklı yeme alışkanlığına sahip olmalıyız.

Sofra başına oturduğumuzda o sıra fazla aç olup olmadığımız dâhil sevdiğimiz yemekler olup olmaması, sosyal ve psikolojik faktörler gibi birçok husus bizi etkisi altına alır. Ancak ne olursa olsun rasgele değil bilinçli beslenmemiz gerekir.

Bunun için şu hususlara özen göstermemiz önemli:

* Doymadan önce yemeği kesmeye özen göstermelidir. Bilelim ki doyma sinyalini beynimiz yemeğe başladıktan 15 ila 20 dakika sonra alacaktır. Doyma hissi oluşmadan sofradan kalkıldığında aslında yeterince yemişiz ve aslında aşırı yemekten korunmuşuz demektir.

* Önümüze konan her şeyi yememeliyiz. Sırf soframızda var diye önümüzde bulunan yiyeceklerin hepsini yememiz gerekmez. Seçici olmalı ve tabağın tümünü bitirmemeliyiz. Çünkü sağlığımız önemlidir.

*Küçük porsiyonlar seçilmelidir. Lokantalarda yarım porsiyon diye bir tercih vardır. Hiç çekinmek gerekmez ve bu şekilde yemeği azaltmak güzel bir uygulamadır. Yine doyulur, üstelik tadında bırakarak.

Üstelik yemekten sonra şişkinlik, halsizlik, sindirim zorluğu çekmeden doyulmuş olur.

* Tatlıya dikkat. Tatlılar hem yüksek kalorilidir, hem de kan şekerini aşırı artırırlar. Nedense yemekten sonra tatlı yemek alışkanlık haline gelmiştir. Bu istekten vazgeçilmelidir. Tatlı istemeyelim, illa da yiyeceksek kabak tatlısı, aşure gibi bitkisel ve doğal olanları tercih edelim. Üstelik bunu bir veya birkaç kişiyle paylaşarak yemeyi deneyelim. Ağzımızda bir tatlı tadı bıraksın yeter.

* En iyisi yemeğimizi tatlı yerine bir parça meyve ile veya Fransızların yaptığı gibi bir dilim peynir ile tamamlayalım.

* Yemek yerken yavaşlayalım ve yediğimiz gıdalara dikkat gösterelim. Yiyecekleri hızlıca yalayıp yutarsak sindirim sistemimizin programlandığı ve anlaşılması zor doyma sinyalini es geçeriz. Yavaş yavaş, tadını çıkararak yediğimizde bu mesaj için zaman kazanırız. Bu yüzden çiğnemeye vakit ayıralım.

*Rafine karbonhidrat değil lifli ve doğal gıdaları tercih edelim. Kırmızı ve işlenmiş etleri, beyaz ekmek ve beyaz şekeri değil balık, kabuklu yemiş, baklagiller, meyve, sebze ve tam (komple) ekmek yemek; kolon kanseri, prostat kanseri, diyabet ve kalp hastalığı riskini azaltır. Şişmanlık da ortaya çıkmaz.

* Ne yiyip içtiğimizin farkında olalım. Şekerli gazoz ve hazır meyve suları yerine meyvenin kendisini, şekersiz çayı, doğal sodayı ve şişe suyunu tercih edelim. Hele gazoz ve kola kötüdür, çünkü bize boş kaloriden başka yararı yoktur.

* İştahımızı keselim ve tıkayalım. Yemekten yarım saat önce elma, armut, portakal, kayısı gibi meyve yemekle iştahımızı azaltmış ve fazla yememiş oluruz. Ancak meyve bir porsiyon olmalıdır. Yani elma , armut bir tane; kayısı ise bir kaş adet olmalıdır.

* Baştan çıkarıcı gıdaları evimizden ve yakınımızdan uzak tutalım. Buzdolabında veya rafta yaş pasta, baklava, kurabiye gibi yiyecekler varsa yemekten kendimizi alıkoymakta zorlanırız. Gözden ırak olmalı ki gönülden de uzak olsunlar. Evin dışında olursa ancak caydırıcı olur. Bunun yerine, bir şeyler atıştırmak istediğimizde elimizin altında elma, havuç, portakal veya tam tahıllı krakerler gibi düşük glisemik endeksli (yani kan şeker seviyesini yükseltmeyen) gıdalar bulunduralım.

* Alışverişte gıda tercihine özen gösterelim. Gıda endüstrisinin büyük bölümünün hedefinin daha fazla yiyecek satmak olduğunu unutmayalım. Onlar bizim zayıflıklarımızı sömürmeye ve savunmamızı yıkmaya çalışırlar. Onların tuzaklarından sakınmak için dikkatli ve akıllı olmalıyız. Markette rasgele gıdalara sarılmamalı, muhakkak muhtevasını özenle incelemeliyiz.

*Öğünleri basit tutalım. Her öğünde farklı şeyler tüketelim ama öğünleri de basit tutalım. Böylelikle daha az yemiş oluruz.

* Egzersizi ihmal etmeyelim. Bedenimize muhakkak haraketli olarak işlerlik kazanma imkânını verelim. Yediklerimizi yakalım.

Saydıklarımızı zahmetli de olsa tatbik edelim. Bedenimizin mekanizmasının kontrolünü elimize alalım. Böylelikle kendimize güvenimiz de artar. Sağlıklı bir diyet ve egzersizle kilomuza dikkat ettiğimizde daha enerjik ve daha mutlu oluruz. Yine uygun kiloya sahip olmakla hastalıklara karşı da korunur, sağlıklı hayat süreriz.

Prof. Dr. Sefa Saygılı
 

Son mesajlar