''Bir keresinde doktora gitmiştim.
Karşımdaki koskoca bir profesördü.
Gazeteci olduğumu duyunca sordu:
"Neler yazıyorsun bakalım?"
"Politika ve gündeme pek girmiyorum" dedim; "kuşlar, böcekler, çiçekler... genellikle bunlardan bahsediyorum."
Bana olan ilgisi bir anda dağıldı ve tekrar masasının üzerindeki evraklara gömüldü. Ve şunu mırıldandı:
"Tabii, tabii.. Ara sıra böyle şeyler de lazım."
Bu, o an için zoruma gitmişti.
Sonradan anladım ki, "zoruma giden" şeyler sayesinde insanım."
İBRAHİM TENEKECİ
Karşımdaki koskoca bir profesördü.
Gazeteci olduğumu duyunca sordu:
"Neler yazıyorsun bakalım?"
"Politika ve gündeme pek girmiyorum" dedim; "kuşlar, böcekler, çiçekler... genellikle bunlardan bahsediyorum."
Bana olan ilgisi bir anda dağıldı ve tekrar masasının üzerindeki evraklara gömüldü. Ve şunu mırıldandı:
"Tabii, tabii.. Ara sıra böyle şeyler de lazım."
Bu, o an için zoruma gitmişti.
Sonradan anladım ki, "zoruma giden" şeyler sayesinde insanım."
İBRAHİM TENEKECİ