Kuran ve Sünnet tabiri geleneksel olarak kullanılan, alışagelmiş, sıradan bir terkip değildir. Şimdi bu iki kelimenin neden yan yana zikredildiği ve ayrılamayacağı hususuna değinelim.
Öncelikle bu iki kelimenin karşısında, karşılığında ne var bunu görmemiz gerekiyor.
Kuran: Allahın söz, emir ve yasaklarını içinde barındıran, hiçbir beşeri ilavenin bulunmadığı yüce kitap. Kuran denildiği zaman Allahın kelamı akla gelmektedir. Yani kısaca Kuran dediğimiz zaman aklımıza Allah gelmektdir. Çünkü Allahın (Celle Celaluhu) buyruğudur.
Sünnet: Peygamberimizin Kuranın nasıl yaşanması gerektiğini söz ile anlatıp fiil ile yaşaması. Yani sünnet deyince de aklımız Hazreti Muhammed (Salllallahu Aleyhi ve Sellem) gelmektedir.
Dolayısıyla
Kuran ve Sünnet = Allah ve Resulü
ALLAH VE RESULÜ KURANİ BİR TABİRDİR
Bu noktadan hareketle Kuran ve Sünnetin aslında Allah ve Resulü ifadesiyle Kuranî bir tabir olduğunu görüyoruz. Allah, Resulünü ve harfiyle atıf yaparak her daim kendi adının yanında zikretmiştir.
Kuranda bu konuya en açık şekilde delalet eden ayet şudur:
Münafıklara, Allahın indirdiğine ve Peygambere gelin dendiği zaman onların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. (Nisa 61)
Ayette hem ikaz hem de işaret var..
Allahın indirdiğine ve Peygambere gelin
Allahın indirdiği: KURAN
Peygamber: SÜNNET
Bu ayette Resule itaat ayrı değildir, Kurandan başka bir şey değildir diyenlere de cevap vardır. Allahın indirdiği ayrı, Peyagamber ayrı zikredilemiş ikisine de gelinmesi gerektiği, kaçanların münafıklar olduğu belirtilmiştir.
Dolayısıyla Kuran ve Sünnet dinde ayrılmayan iki bağlayıcı unsurdur
SÜNNET HÜKÜMDE BAĞLAYICIDIR
Sünnetin Kurandan ayrılmayan hükümlerde bağlayıcı olması ise başka ayetlerle desteklenmiştir:
Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar. (Nisa 65)
Aralarında hüküm vermesi için Allaha ve Resulüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak işittik ve itaat ettik demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir. (Nur 51)
Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. (Ahzab 36)
Resul size neyi verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının, Allahtan korkun. Çünkü Allahın azabı çetindir. (Haşr 7)
Kim Resule itaat ederse gerçekte Allaha itaat etmiş olur (Nisa 80)
Allaha ve Resulüne itaat edin ki merhamet olunasınız (Al-i İmran 132)
Öyleyse Allaha itaat edin, peygambere itaat edin ve Allaha karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir. (Maide 92)
Allaha ve Resûlüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir. (Enfal 46)
Ey iman edenler! Allaha ve Resûlüne itaat edin ve işitir olduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin. (Enfal 20)
Kur'an ve İslam
Öncelikle bu iki kelimenin karşısında, karşılığında ne var bunu görmemiz gerekiyor.
Kuran: Allahın söz, emir ve yasaklarını içinde barındıran, hiçbir beşeri ilavenin bulunmadığı yüce kitap. Kuran denildiği zaman Allahın kelamı akla gelmektedir. Yani kısaca Kuran dediğimiz zaman aklımıza Allah gelmektdir. Çünkü Allahın (Celle Celaluhu) buyruğudur.
Sünnet: Peygamberimizin Kuranın nasıl yaşanması gerektiğini söz ile anlatıp fiil ile yaşaması. Yani sünnet deyince de aklımız Hazreti Muhammed (Salllallahu Aleyhi ve Sellem) gelmektedir.
Dolayısıyla
Kuran ve Sünnet = Allah ve Resulü
ALLAH VE RESULÜ KURANİ BİR TABİRDİR
Bu noktadan hareketle Kuran ve Sünnetin aslında Allah ve Resulü ifadesiyle Kuranî bir tabir olduğunu görüyoruz. Allah, Resulünü ve harfiyle atıf yaparak her daim kendi adının yanında zikretmiştir.
Kuranda bu konuya en açık şekilde delalet eden ayet şudur:
Münafıklara, Allahın indirdiğine ve Peygambere gelin dendiği zaman onların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. (Nisa 61)
Ayette hem ikaz hem de işaret var..
Allahın indirdiğine ve Peygambere gelin
Allahın indirdiği: KURAN
Peygamber: SÜNNET
Bu ayette Resule itaat ayrı değildir, Kurandan başka bir şey değildir diyenlere de cevap vardır. Allahın indirdiği ayrı, Peyagamber ayrı zikredilemiş ikisine de gelinmesi gerektiği, kaçanların münafıklar olduğu belirtilmiştir.
Dolayısıyla Kuran ve Sünnet dinde ayrılmayan iki bağlayıcı unsurdur
SÜNNET HÜKÜMDE BAĞLAYICIDIR
Sünnetin Kurandan ayrılmayan hükümlerde bağlayıcı olması ise başka ayetlerle desteklenmiştir:
Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar. (Nisa 65)
Aralarında hüküm vermesi için Allaha ve Resulüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak işittik ve itaat ettik demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir. (Nur 51)
Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. (Ahzab 36)
Resul size neyi verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının, Allahtan korkun. Çünkü Allahın azabı çetindir. (Haşr 7)
Kim Resule itaat ederse gerçekte Allaha itaat etmiş olur (Nisa 80)
Allaha ve Resulüne itaat edin ki merhamet olunasınız (Al-i İmran 132)
Öyleyse Allaha itaat edin, peygambere itaat edin ve Allaha karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir. (Maide 92)
Allaha ve Resûlüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir. (Enfal 46)
Ey iman edenler! Allaha ve Resûlüne itaat edin ve işitir olduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin. (Enfal 20)
Kur'an ve İslam
Son düzenleme: